Angola-Küba ilişkileri

Angola-Küba ilişkileri ilişkileri

Angola

Küba

Angola – Küba ilişkileri, iki ülke arasındaki diplomatik,askeri, sosyal ve ticari ilişkileri kapsar. Angola ve Küba arasındaki ikili ilişkiler oldukça gelişkindir. Angola İç Savaşı sırasında Küba Silahlı Kuvvetleri Marksist MPLA iktidarının korunması için UNITA, FNLA ve Güney Afrika Cumhuriyeti Ordusuna karşı savaşmıştır.

Sovyetler Birliğinin dağılması ve Soğuk Savaşın sona ermesiyle iktidardaki MPLA marksizmi benimseme yolundan ayrılarak kapitalist piyasa prensiplerini benimsemiş ve çok partili seçimlerin yapılmasına izin vermiştir. Ekonomik olarak bu dönemde Küba en önemli ticari ilişki kurulan ülke konumunu yitirmiştir. Angola yönetimi bir zamanlar ülkeden atmak için savaştığı ırkçı Güney Afrika rejiminin devrilmesnden sonra başa gelen yeni Güney Afrika yönetimiyle yoğun ticari ve ekonomik ilişkiler içindedir.

Tarihçe

1960’lar

Küba’nın Angola ile ilişkileri Küba Devriminden sonra başlar. Bu dönemden önce iki ülke arasında herhangi kaydedeğer ilişki olmamıştır. 1959 yılında iktidara gelen Fidel Castro ve 26 Temmuz Hareketi özellikle ABD tarafından düzenlenen Domuzlar Körfezi Çıkartmasının başarısız olmasından sonra Sovyetler Birliğine yakınlaşacaktır. Küba’da gerçekleştirilmeye başlanan sosyalist dönüşümler Latin Amerika ve komşu ülkelere de ihraç edilmek istenir. Bu kapsamda Fidel Castro tarafından “İkinci Devrim” hareketi ilan edilir. Hareketin amacı özellikle yüzyıllardır sürmüş olan köle ticareti nedeniyle akraba olan Afrika ve Latin Amerika yerel halklarının kardeşliğinden hareket ederek sömürge konumundaki Afrika uluslarının bağımsız olması ve marksist bir iktidarla yönetilmelerinin sağlanmasıdır.

Bu açıdan bakıldığında Küba ilk denemesini Zaire’da yapacak ancak bu ülkedeki gerillalara yardım etmek için gönderilen Ernesto Che Guevara dahil olmak üzere çok sayıda Kübalı üst düzey yönetici başarısız olacaktır[1]. Zaire’de tecrübe edilen zorluklar bundan sonra diğer Castro yönetiminin Afrika ülkeleri ve gerilla hareketleriyle ilişkilerinde temel görevini görecektir.

Sonradan UNITA örgütünü kuracak olan Jonas Savimbi 1965 yılında bölgede bulunan Castro’nun silah arkadaşı Ernesto Che Guevara ile görüşür. Guevara hazırladığı raporda Savimbi’ye güvenilmemesi gerektiğini bildirir[2]. Bunun sebebi Savimbi’nin marksist olmaması hatta sosyalizm karşıtı olmasıdır. Bölgede bulunan Kübalı temsilciler MPLA lideri Agostinho Neto’nun Savimbi’nin tersine güçlü bir marksist eğilime sahip olduğunu görürler. 1960’lı yıllarda Küba, MPLA’ya asker destek vererek Angola’daki Portekiz yönetimine karşı verilen bağımsızlık mücadelesine yardım edecektir.

1975

Portekiz’de meydana gelen Karanfil Devrimi sonucu başa geçen devrimci iktidar Salazar yönetiminin uyguladığı sömürgelerdeki ulusal bağımsızlık harketlerinin silah yoluyla bastırılması siyasetini terk edecek ve sömürgelerden çekilecektir. Bu kapsamda direniş örgütleriyle görüşmeler yapılıp yönetim bunlara bırakılacaktı.

Bu önemli gelişmeler yaşanırken Küba, Angola’nın yanı sıra en güçlü Portekiz karşıtı silahlı direniş geleneğinin olduğu Gine-Bissaulu gerilla örgütü olan PAIGC ile temas sağlamıştı. Ayrıca Mozambik’deki FRELIMO ile de yakınlık sağlanmıştı. Portekiz sömürgeleri arasında en çok dikkat çekeni ise zengin yeraltı ve yerüstü kaynakları ile petrol yataklarına sahip olan Angola idi. Ülke üzerine çok sayıda farklı özne plan yapmaktaydı.

Portekiz yönetimiyle Angola’daki direniş örgütleri olan MPLA, UNITA ve FAPLA arasında yapılan görüşmelerde Angola’nın 11 Kasım 1975 gününde bağımsızlığını ilan etmesi öngörülür. Başkent Luanda MPLA kontrolünde olsa da diğer bölgelerde UNITA ve FPLA silahlı olarak varlığını korumakta ve MPLA için ölümcül tehdit konumunda bulunmaktadır. Angola’ya durumu incelemek için giden Küba heyetinden Binbaşı Raúl Diaz Arguelles Küba’da bulunan Binbaşı Raúl Castro’ya gönderdiği 11 Ağustos 1975 tarihli raporda MPLA’nın özellikle FNLA ve Zaire’de iktidarda bulunan Mobutu Sese Seko tarafından sıkıştırıldığını bildirir. Raporda ABD yanlısı bu güçlerin Kasım ayında planlanan Angola’nın bağımsızlık törenlerinin MPLA tarafından gerçekleşmesini engellemek niyetinde oldukları belirtilir. Ayrıca raporda Neto’nun Sovyetler Birliği ve Doğu Bloku ülkelerinden gelen yardımın azlığından şikayetçi olduğu da vurgulanır. Arguelles Neto’nun Angola’da yaşanan iç savaş sürecinde tarafların çok net bir şekilde ayrıldığı konusundaki fikirlerine katılır ve emperyalist güçlerin desteğindeki UNITA ve FNLA örgütlerine karşı yurtsever ve marksist MPLA’nın desteklenmesi gereğini bildirir.

11 Kasım tarihi yaklaşırken her üç örgüt de yurtdışından desteklenmektedir. UNITA, ABD ve Batı Avrupa ülkelernce, FNLA Çin ve Batı Avrupa ülkelerince, MPLA ise Sovyetler Birliği, Küba ve Doğu Bloku ülkelerince desteklenmektedir. Bağımsızlıktan önce üç örgüt arasında yapılan Alvor Antlaşması da başarısız olunca ülke iç savaşa sürüklenir.

Başkente sahip olan örgütün çok büyük üstünlük sağlayacağı iç savaş çok hızlı bir şekilde yayılır. Luanda’yı kontrolü altında tutan MPLA, yabancı ülkelerden aldıkları destekle iki farklı yönden ilerleyen UNITA ve FNLA’ya karşı savunmaya çekilir. Konunun aciliyetini gören Fidel Castro, Küba Silahlı Kuvvetlerini ve Küba Hava Kuvvetlerini alarma geçirerek MPLA’nın ne pahasına olursa olsun savunulmasını sağlamak için seferberlik ilan eder. Sovyetler Birliği ise Soğuk Savaş ortamında rakibi ABD’yi doğrudan bölgeye dahil etmemek kaygısıyla Castro’ya engel olmaya çalışsa da başarılı olamaz. Brejnev, Castro’nun askeri yardım planına karşı çıksa da engel olmayacak ve ileriki aşamada muharip güç desteği sağlamasa da teknik personel, silah ve teçhizat yardımı gerçekleştirecektir.

Küba, ülkedeki komutan Arguelles’i Angola’daki Küba birliklerinin komutanı ilan eder ve acilen General Abelardo Colom Ibarra ve beraberindeki 480 askeri Angola’ya gönderir[3]. Kübalıların doğrudan yetkin komutan ve asker desteği ile birlikte edinilen modern teçhizat MPLA’yı Angola’da askeri olarak öne çıkartır. Sovyet yapımı silah ve teçhizatın Angola’ya vardığını gözlemleyen UNITA lideri Savimbi, Batılı ülkelere ve ABD’ye çağrıda bulunup yardım ister. Durumun farkında olan CIA, yasal olarak ilan edilmemiş bir savaşı desteklemenin zorluklarıyla karşılaşsa da ABD yasalarını delerek paralı askerler sayesinde Angola’daki anti-komünist UNITA’ya destek vermeye başlar. Bu dönemde ırkçı rejim tarafından yönetilmekte olan Güney Afrika ile de temasa geçen CIA yetkilileri bölgedeki Küba varlığına karşı yardım talebinde bulunur. Bu dönemde Angola’nın güney komşusu durumunda olan Namibya, ırkçı Güney Afrika yönetiminin sömürgesi durumundadır. Namibya’nın Caluque sulama sisteminin bağlı olduğu Angola’daki nehirlerin denetimi Güney Afrika için hayati öneme sahipti[4].

Sovyetler Birliği Angola’ya Güney Afrika müdahalesinin istihbaratını aldıktan sonra MPLA’ya verdiği desteği artıracak ancak Küba yönetiminden kesinlikle Angola İç Savaşına dahil olmamasını bütün müdahalesini Güney Afrika yayılmacılığının önünü kesmek için kullanmasını ister[5]. Sovyet talimatlarına kulak asmayan Küba yönetimi Angola İç Savaşına doğrudan dahil olacak ve asker seviyesi en yoğun dönemde 35 bin civarında olacaktır.

1975 ve 1976 yıllarında Küba dışında çok az yabancı kuvvet Angola’da kalır. Portekiz Ordusunun son kalıntıları da ülkeyi terk edecektir. ABD, özellikle ülke içi siyasi durum nedeniyle doğrudan dahil olamadığı Angola’dan Güney Afrika kuvvetlerinin çıkmasını telkin eder. Küba’nın Angola’daki asker sayısı ise giderek artar; Aralık 1975’de 5 bin olan sayı Şubat 1976’da 11 bine çıkar[6]. FNLA örgütü MPLA-Küba ortak harekâtıyla 30 Ocak 1976 itibarıyla tamamen ezilir.

Angola'da emperyalistler bu kolonilerinin özgürlüğüne kavuşacağını gördüklerinde hemen kendi hareketlerini oluşturmaya koyuldular. Angola'nın Cabinda bölgesi petrol bakımından çok zengin, bu yüzden emperyalistler Angola'ya hakim olmak istiyorlardı. FNLA örgütünü CIA desteğinde kurdular (...) Bazı emperyalistler kendi aralarında soruyorlar, Küba neden Angola'ya yardım ediyor, burada ne gibi bir çıkarı var diye. Bir ülkenin diğerine ancak petrol, elmas, bakır veya başka bir doğal kaynak için yardım yapması düşüncesine alışmışlar. Hayır! Bizim hiçbir maddi kazancımız yok ve emperyalistlerin mantığı bunu almıyor. Onların düşünüş biçimi şovenist, milliyetçi ve egoisttir. Küba Angola halkına yardım elini uzatarak enternasyonalist görevini yapmaktadır!

Fidel Castro, 1975 Birleşmiş Milletler Genel Kurulu, New York[7]

1977

Angola hükümeti ve Küba birlikleri 1977 yılına gelindiğinde ülkenin çoğunluğunda denetimi sağlamış durumdadır ancak özellikle güney bölgesinde UNITA yollarda sürekli saldırılar düzenlemektedir. Savimbi MPLA ile uzlaşmaya istekli görünse de olası bir birlik hükümetinin kurulabilmesi için Küba birliklerinin ülkeden çekilmesini şart koşar. Savimbi “Küba sömürgeciliği” olarak tanımladığı Küba askeri varlığının sona ermesini talep eder. Güney Angola’da UNITA’nın hakim olduğu bölgede yaşanan çatışmalardan kaçan binlerce Angolalı güneydeki Namibya’ya veya doğudaki Zambiya’ya kaçarak büyük bir mülteci sorununu beraberlerinde getirirler.

Shaba seferleri

Angola’nın komşusu Zaire ile olan sıkıntılı ilişkileri 1977 yılında patlak verecektir. Kongo Ulusal Kurtuluş Cephesi (FNLC) adlı örgüt 7 Mart 10977 1500 askerle Angola’nın doğusundan girerek Zaire’nin Shaba bölgesini işgal eder. FNLC örgütünün amacı Zaire’deki Mobutu yönetimini devirmektir. Angola İç Savaşı sırasında uzun süre Zaire desteğindeki FNLA ile mücadele etmek zorunda kalan MPLA yönetimi sınırlarından Zaire’ye geçen bu örgüte destek vermese de engel de olmaz. FNLC Zaire’nin ekonomik kalbi olan Kolwezi’yi alamasa da Kasaji ve Mutshatsha kentlerini alır. FNLC, Zaire Ordusunu rahatlıkla yenerek ilerlemektedir. Bu durumda Mobutu Afrika Birliği Örgütüne başvurarak yardım talebinde bulunur. Fransa hükümeti Mobutu’nun yardım çağrılarına cevap verir ve 1500 Fas askerini Kinşasa’ya indirir. Zaire Ordusuyle beraber savaşan bu birliğe Angola’daki FNLA örgütü ve Fransız Mirage savaş uçaklarını kullanan Mısırlı pilotlar da destek verince FNLC püskürtülür. Geri çekilen FNLC askerleri ve çatışmadan uzaklaşmaya çalışan bölge halkı Angola ve Zambiya’ya kaçarlar[8][9][10][11].

Mobutu, ülkesine yapılan saldırıdan sorumlu olarak Angola, Küba ve Sovyetler Birliğini sorumlu tutsa da kendisi Angola’daki anti-komünistlere yoğun şekilde yardım yapan Mobutu’nun bu iddiaları etkili olmadı. Küba’nın doğrudan Zaire’ye müdahale etmediğini bilen ABD’deki Carter yönetimi Mobutu’yu dikkate almayacak ve Zaire’nin askeri yardım için Fransa’ya yakınlaşmasına sebep olacaktı[12]. Krizin aşılmasından sonra Angola ile Zaire 22 Temmuz 1977 günü sınır antlaşması imzalarlar.

Nitista ayaklanması

Neto’nun içişleri bakanı olan Nito Alves, Angola Bağımsızlık Savaşı sırasında çeşitli ayaklanmaları bastırmıştı. MPLA içindeki hizipler 1975 yılında Neto’nun iktidarını tehdit eder hale gelince Alves yeniden göreve çağrılır. Alves MPLA’daki konumunu da kullanarak ülkenin gazetelerini ve ulusal televizyonu kontrol etmeye başlar. Alves Sovyetler Birliği’ni Ekim 1976’da ziyaret eder. Döndüğünde Neto’nun kendisinin etki alanını daraltıcı müdahalelerde bulunduğunu görür[13].

FAPLA 8. Tugayına bağlı on adet zırhlı araç São Paulo Hapishanesine 27 Mayıs sabahı saat 04 sularında saldırarak 150’ye yakın Nito taraftarını serbest bırakır. Askeri birlik daha sonra saat 07’de Luanda’daki radyo istasyonuna el koyar. Grup kendisini MPLA Eylem Komitesi olarak tanıtarak darbeyi duyurur. Birlik mensupları yaptıkları yayında halktan destek isteyerek halkı devlet başkanlığı sarayının önünde gösteri yapmaya davet eder. Darbeciler Neto yandaşı generaller Bula ve Dangereaux’u tutuklarlar. Neto bunu öngörerek kendi komuta merkezini Savunma Bakanlığına taşımıştır.

Artık iyice Angola içişlerine müdahil olmuş olan Küba birlikleri Neto’nun isteği üzerine başkanlık sarayını ele geçirip radyo istasyonuna doğru ilerlerler. Bir saatlik çatışmanın ardından radyo istasyonu ele geçirilir. Küba birlikleri daha sonra isyancıların askeri birliklerine doğru ilerler ve burayı da 13.30’da ele geçirirler. Ayaklanmacılar ise bu sırada hükümette yer alan yedi lideri kaçırmış ve altısını öldürmüştür.

Ayaklanmanın iki ucunda olan Alves de Neto da Sovyetler Birliğinin Neto değil Alves’den yana olduğunu tahmin etmektedir. Ancak Küba Ordu komutanı Raúl Castro yolladığı ek 4 bin askerle birlikte MPLA safları içindeki ayaklanma olasılığını bastırır ve sonrasında ülkeye yaptığı ziyaretle Neto’ya olan güveni tazeler. Buna karşılık Neto’nun Sovyetler Birliğine olan güvensizliği artacaktır.

Cabinda

Angola topraklarından ayrı olan Cabinda, ayrı bir Portekiz sömürgesiyken bağımsızlık görüşmeleri sırasında Angola tarafından kapsanmıştır. Cabinda’nın zengin petrol kaynaklarının bölge için kullanılmasını savunan bazı Cabindalılar ayrılıkçı bir gerilla hareketi başlatarak buradaki Küba askeri üssüne saldırır. Küba birlikleri bu ayaklanmayı bastıracak ve petrol üretiminin aksamaması için bölgeye 2 bin asker göndereceklerdir.

1980’ler

Bu dönemde Küba’nın Angola ile ilişkileri değişecek, askeri komuta çoğunlukla Sovyet komutanlara devredilecek ve yoğunluklu olarak insanî yardım ve altyapı çalışmalarına ağırlık verlecektir. Bu süre zarfında Küba, Angola’daki MPLA iktidarının gerçek bir sosyalist devlet olabilmesi için özveriyle yardım edecektir. Küba, çok sayıda doktor, öğretmen, mühendis ve uzman getirecektir. Küba’nın tıp alanındaki yardımı o kadar büyük boyuttadır ki Angola’da tıp dili İspanyolca olmuştur. Sağlık alanında iki ülke arasında kurulan bağ bugün hala geçerliliğini korumaktadır. Küba Angola’ya eknik personel sağlamanın yanı sıra çok sayıda Angolalı gençe burs vererek eğitimlerini Küba’da sürdürme imkânı tanımıştır.

Ancak iki ülke halkları arasında meydana gelen ufak çaplı hadiseler bazı huzursuzluklara da yol açmıştır. Angolalılar kendi ülkelerinde Kübalıların birinci sınıf kendilerinin ise ikinci sınıf muamele gördüklerini ileri sürmüştür. Angola – Küba ikili ilişkilerinin önemli ticari boyutu olan bir yanı da Angola’nın ihraç ettiği petroldü. Özellikle Sovyetler Birliği ve Angola’dan petrol ihtiyacını sağlayan Küba 1980’li yıllarda petrol fiyatlarının düşmesiyle birlikte Angola’da bulunan askeri ve diğer personelinin giderlerini karşılayamaz olacaktır. Angola ise düşen petrol fiyatlarından ötürü nerdeyse iflas etmek üzeredir.

Angola İç Savaşı bu dönemde sürmekte ve UNITA ile Güney Afrika Ordusu MPLA iktidarını zorlamaktadır. Güney Angola’ya 1987 yılında yapılan FAPLA seferi sonucu Cuito Cuanavale Muharebesi yaşanacak ve Güney Afrika Ordusuna önemli bir darbe indirilecektir. Küba’nın Angola’daki yoğun askeri varlığına onurlu bir şekilde son verilmesi için beliren bu fırsat kaçırılmayacak ve New York Antlaşması sonucunda hem Güney Afrika hem de Küba Ordularının Angola’dan çıkması karar altına alınacak, Güney Afrika’nın sömürgesi olmuş olan Namibya’nın da bağımsızlığı kazanılacaktır. Soğuk Savaş’ın sona ermesi ve Sovyetler Birliği’nin dağılmasıyla beraber Küba, sosyalist blokun dağılmasıyla en önemli ticari ortaklarını kaybedecek ve çok zorlu bir döneme girecektir.

Antlaşmadan sonra ilişkiler

Antlaşmadan sonra Güney Afrika ve Küba birliklerinin boşalttığı Angola’da UNITA ABD tarafından desteklenmeye devam edecektir. Güney Afrika o döneme kadar yenilmez olan ordusunun aldığı mağlubiyet ve elinden çıkan Namibya’dan sonra ırkçı rejimin yaşadığı çelişkiler keskinleşecek ve birkaç yıl sonra bu rejim devrilecektir. Küba ise Sovyetler Birliği ve sosyalist blokun dağılmasından sonra yalnız başına ayakta kalmaya çalışacağı “Özel Dönem”e girer.

Angola’daki MPLA yönetimi sosyalist blokun yenilmesinden sonra kapitalist ekonomiler arasında ayakta kalabilmek için yeni bir siyasi ve ekonomik bir hat belirler. Partinin marksist-leninist hattı tek edilerek kapitalist ekonomi ve çok partili demokrasi rejimi benimsenir. UNITA ile masaya oturma ve seçimlerin yapılması kararı başarılı olamayacak, UNITA’nın silahlı mücadeleden vazgeçmemesi iç savaşın düşük şiddetle de olsa sürmesine sebep olacaktı.

Uluslararası kamuoyu ve ABD tarafından tanınan Angola yönetimi UNITA’yı yalnızlaştıracak ve en sonunda 2002 yılında Jonas Savimbi’nin öldürülmesiyle UNITA silah bırakacaktır.

Günümüzde ilişkilerin durumu

İç savaşın sona ermesinden sonra Angola barışçıl bir kalkınma içine girmiştir. Küba’nın günümüzde Angola ile ilişkileri daha çok Küba’nın Angola halkına yaptığı tarihî yardımın hatırlanmasına indirgenmiştir[14]. Küba’nın Angola’ya tıp, tarım ve inşaat alanında uzman personel yardımı sürmekteyse de Angola’nın kıtadaki en önemli ticari ortağı yeni Güney Afrika Cumhuriyetidir. Angola ve Namibya’nın bağımsızlığının kazanılmasında özellikle ırkçı Güney Afrika yönetimine karşı verdiği savaşla destek veren Güney Afrika Komünist Partisi ve Mandela’nın Afrika Ulusal Kongresi ANC günümüzde Angola ve Güney Afrika ilişkilerinin gelişmesini sağlamıştır.

Küba, Angola’nın kurtuluşu için tarihte pek az görülür bir özveriyle mücadele etmiş ve zafer kazanılmasına katkıda bulunmuş da olsa 19702li yıllarda öngörülen ve Afrika kıtasına sosyalizmin taşınması mümkün olamamıştır. Bugün iki ülke arasındaki ilişkiler yeniden gelişmekte ve dostluğa dayanan bir arka planda ilerlemektedir[15].

Ayrıca bakınız

Konuyla ilgili yazılan eser

Kaynakça

  1. Mobutu’nun devrilmesinden sonra başa gelen Laurent Kabila, Che ile beraber savaşan gerillalardandı.
  2. Kukkuk, Leon (2005). Letters to Gabriella, s. 156
  3. Bu grup, silahsız olarak ve turist görünümünde Havana-Lizbon-Luanda üzerinden tarifeli uçakla Angola’ya gelecektir. Bkz. George, Edward (2005). The Cuban Intervention in Angola, 1965-1991: From Che Guevara to Cuito, s. 65–70
  4. Güney Afrika Namibya’nın bağımsızlığı için mücadele eden SWAPO örgütünün Angola’daki MPLA tarafından desteklenmesini gerekçe göstererek Angola İç Savaşına UNITA lehine katılacak ve 1988 yılındaki Cuito Cuanavale Muharebesindeki yenilgiye kadar müdahil olacaktır.
  5. Westad, Odd Arne (2005). The Global Cold War: Third World Interventions and the Making of Our Times, s.230–235
  6. Mazrui, Ali Al 'Amin (1977), The Warrior Tradition in Modern Africa, s. 227
  7. Metnin İspanyolca hali:
    "Ellos están acostumbrados a pensar que cuando un país hace algo es porque está buscando petróleo, o cobre, o diamante, o algún recurso natural ¡No! Nosotros no buscamos ningún interés material, y los imperialistas lógico no lo entiendan. Porque se guían por criterios exclusivamente chovinistas, nacionalistas, egoístas. Estamos cumpliendo un elemental deber internacionalista cuando ayudamos al pueblo de Angola."
  8. Schraeder, Peter J. (1999). United States Foreign Policy Toward Africa: Incrementalism, Crisis and Change. s.87–88
  9. Danopoulos, Constantine Panos; Watson, Cynthia Ann (1996). The Political Role of the Military: An International Handbook. s.451
  10. Ihonvbere, Julius Omozuanvbo; Mbaku, John Mukum (2003). Political Liberalization and Democratization in Africa: Lessons from Country Experiences. s.228
  11. Tanca, Antonio (1993). Foreign Armed Intervention in Internal Conflict. s.169
  12. Vine, Victor T. Le (2004), Politics in Francophone Africa, s. 381
  13. Edward, s.127-128
  14. 11 Aralık 2009 tarihli Prensa Latina haberi, 18 Ocak 2010 tarihinde erişilmiştir
  15. 05 Şubat 2009 tarihli Prensa Latina haberi, 18 Ocak 2010 tarihinde erişilmiştir
This article is issued from Vikipedi - version of the 7/1/2016. The text is available under the Creative Commons Attribution/Share Alike but additional terms may apply for the media files.