Yer Eksi İki
Bu maddenin konusunun kayda değerlik yönergelerini (kişiler, kitaplar, organizasyonlar ve şirketler, okullar, müzik, web içeriği, filmler, tiyatro oyunları, TV programları) sağlamadığı düşünülmektedir.
Konudan bağımsız ve güvenilir kaynaklar kullanarak maddeyi geliştirebilir ve kayda değer olduğunu ispat edebilirsiniz. Maddenin kayda değerliği kanıtlanamazsa maddenin silme politikası gereğince hızlı silinmesi veya kayda değerliği tartışmalı ise silinmeye aday gösterilmesi yerinde olacaktır. Bu madde temmuz 2016 tarihinden bu yana işaretli olarak durmaktadır. |
Yazarı | Hakan Evrensel |
---|---|
Dili | Türkçe |
Türü | Roman |
Yayınevi | Alfa Yayınları |
Anadilinde basım tarihi | 2005 |
ISBN | ISBN 975-297-616-6 |
Yer Eksi İki, Güneydoğu'daki sorunu ele alan, ordaki insanların, askerlerin yaşadıklarını anlatan romanlardan biridir. Kitabın yazarı Hakan Evrensel, Kuzey Irak dahil birçok yerde görev yapmış bir askerdir. Bunun için kitapta çatışmalar ve çatışmalar sırasından bir askerin aklından geçenler geniş yer tutar. Ayrıca yöre halkından bir genç olan Salman'ın yaşadıkları da o bölgede PKK'yı desteklemeyen insanların başına neler gelebileceği ayrıca polislerin bölge insanına nasıl davrandığı hakkında bilgi verir. Kitabın başında ve sonunda yer alan bölümlerde batılı emperyalist güçlerin bölge üzerindeki çıkarları anlatılır. Bu savaşta tek kazananın emperyalistler olacağı vurgulanır.
Hikayesi
Kitabın 3 başkahramanından biri olan karakol komutanı Tayfun romandaki asker bakış açısını temsil eder. Tayfun'un hiç çocuğu olmamıştır, yoğun tedaviler sonucu karısı hamile kalmıştır ama karısının durumu tehlikelidir. Tayfun karısının doğum yapmak üzere olduğunu duyunca karısının yanına dönmek ister. Ama gelen istihbarat raporlarına göre PKK onun bulunduğu karakola baskın yapacaktır ve o başlarında olmadan askerlerin bu baskını engelleme ihtimali yoktur. Son anda eve gitmekten vazgeçip karakola döner. İstihbarat raporları doğru çıkmış PKK'lılar karakola baskına başlamıştır askerler açısından bu baskının en kötü yanı karakolda binasında bulunan ve araziyi gözetleyen termal kameranın bozuk olmasıdır. PKK'lılar yoğun saldırıları sonucu karakolun teslim alınması içten bile değilken askerlerin direnci ile PKK'lılar geri çekilir. Ama Tayfun'un habercisi şehit olmuştur. O haberci ki birçok kereler Tayfun'un hayatını kurtarmıştır. O da Tayfun gibi evine, düğününe gidecek iken vazgeçmiş ve karakola dönmüştür, arkasında ise gözü yaşlı bir nişanlı bırakmıştır.
Ufuk ise romanda, bu topraklardaki soruna bir yabancının, bir şehirlinin gözüyle bakar. Ama o da çatışmaların içine girer ve olayların içinde yer alır. Ayrıca Ufuk'un babası da bu olaylarla ilgilenmiş ama Ufuk çok küçükken babası öldürülmüştür.
Salman ise masum ve iyi kalpli bir köylüdür. İki ağabeyi de PKK'ya katılmıştır. Büyük ağabeyi Nizam onun için bir idoldür kendi deyimi ile "ona bakkaldan kazık yememeyi" bile o öğretmiş onu devamlı korumuştur. Ama abisinden bir haber alınamamaktadır ölüp ölmediğini kimse bilmemektedir. Ağabeyinin karısı Meryem ile evlenmesi için babası Salman'a baskı yapmaktadır. Salman ise hep ağabeyini düşünmektedir "ya geri dönerse ya onları evlenmiş görürse ya ağabeyinin emanetine hıyanet ederse..." Meryem artık Nizam'dan ümidini kesmiş ve Salman ile evlenmek istemektedir. Ortanca ağabeyi onu PKK'ya katılması için çağırır o gitmez. PKK'lıların, karakol baskınına gelen askeri araçları durdurmak için koyduğu mayının üstünden aracı ile geçince parçalanarak ölür.