Ulu Ana
Ulu Ana - Türk ve Altay mitolojisinde Yaratıcı Tanrıça. Büyük Yaratıcı gücü ifade eder. Uluğ (Olı, Olu, Olo, Ulı) Ene olarak da bilinir.
Mahiyeti
Yaratıcı gücün eril yönünü simgeler. Soyut bir varlıktır. Ancak zaman zaman Ak Ana yerine kullanıldığı gibi, bazen de Ak Ana, Od Ana, Kün Ana, Toprak Ana, Gök Ana gibi yaratıcı güçlerin tamamını da ifade eder. Avrupa ve Hint-İran kültüründe doğanın unsurları dört tane olduğu halde Türk kültüründe bu sayı beş olarak ortaya çıkar: 1.Su, 2.Od (Ateş), 3.Gök(Hava), 4.Toprak, 5.Gün (Işık). Pek çok söylencesel varlığın ayrışmadan önceki biçimidir. Ezeli (Önsel) bir bağıntı olarak ondan kopan ve ayrılan ruhların ve varlıkların yeniden birleştiricisi olarak düşünülebilir.[1] Bu varlıkları tekrar birbirine yakınlaştırır. Bu bağlamda Tümtanrıcı bir yaklaşıma kaynaklık eder. Bolluk ve bereketin koruyucusu ve yaratıcısıdır. Hayat verici gücün ve ölümsüzlüğün en üst noktasıdır. Hem düzenleyici başlangıç, hem de karmaşık dağıtıcı sonlanım onda bir araya gelir. Zıtlıkları içinde barındırır. Bu nedenle zıtlar onda birbirleriyle yer değiştirebilir. Ters işlevli varlıklar ortaya çıkabilir. Kendi içinde şeytani unsurları da barındırır. İnsani olduğu kadar hayvani bir yönü de bulunur. Hem yer altı dünyasının hem de göğün sahibidir. İri ve sallanan göğüsler olan bir kadın olarak betimlenir. Her şeyi bilir. Bahşılara ihtiyar ve bilge bir kadın görünümünde uykularında görünür. Hem saf ve eldeğmemiştir, hem de doğurgandır ve cinselliği varlığında barındırır.
Ulu Ana, birçok kez değişime uğrayarak birkaç konum değiştiren bir bütündür. Bozkurt, Hal Anası, Umay, Kübey ve başka pek çok mitolojik varlığa ve koruyucu ruhlara dönüşmüştür. Bu varlıklar her ne kadar bağımsız koruyucu ruhlara çevrilip farklı varlıklar olarak ortaya çıkmış olsalar da Türk mitolojisinde bu Ulu Ana motifinin en az birkaç özelliğini taşımaktadırlar. Ulu Ana bu bakımdan, önsel bir tanım olarak ondan kopan ruh ve motiflerin temel benzerliklerini oluşturarak aynı işlevler taşıyan farklı motiflere çevrilir. Ebedî yaşayış ve hayatın dönüşümlülügünü vurgulayan mitolojik inançta o, hayat verici güç ve ölümsüzlüğün en üst iradesi olarak ortaya çıkar. O, yaşlanmaz bir varlıktır.[2] İkili (düalist) bir varlık olarak, hem düzenleyici, hem kaos getiricidir. Zıtlıkların kendileri onda birbirleriyle yer değiştirebilirler. Bu bakımdan O'ndan ayrılan varlıkların birbirine ters yönlerde işlev görmeleri de doğaldır.
Etimoloji
(Ul) kökünden türemiştir. Yüce, büyük, aşkın, görkemli demektir. Ululamak, saygıyla anmak demektir. Ayrıca ulumak sözcüğü de kurdun kutsallığı ile alakalıdır. Tunguz ve Mançu dillerinde Ula şeklinde yer alır ve iyilik ifade eder. Bazı Türk lehçelerinde Çince kökenli Lu (ejderha) sözcüğünün Uluğ/Ulu şeklinde söylenmesi ise tesadüfi olsa bile aynı zamanda bu varlığa yönelik algıyla da bağlantılı görünmektedir.
Kaynakça
- Türk Söylence Sözlüğü, Deniz Karakurt, Türkiye, 2011, (OTRS: CC BY-SA 3.0)