Napolyon ve Yahudiler

Napolyon'un Yahudilere özgürlük verişinin betimlemesi (Fransa, 1806).

Napolyon Bonapart iktidarı, Avrupa Yahudileri'nin tarihinde, gettolarda yaşama zorunluluğunu kaldıran; varlık, ibadet ve meslek alanındaki haklara özgürlük getiren Yahudi emansipasyonu için önemli bir dönüm noktasıdır.

Napolyon'un Yasaları ve Yahudiler

Fransız devrimiyle insanların kökeni ve dini ne olursa olsun ayrımcılık yapmak kaldırılmıştır. 1789'da İnsan ve Yurttaş Hakları Bildirisi ile serbest ibadet hakkına ve bunun genel düzenle çelişmeyeceğine dair güvence verilmiştir. Bu zamanda diğer Avrupa ülkeleri azınlıkların haklarını kısıtlayan hükümler yürürlüğe soktu. Napolyon'un fetihleriyle, çağın Fransız devrimi görüşü olan herkese eşit haklar fikri yayıldı.

Napolyon'un Yahudiler ile ilgili tavırları açık değildir; çeşitli zamanlarda hem Yahudiler lehine hem de aleyhlerine demeçler verdi. Tarihçi haham Berel Wein, Triumph of Survival kitabında Napolyon'un Yahudilerin cemaat olarak kalkınmasındansa asimile olmalarını yeğlediği anlatılır: "Napolyon'un Yahudilere karşı dışa dönük hoşgörülü ve adil tutumu aslında onların asimilasyon, karışık evlilikler ve din değiştime yoluyla eritilmesini öngören büyük planının bir parçasıydı."

Champagny'deki İçişleri bakanına yazdığı 29 Kasım 1806 tarihli mektup:

"Dünyadaki bütün ülkelerde Yahudilerin uygarlıklara ve toplum düzenine zararlı aktiviteler yok edilemese bile aza indirgenmelidir. Zararlar engellenmelidir; engellemek için Yahudiler değişime uğratılmalıdır. [...] Gençleri ordumuza katıldığı zaman Yahudi değerlerinden uzaklaşıp Fransız değerlerini benimseyecektir."

Sonuç olarak Napolyon'un bu politikaları Yahudilerin Avrupa'daki konumunu değiştirdi ve bu Yahudiler tarafından takdir edildi. Napolyon 1806'da Yahudilerin Fransız İmparatorluğundaki konumunu destekleyen bazı kararlar aldı, Yahudi temsicilerden oluşan Sanhedrin'in kurulmasına olanak sağladı. Fethettiği ülkelerde Yahudilerin gettolarda yaşama zorunluluğunu kaldırdı. 1807'de Roma Katolisizmi, Lüteranizm ve Kalvenist Protestanizm ile birlikte Yahudiliği de Fransa'nın resmi dini yaptı. 17 Mart 1808'de Napolyon décret infâme adı altında bazı reformlarını geri çekti ve Yahudilere olan borçları kaldırdı, indirdi veya erteledi; bu olay Yahudi cemaatinin çökecek kadar kötü bir duruma gelmesine sebep oldu. Asimile olmaları umuduyla Yahudilerin yaşayabileceği yerleri sınırladı. Bu yasaklamalar 1811'de tekrar geri çekildi.

Napolyon uzun vadede politik faydasını göreceğini inandığından Yahudiler, Protestanlar ve Katolikler gibi ezilmiş azınlıklara eşit haklar verdi. 1816'da sürgünden sonra doktoru Barry O'Meara'nın Napolyon'a Yahudilere neden özgürlük verdiğini sorması üzerine Napolyon şu cevabı verdi:

"Ana amacım Yahudileri özgürleştirip onları tam bir vatandaş yapmaktı.Katolikler ve Protestanların faydalandığı özgürlük , kardeşlik ve eşitlik haklarını onlara vermek istedim. Umudum, Yahudilere sanki bizler Yahudiliğin bir parçasıymış gibi kardeşçe davranılmasıdır. Ayrıca düşündüm ki diğer uluslarda olmayan ayrıcalıklardan faydalanmak için ülkemize yüklü miktarda Yahudi gelecek ve Fransa'yı zenginleştirecekti. 1814 olayları dışında birçok Avrupa Yahudisi özgürlük, kardeşlik ve eşitliğin kendilerini beklediği Fransa'ya gelip ülkesine herkes gibi hizmet edecekti."

Bonapart ve Filistin'de Yahudi devleti

1799'da Akka kuşatması sırasında Filistin'de bir Yahudi devleti kurulması ilanını hazırladı fakat resmileştirmedi. Kuşatma Osmanlı İmparatorluğu tarafından bastırılınca bu plan gerçekleştirilemedi. Napoleon and the Holy Land yazarı Nathan Schur gibi bazı tarihçiler Napolyon'un "Yahudi devleti" planında ciddi olmadığını, bunun propaganda amaçlı olduğunu düşünmektedir. Bazı kişiler Napolyon'un bir Yahudi devleti ilan etmesinin sebebini, Akka'nın lideri Ahmed al Jazzar'ın Yahudi danışmanı ve Akka'nın savunmadan sorumlu kumandanı Haim Farhi'yi ve onun aracılığıyla Ahmed al Jazzar'ı kendi tarafına çekmek istemesiydi. Fransız tarihçi Henry Laurens'e göre ise Napolyon'un Yahudi devleti ile ilgili bir bildirgesi hiçbir zaman olmamıştır.[1]

Napolyon'un ardından bıraktığı

Napolyon'un Yahudilerin akıbeti üzerindeki etkisi çıkardığı kararnamelerden daha güçlüydü. Orta Avrupa'nın feodal engellerini aşıp Fransız devrimiyle eşitlik vermesi son üç asırda elde edilemeyen Yahudi emansipasyonu için önemli bir adımdı. Westphalia'nın kilise meclisi diğer Alman bölgeleri için model oluşturdu, özellikle Rhine'da Yahudilerin durumu kalıcı olarak iyiye doğru gelişti. Bazı Yahudiler şükranlarından dolayı Fransızcadaki "Bonaparte" karşılığı olan Almanca "Schöntheil" ismini kendilerine soyadı olarak seçti. İtalyan Yahudisi olan kimyager ve yazar Primo Levi ise bu dönemde birçok Yahudi'nin "Napoleone" adını aldığını belirtir.

Başlıca Avrupa güçlerinin tepkileri

Büyük Sanhedrin'in yaratılışına ilk tepki Rus Çarı I. Aleksandr'dan geldi. Yahudilerin özgürleştirilmesine şiddetle karşı çıkıp Ortodoks Kilisesini Napolyon'un hoşgörülü din politikalarını protesto etmeye davet etti. Napolyon'u "Tanrı düşmanı" olmakla suçladı.

Moskova'nın Kutsal Konseyi, "Fransız İmparator Hristiyan Kiliselerinin temelini yıkmak için başkentine Yahudi sinagoglarını davet edip uzun zaman önce Kral İsa'yı çarmıha gerdirmeye cüret eden İbrani Sanhedrin'ini kurma çabasındadır" açıklamasında bulundu.

Avusturya Şansölyesi Klemens von Metternich "korkarım ki Yahudiler onun (Napolyon'un) kendilerinin vaadedilmiş Mesihleri olduğuna inanacaklar" diye yazmıştır.

Prusya'da Lutheran Kilisesi saldırgan tutum sergiledi; İtalya'da durum o kadar saldırgan olmamasına rağmen dostane olmayan tavırlar sergilendi.

Londra Sanhedrin prensip ve doktrinlerini reddetti.

Çar, Napolyon'u 17 Mart 1808'de Yahudilere özgürlük veren kararnamenin geri çekilmesi ve sınırlamaların getirilmesi konusunda ikna etti. Napolyon buna karşılık Çar'ın Londra'ya baskı yapıp savaşı sona erdirmesini umdu. Üç ay sonra Napolyon kısıtlamaları kaldırıp eski reformlarını tekrar yürürlüğe soktu.

Avrupa'da Yahudiler

Fransız otoritesi altındaki bütün devletler Napolyon'un reformlarını uyguladı. Portekiz'de Yahudilere diğer vatandaşlarla eşit haklar sunulup 300 sene sonra ilk defa sinagog açma izni verildi. İtalya, Hollanda ve Alman eyaletlerinde Yahudiler ilk defa özgürleştirildi.

İmparatorun Waterloo'daki mağlubiyetinden sonta kontra devrim ile ayrımcı politiklar izlendi. VII. Papa Pius'un Papalık Devleti'nde gettolar tekrar kurulup Yahudilere ihanetin ve fuhuşun rengi olan sarı renkte şapka ve Davud yıldızı giydirildi.

Kaynakça

  1. Laurens, Henry, Orientales I, Autour de l'expédition d'Égypte, pp.123-143, CNRS Éd (2004), ISBN 2-271-06193-8

Dış bağlantılar

This article is issued from Vikipedi - version of the 12/4/2016. The text is available under the Creative Commons Attribution/Share Alike but additional terms may apply for the media files.