İmroz Deniz Muharebesi (1912)

İmroz Deniz Muharebesi
Birinci Balkan Savaşı

Averof
Tarih16 Aralık (Jülyen takvimi: 3 Aralık) 1912
BölgeÇanakkale Boğazı açıkları
SonuçYunan zaferi
Taraflar
Yunanistan Krallığı Yunanistan Krallığı Osmanlı İmparatorluğu Osmanlı İmparatorluğu
Komutanlar ve liderler
Yunanistan Krallığı Tuğamiral Pavlos Kountouriotis Osmanlı İmparatorluğu Kaptan Ramiz (Ramiz Numan) Bey
Güçler
1 zırhlı kruvazör (Averof)
3 sahil savunma zırhlısı (Hydra sınıfı zırhlı)
4 muhrip (Aetos, Ierax, Panthir ve Leon)
2 Ön-dretnot zırhlı (Barbaros Hayreddin ve Turgut Reis)
2 eski model zırhlı gemi (Asar-ı Tevfik,Mesudiye)
1 korumalı kruvazör (Mecidiye)
4 muhrip (Muavenet-i Milliye, Yadigâr-i Millet, Taşoz ve Basra)
Kayıplar
1 ölü ve 7 yaralı (Averof)
1 yaralı (Hydra)
18 ölü ve 41 yaralı
Amiral Gemisi Barbaros Hayreddin ağır derecede hasar

İmroz Deniz Muharebesi ya da Elli (Seddülbahir) Deniz Muharebesi (Yunanca: Ναυμαχία της 'Ελλης), I. Balkan Savaşı sırasında 16 Aralık 1912 tarihinde Seddülbahir Burnu (Elli Burnu) ve İmroz Adası açıklarında Osmanlı ve Yunan deniz güçleri arasında meydana gelen ve Yunan üstünlüğüyle sonuçlanan deniz muharebesidir. Elli adlı Yunan kruvazörünün adı bu muharebeden gelmektedir.[1] Balkan savaşlarındaki en büyük deniz savaşıdır.[2]

Arka plan

Yunanistan Krallığı, Osmanlı Devleti ile bırakışma imzalamayı reddederek Bulgaristan Krallığı ve Sırbistan Krallığı ile birlikte Çanakkale Boğazı'nı abluka altına almaya devam etmeye karar verdi.

Osmanlı ise hem bu ablukayı kaldırmak hem de kara muharebelerindeki yenilgilerinden sonra maneviyatı bozulmuş olan vatandaşlarına moral vermek için denizde bir zafer kazanmaya çalıştı. Bunun için Osmanlı Donanması daha önce Bulgar güçlerine karşı Marmara Denizi ve Karadeniz kıyılarında üslenmiş zırhlı filo Çanakkale Boğazı istikametine yollanarak yoğun bir şekilde muharebe için hazırlanmaya başlandı ve idaresiz komutan Tahir (Tahir Burak) Bey görevden alınıp yerine Ramiz Bey getirildi.

Gemiler

Osmanlı Donanması, Barbaros Hayreddin ve Turgut Reis olmak üzere iki zırhlı (Brandenburg sınıfı Ön-dretnot tarzı - eski zırhlı kruvazörlerden sayılır), Asar-ı Tevfik ve Mesudiye eski zırhlı gemileri (korumalı kruvazör), Mecidiye zırhlı kruvazör ve dört muhripten oluşturulan filo ile Çanakkale Boğazı'na intikal etti. Osmanlı gemileri 9'a 8 sayı üstünlüğüne haiz olsa da bir kısmı 1890'lardan kalma ve 2.el alman donanmasından emekli olup alınan bu gemilerin hiçbiri 1910 yapımı son model teçhizatlara sahip Averof adlı Yunan zırhlı kruvazörü ile ve daha modern haldeki Yunan gemileri ile başedecek durumda değildi. Yunanların Averof, atağına karşı Osmanlılar yeni zırhlı alman kruvazörü SMS Blücher veya savaş kruvazörü SMS Moltke tipinde bir gemi almaya çalıştılarsa da fahiş maliyetler nedeniyle bu plan rafa kaldırılmış,onun yerine 2.el 1890'lardan kalma Alman donanmasından emekli Turgut Reis ve Barbaros Hayrettin Gemileri alınmıştı.[3] Osmanlı İmparatorluğu teknolojiyi takip edememenin acısını Balkan savaşında çok kötü ödedi.[4] Dahası 1912 yazında, bu gemiler yoksul bir devlette kronik bir ihmalin kurbanıydı: Telefonları çalışmıyor, mühimmat asansörleri ve mesafe ölçerler yerinden sökülmüş, pompalar korozyona uğramış,su geçirmez kapılarının çoğu artık kapanmaz durumdaydı.[5] Savaşta bu eksiklikler tam olarak kapatılmadı bir de bunun yanında personelin eğitimi ve taktik bilgisi de son derece yetersizdi.Zira Osmanlı devletindeki siyasal karışıklıklar,bozuk ekonomik durum ve mektepli (asker kökenli ve askeri okullardan mezun reform isteyen genç ama tecrübesiz subaylar)-alaylı (asker kökenli olmayıp erlikten başarıları nedeniyle yükseltilen veya padişah v.sce atanan reformlara karşı kimseler) çekişmesi vs.etkenler donanmadaki reformlarıda engellemişti.

Muharebe

Birinci Balkan Savaşı'nın son döneminde yaşanan muharebede Tuğamiral Pavlos Kountouriotis komutasındaki Helen Kraliyet Donanması Çanakkale Boğazı girişinde Osmanlı Donanması'nı yenilgiye uğratmıştır. Hydra, Spetsai ve Psara'nın hızını tatmin edici bulmayan Kountouriotis Z harfiyle simgelenen bayrağı ("bağımsız hareket" anlamında) çekmiş ve Osmanlı filosuna karşı 20 knotlık bir hızla ilerlemeye başlamıştır. Hızının yanı sıra donatı ve cephane bakımından da avantajlı konumda olan Averof, rakip donanmayı yarmış ve önüne çıkmış Osmanlı sancak gemisi Barbaros Hayreddin'i hedef almıştır.Bu arada osmanlı donanması düz dikey bir çizgi halindedir en baştada bayrak gemisi Barbaros Hayrettin ilerlemektedir. T geçiş pozisyonu olarak bilinen ve 19.yy başları ile 20.yy'ın ilk yarısında ve bu muharebe öncesi 1905'de Japonya-Rusya arasında Tsushima Muharebesi sırasında uygulanan bu taktik ile aynı anda diğer yunan gemilerince de çapraz ateş altına alınan bayrak gemisi Barbaros Hayrettin yara almıştır. 7 ölü ve 14 yaralı vermiştir,Turgut Reis'te isabet alarak 8 ölü ve 20 yaralı vermiş;Mesudiyede ise 3 ölü ve 7 yaralı kayıp verilmiştir.Yunan donanmasında ise sadece 2 ölü olup hiçbir gemi yara almamıştır.[5]

Savaştaki Yunan Taktiğinin Özeti: Mavi gemiler (Yunanlar); Çanakkale boğazı girişinde Kırmızı gemilere karşı (Osmanlılar) T geçiş pozisyonunda; Osmanlı Donanması Boğaz çıkışında en başta amiral gemisi Barboros Hayrettin olmak üzere dikey konumda sıralı dizi halinde hareket etmektedir ve sonuçta gemilerinin arka toplarını kullanamazken, Osmanlı donanmasına karşı gemilerini yatay şekilde hafif bombeli dizen Yunanlar ise kullanabilmektedir. Bu şekilde en öndeki sadece ön topunu kullanabilen amiral gemisi başta Averof olmak üzere çapraz ateşte yunan gemilerinin topları ile yara alarak Osmanlı donanmasının önünü tıkamış ve yine ön toplarını da mevzillerinde duran Barbaros Hayrettin gemisi nedeniyle bu sebeple düzgün kullanamayan çapraz ateşe alınan gemiler ve diğer tarafta amiral gemisinin savaş dışı kalması ve top atışları ile moralleri bozulan denizcileriyle birlikte geri çekilmek zorunda kalmıştır.

Sonuçta zaten Yunanlardan teknolojik olarak daha geri gemilere sahip iken bir de taktiksel hataya düşme neticesi bu saldırıya karşı koyamayan Osmanlı donanması geri çekilmek zorunda kalırken Aetos, Ierax ve Panthir adlı Yunan muhripleri 13 Aralık - 26 Aralık 1912 tarihleri boyunca Osmanlı filosunu yakından izlemeyi sürdürmüşlerdir.

Sonuç

Yunan kuvvetleri tarafından kazanılan bu zafer Osmanlı filosunun boğaz içine çekilmesini sağlamış ve Ege Denizi'ndeki Midilli, Sakız, Limni ve Sisam adalarının Yunan egemenliğine girmesini kolaylaştırmıştır. Bu savaş aynı zamanda Osmanlı donanmasında teknolojinin yanı sıra teknik ve taktik eksikliklerini de gözler önüne sermiştir. Bundan sonra bir kez daha Mondros Deniz Muharebesi ile Ege Denizine açılmayı deneyen donanma bu savaştada başarılı olamamış ve Marmara Denizinde hapis kalarak; kara bağlantısı Trakya'daki Bulgar ordularınca kesilen Batı Osmanlı Ordusunun denizden de yardım alamayıp Balkanlarda lojistiksiz ve desteksiz kalma nedenlerinden ve savaşın kaybedilme nedenlerinden biri haline gelmiştir.

Kaynakça

  1. Stewart (2009), p. 195, 311.
  2. Hall (2000), p. 64.
  3. Langensiepen & Güleryüz (1995), pp. 16–17
  4. Erickson (2003), sf. 131
  5. 1 2 Langensiepen & Güleryüz (1995), p. 20

Diğer Kaynaklar

Dış bağlantılar

Galeri

This article is issued from Vikipedi - version of the 7/16/2016. The text is available under the Creative Commons Attribution/Share Alike but additional terms may apply for the media files.