Tomas Fasulyeciyan
Tomas (Tovmas) Fasulyeciyan (d. 1843, İstanbul - ö. 1903, İskenderiye, Mısır) Osmanlı Ermenisi tiyatro oyuncusu, yönetmen.
İlkokulda öğretmenlerinin taklidini yaparak yeteneğiyle dikkat çeken Tomas Fasulyeciyan, 1858 yılında "Şark Tiyatrosu"`nda çalışmaya başladı. 1860 yılında Şehzadebaşı'nda "Temaşa-i Hüneri Opera-i Osmani Tiyatrosu" adlı bir oluşumun önünde yer aldı. 1862’de Ekşiyan’la birlikte İzmir turnesine katıldı; Trabzon ve Kafkasya turneleri yaptı; İstanbul’a dönünce Aziziye Tiyatrosu’nda gösteriler yaptı; 1863 yılında Trabzon'da gençlik tiyatrosu çalışmaları yaptı. Güllü Agop'un teşvikiyle Gedikpaşa Tiyatrosu'nda görev aldı. 1879’da Ahmet Fehim ve Küçük İsmail’in bulunduğu toplulukla Bursa’ya gitti, Ahmet Vefik Paşa tiyatrosunda oynadı. Kendi adıyla anılan tiyatro kumpanyasını Osmanlı devlet adamı Raşit Paşa desteğinde Bursa'da sürdürdü. Oyuncunun bu zamanlarını ve çektiği sıkıntıları anlatan Sersem Kocanın Kurnaz Karısı adlı eser Haldun Taner tarafından kaleme alındı ve Türk tiyatrosunda çokça sahnelendi.
1880 yılında Bursa'ya giderek 1885'e kadar çalışan Fasulyeciyan, Bursa'dan sonra Bulgaristan'a giderek sekiz yıl kalmış, döndükten sonra bir süre Samsun'da tiyatro çalışmalarında bulunmuştur. 1894 yılında yeniden Bulgaristan ve Romanya'ya giden Tomas Fasulyeciyan, Bulgaristan'da hastalanarak dostlarının yardımıylla Paris'e gitti. Bir süre sonra İskenderiye'ye gitti ve orada yoksul olarak yaşamını yitirdi.
Sanatçı, Türk tiyatro tarihine önemli katkılarda bulunmuş, ve unutulmaz söylemini, şu tiradla tarihselleştirmiştir:
“ | “Zaten aktör dediğin nedir ki? Oynarken varızdır, yok olunca da sesimiz bu boş kubbede bir hoş seda olarak kalır. Bir zaman sonra da unutulur gider. Olsa olsa eski program dergilerinde soluk birer hayal olur kalırız.
Görooorum, hepiniz gardoroba koşmaya hazırlanıorsunuz. Birazdan teatro bomboş kalacak. Ama teatro işte o zaman yaşamaya başlar. Çünkü Satenik’in bir şarkısı şu perdelere takılı kalmıştır. Benim bir tiradım şu pervaza sinmiştir. Hıranuşla Virginia’nın bir dialogu eski kostümlerden birinin yırtığına sığınmıştır. İşte bu hatıralar o sessizlikte saklandıkları yerden çıkar, bir fısıltı halinde sahneye dökülürler. Artık kendimiz yoğuz. Seyircilerimiz de kalmadı. Ama repliklerimiz fısıldaşır dururlar sabaha kadar. Gün ağarır, temizleyiciler gelir, replikler yerlerine kaçışır… Perde !” |
” |
Rol aldığı bazı oyunlar
- Ben Lielle’de Ben Lielle
- Küçük Polonya’da Pierre ve Jack Reno
- Değirmencinin Kızı’nda Tibio
- Bayan Saint Tropez’de George Moritz
- Yaşlı Onbaşı’da Onbaşı Simon
- Pamela’da Caspar
- Monte Christo’da Appa Faria
- Kırmızı Köprü Cinayeti’nde Gilbert Gaultier