Ermeniler
Toplam nüfus | |
---|---|
6 - 8 milyon[1] | |
Önemli nüfusa sahip bölgeler | |
Ermenistan | 3.229.900[2] |
Rusya | 2.500.000[3] |
ABD | 1.500.000[4] |
Fransa | 750.000[5] |
İran | 560.415[6] (2006) |
Gürcistan | 348.900[7] |
Suriye | 190.000[8] |
Lübnan | 140.000[9] |
Arjantin | 134.000 |
Dağlık Karabağ [10] | 146.573[11] |
Ukrayna | 100.000[12] |
Türkiye | 40.000-76.000[13] |
Ürdün | 70.000[14] |
Irak | 60.000 |
Almanya | 42.000 |
Brezilya | 40.000 |
Avustralya | 37.000 |
Yunanistan | 35.000[15] |
Kanada | 34.000[4] |
Özbekistan | 33.000 |
Türkmenistan | 30.000[16] |
Macaristan | 30.000[17] |
Belarus | 24.000 |
Uruguay | 19.000 |
Birleşik Krallık | 18.000 |
Kazakistan | 15.000 |
Bulgaristan | 10.832[18] |
Mısır | 10.000 |
Çek Cumhuriyeti | 10.000[19] |
Polonya | 262[20] |
Diğer ülkeler | 100.000[8] |
Diller | |
Ermenice | |
Din | |
Genellikle Hristiyanlık (Apostolik, Katolik, Protestan, Ortodoks) Az sayıda İslâm | |
İlgili etnik gruplar | |
Hemşinliler - Hint-Avrupa halkları |
Ermeniler (Ermenice: հայեր - Hayer), bir Hint-Avrupa halkı olan Ermenilerin tarih sahnesine çıktığı ilk yer Anadolu'dur. 7 ile 10 milyon arasında olduğu tahmin edilen toplam nüfusun çoğunluğu bugün dünyanın farklı noktalarına dağılmış durumda olup Ermenistan'da ise 3 milyon civarındadır.
20. yüzyılın başlarına dek Anadolu'da yaşayan halk 1915'te çıkarılan Tehcir Kanunu ile Anadolu'dan Orta Doğu'ya sürgün edilmiştir. Sürgün boyunca nüfusun önemli bir kısmı yolda yaşamını yitirmiş, diğerleri ise Rusya, İran gibi ülkeler ile Azerilerin yoğun yaşadığı (Gürcistan'ın Kvemo Kartli bölgesi, Ermenistan ve Dağlık Karabağ) yakın coğrafyalara ve Fransa, ABD, Kanada ve Avustralya gibi uzak ülkelere göç etmişlerdir. Bu uzak göçlerle birlikte Ermeni diasporası meydana gelmiştir. Türkiye ve İran'da bulunan Ermeni azınlıklar diaspora tanımı içerisine girmemektedirler.
Dil
Ermenice, Hint-Avrupa dil ailesi içinde bağımsız bir koldur. Yukarı Fırat ve Aras havzasında MÖ 5. yüzyıldan itibaren varlığı kaydedilmiş ve 405 yılından itibaren Ermeni alfabesi ile yazılmaya başlanmıştır.[21] Din adamı Mesrop Maştots (y. 361-441) tarafından geliştirilerek günümüze dek kullanılan Ermeni alfabesi 38 harften oluşur.
Modern Ermenice yazı lehçeleri, İstanbul merkezli olarak gelişen Batı Ermenicesi ile, İsfahan merkezli olarak yayılan Doğu Ermenicesidir. Ermenistan Cumhuriyeti'nin resmî dili Doğu Ermenicesidir. Batı ülkelerindeki Ermeni diasporası bünyesinde Batı Ermenicesi daha yaygın olmakla birlikte, son yıllarda Ermenistan Cumhuriyeti'nin kültürel etkisinin artmasıyla birlikte Doğu Ermenicesi giderek ön plana çıkmıştır.
Dinî kimlik
Ermeni toplumu, geleneksel tarih anlatımına göre MS 301 yılında "Aydınlatıcı" (Lusavoriç) lakabıyla anılan Aziz Gregor'un önderliğinde Hristiyan dinini kabul etmiştir. Yaygın bir kanıya göre dünyada Hristiyanlığı resmi olarak kabul eden ilk devlet Ermeni Krallığı'dır[22]. Ancak 451 yılında Kalkedon Konsili'nde Roma Kilisesi ile Doğu kiliseleri arasında doğan doktrin farkları ve siyasi çekişmeler nedeniyle[23] Ermeni Kilisesi, Ortodoks/Katolik dünyasıyla yolunu ayırarak Oryantal Ortodoks kiliselerinden biri oldu. Hristiyanlığı Ermenilere ilk tanıtanlar olduklarına inanılan, İsa Mesih'in havarileri Taday ve Bartalmay'a dayanarak Ermeni Apostolik Kilisesi adını alan ulusal kilise, Batılı kaynaklarda (Ermeni kilisesinin kurucusu olan Aziz Gregor'a atfen) Gregoryen adıyla da anılır.
Ermenilerin çoğunluğu Ermeni Apostolik Kilisesi'ne mensuptur. Bunun yanı sıra 17. yüzyılda ortaya çıkan Katolik Ermeni cemaati ve az sayıda Protestan Ermeni de mevcuttur.
5. yüzyılda (428 yıl) eski Ermeni Krallığı'nın yıkılması ile birlikte Ermeni Apostolik Kilisesine mensup olmak Ermeniliğin başlıca tanımlayıcı unsuru olarak değerlendirilmeye başlandı. Böylece, ulusal mezhebi terkederek mesela Ortodoks kilisesine bağlanan Ermeniler, Rum olarak kabul edilmişler, yine aynı şekilde Malazgirt Savaşı'ndan önce ve sonra Müslümanlığı kabul eden Ermeniler de zamanla Arap, Fars, Türk ya da Kürt kimliklerini benimsemişlerdi.
Tarih
Başlangıçlar
Tarihin babası olarak adlandırılan Hellen tarihçisi Heredot; Ermeniler'i, Trakya kökenli bir halk olan Frigler'in (Frigyalılar) doğuya, Urartu bölgesine yönelen bir kolu olduğunu söylemiştir.
Ermeniler; Balkanlar'dan Anadolu'ya gelen, Hint-Avrupa kökenli ve Trak-Frig soyundandırlar. Frigler'in bir kolu, İlliryalılar(Arnavutlar)'ın baskısıyla M.Ö. 6. yüzyılda Doğu Anadolu'ya göçederek yerleşmişlerdir. Böylece bölgenin eski halklarının kalıntıları (Urartular, Hurriler) ve bazı Kafkas kökenli yerli halklarla beraber bugünkü Ermeni toplumunu meydana getirdiler.
Ermeniler kendilerine Hay ve ülkelerine Hayastan veya Hayk adını verirler. Yabancı ulusların Ermeni ülkesi için kullandıkları bir terim olan Armina veya Arminiya ilk kez M.Ö. 510 tarihli Eski Farsça (Persçe) Bisutun yazıtında kaydedilmiştir.
Eski Pers İmparatorluğu'nun Arminiya eyaleti (satraplığı) Van Gölü havzası merkez olmak üzere Ağrı Dağı yöresi ve Aras ve Arpaçay vadileri ile en Batıda Elâzığ ve Erzincan yöresini içerecek şekilde Yukarı Fırat havzasını kapsamaktaydı. Aynı bölge Antik Çağ boyunca Eski Yunan ve Latin kaynaklarında Armenia, İslamiyet dönemine ait Arap kaynaklarında ise Armaniyya/Ermeniyye olarak adlandırılır. Erken dönem Türkçe metinlerde coğrafi bölge adı olarak Ermeniyye terimine 15. yüzyıl başlarına dek rastlanır.
Bölgede M.Ö. 1. binyılın ilk yarısında Urartu Krallığı hüküm sürmüştür. Urartu uygarlığının M.Ö. 7. yüzyıldan itibaren zayıflayıp çökmesiyle, aynı bölgede birbirinden bağımsız hareket eden çeşitli Ermeni beyleri güçlenerek Antik Ermeni Krallığını meydana getirmişlerdir.
Eski Ermeni Krallığı
Eski Fars (Pers) İmparatorluğunun son döneminde Arminiya eyaletinin siyasi öneminin arttığı ve bölgenin imparatorluk bünyesindeki iktidar mücadelelerinde ön planda rol oynadığı görülür. Fars İmparatorluğunun Makedonyalı III. Aleksander tarafından yıkılmasından (M.Ö. 331) bir süre sonra bölgede, biri Aras Vadisinde, diğeri Sophene (Elazığ) havalisinde odaklanan iki ayrı krallık ortaya çıkmıştır. Her iki devletin hükümdar sülaleleri İran yönetici sınıfı kökenli olduklarını iddia etmekle birlikte, Suriye ve Anadolu'da egemen olan Helenistik devletlerle yakın ilişkiler kurmuşlardır.
M.Ö. 1. yüzyıl başında Suriye'de Selevkoslar Krallığının çöküşü üzerine Ermenistan Kralı II. Tigran (M.Ö. 95 - 55) Yukarı Mezopotamya ve Suriye'ye doğru yayılma siyaseti izleyerek egemenliğini bugünkü Lübnan'ın güneyine dek genişletmeyi başarmıştır. Tigran, başkentini de Diyarbakır (Amida) yakınlarında kurduğu Tigranakert (Tigranocerta) kentine taşımıştır. Ancak Doğu Akdeniz'de güçler dengesinin bozulmasından rahatsız olan Roma İmparatorluğunun müdahalesi üzerine Tigran, Pompeius komutasındaki Roma kuvvetlerine yenilmiş ve fethettiği toprakları terke mecbur bırakılmıştır.
M.Ö. 1. yüzyıldan MS 4. yüzyıla dek Ermeni krallığının, bir yandan Roma, diğer yandan İran'da kurulan Part ve daha sonra Sasani imparatorlukları arasında bir tür "tampon bölge" görevi üstlendiği görülür. Krallar sık sık dış güçlerin müdahaleleriyle değişmiş, hatta kraliyet hanedanı dışından yabancı asıllı kişiler zaman zaman Roma veya İran baskısıyla kral atanmışlardır. Kraliyet makamının zayıfladığı bu dönemde yerel bey hanedanları (nakharar 'lar) güçlenmiş ve çok sayıda beylikler ortaya çıkmıştır. En önemli nakharar hanedanları Muş'ta Mamigonyan'lar, Kars'ta Gamsaragan'lar, İspir'de, daha sonra Kars, Ardanuç ve Muş'ta Bagratuni'ler, Başkale ve Van'da Ardzruni'ler, Gevaş'ta Rştuni'ler, Tekman'da Vahevuni'ler, Erciş'te Abahuni'ler, Malazgirt'te Knuni'lerdir.
387 yılında Ermenistan, Doğu Roma İmparatorluğu ile Sasani İmparatorluğu arasında ikiye bölünmüştür. Bu tarihte çizilen ve Erzurum-Silvan-Nusaybin hattından geçen sınır, yaklaşık 300 yıl boyunca Bizans-İran sınırını oluşturmuştur. Batı Ermenistan bu tarihten itibaren Bizans tarafından atanan (fakat çoğunlukla yerel nakharar ailelerinden gelen) askeri valilerce yönetilirken, Doğu Ermenistan'da kraliyet hanedanı 421 yılına kadar hüküm sürmüş, bu tarihten sonra doğuda da İran tarafından atanan valiler (vostikan 'lar) dönemi başlamıştır. Ancak 451 yılında, İran Sasanid imparatorlugu Ermenilerin dini seçimlerini zor kullanarak değiştirmek istediğinde, Ermeni beylerinin temsilcisi (sparabed) Vartan Mamigonyan önderliğinde İran'a karşı başlatılan savaş yenilgi ile sonuçlanmıştır. Ermeniler yenildiği halde İranlilar Ermeniler'e dinde özerkliklerini geri vermişlerdir. Bu nedenle Ermeniler arasında bu yenilgi aslında bir başarı olarak adlandırılır.
Ortaçağ
Ermeni ülkesi 640-653 yılları arasında gerçekleştirilen seferler sonucunda Arap egemenliğine girmiştir. Ancak Halifelik yönetimi bölgede doğrudan bir İslamlaştırma veya Araplaştırma politikası uygulamayarak, yerel nakharar sülalelerine geniş özerklik tanıyan bir düzen kurmuştur.
9. yüzyıl sonunda Abbasi Halifeliğinin zayıflaması üzerine, Bizans'ın Ermeni beylerini kazanmaya yönelik politikalar geliştirdiği, buna karşılık Bağdat yönetiminin de Arap yanlısı olarak tanınan Bagratlılar ve Ardzruniler gibi nakharar ailelerini destekleme yoluna gittiği görülür. 806'da Halife Harunürreşid Bagratlılar´dan "Et Yiyen" lakabıyla anılan Aşot'u "Ermenistan Emiri" ilan etmiştir. Kendisinin torunu olan bir başka Aşot Bagratuni 886'da "Şehinşah-ı Armen" sıfatıyla Ermenistan tacını giymiştir. Kars ve Ani kentlerinde hüküm süren Bagratuni'lere karşılık, Gevaş ve Akdamar Adası'nda yerleşik olan Ardzruni hanedanı onlara rakip bir Ermenistan Krallığı iddiasına girişmişlerdir. Her iki krallık iç kavgalar ve hanedan mücadeleleriyle bölündüğü halde, 10. yüzyılda ve 11. yüzyılın ilk yıllarında, bugüne kadar kalıntıları görülen bayındırlık ve sanat eserleri ortaya koydular. Akdamar Adası'ndaki Surp Haç Kilisesi ve Kars, Ani ve Artvin yöresindeki birçok anıtsal yapı bu dönemin eseridir.
11. yüzyıl başında tamamen parçalanan Arap imparatorluğunun bıraktığı boşlukta Bizans İmparatorluğu atağa geçerek bölgedeki Ermeni devletlerini teker teker egemenliği altına almıştır. Malazgirt 993'te, Ardanuç ve Yusufeli 1000'de, Ardzruni Krallığı 1020'de, Ani 1045'te, Kars 1064'te Bizans'a boyun eğer. Yenilgiye uğrayan Ermeni beyleri Bizans Devleti tarafından Fırat'ın batısındaki eski Rum topraklarına göç ettirilerek, maiyetleri ile birlikte Sivas, Kayseri, Maraş, Antep ve Kilikya bölgelerine iskân edilirler.
Malazgirt Savaşı'ndan sonra Anadolu'da Bizans egemenliğinin iflası üzerine, Bizans toprakları içindeki Ermeni askeri şeflerinin bazıları İç-doğu Anadolu'da bağımsız veya özerk(yarı-bağımsız) beylikler kurmuştur. Bu beyliklerin çoğu 1080'den sonra Türkler tarafından tasfiye edildi ya da küçük bir bölümü Müslümanlığı kabul ederek Türkleşirken,Kilikya (Çukurova) bölgesinde Sis (Kozan) ve Anavarza kalelerinde yerleşik olan Rupenyan Beyliği yaklaşık 300 yıl boyunca bağımsız kimliğini korumayı başardı.
Türk ve İran egemenliği
Ermeniler'in vatanı 11. yüzyıldan itibaren çeşitli Türk ve İran devletlerinin egemenliği altında paylaşıldı. Eski Ermeni yerleşim merkezleri 13. yüzyıldaki Moğol istilası ve özellikle 16. yüzyıldaki Osmanlı-İran savaşları sonucu büyük tahribata uğrarken, bölgeden Türk ve İran devletlerinin siyasi ve ekonomik merkezlerine doğru önemli bir Ermeni göçü vuku bulmuştu.
15. yüzyılda Akkoyunlu Devleti, Ermeni kilisesine yönelik aktif bir himaye politikası izlemiş, Ermeni Kilisesi'nin ruhani başkanlığı olan Gatoğigosluk makamının Eçmiadzin'de (bugünkü Ermenistan Cumhuriyeti içinde, antik Vağarşapat kenti yakınında) 1441'de yeniden tesisine önayak oldu. II. Mehmed'in 1476'da İstanbul'da Ermeni Patrikhanesini kurdurmasında, Akkoyunlu Devleti ile Osmanlı Devleti arasındaki güç mücadelesinin etkisi vardı.
1606'da Safevi Şahı I. Abbas İsfahan yakınında Yeni Culfa kentini kurarak Nahçıvan ve Kars'tan getirdiği 150.000 Ermeniyi buraya iskân ettirdi. Bu tarihten itibaren Yeni Culfa, İstanbul ile birlikte Ermeni kültürünün başlıca iki merkezinden biri olarak öne çıktı.
Ermeni Reform Hareketi ve milliyetçiliğin doğuşu
Osmanlı Ermenileri arasında Batılılaşma ve reform hareketlerinin başlangıcı 18. yüzyılın ilk yıllarına dayanır. 1701 yılında Sivas'lı Mkhitar Vartabed öncülüğünde İstanbul'da başlayan reform hareketi, kız ve erkek çocuklar için modern okullar açılması, eski kilise Ermenicesi yerine İstanbul halk diline dayalı yeni yazı dilinin geliştirilmesi, Batı dillerinden kitaplar çevrilmesi, ve reformlara direnen Kilise yönetimine karşı sivil siyasi örgütlenmelerin kurulmasını hedeflemiştir. Zaman zaman sert mücadelelere sahne olan reform hareketi, 1860'ta Padişah Abdülmecid tarafından Ermeni Milleti Nizamnamesi ile gerçekleşti. Bu Nizamname ile kurulan Ermeni Millet Meclisi Osmanlı Devletindeki ilk temsili parlamenter organ niteliğinde olup, 1876 Kanun-u Esasi'si ile kurulan Osmanlı Mebusan Meclisi'ne de örnek teşkil etmiştir.
İstanbul Ermeni entelijensiyası özellikle 1826-1876 yılları arasında, II. Mahmut ve Tanzimat'ın reform politikalarıyla özdeşleşerek, Osmanlı siyasi ve kültürel yaşamında daha önce sahip olmadığı aktif bir rol oynamaya başlamıştır. Ermenice basın 1860'tan itibaren hızla gelişerek Türkçe basınla rekabet edebilecek bir toplam tiraja ulaşmıştır. 1856 Islahat Fermanı'ndan sonra Ermeniler çeşitli devlet kademelerinde görev alarak, askeri ve sivil vezaret (paşalık) rütbesine ve nazırlık görevine kadar yükselmişlerdir.
Ermeni toplumu içinde devrimci ve milliyetçi akımlar 1870'lerin sonunda II. Abdülhamid'in gayrimüslimlere karşı yürüttüğü baskıcı hareketler sonucu olarak, özellikle Avrupa'da eğitim gören üniversite gençliği arasında boy göstermiştir.
Sosyalist ve devrimci nitelikteki ilk örgüt olan Hınçak ("Çan") 1887'de İsviçre'nin Cenevre kentinde üniversite öğrencisi Avedis Nazarbekyan ve arkadaşları tarafından kurulmuştur. 1890'da Tiflis'te Kristapor Mikaelyan, Stepan Zoryan ve Simon Zavaryan tarafından kurulan Ermeni Devrimci Federasyonu ya da yaygın adıyla Taşnaksutyun ("Federasyon"), kısa zamanda Hınçak'çıları ikinci plana iterek, ulusçu hareketin ana örgütü olarak öne çıkmıştır.
1895'te Taşnaksutyun önderliğinde Doğu Anadolu'da girişilen protesto yürüyüşü, II. Abdülhamid'in yönetimince sert bir şekilde bastırılmıştır. Protestonun amacı azınlıklara yapılan baskının durudurulmasının istenmesi idi. 1895 olayları çoğu zaman "Birinci Ermeni Katliamı" olarak adlandırılır.
Abdülhamid saltanatının son yıllarında Ermeni Devrimci Federasyonu rejime karşı direnişin önemli bir nüvesini oluşturmuş ve bu niteliğiyle İttihat ve Terakki örgütüne de model ve müttefik olmuştur. 1908 Devrimi'nde İttihat ve Terakki ile Taşnaksutyun beraber hareket etmişlerdir. Ancak ihtilalden kısa bir süre sonra iki örgüt arasında anlaşmazlık çıkmış, ve iktidar partisinin eski müttefikleri hakkındaki kuşkuları, İttihat ve Terakki'nin 1912'den itibaren belirginleşen Ermeni aleyhtarı politikasında rol oynadı.
Ermeni Kırımı
Vikipedi'nin kalite standartlarına ulaşabilmesi için, bu maddenin veya bir bölümünün temizlenmesi gerekmektedir. Görüşlerinizi lütfen tartışma sayfasında belirtiniz. Bu madde Kasım 2009 tarihinden beri etiketli olarak durmaktadır. |
I. Dünya Savaşı öncesinde, 1914 sayımına göre Osmanlı İmparatorluğu’nun toplam nüfusu 18.520.016 kişiydi. Bunun 15.044.846’sı (%81,23) Müslümandı. Müslüman nüfus, Türkler, Kürtler, Lazlar, Araplar, Çerkesler ve diğer Müslüman milliyetlerden oluşmaktaydı. Kalan 3,475,170 kişinin 1.729.738’i (%9,34) Rum Ortodoks, 1.162.169’u (%6,27) Ermeni Gregoryen, 62.468’i (%0,34) Rum Katolik, Gürcüler (Kartveli ırkı), 65.844’ü (%0,35) Protestan, 24.845’i (%0,13) Latin, 187.073’ü (%1,01) Yahudi, 47.406’sı (%0,26) Maruni, 195.617’si (%1,06) diğerleriydi.
Nüfusun ana dile göre dağılımıyla ilgili olarak Osmanlı tarihçisi Kemal H. Karpat, 1914 yılı nüfus çalışmasıyla ilgili olarak şu gruplandırmayı yapmaktadır (Karpat, age, sayfa, 208-227): Müslümanlar, Rumlar, Ermeniler, Yahudiler, Katolikler, Ermeni Katolikler, Protestanlar, Latinler, Süryaniler, Eski Süryaniler, Keldaniler, Jakobiler, Maroniler, Samiriyeliler, Nasturiler, Yezidiler, Çingeneler, Dürziler, Kazaklar, Bulgarlar, Sırplar ve Ulahlar. Rum Katolik ve Rum Ortodoks nüfusları toplamı, 1 milyon 792 bin 206’dı. Ermeni Gregoryen ve Ermeni Katolik toplamı ise 1 milyon 230 bindir. Bu halde etnik köken itibariyle 1914 yılında Osmanlı İmparatorluğu nüfusunun yüzde 9,68’i Rum ve yüzde 6,64’ü Ermenidir. (Kaynak: Kemal H. Karpat, Osmanlı Nüfusu (1830-1914), Tarih Vakıf Yurt Yayınları, İstanbul, 2003, sayfa 226-227; birçok kaynaktan aktaran DİE, Cilt 2, sayfa 46.)
Cumhuriyet döneminin ilk sayımı olan 1927 nüfus sayımında Türkiye'de ana dili Ermenice olan nüfusu 64.745 kişi olarak belirtilmiştir. (Kaynak: İstatistik Umum Müdürlüğü ve Devlet İstatistik Enstitüsü, 1927 nüfus sayım sonuçları.)
I. Dünya Savaşı sırasında gerçekleşen bu büyük nüfus hareketi sırasında yaşananlar Ermeni kaynaklarında genellikle Medz Yeğern (Büyük Felaket) veya Çart (Kırım) olarak adlandırılmakta ve modern Ermeni tarihinin dönüm noktası olarak değerlendirilmektedir.
Kaynakça
- ↑ James B Minahan, Miniature Empires: A Historical Dictionary of the Newly Independent States, s. 3.
- ↑ 2005 tahmin. The Nationmaster.com page on Armenia 3.326.448 (Temmuz 2003 tahmin) 93% etnik Ermenilerin tahmin nüfusu , 3.093.000 olarak verilmiştir. Ermenisan'da Azerlerin nüfusunun son yıllarda hızlı şekilde düşmektedir. The National Geographic Atlas of the World, Seventh Edition (1999) Ermenistan'ın nüfusu: 3.800.000. %93 toplam 3.500.000 civarındadır. Ancak, Countrywatch ülke toplam nüfusu olarak sadece 2.935.400 rakamı vermiştir (2004). CIA'ye göre 2.982.904 (Temmuz 2005 tahmin).
- ↑ The 2002 Russian census kayıtlı 1.130.491 Ermeniler (nüfusun %0,78).
- 1 2 Bakınız w:en:Armenian-American; EuroAmerican.net resmî data (2000 ABD nüfus sayımı). The 2001 Canadian Census Kanada'da 40.505 Ermeni kökenlilerin olduğu saptamıştır. indicates Evlerinde Ermenice konuşan 149.694. The Armenian Embassy in Canada ABD'de 1 milyon ve Kanada'da 100.000 etnik Ermeninin yaşadığı tahmin edilmektedir. The Armenian Church. ABD'de Ermenilerin yarısı California eyaletinde yaşamaktadır.
- ↑ The Encyclopedia of the Orient 160.000 Apostolik ve 30.000 Katholik.
- ↑
- ↑ Georgia: The State Department for Statistics of Georgia: 348.900 represents %8,7 etnik Ermeni in an estimated national population of 4.371.500 (The Official data of 2002). The World Factbook: 267.000 represents %5,7 ethnic Armenians in an estimated national nüfusulation of 4.693.892 (Temmuz 2004 est.). Nationmaster.com: Georgia: 400.000 etnik Ermeni ülkenin toplam nüfusu (4.934.413) nun %8,1 oluşturmuştur (Resmî data; 1989).
- 1 2 The Education for Development Institute maintains Ermeniler hakkında bir site that includes information about the Ermeni diaspora (rakamlar).
- ↑ The Encyclopedia of the Orient 120.000 Apostolik ve 20.000 Katholik.
- ↑ Uluslararası arenada tanınmamaktadır ve hukuken Azerbaycan'ın parçasıdır.
- ↑ 27.01.1999 census of Azerbaijan
- ↑ The 2001 Ukrayna nüfus sayımı 99.894 kayıtlı Ermeni.
- ↑ Türk Ermenisiz, Ermeni Türksüz olmaz! 31 Ağustos 2008 tarihli Taraf gazetesi
- ↑ The Encyclopedia of the Orient
- ↑ The Armenian-Greek Community
- ↑ Turkmenistan: Focus on Armenian migrants
- ↑ Demographic information of Hungary.
- ↑ "Nüfusulation as of 1 March 2001 divided by provinces and ethnic group". National Statistical Institute. 2001. 22 Ocak 2015 tarihinde kaynağından arşivlendi. http://web.archive.org/web/20150122235505/http://www.nsi.bg:80/Census/Ethnos.htm.
- ↑ Armenian General Benevolent Union - Publications
- ↑ Cultural Diversity in Central European Urban Spaces : Issues , Methods , and Outcomes of Etnological Studies on Cultural Diversity in Poland
- ↑ Mahmoud A. Al-khatib, "Language shift among the Armenians of Jordan", International Journal of the Sociology of Language, Volume 2001, Issue 152, Pages 153–177, ISSN 0165-2516, DOI: 2001.
- ↑ Haz. Adrian Hastings, A World History of Christianity, Wm. B. Eerdmans Publishing, 2000, ISBN 0-8028-4875-3, p. 289.
- ↑ http://inciltarihi.com/hristiyanlik-tarihi/konsiller-donemi/kalkedon-konsili/