Kayaköy, Ödemiş
Koordinatlar: 38°12′K 27°49′D / 38.2°K 27.817°D
Kayaköy | |
— Mahalle — | |
Ülke | Türkiye |
---|---|
İl | İzmir |
İlçe | Ödemiş |
Coğrafi bölge | Ege Bölgesi |
Zaman dilimi | UDAZD (+3) |
İl alan kodu | |
İl plaka kodu | |
İnternet sitesi: |
Kayaköy, İzmir'in Ödemiş ilçesine bağlı bir mahalledir.
1. Yeri
Ödemiş'in batısında, Bozdağlar silsilesi eteklerinde, üç tarafı dağlarla çevrili şirin bir beldedir. Kuzeyinde Yusufdere ve onun Tekbıçaklar mahallesi, doğusunda Alabaş mahallesi, güneyinde Doyranlı, İlkkurşun, batısında Derebaşı köyleriyle komşudur. Kuzeydoğu yönünde de Sekiköy bulunmaktadır. Kayaköy Ödemiş'e 18 km. Ödemiş - İzmir kara ve demir yollarına ise 6 km uzaklıkta yer almaktadır.
1.1. İklimi
Yazları sıcak ve kurak, kışlar ılık ve yağışlıdır, yani tipik bir Akdeniz iklimi görülür. Etrafının yüksek tepelerle çevrili olması da kışların soğuk geçmesini engellemektedir. Kış mevsiminde 3-10°C, yazın ise 28-35°C arası sıcaklık ölçülmektedir.
1.2. Bitki Örtüsü
Kayaköy'e ve çevresine çıplak bir gözle bakacak olursak, ilk göze çarpan bodur dikenli çalılar ile zeytin agaçlarıdır. Bunların yanında kavak, çınar, meşe, sögüt ve birçok çesitli meyve ağaçları bulunmaktadır. Kısaca Akdeniz bitki örtüsü maki, Kayaköy'ün de tipik bitki örtüsü durumundadir.
1.3. Tarım
Kayaköy'de hem sulu, hem de kuru tarım yapılmaktadır. Özellikle son yıllarda sulu tarım daha da artmıştır. Ancak iyice derinleşen yer altı suları konusunda çesitli sıkıntılar yaşanmaktadır. 50-60 m'den fazla bir derinliğe çakılan dalgıç pompalarıyla sulu tarım yapilabilmektedir. Kayaköy'ün çıkışından itibaren, Alabaş ve Malas gibi mevkilerinde sulu tarıma dayalı ziraat ürünleri yetiştirilmektedir. Bunların başında: patates, karpuz, salçalık kırmızı biber, pamuk, salatalık gibi ürünler geliyor. Çok eskilerden en önemli gelir kaynağı olan tütün eski özelliğini her geçen yıl biraz daha yitirmektedir.
Tarımla uğraşanların birçogunun kendine ait arazileri vardır. Olmayanlar ise kiralama yoluna giderler. Suyun ulaşmadığı yerlerde genellikle buğdaygiller yetiştirilir. Kendilerine ait arazileri bulunan ailelerin, bu arazilerinde artezyenleri ve traktörleri bulunmaktadır. 1925'ten sonra başlayan tütün ekimi, bir de devletin kota uygulamasıyla 1990'dan sonra her geçen yıl azalmaya devam etmektedir. 1965'ten sonra başlayan pamuk ekimi ise hem çok masraflı, hem de çok su ihtiyacı olduğundan onun da eskisi kadar ekildiği söylenemez.
Çok önceleri yaygın olan kendir ekimi, artık hiç yapılmıyor. 1960'dan sonra at, öküz ve karasaban terkedilerek, tarımda makineleşmeye geçilmeye başlanmıştır. Artık günümüzde modern tarım araçları kullanılmaktadır. Kendi arazileri olmayan aileler ise yevmiye usulü, Küçük Menderes Ovasindaki çiftliklere çalışmaya gitmektedir. Bu durum 1950'lerden sonra başlamıştır. Oldukça verimli olan Kayaköy'ün arazilerinde yılda iki ürün alınabilmektedir. Bir de son yıllarda hayvan yemi olarak kullanılması için mısır ekimi de yaygınlaşmaya başlamıştır. Meyvecilik tam olarak yaygın değildir. Herkes kendi yiyecegi olarak birkaç meyve ağacı dikmektedir. İncir, üzüm bahçeleri de epeyce vardır. Yakın tepelerde ise bol miktarda ve değişik yaşlarda zeytin bulunmaktadır.
1.4. Hayvancılık
Kayaköy'de hayvancılık çok eskilerden bu yana süregelmektedir. Zaten yörük aşireti olması nedeniyle günümüze kadar hayvanlarla hep iç içe olunmuştur. Tam olarak çağdaş şartlarda yapılması da, her geçen gün daha iyiye gittigi de bir gerçektir. Halen Kayaköy halkının %70'inde sığır mevcutdur. Yetiştirilen inekler çogunlukla süt için beslenmekte olup, sütün büyük bir bölümü gelen süt kuruluşlarına litre hesabı ile satılıyor. Nadiren eve kalan süt ile de peynir ve yogurt yapılmaktadır. Küçükbaş hayvancılık da yaygındır. Evlerin bir çoğunda keçi, koyun beslenir. Bunu sürü halinde yapan 7-8 aile bulunmaktadır. Evlerin yine bir çoğunda kümes hayvancılığı geleneksel bir halde sürmektedir. Arıcılık ise tam olarak bilinçli bir şekilde gelişmemiştir. Bununla uğraşan 3-5 hane vardır. Ayrıca at ve esek gibi hayvan besleyenler de bunların gücünden yararlanmaktadır. Evlerde kedi, köpek, güvercin, muhabbet kuşu, kanarya gibi hayvan besleyenler de vardir. Hayvancılığın istenilen seviyeye gelmeme nedeni, tarım alanlarının genişliğidir. Ancak özellikle son yıllarda tarımdan istenilen gelirin elde edilememesi, halkı hayvancılığa yöneltmektedir. Mısır ekim alanlarının artması bunun en belirgin kanıtıdır. Silaj haline getirilen mısır "tursu" adı altında hayvanlara verilmektedir.
2. Tarihi
Kayaköy, Türkler'in Anadolu'ya gelişi ve ardından Türkmen aşiretlerinin göçleri sonucunda kültürel ve toplumsal yönlerden büyük bir degişiklige uğramıştır. Buradaki yerli halk ile Orta Asya'dan gelen Türkler zamanla birbirlerini etkilemişlerdir. Bunun sonucunda da dil-kültür birliği oluşmuştur. Kayaköy'ün çevresinde bulunan kalıntılar; Lidya, Roma, Hellenistik ve Bizans dönemlerini kapsamaktadır. 1308'den sonra Aydınoğulları egemenliğine geçer. 1800 yıllarına gelinceye kadar merkezde önemli bir yapı görülmez. Osmanlılar döneminde Ali Paşa tımarının içinde yer almiştır. Bugün Kayaköy'ün yazlıği ve mahallesi durumundaki ALABAŞ denilen yer, adını bu tımar sahibinden almıştır. Kayaköy'ün göçebe türkmenlerce kurulusu 1810-1830 yılları arasında olmuştur. Osmanlı İmparatorlugu'nda padişah II. Mahmut dönemine rastlayan bu yıllarda Orta Anadolu ve Toros Dağların'dan üç yörük aşireti buraya yerleşir. "ZEAMET YÖRÜGÜ" adı verilen AKKASLILAR, APLAKLILAR ve HACI HASANLILAR önceleri kışlak olarak kullandıkları Kayaköy'e sırayla yerleşirler. Yazları kullandıkları Kütahya yöresindeki AKKAS YAYLASI'na göç etmekten ilk vazgeçen: Hacı Akkas İsmail olur. Rivayete göre hayvan sürüsü az olan Hacı Akkas İsmail yoksul olduğu için yaylaya gitmemiş. Köy ve çevresinin birçogunu yerli Rumlar'dan satın alır. Dolayısıyla ilk yerleşim girişimi böylece olusur. Bir çesit mısır olan kum darısı ekerek Ödemiş'e satmaya gidermiş. Bu üç kabileden önce kaymakçılık yapan ve aynı zamanda demirci de olan Ahmet Kavas ile Sarıalioğlu adlı iki ailenin yerleşim konusunda etkin olduğu söylenemez. Göçebeliğin gittikce zorlaşması, hayvanların susuz kalması, 1850'ler de mülkiyet edinme hakkının doğması, eşkiyalık olaylarının artması, hayvancılığın yetersiz kalması burasının yerleşim yeri olarak seçilmesinin önemli nedenlerindendir.
Buraya ilk yerleşenler hayvancılığı sürdürürlerken, ovanın tarımın'dan da yararlanmışlardır. Üç kabile arasında köy beyliği çeşme ve cami yapımı gibi konularda yarış içinde oldukları biliniyor. Üstelik Kayaköy'ün tam merkezinde bulunan çeşmeye Aplak Çesmesi denilmektedir. İki oluklu diye bilinen çesmeyi de Hacı Akkas yaptırmıştır. Haci Akkasoglu Ali Bey, beylik sırası gelen Hacı Hasanoglu Mehmet'ten beyliği haksız olarak alınca, bu iki kabile arasında rekabet başlar. Bu duruma kızan Hacı Hasanlıların bir kısmı Kula-Alaşehir yöresine göç ederler. Zaman içinde küçüklü-büyüklü çekişme ve anlaşmazlıklar daha sonraki dönemlerde de süregelmistir. Akkaslılar daha çok ovada mülk edinirlerken, Aplaklılar dağ taraflarında mal sahibi olmuşlardır. Kız alıp-vermelerde bile büyük sorunlar çıkmıştır.
Daha sonraki dönemlerde başka göçebe yörüklerin köye yerleştikleri görülür. 1900'lerde ilk yerleşenlerin torunları gençliklerini yaşarlarken, nüfus 200 civarındaydı. Hala da kabile yaşamlarını sürdürmektedirler. II. Meşrutiyet ile birlikte muhtarlık kurulmuştur. Kayaköy'ün ilk muhtarı Hasan Çavus'tur. Daha sonra da Kır İbrahim uzun süre muhtarlık yapmıştır. O dönemde seçim diye bir olay sözkonusu olmadiğı için, köyün ileri gelenlerinin ön-ayak olmasıyla dürüst, güvenilir ve becerikli kişiler bu görevi yaparlarmış. II. Abdülhamit döneminde tüm Osmanlı'da olduğu gibi Kayaköy'de de asayiş ve güven ortamı yoktur. Türeyen eşkiyalar halkı haraca bağlar. "Kirseri" denilen devlet kuvvetleri de, eşkiya takibi bahanesiyle köylüye büyük sıkıntılar çektirmişlerdir. Bu dönemde iki ünlü eşkiya Çakırcalı Mehmet Efe ile baş kızanı Hacı Mustafa, Kayaköy'den evlenirler. Köyü öteki eşkiya ve kirserilerden kendilerince korumaya çalışırlar. (İleride ayrintılı olarak anlatılacaktır.)
Kayaköy, Kurtuluş Savaşı sırasında da yine acı ve sıkıntılar içindedir. Yunan öncü kuvvetleri, Köyün batısındaki Kocataş mevkiinden köyü, mitralyöz ateşine tutarlar. Yunanların işgal sırasındaki Kayaköy'de yaptıkları ilk eylemleri budur. O dönemdeki köyün yetişkin erkeklerinin büyük bir kısmı savaşlarda öldüklerinden Yunanlara karşı ayrıca bir direniş olmamıştır. Denizli'den gelen misafir bir gençle birkaç köylü Zeytintepe sırtlarında Yunanlarla çatışmaya girerler. Bu çatışma sırasında genç misafir şehit düşer. Tarih 1 Haziran 1919'u gösterdiğinde bir pazar günü Kayaköy fiilen işgal edilir. Kadınlar ve çocuklar komşu Sekiköy'ün arkasında bulunan Kirse Tepe'sine dogru kaçarak köyü boşaltırlar. Bir süre sonra da geri dönerler. Yunan kuvvetleri köye bir jandarma karakolu kurar. Sık sık köylüyü bugünkü büyük caminin olduğu yerdeki mescide toplayarak, sorguya çekerler. O dönemin köylüsü gündüz Yunanlardan, gece ise çetelerden oldukça çekmiştir. Dönemin muhtarı Mestan Ağa, Kayaköy için büyük fedakarlıklar yapmıştır. Cumhuriyet döneminde de sorunlar bitmemiştir. Cahillik, yokluk, hatır ve adam kayırma ile çeşitli hastalıklar köylünün birlik ve bütünlügünü sarsmıştır. Bu dönemde köye dişarıdan göçler sonucu (Rumeli'den Emin Dayıgil ve Hasımgil) nüfus artmıştır. II. Dünya Savaşı sonrası bütün Türkiye'de gözlenen bolluk ve refah artışı, köye de yansımıştır. Kredilerin yükselmesi, sose yolu vergisinin kaldırılması, yeni yol yapımı köylüyü biraz olsun rahatlatmıştır.
I. Dünya Savası'nda birçok Kayaköylü genç ölmüştür. Savaşta kalanların listesi bugünkü belediye binasi önüne asılmış ve 50-60 kişinin bir daha dönmeyeceği anlaşılmıştır. Bunların birçogu Çanakkale ve Yemen'de kalmıştır. O zamanki toplam köy nüfusu 300 civarındadır. Araştırması ve projesi Ayhan DAYAN tarafından yapılan, Şehitler Anıtı, görkemli bir törenle 1998 yılının 18 Mart günü Ödemiş Kaymakamı Ünal Erdoğan tarafından açıldı. Maliyetini Musa Yenilmez başkanlığındaki Kayaköy Belediyesi karşıladı.
2.1. Belediyeleşme
Uzun yıllar muhtarlık olarak bilinen Kayaköy, on yıl önce 3 Haziran 1990 tarihinde yapılan yerel ara seçimlerinde belediye oldu. İlk belediye başkanı ANAP'tan Emin PEKER oldu. Daha sonraki dönemde DYP'den Musa YENİLMEZ olurken, son dönemde de MHP'den Ahmet USLU belediye başkanlığına hak kazandılar. Her gelen belediye baskanı elinden geldiğince beldesine yararlı hizmetlerde bulunmaya çalışmıştır. Ancak en iyi hizmet, ikinci dönemde belediye başkanlığı yapan Musa YENİLMEZ zamanında olmuştur. Beldenin genelinde birçok hizmet bu dönemde daha çok yapıldı. Yeni belediye olması nedeniyle Kayaköy'ün sorunları oldukça fazladır. Ancak belediye gelirlerinin azlığı bu sorunları aşmada engel oluşturmaktadır. Ayrıca Cumhuriyet ve Hürriyet olmak üzere iki mahalleden oluşan Kayaköy, belde oluşundan bu yana aynı muhtarlarca yönetilmektedir.
2.2. Kamu Kurum ve Kuruluşları
Kayaköy'deki çeşitli kamu kurum ve kuruluşları şunlardır:
- Kayaköy Belediyesi
- Kayaköy İlkögretim Okulu
- Kayaköy Sağlık Ocağı
- Tarım-Kredi Kooperatifi
- Kur'an Kursu
- Çiftçi Malları Koruma Başkanlığı
- PTT Şubesi (2000 yılının başında kapatıldı)
Belediye Başkanları
Emin PEKER (1944) | Musa YENİLMEZ (1955) | Ahmet USLU (1955) |
1990-1994 | 1994-1999 | 1999-.... |
Mahalle Muhtarları
Ali AKKASLI (1947) | İbrahim DÜNDAR (1939) |
1993-.... | 1991-.... |
3. Ulaşım
Kayaköy Ödemiş'e 18 km uzaklıktadır. Bu yolun 12 km'si Ödemiş - İzmir karayoluna aittir. Bundan sonra 6 km daha vardır. Ayrıca Ödemiş - İzmir karayolunun kuzey yönünde bulunan bir diğer yol da ulaşımda kullanılmaktadır. Ödemiş - Kayaköy arasındaki uzaklık bu yoldan daha yakındır. Ayrıca Kayaköy komşu köylere de asfalt yol ile baglıdır. Trenyolu da Kayaköy'e 6 km mesafededir. Nadiren de olsa trenyolundan da yararlanılmaktadır. 1970'li yıllardan sonra araçlarla taşımacılık yapılması ve bunun artması halkın ulaşımını rahata kavuşturmuştur. Ödemiş - İzmir karayolunun 12 km'sinden sonra geriye kalan 6 km'lik bölüm 1979 yılında asfaltlanmıştır. Bu da Kayaköy için önemli bir adım olmuştur. Belediyeye ait iki, şahıslara ait beş-altı civarindaki taşıma araçları önemli bir yer tutar. Bunlar günün belirli saatlerinde Ödemiş'e gidip-gelmektedir. Ayrıca şahıslara ait çok sayıda otomobil de bulunmaktadir. Pazar günleri İzmir'e de seferler düzenlenmektedir. Kısaca ulaşım Kayaköy için artık eskisi gibi büyük sorun olmaktan çıkmıştır.
|