Arslanköy, Toroslar

Koordinatlar: 37°01′K 34°17′D / 37.017°K 34.283°D / 37.017; 34.283 Arslanköy, Mersin ilinin merkez ilçesi olan Toroslar'a bağlı bir mahalledir..Denize olan yüksekliği ise 1475 metredir.Arslanköy, 14. yüzyıldan sonra Çukurova ve Karaman bölgesi halkı tarafından yayla olarak kullanılmaya başlanmıştır. Aslanköy, Türk halk edebiyatımızda büyük yerleri olan Karacaoğlan ve Dadaloğlu gibi halk ozanlarının yaşadığı bölgelerden biri olması dolayısıyla da Mersin'in kültür merkezi sayılır. Burada, 1897 tarihinde ilk bucak ve belediye teşkilatı kurulmuş fakat 1923 yılında bu teşkilat kaldırılarak, köy muhtarlık idaresine dönüştürülmüştür. 1954 yılına kadar muhtarlık idaresinde olan Arslanköy, 1954 yılında yeniden belediyelik olmuştur.

Kurtuluş savaşında Arslanköy insanı bir destan yaratmıştır. Bu mücadeleden sonra eski adı Efrenk olan kasaba Arslanköy adını almıştır. 1919 yılının Kasım ayında başlayan işgaller sırasında Arslanköyü işgal etmeye gelen ve aralarında aslen buralı olan birkaç Ermeni gönüllünün de bulunduğu Fransız birliği Yavca köyünde imha edilmiştir. Bundan sonra Fransız işgal kuvveti tarafından Efrenk'e atanan karakol komutanı yakalanarak bir dipsiz mağaraya atmıştır.

Yerli halk, adı bilinmeyen bu komutanın Ermeni asıllı olduğuna inanır.

1 Mart 1920 sabahı Arslanköy'e gelen Kuva-yi Milliye birliği Arslanköylülerin sevgi gösterileriyle karşılandı.

Yapılaşma

Arslanköy'de evler genelde kuzey-güney doğrultulu olarak inşaa olunmuştur. Yapılar genelde ahşaptır. Eski yapılarda çoğunlukla sedir ağacı kullanılmış ancak sedir ağacının kıymetli olması sebebiyle daha sonra onun yerine ardıç, çam vs. gib diğer tür ağaçlar kullanılmaya başlanılmıştır. Daha sonraları evlerin duvar kısımları genel olarak taş ve kerpiçten yapılmaya başlanmış fakat kerpiç evlerin yapımı ve bakımı zor olduğu için duvarlarda taş kullanılmış ve üstüne de çinkodan çatı kaplanmıştır. Toprak evlerin damlarına kar birikmesi halinde yuvaklama denen işlem uygulanır. Yuvaklama, taş bir silindirin damdaki toprak üzerinde yuvarlandırılarak toprağın sıkıştırılması demektir.

Siyasi Olaylar (Sandık Namustur)

Türkiye’de tek partili siyasal rejim sürecinde açık oy gizli tasnif yöntemi ile sürekli bir şekilde iktidarda bulunan Cumhuriyet Halk Partisi 1946 yılından itibaren siyasi alanda liberalleşmeye gitmiş ve farklı siyasi partilerin kurulmasına izin vermişti. Savaş sonrası şartların Türkiye’ye etkisi şeklinde gerçekleşen bu gelişmenin pratik sonuçlarını görmek ise yıllar aldı. İktidarda bulunan CHP bu süre içinde gerçekleşen seçimlerde istediği sonucu almak için tüm devlet imkanlarını kullanmaktan çekinmedi.

İlk olarak 1946 seçimlerinde yaşanan genel seçimlerdeki usulsüzlükler 1947 yılında gerçekleşen Muhtarlık seçimlerinde artarak devam etti. Bu seçimde de hile olduğu düşüncesi ağırlık kazanmış olmasına karşın yine de seçim sonuçlarına büyük itirazlar gelmedi. Ancak bazı köylerde halkın seçim sonuçlarına tepkisi ve seçim sonuçlarına karşı direnişi öyle büyük oldu ki halkın seçim sanığını nasıl koruduğunu ve haklarını nasıl savunduğunu tüm Türkiye’ye gösterdi.

Bunların başında gelen ise Mersine bağlı Arslanköy’de yapılan muhtarlık seçimlerinde ortaya çıkan olaylardı. Devlet partisi olarak ülkeyi yönetmeye alışmış olan CHP’nin seçimlere nasıl müdahale ettiğini göstermesi açısından incelenmeye üzerinde durulmaya değer bir örnek olaydır.

Arslanköy halkı 12 yıl boyunca mahallesi yönetmiş olan Tahir Şahin’den memnun değildir ve muhtarı değiştirmek için gün saymaktadır. 26 Şubat 1947 günü geldiğinde ise halk oy kullanmak için sandık başına gitmiştir. Seçimlerin tamamlanmasından sonra oy sayımı yapılmış ve şöyle bir sonuç çıkmıştır. Demokrat Parti adayı Harun Yedigöz 565, 12 yıl muhtarlık yapmış olan CHP adayı Tahir Şahin 53, diğer CHP’li aday Hasan Dönertaş 153 oy almıştır.

Oylar bu şekilde sayıldıktan sonra tasnif işlemine geçilecektir. Ancak tasnif gerçekleştirilemez. Sebebi ise yürürlükte olan köy kanununa göre tasnif işlemi sırasında görevde olan muhtar ve altı azanın tasnifte hazır bulunması gerekmektedir. Ancak tasnif işlemi başlamadan kısa bir süre önce seçimi kaybettiğini öğrenen muhtar ve 3 aza mahallesi terk etmiştir. Bu durumda Nahiye müdürü tasnif işleminin yapılamayacağını ifade eder.  Muhtarın dönüşüne kadar sandığın karakolda muhafaza edilmesini söyleyen Nahiye müdürüne köylüler karşı çıkarak, sabaha kadar sandığın başında beklerler. Ertesi gün ise sayım tutanaklarını aldıktan sonra sandığın ihtiyar heyetinin doğal üyesi olan ve ilkokulun müdürü olan Mustafa Kubilay’a teslim edilmesini kabul ederler.

Köylüler muhtarın dönmesini beklerken muhtar da Mersine gitmiş ve Vali Tevfik Sırrı Gür’e seçim sonuçlarını iletmiştir. Sonucun kendisi  ve CHP adına “yıkıcı” olduğunu ve yeniden seçim yapılması isteğini valiye iletmiştir

Bu istek üzerine vali, bir yüzbaşı ve birkaç askeri, seçimlerin yenilmesi amacıyla köye göndermiştir. Mahalleye gelen yüzbaşı, yeni bir seçim için hazırlıklarını başlatmıştır. Köylüler yüzbaşıya seçimlerin kurallara uygun bir şekilde gerçekleştiğini anlatmaya çalışmışlarsa da bu konuda başarılı olamadılar. Yüzbaşının, içinde kullanılmış oy pusulalarının olduğu yedieminde bulunan seçim sandığını istemesi üzerine ise gerginlik baş göstermeye başladı. Köylüler seçim sandığını yalnızca Cumhuriyet savcısına verebileceklerini, bunun dışında kimseye verilmeyeceğini ifade ettiler. Yüzbaşının seçim sandığını ancak zorla alabileceğini vurguladılar. Sandığın zorla alınma ihtimaline karşı mahallenin kadınlarından, önde gelen, Elif Bozdoğan, Öksüz Fatma lakaplı Fatma İpek, Goca Zeynep lakaplı Zeynep Türkmen, Sarı Hasan lakaplı Hasan Koç'un hanımı, Havana Koç ile birlik de, birçok köylü kadın, seçim sandığının bulunduğu evin etrafını çevirdiler ve korumaya aldılar.

Yüzbaşı ise seçim sandığını almakta kararlıdır. Askerleri ile beraber evin önüne gelir ve zor kullanarak eve girmeye çalışır. Yüzbaşının kapıyı kırması için onbaşıya emir vermesi üzerine kadınlar onbaşının üzerine atlar ve yere düşürür.

Bunun üzerine yüzbaşı, emrindeki bir manga askere süngülerini takıp ateş etmesi emrini vermiş ve kadınlardan korkup kaçmıştır. Bu sırada Osman Yavuz adında Demokrat Partili olduğu bilinen bir kişi köylü kadınlara “Asker size hiçbir şey yapamaz. Ölürsek de sandığımızı ve namusumuzu koruyarak öleceğiz. Vurun.” diyerek sandığı vermemek adına kadınları yönlendirmiştir.

Yüzbaşının korkup kaçtığını ve çamaşırhane de saklandığını tesbit eden mahallenin kadınlarından, Öksüz Fatma, Elif Bozdoğan ve diğer kadınlar, Yüzbaşıyı olduğu yerde kıskıvrak çevirip, komalık etmişlerdir.

Askerler havaya ateş ederken köylü kadınlar bu sefer de askerlerin üzerlerine yürümüş ve askerler ile aralarında bir süre arbede yaşanmıştır. Jandarmalar ve yüzbaşı havaya ateş ederken birçoğu kadın olan köylü de ellerindeki sopalarla ve taşlarla jandarmaya karşı koymuştur. Ve işte bu anlardan itibaren olaylar büyümüş ve önlenemez bir hal almıştır. Olayların bu şekilde büyümesi üzerine Vali Tevfik Sırrı Gür yüz seksen beş jandarma, bir üsteğmen ve iki yüzbaşıyı olayların bastırılması için köye göndermiştir. Mahallenin etrafı askerler tarafından çevrilmiş, halkın evlerinden dışarı çıkması ise yasaklanmıştır.

Yapılan tahkikatın ardından onlarca kişi tutuklandı ve mahkemeye sevk edildi. Suçları devlet otoritesine, devlet güçlerine karşı gelmekti. Bu arada mahallede seçimler yenilendi. Köy meydanına konulan sandıkta gerçekleşen seçimlerin sonucu oy pusulalarını kimseye göstermeden ilan eden Yüzbaşının dilediği şekilde neticelendi. Önceki seçimin iki adayı da bu seçimde kazanan değildi. Demokrat Parti adayı Tahir Şahin’e bir oy bile çıkmamıştı. Muhtarlık seçimini kazanan Yüzbaşının köye geldiğinden beri iaşesini dağıtan iyi ilişkiler kurduğu yeni aday olan Gök Mulla Ahmet lakaplı, Ahmet Doğandı. Seçimin sonucunu yüzbaşı belirlemişti. Tasnif sırasında oy pusulasında her ne isim yazarsa yazsın Yüzbaşı, Gök Mulla Ahmet lakaplı, Ahmet Doğan’ın ismini okuyordu.  Bu sonuca kimse itiraz etme gereği bile duymadı.

Sonrası ise Arslanköy halkı için daha zorlu oldu. Tutuklu ve tutuksuz olarak uzunca süre mahkemelerde devlet otoritesine karşı gelmekten, isyan çıkarmaktan idam ile yargılandılar. Ancak seçim sandığına sahip çıkmalarındaki kararlılık ve direnişle Türkiye’nin demokrasi mücadelesinde önemli bir yer aldılar.

Kaynaklar : Hüseyin Baran;Tek parti dönemi'nde iktidar muhalefet ilişisi: Arslanköy örnek olayı. Kaynak: Öksüz Fatma Lakaplı, Fatma İpek'in torunu, Gazeteci, Yazar, Nurhayat Küçük.

Osman Akandere, Milli Şef Dönemi, Çok Partili Hayata Geçişte Rol Oynayan İç ve Dış Tesirler

Ayrıca bakınız

This article is issued from Vikipedi - version of the 12/7/2016. The text is available under the Creative Commons Attribution/Share Alike but additional terms may apply for the media files.