Reichstag Yangını
Reichstag Yangını, Hitler'in sebep gösterip ülkede düzeni sağlamak adına 24 Mart 1933'te Cumhurbaşkanı Paul von Hindenburg'un imzasıyla elde ettiği diktatöryal güce kavuşmasından önce Alman parlamentosunun toplandığı ve Hitler'in diktatörlüğünden 1945'te dağıtılana kadar sözde parlamento olarak kullanılan Reichstag'ta 27 Şubat 1933 akşamı çıkmış olan yangındır.
1933 yılının Ocak ayında, komünistlerin bir genel grevle tüm ekonomiyi işlemez hale getirerek bir “devrimci durum” yaratacakları ya da ülkede iç savaş çıkacağı konusundaki endişeler o derece derinleşmişti ki, Cumhurbaşkanı Paul von Hindenburg Hitler'i, Katolik Merkez Partisi'yle bir koalisyon kurarak istikrarlı bir hükümet kuracağı umuduyla şansölye olarak atamıştır.
Reichstag yangını, Hitler'in şansölye (başbakan) atanmasından sonraki ilk politik manevralarından biri olan genel seçim kararından sonra, tüm partilerin seçim çalışmalarını sürdürmekte olduğu bir dönemde gerçekleşmişti.
Yangının, kundaklama olduğu ortadadır. Soruşturma kısa sürede polisi, Marinus van der Lubbe adında psikolojik sorunları olan bir komüniste götürdü. Lubbe, yangını çıkaranın kendisi olduğunu itiraf etti. Yangının sorumlusu olarak Lubbe ve komünist liderler yargılanmış olsalar da, yangının gerçek sebebi anlaşılamamıştır. Parlamento binasını nasyonal sosyalistlerin kundakladığı iddiası da mevcuttur fakat bu da şaibelidir.
Yangının ertesi günü Hitler, Hindenburg'a, anayasanın kişi hak ve özgürlükleriyle ilgili maddelerini ortadan kaldıran bir kararname imzalattı. İzleyen günlerde Nasyonal Sosyalist Alman İşçi Partisi ve Alman Ulusal Halk Partisi dışındaki tüm partilerin yayınları ve seçim çalışmaları durdurulduğu gibi Almanya Komünist Partisi'nin parlamentodaki 181 milletvekili ve parti ileri gelenleri tutuklanmıştır.