İspanyol gribi
İspanyol gribi ya da İspanyol nezlesi, 1918-1920 yılları arasında H1N1[1] virüsünün ölümcül bir alt türünün yol açtığı grip salgınıdır. İspanyol Gribi, 18 ay içinde 50 ile 100 milyon arası insanın (o dönemde yaşayan nüfusunun %5'i) ölümüne sebep olarak insanlık tarihinde bilinen en büyük salgın olmuştur. İspanyol Gribinin bir özelliği, zayıf, yaşlı ve çocuklardan çok, sağlıklı genç erişkinleri etkilemiş olmasıdır. Birinci Dünya Savaşı'nın son aylarında tüm dünyayı etkisi altına almış, hatta kimi tarihçilere göre dört yıl süren savaşın sona ermesinde önemli bir etken olmuştur.
Türkçede 1918'den itibaren "İspanyol Nezlesi" sözcük grubu kullanılmıştır. Yıllar sonra açılan bazı toplu mezarlardan alınan örnekler sonucunda domuz gribine sebep olan H1N1 virüsünden (birkaç ufak farklılık haricinde aynı) kaynaklandığı anlaşılan hastalık, İngilizce'den tercümeden dolayı "İspanyol Gribi" olarak anılmaya başlanmıştır. Bu hastalığa "İspanyol" gribi denmesinin sebebi dünyada birinci dünya savaşı yıllarının kamuoyundan yeni bir hastalık salgınının saklanmasına rağmen ilk olarak ispanya kamuoyunda tartışılmaya başlamasıdır yani İspanya bu hastalığın ortaya çıktığı veya en yoğun olduğu yer değil; bu hastalığın bir salgın olduğunun tespit edildiği yerdir.
Tarihçe
İspanyol nezlesi ilk kez 11 Mart 1918'de ABD'nin New Mexico eyaletinde tespit edildi. Salgın 1918 Eylül-Kasım aylarında zirve noktasına ulaşmış ve Türkiye dahil tüm dünya ülkelerini etkilemiştir. Hindistan'da 17 milyon kişi, yani ülke nüfusunun %5'i bu hastalıktan ölmüştür. ABD'de nüfusun yaklaşık %28'i hastalığa yakalanmış ve 500.000 ilâ 675.000 kişi hayatını kaybetmiştir. Britanya'da 250.000, Fransa'da 400.000 kişinin öldüğü tahmin edilmektedir. Fiji adalarında nüfusun %14'ü iki haftalık bir süre içinde İspanyol Nezlesi'nden ölmüştür. Hastalığa dönemin önemli isimlerinden de yakalananlar olmuştur. Max Weber, İspanya Kralı XIII. Alfonso ve Sophie Halberstadt Freud bu kişiler arasında sayılabilir. Mustafa Kemal Atatürk de Samsun'a hareket etme hazırlıkları içerisindeyken bu hastalığa yakalanmış ve hastalığı Beşiktaş'taki evinde atlatmıştır.[2] İspanyol gribi bütün dünyayı kasıp kavurduğu gibi İstanbul'u da etkilemiştir. Nâzım Hikmet dizelerinde İspanyol gribine şöyle yer verir:
"Biz ki İstanbul şehriyiz, Seferberliği görmüşüz: Kafkas, Galiçya, Çanakkale, Filistin, Vagon ticareti, tifüs ve İspanyol nezlesi bir de İttihatçılar, bir de uzun konçlu Alman çizmesi 914’ten 918’e kadar yedi bitirdi bizi." [3]
Salgın İspanya'da başlamadı. İspanyol nezlesi olarak adlandırılmasının sebebi İspanya'nın, Birinci Dünya Savaşı'nda yer almamış olması ve askerî sansür nedeniyle diğer Avrupa devletlerinde salgından söz edilmezken İspanyol basınının salgın konusunu ilk kez gündeme getirmiş olmasıdır.
Notlar
- İspanyol gribinden Nazım Hikmet'in Kuvayı Milliye Destanı ve Metin Eloğlu'nun, Lokman Hekimin Sev Dediği şiirlerinde bahsedilir.
- Hüseyin Rahmi Gürpınar'ın "Hakka Sığındık" romanı İspanyol nezlesi salgınının anlatılmasıyla başlar.
- İlk başlarda hayvanlardan insanlara bulaştığı düşünülen hastalığın daha sonraları hava yolu ile bulaştığı fark edilmiş ve korunmak için maske takmanın önemi anlaşılmıştır.
- Ünlü düşünür Max Weber de 1920 yılında bu hastalık nedeniyle hayatını kaybetmiştir.[4]
Ayrıca bakınız
Kaynakça
- ↑ 1918 Flu Resulted In Current Lineage Of H1N1 Swine Influenza Viruses ScienceDaily.com. Erişim: 2 Temmuz 2009
- ↑ Özata M. 2007. Atatürk ve Tıbbiyeliler
- ↑ Hikmet N. 1965. Kuvayi Milliye Destanı
- ↑ http://plato.stanford.edu/entries/weber/
|