Ağaçhisar, Orhaneli

Ağaçhisar
  Mahalle  
Bursa
Ülke Türkiye Türkiye
İl Bursa
İlçe Orhaneli
Coğrafi bölge Marmara Bölgesi
Nüfus (2000)
 - Toplam 220
Zaman dilimi UDAZD (+3)
İl alan kodu 0224
İl plaka kodu
Posta kodu 16980
İnternet sitesi:
YerelNET sayfası

Ağaçhisar, Bursa ilinin Orhaneli ilçesine bağlı bir mahalledir.

Tarihçe

Kaynak kişilere göre dağ mahallesi olduğu için köylüler evlerini çatma ağaçlardan yaparlardı. Köyü çevreleyen bir tahta çit nedeniyle bu adın verildiği, bir başka kaynağa göre de eskiden mahallede ağaç biçmeye yarayan hızar olduğu için "Ağaç Hızar" anlamında adlandırılmıştır.Köy, H 937/ M 1530 tarihli Muhasebe defterinde Atranos kazasına bağlıdır. Ayrıca 1908 Salnamesindeki mülki taksimat ile 1925 yılı Yunan Fecayii köy listelerinde ve 1927 Salnamesi haritasında Atranos'a kayıtlıdır. İç İşleri Bakanlığının 1933 tarihli "Köylerimiz" adlı yayınında da Bursa ili Orhaneli ilçesine bağlı olarak gösterilmektir.

Ağaçhisar Baskını

Ağaçhisar Baskını 12 Eylül 1337 (miladi 1921) tarihinde,Orhaneli ve Tavşanlı’nın Yunanlarca işgalinden iki ay sonra meydana gelmiştir.

Kabakçı çetesi önce İnegöl taraflarından Büyükorhan’ın Cuma camisi çevresinde kurulan pazara gelen soyguncu çeteleri yakalayıp ellerindeki para dolu heybeleri aldıktan sonra silahlarını teslim etmiş bölgelerine bir daha girmemelerini tenbih etmişlerdi.Bu olaydan sonra bu sefer İnegöl tarafından çoğunluğu Çerkes olan Kuvay-ı seyyare gurubu Keles ve Orhaneli havalisine gelerek soygunlara başlamıştır.

İnegöl taraflarından Şaban Çavuş ve Fevzi adındaki çete reislerinin önderliğindeki Çerkes, Arnavut ve Abazalar’dan oluşan 100 kişilik kalabalık bir çete önce Keles’e gelmiştir.Buradan, önce Oydas’a sonra da Ağaçhisar mahallenine gelmişler,camiinin avlusunun dört köşesine kazan kurdurmuşlar,hayvanları kestirip yiyip içmişler,kadın oynatmışlar,halka işkence edip kadınların altın, bilezik ve kolyelerini zorla gasbetmişlerdir.Ağaçhisar mahallesinden Yemen Gazisi Ali Dayı mahalleden kaçarak Belenörenli Hacı Hüseyine baskını haber vermiştir.

Bu arada Kabakçı’nın adamlarından olan Belenörenli Hacı Hüseyin,Kabakçı’ya haber vermek için bir adamını Harmancık’a göndermiş, ve yöredeki tüm efeler bu olaydan haberdar edilmiştir.Efeler gruplar halinde Ağaçhisar yolunu tutmuşlar; Kabakçı bir grup olarak giderken,Topal Sadettin Efe,Canip Efe,Sadık Ağa(Şükrü Pehlivan’ın babası),Fadıllı Molla İsmail ve yanındakiler de başka bir grup olarak Ağaçhisar’a gitmişlerdir.

Kabakçı Ağaçhisar’da çetelerin yaptığı eza ve cefaları Harmancık’ın Gedikören mahallesi yakınlarındaki Asar Tepe'de iken haber almıştır.Bu hadiseyi duyar duymaz hiddetlenmiş ve atına atladığı gibi “Allah’ını seven benle gelsin" diyerek atını Ağaçhisar’a doğru topuklamıştır.Kabakçı’nın yanında Şapçılı Şükrü Efe ve yine Şapçı’dan Kara Osmanların Mustafa(Köse),Bekdemirler'den Süleyman Çavuş,Kepekdere'den Turpancı Deli Mehmed,Kıçmanlar'dan Hacı Mehmed,Alabarda’dan Hacı Ali,Kara Ahmet,Kara Mehmet,Seyis Kamil,Madanlarlı Mehmed Ali,Kozlucalı Deli Oğlan Mehmed,Balatdanişmentli Ali Çavuş,Gedikören Ortaköy’den Kara Mahmut,Eceköylü Çolak Hüsen,Köprücek mahallesinden Koca Hüseyin,Kınıklı Süleyman,Eğrigözlü Çeribaşı,Derbentli Bilmen’in Eyüp,Doğanlarlı Kemaneci İbrahim ,Çardı’dan İzzet Ahmet,Yayabaşından Soğuğun oğlu Ahmet,Avdanlı Kel Ali vb. efeler vardır.

Gece boyunca yürüyüp Ağaçhisar’a gruplar halinde gelen 83 efe,mahallenin başında birleşmişler ve yolu bağlayıp mahallenin etrafını çevirmişlerdir.

Sabaha karşı güneş doğduktan sonra efeler, mahallede bulunan çetecilere önce teslim olun ikazı yaptılarsa da bu pek itibar görmemiş ve çetecilerin saklandıkları yerler yaylım ateşine tutulmuştur.Çatışmada bir dama mevzilenen çeteciler,dalga geçerek efelere hitaben; “Hey efeler, kurşunu boka atman, ete atın!“ diyerek kızdırmaya çalışmışlardır.

Baskın sırasında Süleyman Çavuş, çetecileri aldatmak ve kalabalık olduklarını belli etmek için “Birinci bölük, birinci manga, süngü tak, nişan al!“ diye yüksek sesle bağırmıştır. Çatışmada Fevzi denilen çete reisi vurulmuş,bu arada Canip Efe de elinde bulunan iki el bombasını sürüne sürüne gidip çetecilerin sığındığı dama atmıştır.Kepekdereli Deli Mehmed ise 7 kişiyi turpanla öldürmüştür.Bundan dolayı adı Turpancı kalmıştır.

Sekiz saat süren çatışma sonrasında çeteciler bozguna uğramış,kimisi kadın kılığına girip kaçmaya çalışırken efeler tarafından yakalanmıştır.Ağaçhisar mahallesi muhtarı Hatipoğlu da bir damda 10 kişinin saklandığını haber verince onlar da yakalanıp elleri bağlanmıştır.Efeler, çete başılarından Şaban Çavuş’u kaçırmışlarsa da onu Belenören’den biri dolma tüfekle vurmuş, fakat yine de ölmeyip Keles’e ulaşmış daha sonra zehirli kahve içirilerek öldürülmüştür.

Bu arada yakalanan soyguncu çetecilerin iri yarı ve pos bıyıklı olan reislerinden biri, elleri arkadan bağlı olarak ağaca bağlanmış.Çete reisi de efelere hitaben;”Sizin efe başınız kim?”deyince orada bulunan efeler, Kabakçı’ya hitaben ”Efem,adam seni soruyor” demişler.Kabakçı,çete reisinin yanına gelmiş.Çete reisi, alçak boylu olan Kabakçı’yı görünce ; ”Bu mu sizin efeniz,ben bunun gibi ikisini bıyık niyetine bir sağıma bir soluma takarım” diyerek küçümsemiş ve dalga geçmiş.Bunun üzerine Kabakçı,hiddetlenerek belinden sıyırdığı gümüş saplı kamayı adamın böğrüne bir iki kez saplayarak öldürmüştür

Efeler,yakalanan çetecileri dörderli sıra halinde elleri arkadan ve birbirine tellerle bağlı olarak Harmancık’ın merkezi olan Çardı’ya getirmişler,burada Aliağa Pınarında (çeşmesinde) hayvan sular gibi sulamışlardır.Bu arada Çardı’da Ağa konaklarının yanında dururlarken yakalanan çetecilerden biri Kabakçı’ya” Efem,nedir bu bize yaptığınız eziyet,teller ellerimizi kesti” diye şikayette bulununca Kabakçı’da ; ” Hangi bilmem naptığımın herifi sizi böyle bağladı” diyerek hiddetlenmiş,bunu duyan ve esirlerin ellerini bağlayanlardan biri olan Çeribaşı’da “Efem,bizle beraber sende bağladın bunları” demiş ve bu tartışmadan sonra Kabakçı ile Çeribaşı’nın arasına soğukluk girmiş daha sonra da yolları ayrılmıştır

Ertesi günü de başlarında bir grup muhafız ile birlikte esir edilen 40 soyguncu Kuvay-ı seyyareci, Tavşanlı’ya Yunanlara gönderilmiştir.Bir müddet Tavşanlı’da kalan esirler 26 Eylül 1337(1921) tarihinde Kütahya’da bulunan İşgal Kumandanına teslim edilmiştir.

Harmancık’tan Miladi 1908 doğumlu Ahmet Kaya,Bursa’da tanıştığı birisinin kendisine ‘Ağaçhisar’da kendisinin de olduğunu’ belirterek “Biz hak ettik fakat bizi öldüreceklerdi de Yunanlara teslim etmeyeceklerdi! ” demiştir

Ağaçhisar’da efeler tarafından baskın yapılan bu çeteciler,Kuvay-ı Seyyare grubu üyeleridir.Milli Mücadele yıllarında General Ali Fuat Paşa Ankara’dan gelen Çerkes Ethem yanlısı Kuvay-ı Seyyareyi <bunların zaman zaman eğlence yapıp kadın oynattıklarını düşünerek> Bursa cephesinde ve İnegöl civarında Uludağ’ın doğusundaki köylere yerleştirerek bunları meşgul etmek,Beyce (Orhaneli) mıntıkasından da Bursa üzerine akınlarda bulunmalarını istiyordu.Fakat onlar ciddi işlere girmek istemiyorlardı.Onlar, Simav-Tavşanlı-Demirci mıntıkalarını istiyorlardı.

Aslında bu olay, Kuvay-ı Seyyare grubunun Keles ve Orhaneli mıntıkasına gelmesi ve buralardan anafor toplamalarıyla alakalıdır.Bunlar,Yunan’a karşı mücadele ediyoruz diye ”iane” yoluyla halktan zorla maddi kaynak temin etmekteydiler.

Yurdun düşman işgalinden kurtulabilmesi için gerekli olan parasal yardım zenginler tarafından sağlanmaktaydı.Bu milis kuvvetlerini eşkıya olarak görenlerden ise bu altın ve paralar “salma” yoluyla alınmaktaydı.Bu durum, bazı zenginlerden ise zorla alma yoluna kadar gitmekteydi.İşte Çerkes Ethem yanlısı olan ve yörede altın ve para toplayacağız diye halka zulmeden bu Kuvay-ı Seyyare üyeleri Ağaçhisar mahalleninde de halka zulmetmişler ve sonrasında çatışma çıkmış,çatışma sonucunda yakalanan çetecilerin,Tavşanlı’daki Yunanlara teslim edilmesine kadar olaylar gelişmiştir.Bu çatışmada Yunanlara karşı mücadele eden müfreze beylerinden Kirmastılı Ahmed Nazif de ölmüş ve adamları da Kabakçı tarafından dağıtılmıştır.Böylece bu müfreze,ortadan kalkmıştır.

Aşağıda Ağaçhisar Baskınını yaşayanların bizzat verdikleri ifadeler bulunmaktadır.Yorumsuz olarak bu tutanakları aynen yazıyoruz.

Keles Mıntıka Kumandanlığı görevinde bulunmuş olan Firuz Bey’in konuyla ilgili ifadesi şu şekildedir;

“Keles Mıntıka Kumandanlığı’na ta’yin edildiğimden i’tibaren vezâif-i mevdu’ayı ifaya sa’y ediyor ve ma’iyyetimle Kocaeli mıntıkasında çalışıyordum.Yunan âmâline hizmet eden Tavşanlılı Kabakçı Salih ile Orhaneli kazasının Işıklar karyesi ahâlisinden şekavetle me’lûf Topal Sa’deddin’in başlarına topladıkları üçyüz kadar âsiyle müsademeye(çarpışmaya) koyuldum.Sekiz saat devam eden müsademe esaretimle neticelendi.Bizi kollarımız bağlı olarak Kütahya’ya götüren usat(asiler),26 Eylül (13)37’de Yunan işgal kumandanına teslim etdiler.Her birimiz tüfenk dipçikleriyle güzelce dövüldükden sonra elbisemi soyup habs etdiler.Tevkif edildiğimin ikinci gecesi karargâha götürüldüm ve üç sa’at bilâ-fâsıla dayak yedim.İttisalimdeki(bitişiğimdeki) locadan acı acı yükselen “Aman Allah”niyazı üzerine indirilen sopaları saymaya başladım.Yediyüze kadar saydıktan sonra nöbet bekleyen”Kurşunlulu Petro”dan dayak yiyenin kim olduğunu sordum.Arkadaşlarımdan Dağıstanlı Mehmed ile Bursalı Osman olduğunu söyledi

Ağaçhisar Baskınıyla ilgili Yenice Müretteb Taburunun Altıncı Müfreze Kumandanı Dikici İsmail Usta’nın ifadeleri de şu şekildedir;

“Kütahya Jandarma Kumandanı Kabakçı Salih Efe,refiki (arkadaşı) Topal Sa’deddin ve avaneleriyle 12 Eylül (1)337’de Ağaçhisar’da vuku’a gelen müsâdemede birkaç arkadaşımla beraber esir düşdükten sonra Tavşanlı karyesine sevk ve tel örgüye idhâl edildik.İfademizin ahzı(alınması) esnâsında dikenli tellerden yapdıkları kırbaçla atılan dayakdan Laz İsmail,Süleyman Çavuş ve Yenişehirli Hüseyin nâmındaki üç refikim(arkadaşım) şehid düşdü.Oradan Kütahya’ya götürdüler ve içi su ile dolu bir mahzende kırksekiz saat kadar kaldıktan sonra zemini kanla mülemma(parlayan) bir odaya nakl etdiler

Kültür

YÖRÜK OĞUZ TÜRKMENLERİ kültür gelenek ve görenekleri yaşanmaktadır.

Mahallede Yörük kültürü hakimdir.

Coğrafya

Bursa iline 71 km, Orhaneli ilçesine 16 km uzaklıktadır. Dağlık arazi yapısına sahiptir. Köy Kocasu çayının yol aldığı derin vadinin yamaçlarında kurulmuştur. Mahallede bulunan Hafif kükürt kokulu kaynak suları banyo olarak ağrılı hastalıklara, Çamur uygulamalarında da romatizma, kireçlenme, uyuz ve deri hastalıklarına iyi gelmektedir.

İklim

Mahallenin iklimi, Marmara iklimi etki alanı içerisindedir. Yazlar kurak ve sıcak. Kışlar soğuk ve yağışlı geçmektedir.

Nüfus

Yıllara göre mahalle nüfus verileri
2007
2000 220
1997 226

Ekonomi

Mahallenin ekonomisi tarım ve hayvancılığa dayalıdır.Başlıca yetişen tarım ürünleri Kiraz, Çilek ,üzüm ve Cevizdir.

Dış bağlantılar

This article is issued from Vikipedi - version of the 12/2/2016. The text is available under the Creative Commons Attribution/Share Alike but additional terms may apply for the media files.