Yasama organı
Yasama organı; anayasaların verdiği yetki ile kurulan ve yasalar geçirme, değiştirme ve yürürlükten kaldırma gücü olan bir tür katılımcı meclistir. Bir yasama organınca oluşturulan yasalara hukuk ya da yazılı kurallar denir. Yasa çıkarmanın dışında, yasama organlarının genellikle vergileri yükseltme, bütçeyi ayarlama ve öteki gelire ilişkin yasa tasarıları sunma yetkisi vardır. Yazılı anayasası bulunan ülkelerde yasama organı yetki aldığı anayasada anayasal bütünlüğe sadık kalarak değişiklik yapabilir. Kendisinin yasal dayanağı olan anayasanın bütününü red ederek yeni bir anayasa yapma yetkisi yoktur. [1] [2] [3] Yasama organları pek çok adca bilinir, en ortak olan [daha fazla özel anlamı olsa da] parlamentodur.
Parlamenter sistem hükümetlerinde, yasama organı resmen en yücedir ve yürütücü olarak iş yapacak başbakan sanında meclisinden bir üye atar. Bir başkanlık sisteminde, kuvvetler ayrılığı genel kuralına göre, yasama organı hem yargı hem de yürütme ile birlikte bağımsız ve denk bir devlet erki olarak değerlendirilir.
Bir yasama organının özel bileşen[ler]i bir [ya da birden fazla] tartışan ve yasa tasarılarını oylayan meclistir. Yalnızca bir kurumu olan bir yasama organı tek meclislidir. Türkiye tek meclisli ülkelerden biridir. Çift meclisli bir yasama organı genellikle bir senato ve bir meclis olarak tanımlanan, görevlerinde, güçlerinde ve üye seçimi için kullanılan yöntemlerde sık sık farklılık gösteren iki ayrı meclise egemendir. Çok daha seyrek olanıysa üç meclisli yasama organlarıdır; sonuncusu Güney Afrika'da beyaz azınlığın egemenliğinin düşüş yıllarında yaşamıştı.
Pek çok parlamenter sistemde; senato yalnızca bir öğüt ve denetim kuruluşuyken meclis daha güçlü bir kuruluştur. Oysa, başkanlık sistemlerinde, iki kuruluşun güçleri sık sık benzer ve eştir. Federasyonlarda, senato bütün eyaletleri temsil etmesiyle ayrılır, aynısı Avrupa Birliği'nin uluslarüstü yasama organında da geçerlidir. Bu amaçla, senato ister devlet/eyalet hükümetlerinin temsilcilerini kapsayabilir, Avrupa Birliği'nde ve Almanya'da olduğu ve Birleşik Devletler'de 1913'ten önce olmuş olduğu gibi; isterse - Avustralya'da ve bugünkü Birleşik Devletler'de olduğu gibi - daha küçük nüfuslu devletlere/eyaletlere eşit temsilcilikler devreden bir reçeteye göre seçilir.
Ayrıca bakınız
- Kurucu İktidar - Kurulan İktidar Ayrımı
- Yürütme erki
- Yargı
- Tek Meclislilik
- Çift Meclislilik
- Çok Meclislilik
Kaynakça
- ↑ http://www.anayasa.gen.tr/tbmm-yeni-anayasa.htm
- ↑ http://www.anayasa.gov.tr/index.php?l=manage_karar&ref=show&action=karar&id=2608&content= ANAYASA MAHKEMESİ KARARI: Esas Sayısı:2008/16, Karar Sayısı:2008/116, Karar Günü:5.6.2008, 2-İptal İsteminin İncelenmesi a) Teklif edilebilirlik yönünden: Asli kurucu iktidarın önceki Anayasalarla bağlı olmaksızın yarattığı yeni Anayasa, temel düzen normu haline geldiği andan itibaren, tüm anayasal kurum ve kuruluşların meşruiyetlerinin dayanağı haline gelir. Anayasa'nın öngördüğü ve öğretide kurulu iktidar olarak tanımlanan yasama, yürütme, yargı organları ile bunların alt birimlerinin asli kurucu iktidarın yarattığı "hukuksal otorite" sınırları içinde hareket etmeleri, işlem ve eylemlerinin hukuksal geçerlilik kazanabilmesinin önkoşuludur. Bu durum, Anayasa'nın 6. maddesinde yer alan "hiçbir kimse veya organ kaynağını Anayasa'dan almayan bir devlet yetkisi kullanamaz" ifadesiyle, herhangi bir istisna tanımaksızın kabul edilmiştir. Anayasa koyucu "hiçbir kimse ya da organ"dan söz ettiğine göre, kurulu bir organ olarak yasama organının da sistem dışı yetki kullanımının hukuksal açıdan geçerli olmayacağının kabulü gerekir. .... Anayasa'nın 175. maddesine göre Anayasayı değiştirme yetkisi TBMM'ne tanınmıştır. Kaynağı Anayasa olan bu yetkinin Anayasa'nın öngördüğü yöntemlerle ve Anayasaya uygun olarak kullanılacağı kuşkusuzdur. Yasama organı bu yetkisini 175. maddede belirtilen yöntemle kullanırken, yetkinin her şeyden önce asli kurucu iktidar tarafından kullanılmasına izin verilen bir yetki olması gerektiği açıktır.
- ↑ http://www.anayasa.gen.tr/tbmm-yeni-anayasa.htm