Kululu, Kayseri-Sivas karayoluna 20 km uzaklıkta olup; Akkışla, Akın, Uzunçayır ile komşudur. Akkışla ilçe olduktan sonra, belde konumuna gelmiştir. Beldenin bir mahallesi tarihi bir kalenin eteklerindedir.Kululu halkı Oğuzların bayat ve bayındır boyundan gelen Türkmenlerdir.Oğuzların Bayındır boyu Kayseri’nin değişik yerlerinde meskundur. Bu Oğuz toplulukları genellikle Dulkadirli topluluğundan koparak Kayseri’ye yerleşmişlerdir. Akkışla ilçesinde Bayındır isimli bir mahallesi bulunduğu gibi Kululu köyüne yerleşen bir ailenin adının da Bayındıroğlu olduğunu bilinir.KULULU Belediyesi 6360 Sayılı Kanunla Kapatılmıştır.Şu an mahalle olarak Akkışla İlçesine bağlıdır.
Tarih
Kayseri’nin Kululu köyü yakınlarında kale denilen kısımda birçok stel ve büyük bir heykel bulunmuştur. Hepsi de bölgesel Tabal krallığı(hitit krallıklarından bir tanesi) ile ilintilidir ve yaklaşık olarak M.Ö. 8.yy’a ait olup Kayseri Müzesi’nde sergilenmektedirler.
Kululu 1 steli 1935 yılında bir evde bulunmuştur. Üç tarafındaki Luvi hiyeroglifi ile yazılmış 6 satırlık yazıt, kendini Tuwati’nin hizmetkarı olarak tanıtan Ruwa isimli bir kişiye aittir. Tuwati (bakınız Çiftlik) kral Wasusarma’nın (bakınız Topada, Sivasa, Sultanhanı) babasıdır ve M.Ö. 8.yy. ortalarında hüküm sürmüştür.
Kululu 2 steli 1945 yılında Kululu’da Bossert tarafından bulunmuştur. Bunun da üç tarafında Luvi hiyeroglifi ile yazılmış bir yazıt vardır. M.Ö. 8.yy. ortalarına tarihlenen stel, Panuni adında bir prense adanmış abidedir.
Kululu 3 steli Tahsin Özgüç tarafından 1967 yılında Kululu’da bir evin duvarında yerleşik olarak bulunmuştur. Üstü yuvarlatılmış kireçtaşı stelin ön ve sol yüzünde 4 satırlık bir yazıt bulunmaktadır.
Kululu 4 steli 1983 yılında Mustafa Kalaç tarafından bulunmuş ve yayınlanmıştır. Bir stelin üst parçasıdır ve her yüzünde yazıt yer alır. Kululu 1 gibi bu da Ruwa’ya ait bir mezartaşıdır ve dolayısıyla Tuwati’nin hükümdarlık dönemi olan M.Ö. 8. yy. ortalarına aittir.
Kululu 5 steli 1977 yılında Kayseri Müzesi tarafından Kululu’lu bir köylüden satın alınmıştır. Üç yüzünde 8 satırlık bir yazıt vardır. Bazı evlerin inşasına ithaf edilen stel M.Ö. 8. yy.’a aittir. Yazıt, Çiftlik ve Kululu 2 steli ile benzerlikler gösterir.
Tabal krallığından sonra sırayla asurlular,persler, büyük iskender imp,roma imp,büyük selçuklu devleti,anadolu selçuklu,osmanlı imparatorluğu bu topraklara hükmetmiştir.
Kaynaklar: Tayfun Bilgin, 2006.
Bora Bilgin, Ertuğrul Anıl, Ercüment Süer, Cüneyt Süer, 2011.
Kurt Bittel, Die Hethiter, Beck, München 1976, ISBN 3406030246.
John David Hawkins, Corpus of Hieroglyphic Luwian Inscriptions. 2000.
İklim
Köyün iklimi, karasal iklimi etki alanı içerisindedir. Köy Anadolunun sahip olduğu bozkır özelliğini herşeyiyle göstermektedir. Buna rağmen köy yeşillikle doludur. Bunun en önemli sebebi beldenin 1 km doğusunda kesdoğan adlı su kaynağı ve yeraltı sularıdır.Ayrıca beldeyi ikiye ayıran bi çay da mevcuttur. Belde de yetişen bazı meyveler şunlardır: Kiraz, vişne, çilek, erik, kaysı, kara erik, badem, armut, elma, ayva, cevizdir. Kışları çok sert geçer. Bitki örtüsü karasal iklim özelliklerini taşıyan karakteristik bitkilerdir.Bu yöreye has en önemli meyvesi giraboludur.Yöresel bir isim olduğundan halk arasında girabolu, gilaburu, girabulu ve benzer şekilde geçmektedir. Fakat en yaygın kullanılanları gilaburu ve girabolu’dur.Yüksek miktarda C vitamini içerir, antioksidandır.Girabolu, astım, romatizma, epilepsi nöbetleri, yüksek tansiyon, kalp hastalıkları, kabakulak, doğum sonrası sancılar, kramplar, uyku bozuklukları , sinir hastalıkları tedavisine yardımcı olma özelliği taşır.Mucize meyve, safra ve karaciğer rahatsızlığı ile şekere de iyi geliyor. Harward Medicine School’da yapılan araştırmalar, meyvenin kanser tümörlerini de gerilettiğini ortaya koymuştur.
Nüfus
Ayrıca bakınız
.svg.png)