Müstehcenlik

Müstehcenlik, özellikle cinsel nitelikli çağrışımlarla, genel olarak toplumun utanma ve edep duygusunu inciten, şehvet duygusunu uyandıran açık saçık ve yakışıksız durum. Müstehcenlik kavramının toplumsal önemi, sansürün tarihçesinde ve müstehcen davranışların, özellikle de yayınların önlenmesi için çıkarılmış olan yasalarda yatar. Kavramın yeterli bir tanımının verilememiş olması, güzellik gibi müstehcenliğin de gözlenen olguyla değil, gözleyenin bakış açısıyla ilgili olduğunu kanıtlar. Müstehcenlik anlayışı toplumdan topluma değiştiği gibi,aynı toplum içinde toplumsal değerlere bağlı olarak da değişikliğe uğramaktadır.

Etimoloji

Müstehcen kelimesi Arapça lisanında yer alan “Hücnet” kelimesinden türeyerek Türkçeye geçmiş olup “Hücnet” kelimesi sözlüklerde; “Soysuzluk, karışıklık, bayağılık, aşağılık, kötü davranış” olarak tarif edilmektedir. Bu tarife bağlı olarak aynı sözlüklerde “müstehcen” kelimesi; “Ayıp, terbiyesizce, iğrenç, açık saçık, edepsizcesine, edebe aykırı, yakışıksız” olarak açıklanmaktadır.[1]

Dünya

İngiltere'de 17. yüzyılın ilk yarısında, Püritenlerin tiyatrolara uyguladığı baskılar dışında, müstehcenlikle ilgili kısıtlamalar yalnızca din karşıtı ya da ahlakı bozucu davranış ve yayınları kapsıyordu. Ama 1727'de bir mahkemenin açık saçık yayınları yasaklamasından sonra bu tür yayınlar da müstehcenlik suçu kapsamına alındı. İngiltere'de tümüyle cinsellikle ilgili yayınlar ilk 1857'de çıkarılan Müstehcen Yayınlar Yasası'yla (Obscene Publications Acts) yasaklandı. Ama yasada müstehcenliğin tanımı verilmiyordu. 1868'de Regina-Hicklin Davası'nda alınan kararda müstehcenliğin ölçüsü, yayının bu tür ahlak dışı etkilere açık bulunan zihinleri ayartma ve yozlaştırma kastını taşıması olarak tanımlandı. Ayrıca bu ölçünün, yayının belirli bölümleri için geçerli olabileceği kabul edildi.

Bu görüş, ABD'de müstehcenliğe karşı çıkarılan yasalara da temel oluşturdu. 1865 tarihli Posta Yasası'nın kapsamını genişleten 1873 tarihli Comstock Yasası'nda posta aracılığıyla “müstehcen” “iffetsiz” ya da “şehvet uyandırıcı” yayınlar gönderen ya da alan kişilerin hapis cezasına çarptırılmaları öngörüldü. ABD mahkemelerinde 20. yüzyıl ortalarına değin Regina-Hicklin Davası'ndaki müstehcenlik tanımı uygulandı. New York istinaf mahkemesi, 1934'te James Joyce'un Ulysses (1922) adlı yapıtı hakkında açılan davayla ilgili olarak müstehcenlik ölçüsünün belirli bölümlerin değil, yapıtın tümünün şehvet duygusunu uyandırıp uyandırmadığına karar verdi. ABD Yüksek Mahkemesi 1957'de “bir bütün olarak ve toplumda geçerli anlayışa göre ortalama insanda şehvet arzusu uyandırma” unsurunu temel alan kararıyla müstehcenliğe yeni bir tanım getirdi. Ama 1966'da John Cleland'ın Fanny Hill (1748-49) adlı yapıtıyla ilgili bir kararında, “bir yayının toplumsal değerlerden tümüyle yoksun” olması halinde “pornografik” sayılabileceğini belirtti. Miller-California Davası'nda (1973) ise “bir yayının bir ölçüde toplumsal değer taşıdığı” gerekçesiyle savunulamayacağına, eyaletlerin “cinsel ilişkiyi rahatsız edici bir açıklıkla yansıtan ve bir bütün olarak ele alındıklarında ciddi edebi, sanatsal, siyasal ya da bilimsel değer ifade etmeyen” yayınların basımını ya da dağıtımını yasaklayabileceklerine karar verdi.

İngiltere'de yoğun eleştirilere hedef olan Müstehcen Yayınlar Yasası, parlamentoda gözden geçirilerek 1959'da yeniden düzenlendi. Buna göre yayının “bilimsel, edebi, sanatsal ve eğitsel nitelik taşıması” durumunda cezalandırılmayacağı, bilirkişilerin buna ilişkin görüşlerinin delil sayılacağı, yayının bir bütün olarak ele alınması gerektiği kabul edildi. Yasa 1977'de de pornografik filmlerin dağıtımını da kapsayacak şekilde genişletildi.

Günümüzde çoğu ülkeler müstehcen malzemeleri yasaklayan yasalar kabul etmiş ve ceza yasaları aracılığıyla bir denetim sağlamaya çalışmıştır. Birçok ülke ayrıca gümrük ve posta hizmetleriyle ilgili düzenlemelere ve filmlerle sahne oyunlarının gösterimini izne bağlayan idari önlemlere başvurmuştur. Elliden fazla ülkenin imzaladığı müstehcen yayınların denetimine yönelik bir uluslararası anlaşma da vardır. İlginç olan bu anlaşmanın belirli bir müstehcenlik tanımı içermemesidir. Bunun nedeni tanımın ülkeden ülkeye değişebileceğinin peşinen kabul edilmesidir.

Kaynakça

Ayrıca

Kaynaklar

This article is issued from Vikipedi - version of the 12/15/2016. The text is available under the Creative Commons Attribution/Share Alike but additional terms may apply for the media files.