Muhammed Osman Sirâceddîn
Şeyh Muhammed Osman Sirâceddîn Nakşibendî (Arapça: الشيخ مُحَمَّدْ عثمان سراج الدین نقشبندی), Osman Sirâceddîn-i Sânî veya Bâbâ Şah (d. 1896 (H.1314) Biyara, Irak / ö. 1997 (H.1418) İstanbul, Türkiye), İslâm âlimi ve mutasavvıf.
Şeyh Ömer Ziyâeddîn'in torunu, Şeyh Muhammed Alâeddîn'in oğlu olan Osman Sirâceddîn'in nesebi Hüseyin bin Ali kanalı ile Muhammed'e bağlanıyor.[1] Büyük dedesi olan Osman Sirâceddîn et-Tavilî'den sonra gelen Osman olduğu için Arapça'da; ikinci anlamına gelen sânî lakabını almıştır.[2]
Hayâtı
Kerkük Türklerinden olan Osman Sirâceddîn, 1896 yılında Irak'ın Biyara köyünde doğdu.[1] Genç yaşta babasının nezaret ve terbiyesi altında dini ilimleri öğrendikten sonra Devrud ve Biyara medreselerinde eğitimini Arapça ve Farsça tamamladı. Babasının vefatından sonra Biyara Tekkesi’nde posta oturdu.[3] 1958 yılına kadar ilim ve irşad faaliyetlerini aralıksız sürdürdü. Irak’taki siyasî ortamın müsait olmayışı sebebiyle 1959’da İran’a göç etti.
İran
Orada ilim ve medrese ehli kişilerce takdir edilen ve saygı gösterilen Osman Sirâceddîn babasının kurduğu Durûd Tekkesi’ni yeniden faal hale getirdi. İran’ın farklı bölgelerine yaptığı seyahatler sonucu İran’ın kuzeybatısına düşen Sünnî bölgelerde ve Taliş mıntıkasındaki Hâlidî mensupları arasında güçlü bir bağ kurdu. İslam bilimleri alanında eğitim verilen 450 talebelik bir okul inşa ettirdi. Aynı zamanda, bölgede onun öncülüğünde 100'den fazla okul inşa edilmiştir. (Onun İran’da bulunduğu yaklaşık yirmi yıllık dönemde Nakşibendi mensuplarının sayısı ve etkinliklerinde artış olmuştur.)[4]
1979 İran İslâm devriminden sonra İran’dan ayrılıp Biyara'ya geri döndü fakat o dönemde Irak ve İran arasındaki savaştan dolayı Bağdat'a geçti. Faaliyetlerini önce Irak’ta, sonra Fransa’da ve Türkiye’de sürdürmek mecburiyetinde kaldı.[5]
Türkiye
1990 yılında Türkiye'de yerleşen ve Hadımköy'deki misafirhanesinde yurtiçi ve yurtdışından gelen ziyaretçileriyle dinî sohbetlerde bulunan Osman Sirâceddîn, yanına gelen insanların maddî ve manevî rahatsızlıklarına çareler arardı. Yüzündeki tatlı tebessüm hiçbir zaman eksilmezdi. İnsanlar arasında kardeşlik, dostluk, anlaşma kokusunu yayardı. Fakir ve mutaçlara yardım eder kendisini de fakir bir kul olarak görürdü. İnsanlardan helal yemeleri için alın teri ile çalışmalarını isteyen ve onları bu yolda cesaretlendiren Osman Sirâceddîn, gençlere faydalı ilimler öğrenmeyi tavsiye ederdi.
Vefâtı
Son asrın büyük tasavvuf alimlerinden Nakşibendi ve Kadiri tarikatı şeyhi Seyyid Muhammed Osman Sirâceddîn, 30 Ocak 1997 yılında vefat etti. Hadımköy'de bulunan dergâhının bahçesine defnedildi.[6][7]
Eserleri
- Sirâcü'l-Kulûb (Çeviri: Selahattin Alpay) ISBN 9789751625472
- Tafsīr Sūra Wa al-Tīn
- Risāla al-Shihāb al-Thāqib
- Al-`Itiqād al-Rasīn wal-Yaqīn billah
Kaynakça
- Osman Sirâceddîn-i Tavilî (en-nakşibendî, el-evvel) ve Ailesi (Yazar: Osman Muhammed, 2017) ISBN 9786059261760
- 1 2 http://www.zaman.com.tr/gundem_siraceddin-hazretleri-defnedildi_454894.html
- ↑ Osman Sirâceddîn-i Tavilî (en-nakşibendî, el-evvel) ve Ailesi, s. 40
- ↑ Muhammed, Serbürdeki Havraman, s. 583
- ↑ Algar, Nakşibendîlik, s. 331-338
- ↑ TDV İslâm Ansiklopedisi (cilt: 15; HÂLİDİYYE sayfa: 295)
- ↑ http://www.zaman.com.tr/gundem_seyh-muhammed-osman-siraceddin-hazretleri-vefat-etti_454257.html
- ↑ https://www.google.com.tr/maps/place/%C5%9Eeyh+Muhammed+Osman+S%C4%B1raceddin+T%C3%BCrbesi/@41.064366,28.6189189,15z/data=!4m2!3m1!1s0x0:0xa2bfc5d46a27af47