Sınır dışı etme

Sınır dışı etme, bir ülkedeki varlığı ya da davranışları kamu yararına aykırı olduğu gerekçesiyle yabancı bir kişinin ya da topluluğun ülkesinde bulunduğu devlet tarafından ülkesel egemenliğine dayanarak o ülke sınırlarının dışına çıkarılması. Bu yetki, devletlerin kendilerini çeşitli tehlikelerden koruyabilmeleri amacıyla uluslararası hukukça da kabul edilmiş bir durumdur. Terim çoğu kez daha geniş bir anlamda kullanılmış ve kişinin sürgün edilmesi, ülkeye girişinin yasaklanması, bir ceza kolonisine gönderilmesi gibi uygulamaları da içermiştir.


Geçmişi

Roma hukukunda sınır dışı etme, kişinin geri kalan yaşamını yabancı bir ülkede, genellikle bir adada geçirmeye mahkûm olması biçiminde tanımlanmıştır. Önceleri yalnızca siyasal suçlulara uygulanan bu ceza, zamanla zenginliği kuşku uyandıran kişileri ülkeden uzaklaştırmak amacıyla kullanıldı. Zina, cinayet, zehirleme, sahtekarlık, zimmete geçirme gibi suçlarda da uygulanırdı. Sınır dışı edilenlerin mülklerine de el konur, bu kişiler yurttaşlıktan çıkarılır ve medeni haklarını kaybederlerdi.

Suçluların yabancı ülkelere gönderilmesi 15. yüzyılda Portekiz'de başlatıldı. Portekiz'in Güney Amerika'daki ceza kolonilerine gönderilen mahkûmlar Brezilya'ya yerleşen ilk Avrupalılardı. Fransa'da devrim döneminde başlayan sınır dışı etme cezası 1938'e değin sürdü. Ülkenin ceza kolonisi olan Fransız Guyanası adalarında, özellikle de ünlü Şeytan Adasındaki koşullar zaman zaman kamuoyunun tepkisine neden olmuştu. Rusya'da da Çar I. Petro'nun emriyle siyasal mahkûmlar Sibirya'ya gönderilmeye başladı (1710); bu uygulama 20. yüzyılda da sürdü.

İngiltere'de sınır dışı etme uygulaması, tutuklanan kişiye ülkesinden ve ülkedeki haklarından vazgeçme seçeneği sunmak amacıyla ortaya çıktı. Bu, tutuklanan kişinin bir daha dönmemek üzere ülkeden ayrılacağına dair yemin etmesini gerektiriyordu ve ölüm cezası karşısındaki tek seçenekti. Zamanla ölüm cezasının yerini sınır dışı etme aldı. Ama Kuzey Amerika ve Avustralya kolonilerindeki mahkûmların yaşam koşulları, ceza yasalarında reform yapılması doğrultusunda bir kamuoyu baskısı yarattı. Uygulama 1850'lerde kaldırıldı.

Bugün

"Sınır dışı etme" uygulaması bugün genellikle, bir ülkeye kaçak yollardan girmeye çalışanlar, gitmiş olduğu ülkede yasadışı işlere karışanlar, o ülkenin kanunlarına aykırı hareket edenler ve almış olduğu vizenin amacı dışında ülkede faaliyet gösterenler için kullanılır.

Günümüz Angloamerikan hukukunda sınır dışı etme cezası, o ülkede doğmuş ya da sonradan yurttaşlığa geçmiş kişilere uygulanamaz. Bu cezaya çarptırılan kişi çoğu durumda ülkeye yasa dışı yollardan, pasaportsuz ya da vizesiz girdiği için, geldiği ülkeye gönderilir; ama bu bir zorunluluk değildir. Kamu yükümlülükleri olan, ahlaka aykırı suçlar işleyen ya da yıkıcı eylemlerde bulunan yabancılar ile daimi ikamete hak kazanmış ama çok ağır bir suç işlemiş olanlar da sınır dışı edilebilir. ABD mahkemeleri, ailelerin bölünmesine ve maddi destekten tümüyle yoksun kalmasına yol açacak durumlarda esnek davranma eğlimindedir.

Sınır dışı etme uygulaması, yurttaşlığa almama, ülkesine geri verme ve sürgünden farklıdır. Yurttaşlığa almamada bir devlet, başka bir devlet yurttaşının başvurusunu reddeder. Geri verme, kovuşturma ya da mahkûmiyet nedeniyle başka ülkeye kaçan bir kişinin ülkesine geri verilmesidir. Sürgün ise, kişinin gönüllü ya da gönülsüz olarak ülkesinden uzaklaştırılmasıdır.

Ayrıca

Kaynaklar

Dış bağlantılar

This article is issued from Vikipedi - version of the 2/15/2015. The text is available under the Creative Commons Attribution/Share Alike but additional terms may apply for the media files.