Muratbey, İnegöl
Muratbey | |
— Mahalle — | |
Bursa | |
Ülke | Türkiye |
---|---|
İl | Bursa |
İlçe | İnegöl |
Coğrafi bölge | Marmara Bölgesi |
İklim türü | Marmara iklimi |
Nüfus (2000) | |
- Toplam | 164 |
Zaman dilimi | UDAZD (+3) |
İl alan kodu | 0224 |
İl plaka kodu | 16 |
Posta kodu | 16700 |
İnternet sitesi: |
Muratbey, Bursa ilinin İnegöl ilçesine bağlı bir mahalledir. |dernek= Muratbey mahallesi gürcü kültürü turizm ve dayanışma derneği
Tarihçe
Bicanoğlu Ailesi (Bejanidze-Becanoğlu) , Acara bölgesinin feodal kökenli Bey ailelerinden olup Acara'ya ve Batum'a çok büyük hizmetler ve imarlarda bulunan ama en önemlisi Batum ve Çakvi havalisinde yaşayan soydaşlarını Rusların baskı ve şiddetinden koruyan büyük bir ailedir. Ayrıca Batumi'de Bejanidze adına bir Müze ve Kütüphane mevcuttur.
Ailenin Soy Gelimi Olarak Bilinenler:
Tarafımızdan aile ile ilgili bilinen bilgi ve kayıtlar 1562 yıllarından itibarendir. Ailenin bugün Türkiye'de yaşayan soy gelimi 1720–30 yıllarında doğduğu tahmin edilen Ali Bey (Bİcanoğlu Ali Paşa) isimli zattan olan oğlu Hüseyin Bey ve onun oğullarından Mehmet Sefer Bey'in oğlu Abdülhamit Bey'in soyuna dayanmaktadır. Abdülhamit Bey 1855 yılında Ruslarla yapılan Kırım harbinde "Şekvetil" savaşlarında şehit düşmüştür. Osmanlı kayıtlarına "Büyük Şehit Abdülhamit" olarak geçmiştir. Hamit beyin evlatları ise bugün Bursa ve havalisinde (İnegöl-Gemlik) kurulu bulunan Hasanpaşa, Haydariye ve Murad Bey köylerinin kurucuları olan Hasan Bey, Murad Bey ve Haydar Bey’dir.
Bilinen Özgeçmişleri:
Murat Bey: 1849 Batumi doğumludur. 93 Osmanlı-Rus harbinde Gürcüstan’dan gemilerle soydaşlarını getirmiş ve padişah II Abdülhamit tarafından verilen izinle kendi adını taşıyan mahallesi kurmuştur. Murat Bey; Sivas Tavus, Niksar, Erbaa, Milas, Orhangazi, ve İnegöl kaymakamlıkları yaptıktan sonra görevli olarak gittiği Bağdat veya Şamdan dönerken yolda vefat etmiştir. Mezarı tam olarak bilinmemektedir. 1892 yılında Erbaa Kaymakamlığı sırasında bölgedeki eşkıya hareketlerinin önüne geçilmesindeki başarılarından, redif askerlerinin kısa sürede toplanmasında ve gümrük vergilerinin muntazam toplanması gibi hizmetlerinden dolayı Padişah tarafından İftihar madalyası ve Dördüncü rütbeden Mecidi nişanı ile ödüllendirilmiştir.
Haydar Bey: 1854 Batumi doğumludur. 93 Osmanlı-Rus harbinde Gürcüstan’dan gemilerle soydaşlarını getirmiş ve padişah II. Abdülhamit tarafından verilen izinle kendi adını taşıyan mahallesi kurmuştur. Haydar bey İstanbul’da Nafia Umum Müdürlüğü (İmar-İskan Genel Müdürlüğü) yapmış, Kadıköy'deki ilk Haydarpaşa mendireğinin yapımı sırasında göstermiş olduğu yüksek dirayet ve çalışmalardan ötürü padişah tarafından ve Alman imparatoru II.Wilhem tarafından takdirname ile taltif edilmiştir. Yapmış olduğu üstün hizmet ve görevlerden dolayı 1898 yılında II. Abdülhamit tarafından 1.dereceden Mecidi Nişanı ile taltif edilmiştir. Haydar beyin mezarı Fatih Cami'nde bulunan Fatih Sultan Mehmet'in türbesinin hemen yanındaki mezarlıktadır. Buraya padişahın izni ve emri ile gömülmüştür.
Hasan Paşa: 1846 tarihinde Batumi'de doğmuştur. Göstermiş olduğu hizmet ve yararlıklardan dolayı Osmanlı devleti tarafından paşalık rütbesiyle taltif edilmiştir. 93 Osmanlı-Rus harbine kardeşleri Murad ve Haydar beyler ile birlikte maiyetinde bulunan yerel kuvvetler ile katılmıştır. Gürcüstan’dan gemilerle soydaşlarını getirmiş ve padişah II Abdülhamit tarafından verilen izinle kendi adını taşıyan mahallesi kurmuştur. Bursa’da emir sultan camiinde gömülüdür.
Mahallenin Kuruluş Öyküsü:
Tarihe 93 harbi olarak geçen 1877-1878 Osmanlı-Rus savaşının sonunda yapılan Ayastefanos(Yeşilköy) ve Berlin anlaşmaları ile Rusların savaşarak giremediği Batum şehri anlaşma ile Ruslara bırakılınca, Yıllarca Ruslara karşı kendi yerel kuvvetleri ile Osmanlı Orduları yanında savaşmış olan Bejanidze ailesinin(Bicanoğlu'lar) Rusların Batum'a girmesiyle ortadan kaldıracakları bilindiğinden, ailenin önde gelen ve kardeş olan üç Bey'i Hasan Paşa, Murat ve Haydar Beyler İstanbul'a göç etme kararı vermişlerdir. Hasan Paşa, Murat ve Haydar Beyler ailenin büyük bir kısmıyla birlikte kendileriyle gelmek isteyen soydaşlarını da yanlarına alarak 1880 yılında gemilerle İstanbul'a göç etmiştir. İstanbul'a varıldığında Padişah 2.Abdülhamid'in huzuruna çıkan Bey'ler, soydaşların Bursa'ya iskanı için ferman alırlar. Alınan bu izin ile birlikte Beyler başta olmak üzere soydaşlarından kurdukları birer heyetle yerleşmeleri için uygun olan alanları tespit etmek üzere günlerce - haftalarca araziler üzerinde araştırmalar yapmışlardır ve soydaşların da uygun gördüğü bugünkü yerlere yerleşmelerini temin etmişlerdir.İlk evler bu Bey'lerin imkanları ile yapılmıştır. Köyler bugün bu beylerin isimlerini taşımaktadır. Bursa-İnegöl yolu üzerinde yapılan köye Hasan Paşa'nın, yine İnegöl'de yapılan köye Murad Bey'in ve Gemlik'te yapılan köye Haydar Bey'in adları verilmiştir.
Hasanpaşa Köyü , mahallenin banisi olan Hasanpaşanın itibarı yüksek bir zat olduğundan ve kendiside Bursa'da yerleştiğinden ona özel bir ayrıcalıkla ovada bulunan Hasan Paşa mahallesinin bugünkü yeri verilmiştir. Köy, önce şimdiki köy çayırının olduğu yere kurulmuş ancak sel felaketine uğradıklarından sonra şimdiki yerine tekrar kurulmuştur.
Murat bey İnegöl’de kaymakam olduğu için mahallesimüz halkının yerleşmesinde herhangi bir sorun yaşanmamış bilakis Osmanlı idaresi yardımcı olmuştur.
Diğer Bilgiler:
Ailede büyüklerin sözü dinlenir ve saygı gösterilir.Ailede büyükler nine-dede veya sadece biri de olabilir. Ailedeki büyük kadın bile olsa ona danışılır ve görüşü alınır.
18 yaştan yukarı herkes Gürcüce konuşur. Çocukların çoğunluğu da konuşulanı anlayabilir. Hasanpaşa mahallesinde hanelerin büyüklüğü 1-12 kişi arasında değişim göstermektedir. 10-12 nüfuslu üç aile, 5-8 nüfuslu 20 aile bulunmaktadır.
Evlenme yaşı erkeklerde 25-30 yaş arası kızlarda ise 18-25 yaşları arasındadır. Ailelerde okuma-yazma oranı %98’dir. İlkokul mezunu %90, lise ve dengi okul mezunu %10’dır. 20 ve 40 yaş arasındaki nüfusun %50’si lise mezunudur.
Evlenmeler önceleri köy içinden olurken son yıllarda köy dışından gelin alma ,köy dışına kız verme çoğalmıştır.
Geleneksel Yemekler:
Gürcü Sarması: (Cincaradze) 'nin tarifi) Malzemesi: • 1 – 2 demet karalahana • 1 – 2 kg haşlanmış patates • 1 demet maydanoz • 3 – 4 adet taze soğan • 2 adet sivri biber • Yarım su bardağı ceviz içi • 1 su bardağı bulgur • Kırmızı pul biber • Kara biber • 2 çorba kaşığı domates salçası • Tereyağı ve tuz
Yapılışı: Kaynar suya atılan kara lahanalar az haşlanır. Patatesler de haşlanıp soyulur ve püre haline getirilir. Tereyağı veya arzuya göre zeytinyağına ince doğradığınız maydanoz, taze soğan, ve bulgur az kavrulup ateşten alınır. Pişirdiğimiz bu harç püreye eklenip, iyice yoğrulur. Bu harca kırmızı pul biber, kara biber ve tuz da eklenir. Ayrıca ceviz içi, biber, bir diş sarımsak da havanda iyice dövülür. Bu harç da püreye eklenir ve tekrar yoğrulur. Püre tamamlandıktan sonra lahanalar tek tek sarma şeklinde sarılır. Sarmalar, öncelikle dibine sapları olmak üzere tencereye üst üste dizilir. Tencerenin üzerine dökmek için ayrı bir tavada bir miktar tereyağı eritilip, salça kavrulur; sonra 1 veya 2 su bardağı ölçüsünde su eklenip biraz kaynatılır. Üzerine son olarak bu karışım dökülen sarmalar, kısık ateşte pişene kadar haşlanır. Arzuya göre sade ya da yanında yoğurtla servis yapılır.
Haçapuri: (Lamara Deida’nın tarifi) Malzemesi: • 1 Kilogram un • 1 Küçük paket yaş maya • Yarım tatlı kaşığı karbonat • 2 Yumurta • 1/4 Paket tereyağı • Su • İç malzemesi olarak kullanılmak üzere; az tuzlu, erimeyen yumuşak köy peyniri ve dış kısmına sürmek için tereyağı.
Yapılışı: Havuz şeklinde açılan unun ortasına maya, yumurta, karbonat, tereyağı ve su koyup, kulak memesi yumuşaklığından daha yumuşak bir hamur elde edilir. Yarım saat dinlendirilerek hamurun mayalanması sağlanmalıdır. Kabaran hamurdan bolca unlanmış bir zemine yumruk büyüklüğünde alınan parçalar kalınca açılır ve ortasına, çatalla ezip elimizle yoğurduğumuz peynir koyulur. Sonra hamur elimizle inceltilir. Peynirin hamurun her tarafına yayılmasına dikkat edilir. Artık hazır olan hamurumuz önceden ısıtılmış sıvı yağlı teflon tavada (veya varsa demir sac da) altlı üstlü pişirilir. Pişirilen haçapurilerin üzerindeki unlar fırçayla temizlendikten sonra, her iki tarafına bolca tereyağı sürülür ve servis yapılır. Tereyağı hem daha lezzetli, hem de daha yumuşak olmasını sağlar.
Malahto: (Kişniş ve baharatlı taze fasulye) Malzemesi: • 1 veya 1,5 kg boncuk fasulye • 1 su bardağı ceviz içi • Yarım demet kindzi (taze kişniş otu) • Yarım demet şaşprami (taze ya da kuru fesleğen) • 2-3 dal yeşil pırasa yaprağı • 2-3 dal maydanoz • 2-3 adet sivri biber • Yarım bardak süt ve varsa 2 çorba kaşığı süt kreması
Yapılışı: Ayıklanan boncuk fasulyeler tencereye koyulur. Tencereye, fasulyeleri aşmayacak şekilde su eklenir ve fasulyeler haşlanır. Fasulyelerin pişmesine yakın tencereye yarım bardak süt eklenir. Fasulyeler pişerken, tahta geniş bir havana koyulan ceviz, kişniş, fesleğen, pırasa, maydanoz ve sivri biberler hep birlikte iyice dövülür. Bu malzeme harcı ne kadar iyi dövülür ve ince olursa, Malahto o kadar lezzetli olacaktır. Ocaktan alınmaya yakın pişen fasulyeye bu malzeme harcı eklenir ve bir taşım kaynatıldıktan sonra ocaktan alınır. Servise hazır olan Malahto’nun Cadi yani mısır ekmeğiyle yenmesi tavsiye edilir. Bu yemeğin özelliği hem sıcak hem de soğuk olarak yenilebilmesidir.
Lobyo Phala (Barbunyalı Karalahana): Malzemesi: • 2 demet Karalahana • 1 su bardağı barbunya • 2 çorba kaşığı mısır unu • 1,5 çorba kaşığı tereyağı ve süt Harcı için: • 1 su bardağı ceviz içi • 1 diş sarımsak • Yarım demet kindzi (taze ya da kuru kişniş otu) • 3 adet sivri biber • 2 ya da 3 dal maydanoz • 2 ya da 3 dal şaşprami (taze ya da kuru fesleğen) Yapılışı: Karalahanalar küçük küçük doğranır. Bir tencerede kaynayan suya atılan karalahanalar bir süre haşlanır. Rengi değişen ve yumuşayan karalahanaların ilk suyu, süzülerek dökülür. Üzerine yeniden su eklenen karalahanalar, iyice yumuşayana kadar tekrar haşlanır. Ayrı tencerede, geceden suya bastırılan barbunyalar da haşlanana kadar kaynatılır. Yumuşayan barbunyalara lahanaya eklenir ve haşlanana kadar pişirilir. Lobyo Phala, kaynarken mısır unu da eklenir. Karalahananın harcı, tahta havanda hazırlanır. Ceviz, tuz, sarımsak, kindzi, şaşprami, biber ve maydanoz havanda iyice dövülür. Lobyo Phala piştikten sonra ocaktan alınmaya yakın bu harç eklenir ve fazla kaynatılmadan ocaktan alınır. Üzerine tereyağı eklenen Lobyo Phala sıcak olarak servis yapılır.
Cadi (Mısır Ekmeği): Malzemesi: • 4 su bardağı mısır unu • 1 çorba kaşığı tuz • 4,5 su bardağı kaynar su Yapılışı: Tuz ve orta kararda kaynar su eklenen mısır unu, kaşıkla iyice yoğrulur. Kaynar su, Cadi’ye hem lezzet hem de kıvam verir. Yoğrulan hamur, az miktarda sıvı yağlı tavaya düzgün bir şekilde yerleştirilir ve altlı, üstlü olarak kızarana kadar pişirilir. Cadi’nin fırında pişirilmesi durumunda sıcaklık 200 dereceye ayarlanır. Yüksek sıcaklıktaki fırında pişirilecek Cadi daha lezzetli olur. Özellikle, yoğurt, malahto, lobyo phala, süt ve tereyağıyla pişirilen tavada yumurtayla yenmesi halinde Cadi’nin tadına doyum olmaz
Coğrafya
Bursa iline 57 km, İnegöl ilçesine 12 km uzaklıktadır.[1]
Nüfus
Yıllara göre mahalle nüfus verileri | |
---|---|
2007 | |
2000 | 164 |
1997 | 80 |
Altyapı bilgileri
Mahallede, ilköğretim okulu vardır ancak kullanılamamasının yanı sıra taşımalı eğitimden yararlanılmaktadır. Mahallenin içme suyu şebekesi vardır ancak kanalizasyon şebekesi yoktur. PTT şubesi ve PTT acentesi yoktur. Sağlık ocağı ve sağlık evi yoktur. Mahalleye ulaşımı sağlayan yol asfalt olup mahallede elektrik ve sabit telefon vardır.
Notlar
- ↑ "YerelNET". Türkiye ve Orta Doğu Amme İdaresi Enstitüsü. 5 Mart 2016 tarihinde kaynağından arşivlendi. http://web.archive.org/web/20160305045235/http://www.yerelnet.org.tr/koyler/koy.php?koyid=240412. Erişim tarihi: 2010-08-01.