Uluslararası Tugaylar
Uluslararası Tugaylar 1936-1939 yılları arasında meydana gelen İspanya İç Savaşı’nda Cumhuriyetçi güçlerin tarafında savaşmak üzere, farklı ülkelerden İspanya’ya gelen gönüllülerden oluşturulan cumhuriyetçi askeri birliklerdir. Tahminlere göre 53 ülkeden[1] 32.000[1] gönüllü bu birliklere katılmıştır. Uluslararası Tugaylar ayaklanan İspanyol milliyetçi güçlerine ve bu isyancıları destekleyen Nazi Almanyası ile Faşist İtalya’ya karşı savaşa katıldılar.
Tugayların Kurulması
İspanya’da savaşmak üzere gönüllülerin toplanması için yabancı komünist partilerin kullanılması fikri ilk kez 1936 Eylül ayında - olasılıkla Maurice Thorez’in önerisiyle—Batı Avrupa Komintern propaganda sorumlusu Willi Münzenberg tarafından ortaya atıldı.
Eylül ayı sonunda İtalyan ve Fransız Komünist Partileri bir birlik kurmaya karar verdiler. İtalyan Komünist Gençlik eski lideri Luigi Longo, İspanyol hükümeti ile gerekli düzenlemeleri yapmakla görevlendirildi. Sovyet Savunma Bakanlığı da Rusya iç savaşı boyunca uluslararası gönüllülerden oluşturulan askeri birliklerle ilgili deneyim sahibi olduğu için, yardım edecekti. Bu öneriye ilk başlarda Largo Caballero karşı çıktı, fakat savaşın ilk kötü sonuçları ardından fikrini değiştirdi ve 22 Ekim'de anlaşmaya varıldı. Buna karşın Sovyetler Birliği "Karışmazlık Komitesi"nden çekilmedi, bu davranışının sebebi olarak, Fransa ve Birleşik Krallık ile yaşanabilecek diplomatik sorunlardan kaçınmak istemesi gösterilir.
Gönüllüler için ana kabul merkezi, Polonyalı Komünist Albay Karol “Walter” Swierczewski” sorumluluğunda, Paris’te bulunuyordu. 17 Ekim 1936 yılında, Stalin’in José Diaz’a açık mektubu “Mundo Obrero”da yayınlandı. Mektupta, İspanya’nın kurtuluşunun sadece İspanyolların sorunu olmadığı, fakat tüm insanlığı ilgilendirdiği belirtiliyordu; birkaç gün içinde İspanyol Cumhuriyeti'ne destek organizasyonları birçok ülkede kuruldu, bunlar az ya da çok Komintern tarafından kontrol ediliyordu.
Gönüllüler için yolculuk güzergahı hazırlanmıştı; Marshal Tito ismiyle ünlenecek Josip Broz, Doğu Avrupa gönüllülerine destek, para ve pasaport sağlamak için Paris'te bulunuyordu. Gönüllüler Fransa'dan İspanya'ya tren ve gemi ile Albecete'deki merkeze gönderildiler. Birçok gönüllü ise İspanya'ya kendi imkânları ile gitti. Gönüllüler herhangi bir görev veya kalacakları süreyi belirten belgelere sahip değillerdi ve bu ileride bazı sorunlar çıkaracaktı.
Kendi ülkelerindeki baskıcı hükümetler karşısında, birçok İtalyan, Alman ve diğer ülkelerden insanlarda harekete katıldı. Düşünceleri İspanya’da demokrasinin veya devrimci gelişmelerin kendi ülkelerinde benzer dönüşümler için ilk basamak olabileceği yönündeydi. Ayrıca gönüllüler arasında özellikle Fransa’dan olmak üzere birçok işsiz ve maceracı vardı. Ve son olarak Rusya’nın sürgün edilen 500 komünisti de İspanya'ya gönderildi, aralarında Birinci Dünya Savaşı'nda bulunmuş deneyimli askeri liderlerde bulunuyordu; Kléber Stern,"Gomez" Zaisser, "Lukacs" Zalka ve "Gal" Galicz savaşta önemli katkılar sundular.
Gönüllü toplama operasyonu komünistlerce büyük heyecanla karşılanırken, anarşistler olaya şüpheci yaklaşıyorlardı. İlkin Fransa ile İspanya sınırını denetim altında tutan anarşistler komünist gönüllülerin geçişine izin vermeme emri almışlardı, fakat protestolar ardından istemeden de olsa geçişlere izin verildi. 14 Ekim 1936 yılında çoğunluğu Fransız olan, bunların yanında sürgün edilmiş birkaç Polonyalı ve Alman bulunan 500 gönüllüden oluşan bir grup Albecete’ye ulaştı. Grup daha önce İspanya'da savaşmış olan uluslararası gönüllüler tarafından karşılandı: Thalmann Taburundan Almanlar, Centuria Gostone Sozzi'den İtalyanlar ve Paris Komünü Taburundan Fransızlar. Aralarında İngiliz şair John Cornford'da bulunuyordu. Gönüllüler deneyimlerine, ülkelerine göre gruplandırılıyor ve birliklere dağıtılıyordu.
Albecete, sonraları Uluslararası Tugaylar’ın idare merkezi ve ana istasyonu oldu. Burası Komintern'in ağır topları olan troyka tarafından yönetiliyordu. André Marty komutan; Luigi Longo (Gallo) askeri müfettiş ve Giuseppe Di Vittorio (Nicoletti) ise siyasi komiserdi.
Fransız Komünist Partisi, tugaylara üniforma sağlıyordu. Disipline çok önem veriliyordu. Tugaylar sıkı askeri eğitim boyunca, bulundukları üslerde kapalı tutuluyorlardı.
İlk Çarpışma: Madrid Cephesi
Madrid Muhaberesi cumhuriyet için büyük bir başarı oldu. Milliyetçilerin karşısında ani bir mağlubiyet olasılığı bertaraf edildi. Uluslararası Tugaylar’ın bu zaferdeki yeri genel olarak bilinir, hatta bazen abartılır. Mesela İngiliz Büyükelçi Sir Henry Childon, Madrid’i savunan ordu içinde İspanyolların olmadığını bildirmiştir, fakat, aslında şehirdeki 40.000 cumhuriyetçi askerin 3.000 kişilik kısmı dışında tümü İspanyoldu. Uluslararası Tugaylar muhabereyi kendi başlarına kazanmış olmamalarına ve durumu önemli ölçüde değiştirmemelerine rağmen kararlılıkla savaşma konusunda bir örnek olmuşlar ve farklı ülkelerden destek göstererek, halkın moralini yüksek tutmuşlardır.
Madrid’teki önemli mevzilerden biri de Casa del Campo idi. Buradaki milliyetçi askerler General José Enrique Varela'nın komuta ettiği Faslılardan oluşuyordu. Dabrowski Taburu ingiliz makineli tüfek bölüğü ile birlikte Casa del Campo'da mevzilenmişti. Gece, komutanları General Kléber, milliyetçilerin mevzilerine bir saldırı başlattı. Saldırı gece boyunca ve günün bir kısmında devam etti. Savaş sonunda milliyetçiler geri çekilmeye zorlandı. Saldırıda XI. Tugay askerlerinin üçte birini kaybetti.
13 Kasım’da Thalmann Taburu, Garibaldi Taburu ve André Marty Taburu’ndan oluşan 1550 kişilik XII. Tugay mezilenerek, General “Lukacs” komutasında Cerro de los Angeles’in yüksek kesimlerindeki milliyetçi mevzilere saldırı başlattı. Dil ve iletişim sorunu, yönetimde aksaklıklar, yorgun askerler, koordinasyonki zaafiyetler ve yetersiz topçu desteği nedeniyle saldırı başarısız oldu.
19 Kasım’da cumhuriyetçi ordunun anarşist birlikleri geri çekilmeye zorlandı ve Faslılar yabancı ispanyol lejyonerlerinden oluşan milliyetçi askerler, Ciudad Universitaria'da önemli bir mevzi ele geçirdiler. XI. Tugay, milliyetçileri Ciudad Universitaria'dan çıkarmak üzere gönderildi. topçu ve hava bombardımanının olduğu, süngü ve el bombalarının kullanıldığı savaş oldukça kanlı geçti. Anarşist lider Buenaventura Durruti 19 Kasım 1936 yılında burada vuruldu ve ertesi gün öldü. Savaş sonunda Ciudad Universitaria’nın dörtte üçü milliyetçilerin kontrolündeydi. Bundan sonra taraflar siperler ve istihkamlar kurmaya başladılar. Bu aşamadan sonra her iki tarafta saldırının maliyetinin çok fazla olduğu anladı, milliyetçiler Madrid'e doğrudan saldırı fikrinden vazgeçerek, başkenti kuşatmak üzere hazırlıklara başladılar.
13 Aralık 1936’da, 18.000 askerle milliyetçiler Madrid kuşatmasını daraltmak için Guadarrama’da saldırı girişiminde bulundular – Corunna Yolu Muhaberesi olarak bilinen çarpışma. Cumhuriyetçiler Sovyet zırhlı birliği ile birlikte, General Dmitry Pavlov komutasında, XI. ve XII. Tugayları gönderdiler, şiddetli çarpışmalar sonucu milliyetçilerin ilerleyişi durduruldu.
Ardından cumhuriyetçiler tarafından Cordoba Cephesinde bir saldırı başlatıldı. Savaş burada çıkmaza girdi; yayınlanan bir bildiride “[b]ugün ilerleyişimiz toprak kaybı olmadan devam etti” deniliyordu. Ölenler arasında şair Ralph Winston Fox ve John Cornford'da bulunuyordu. Son olarak, milliyetçiler El Campo'da bir hidroelektrik santralini ele geçirerek ilerlediler. André Marty Marseillaise Taburu komutanı Gaston Delasalle’i ajanlıkla ve ihanetle suçlayarak idam ettirdi (Delasalle’nin Franco’nun bir ajanı olduğu oldukça şüpheli bir durumdur; O, II. Dünya Savaşı döneminde Fransız Direnişi’nde vatana ihanetten idam edilen ve kendi ikinci komutanı olan André Heussler tarafından ihbar edilmiştir).
Milliyetçilerin, yılbaşından sonraki Madrid kuşatması, saldırıların şiddetli olmasına rağmen başarısızlıkla sonuçlandı. 6 Ocak 1937 yılında Thalmann Taburu Las Rozas’a ulaştı ve savaş gücünü kaybedene kadar burada pozisyonunu korudu. 9 Ocak’da XIII, XIV. Tugaylar ile I. İngiliz Bölüğü Madrid'e ulaştığında, sadece 10 kilometrelik bir mesafe milliyetçilere bırakılmıştı. Cumhuriyetçilerin kaybedilen yerleri almak için başlattığı şiddetli saldırıları küçük başarılarla sonuçlandı. 15 Ocak'ta her iki tarafta siperler ve istihkamlar inşaa etti ve bundan sonra her iki tarafta bu mevzilerinde kaldı.
Milliyetçiler 1939 Mart’ında savaşın sonuna kadar Madrid’i ele geçiremeyeceklerdir. İşgalin olduğu aylarda dahi hala direnişçi gruplar bulunuyordu.
Jarama Cephesi
6 Şubat1937 yılında, Malaga’nın düşmesi ardından, milliyetçiler Madrid’in güneyinde Madrid-Andalucia yolu üzerinde bir saldırı başlattı. Milliyetçiler İngiliz Taburu (İngiliz ve İrlandalı), Dimitrov Taburu (Balkan milletlerinden gönüllüler) 6 Février Taburu (Belçikalı ve Fransız) Kanadalı Mackenzie Papincau Taburu ve Abraham Lincoln Taburu (Amerikalılar) ile oluşturulan XV. Tugay’ın elinde bulunan küçük bir kasaba olan Ciempozuelos’da hızla ilerlediler. 80 askerden oluşan İrlanda’nın her iki tarafından insanların katıldığı) İrlandalı birlikte (Connolly Column) savaşanlar arasındaydı. (Eski Hristiyan Kardeşler üyesi bir gönüllü ve İrlanda Kilisesi’nden –Anglikan Protestan- bir papazda bu birlikte savaşarak aynı bölgede öldü.
11 Şubat 1937’de milliyetçiler Jarama’yı geçerek ve nöbetçileri etkisiz hale getirerek André Marty Taburu’na (XIV. Tugay) beklenmedik bir saldırı yaptı İlerleyişi Garibaldi Taburu yoğun ateşle durdurdu. Başka bir noktada, aynı taktik, milliyetçilerin birliklerini nehrin karşısına geçirmelerini sağladı.
12 Şubat'ta İngiliz Taburu, XV. Tugay yoğun ateş altında yedi saat kalarak saldırının en ağır bedelini ödedi. Bu konum İntihar Tepesi adı ile tanındı. Günün sonunda İngiliz Taburu’nun 600 üyesinden geriye sadece 225 kişi kalmıştı. Bir bölük ise saflarında Enternasyonal söyleyerek ilerleyen milliyetçiler tarafından hile ile tutsak alındı.
17 Şubat’ta Cumhuriyetçiler karşı atağa geçti. 23 ve 27 Şubat’ta Uluslararası Tugaylar küçük başarılar elde etti. Lincoln Taburu büyük baskı altındaydı ve topçu desteği yoktu. 120 kayıp verdi ve 175 yaralısı bulunuyordu. Ölenler arasında İrlandalı şair Charles Donnelly'de vardı.
Her iki tarafta ağır kayıplar vermesine rağmen “zafer ilan etti... fakat mağlup olmuşlardı” Bulundukları yerde saplanmış kalmışlardı.
22 Şubat 1937 günü Milletler Cemiyeti; Karışmazlık Komitesi yabancı gönüllülerin savaşa katılımını yasakladı.
Guadalajara Cephesi
Jarama’da başarısız saldırı ardından milliyetçiler Madrid’e başka bir saldırı girişiminde bulundu, bu kez Kuzey-Doğu yönünde bir saldırıydı bu. Hedef Madrid'ten 50 km uzaklıktaki Guadalajara idi. Tüm İtalyan piyade birlikleri -35.000 asker, 80 savaş tankı, 200 top - Mussolini'nin isteği ile İtalya'nın zaferi adına seferber edildi. 9 Mart 1937'de cumhuriyetçi hatta bir gedik açmayı başardılar fakat bundan iyi bir şekilde yararlanamadılar. Buna rağmen diğer milliyetçi ordular ilerliyorlardı ve durum cumhuriyetçiler açısından kritik görünüyordu. Cumhuriyetçi ordunun elindeki en iyi birliklerden –içinde XI. XII. Tugaylarda bulunuyordu- yeni bir birlik toplandı. 10 Mart şafağında milliyetçiler yaklaşmıştı ve öğleyin Garibaldi Taburu karşı atağa geçti. Her iki tarafın İtalyanca konuşması ve tarafların birbirlerinin hareketlerinden habersiz olmaları bazı karışıklıklara yol açmıştı. Bu yüzden karşı tarafın düşman olduğunu bilmeden taraflar birbirlerine bilgi aktardılar. Cumhuriyetçi saflar ilerlemişti ve XI. Tugay ile temas sağlandı. Faşist tanklar vuruldu ve piyade devriyeleri harekete geçti. Rapor edilen bir olayda faşist bir subay neden İtalyan askerinin kendi tarafına ateş ettiğini sorduğunda verilen cevap "Noi siamo Italiani di Garibaldi" (Bizler Garibaldi İtalyanıyız) idi, cevabın ardından faşistler kuşatılmıştı.
Cumhuriyetçiler yapılan anonslarla, uçaklardan atılan bildirilerle ve aralarında faşist saflardan ayrılacaklara para vaadinin de bulunduğu propaganda yayınları ile aynı dili konuşmanın avantajlarını kullandılar.
11 Mart'ta Cumhuriyetçilerin safları yarıldı. Thalmann Taburu ağır kayıplar verdi fakat Trijueque-Torija yolunu elinde tutmayı başardı. Garibaldi'de pozisyonunu korudu. 12 Mart'ta ise Cumhuriyetçi uçaklar ve tanklar saldırıya geçti. Thalmann Taburu süngülerle Trijuete'ye saldırıya geçti ve kasabayı birçok tutsakla birlikte ele geçirdi.
Uluslararası Tugaylar ayrıca Şubat 1938’de Teruel Muharebesinde bulundu. 35. Uluslararası Bölük bu savaşta hava bombardımanı, yiyecek sıkıntısı, kışlık giysi ve erzak kıtlığı nedeniyle ağır kayıplar verdi. XIV. Tugay Temmuz 1938’de Ebro Muhaberesi’nde son cumhuriyetçi saldırı savaşına katıldı.
Uluslararası Tugayların Dağıtılması
Juan Negrin 21 Eylül 1938’de Milletler Cemiyeti’nde, Cumhuriyetçi Hükümetin Uluslararası Tugaylar'ı dağıtma kararı aldığını duyurdu. Burada amaçlanan milliyetçilere sağlanan yabancı desteğinin geri çekilmesi ve Fransa ile İngiltere gibi batı demokrasilerinin Cumhuriyet’e uygulanan ambargoyu kaldırmaları umudu idi. Bu dönemde yaklaşık 10.000 yabancı gönüllü bulunuyordu. Yaklaşık yarısı Almanya, İtalya gibi faşist devletlerden ve Macaristan gibi otoriter sağcı hükümetlerin bulunduğu ülkelerden geliyordu. Bu insanlar evlerine güvenle dönemezlerdi, ve bu nedenle İspanya vatandaşlığı ile onurlandırılarak Halk Ordusu'nun İspanyol birliklerine katıldılar. Kalanlar ise kendi ülkelerine gönderildiler.
Ülkelerine göre Gönüllü sayısı
Milliyetlerine göre Taburlar
|
Kayıplar
|
Tugaylar ve kuruluş tarihleri
- 11. Uluslararası Tugay 'Hans Beimler (daha sonra Thälmann)' (22 Ekim 1936)
- 12. Uluslararası Tugay 'Garibaldi' (5 Kasım 1936)
- 13. Uluslararası Tugay 'Dombrowski' (12 Aralık 1936)
- 14. Uluslararası Tugay 'La Marseillaise' (2 Aralık 1936)
- 15. Uluslararası Tugay (31 Ocak 1937)
- 86. Uluslararası Tugay (13 Şubat 1938)
- 129. Uluslararası Tugay (13 Şubat 1938)
- 150. Uluslararası Tugay (27 Mayıs 1937)
Taburlar
Taburlar
Uluslararası Tugaylara Katılanlar
Kaynakça
Gerçeğe dayanan kaynaklar
Gerçeğe dayanmayan kaynaklar
FotoğraflarFilmler
Şarkılar |