Çerkesler
Toplam nüfus | |
---|---|
dar (Adığeler) ve geniş (Kuzey Kafkasyalılar) anlamda | |
Önemli nüfusa sahip bölgeler | |
Türkiye (geniş) | 2.000.000[1][2] — 3.000.000[3][4] |
Rusya (dar) | 712.000[5] |
Ürdün (dar) | 170.000[6] |
Suriye (geniş) | 100.000 (1987)[7][8] |
Almanya (geniş) | 40.000[9] |
Libya (geniş) | 35.000[10] |
Irak (geniş) | 30.000[11] |
Amerika Birleşik Devletleri (geniş) | 25.000[2] |
İsrail (dar) | 3.595[9] |
Kosova (dar) | 1.200 |
Ukrayna (dar) | 1.010[12] |
Bulgaristan (geniş) | 573 (1992)[13] |
Hollanda (geniş) | 500[9] |
Diller | |
Çerkesçe, Türkçe, Rusça, Arapça, İbranice | |
Din | |
çoğu İslam (Hanefi Sünni) azı Hristiyan | |
İlgili etnik gruplar | |
Çerkesler (Kuzey Kafkasyalılar): birincil: Ubıhlar, Abazalar, Abhazlar ikincil: Osetler, Karaçaylar, Balkarlar üçüncül : Çeçenler ve Dağıstanlılar |
Çerkesler[14] veya Çerkezler, Adığeler, Adıgeler, Adigeler (Adigece: aдыгэхэр Adıġeḫer), Kuzey Kafkasya’da, tarihi Çerkesya'da (Çerkezistan), bugün ise Rusya Federasyonu'na bağlı Adıgey, Karaçay-Çerkes ve Kabardey-Balkar cumhuriyetleri ile Krasnodar Krayı ve Stavropol Krayı'nda Kuzeybatı Kafkas dillerinin Adığe-Abhaz grubundan Çerkesçeyi konuşan yerliler ile Çerkes Sürgünü'nde Çarlık Rusyası döneminde Kafkasya'dan Osmanlı İmparatorluğu topraklarına sürülen ve bugün Türkiye, Ürdün, Suriye ve Filistin gibi ülkelerde yaşayan Kuzey Kafkas halkı. Batı Çerkesleri ve Doğu Çerkesleri olmak üzere iki ana kola ayrılan Çerkesler bir düzine ana boydan oluşurlar. Abaza ve Abhazlarla akrabadırlar. Çerkesler 16.-17. yüzyıllardan itibaren Osmanlı Türkleri ve Kırım Tatarları aracılığıyla görece geç Müslüman olan bir toplumdur. Kafkasya’da Kuzey Osetya’nın Mozdok bölgesinde yaşayan 3 bin kişilik bir Hıristiyan Kabardey topluluk dışında Çerkeslerin tamamı Sünni Hanefi Müslümandır. Çerkes boyları üzerine en eski ve en geniş bilgiyi 1667 yılında Evliya Çelebi vermiştir.[15] Dünyada en büyük Çerkes nüfusu Kafkasya'da değil Türkiye'de bulunmaktadır. Rusya İmparatorluğu ile Çerkesler ve Kafkasya İmamlığı arasında Rusların Kafkas Savaşı, Çerkeslerin ise Rus-Kafkas Savaşı (1817–1864) ya da Rus-Çerkes Savaşı (1763–1864) dedikleri savaşlardan[16] sonra Ruslara geçen Çerkes topraklarında yaşayanların büyük bölümü Osmanlı topraklarına tehcir ettirilmiştir. Çerkes Sürgünü ya da Çerkes Soykırımı adı verilen bu olaylar 20 Mayıs 2011 tarihinde Gürcistan parlamentosu tarafından soykırım olarak tanınmıştır.[17].
Rusya Çerkesleri: Rusya Federasyonunda resmî kullanımda idarî birimine göre üç (2002 yılından beri: dört) ayrı halk olarak kabul edilirler:
- Adigey: aдыгейцы «Adıgeyliler» = Batı Çerkesleri
- Karaçay-Çerkes: черкесы «Çerkesler» = Doğu Çerkesleri
- Kabardey-Balkar: кабардинцы «Kabardeyler» = Doğu Çerkesleri
- Krasnodar Krayı: шапсуги «Şapsığlar» = Batı Çerkesleri'nden Şapsığlar
Türkiye Çerkesleri: Çerkes adı Kafkasya'da Çerkesçe denen lehçe grubunun Batı Çerkesçesi ve Doğu Çerkesçesi olmak üzere iki kolunu konuşan Kuzey Kafkasyalıları nitelendirirken, Türkiye'de (ve Osmanlı coğrafyasında) ise bunlar dışında ayrıca Abazalar, Abhazlar, Osetler, Karaçaylar, Balkarlar, Çeçenler ve Dağıstanlılar gibi farklı diler konuşan Kuzey Kafkasyalıları topluca belirtmek için Çerkes/Çerkez adı yaygın biçimde kullanılır. Osmanlı döneminde Karaçaylar için Kara Çerkes (قره چركس), Balkarlariçinse Dağ Çerkes (طاغ چركس) adı da kullanılmıştır.[18] Türkiye ve diğer diaspora Çerkesleri Kafkasya'dan sürgün edilmeleri tarihini 21 Mayıs 1864 Çerkes Sürgünü ve Soykırımı Anma Günü olarak kabul etmektedirler.[19][20]
Adlandırma
Rusya ve Rusçadaki kullanımı: ISO 639 kodu ady ve kbd olan ve Çerkesçe ortak adıyla anılan dilleri konuşan Kuzey Kafkasyalılar günümüzde Kafkasya'da idari yönden birbirinden bağımsız üç cumhuriyette (Adıgey, Karaçay-Çerkes, Kabardey-Balkar) yaşarlar. Günümüz Rusçasında hepsini için adıgi (Adığeler) terimi kullanılırken, resmî olarak Adıgeyli terimi Adıgey Cumhuriyetindekileri, Çerkes terimi Karaçay-Çerkes'tekileri, Kabardey terimi ise Kabardey-Balkar'dakiler için kullanılmaktadır. Bu üç idari birimde yaşayan Çerkesler/Adığeler Rusya'da (ve Rusçadan çeviri yapan dillerde) üç ayrı milliyetmiş (Adıgeyliler, Çerkesler ve Kabardeyler) gibi kabul edilmeye başlanmıştır.[21][22] Karaçay-Çerkes'te Doğu Çerkesçesini konuşanlar kendilerini ifade ederken Adığeler terimi yanında Rusça resmî adlarının uyarlama çevirisi olan Çerkesler (шэрджэсхэр Şercesḫer, черкесхэр Çerkesḫer) terimini de kullanırlar. 27 Temmuz 1922 tarihinde kurulan Krasnodar başkentli Çerkes (Adıgey) Özerk Bölgesi Çerkes milliyetli iken 24 Ağustos 1922 tarihinde Adıgey (Çerkes) Özerk Bölgesi adını alarak Adıgey milliyetli yapılmış ve 3 Ağustos 1928 - 5 Ekim 1990 tarihlerinde Adigey Cumhuriyeti olarak yeniden yapılandırılırken adından da Çerkes nitelemesi çıkarılmış ve 1990 yılında da Maykop başkentli günümüzdeki Adigey Cumhuriyetine dönüşmüştür.
Türkiye ve Türkçedeki kullanımı: Kendilerini kendi dillerinde ifade ederken Adığeler/Adıgeler/AdigelerAdiğeler terimini kullanan bu halk için Türkçede yaygın biçimde Çerkesler/Çerkezler terimi kullanılır. Çerkes adı Türkçede ayrıca bu Çerkeslere komşu olan ve kültürel olarak da yakınlaşan farklı dilleri konuşan (Abazalar ile Abhazlar, İrani dilli Osetler, Türk dilli Karaçaylar ve Balkarlar) gibi halkları da kapsayacak kadar geniş tutulur. Kimilerine göre son yıllarda Çerkes ifadesinin kullanılması bir şekilde Adığelerle sınırlandırılmıştır.[23][24] Fakat bu sınırlama Türkiye'deki Çerkes kelimesinin içerdiği geniş anlamı yansıtmaz. Zira, günümüzde Rusya Federasyonunda Çerkes/Adığe (Rusça aдыги «Adığeler») terimi her biri ayrı halklar olarak kabul edilen üç Adığe halkını (hepsi de resmî olarak ayrı halklar kabul edilir: aдыгейцы «Adıgeyliler», черкесы «Çerkesler», кабардинцы «Kabardeyler») topluca ifade etmek için kullanılırken, diasporada ise genellikle Çerkes adının kapsamı daha geniştir. Bir kesimin görüşüne göre, Çerkes bütün Kuzey Kafkas halklarının ortak siyasî adıdır ve o yüzden "Çerkes kelimesi ve ulusu tek etniğe (Adığe) indirgenemez ve Çerkesya sadece Adığelerin ülkesi değildir; olmamıştır"[25] Türk Dil Kurumu Çerkez yazımını tercih ederken[26], literatürde daha çok Çerkes yazımını yaygındır.
Adiğe adının etimolojijisi olarak atté («yükseklik» Çerkesçe лъагэ «yüksek/высокий») ve ghéi («deniz» Çerkesçe хы) ile kurulu olduğu ileri sürülür ve dağlar ile deniz arasında yaşayanları belirttiği iddia edilen farazî attéghéi kelimesine dayandırılır.[27][28][29] Orijinali Adıge olarak yazılan ve Türkçe kaynaklarda beş farklı imlâda (Adıge, Adige, Adiğe, Adıghe, Adığe) rastlanan ismin doğru yazımı, "g (г) harfi Çerkesçe/Adığece kelimelerde ğ, Rusçadan geçen kelimelerde g okunur" kuralı gereği Adığe biçimidir.[30] Zygii (Ζυγοί, Ζυχοί) halkı ile Çerkeslerin (ve Cigetlerin) ilgisi olduğu sanılıyor. Kafkasolog Georgiy Turçaninov'a (Георгий Фёдорович Турчанинов) göre, Grekçe Ζυγοί etnik adı Ubıh dilinde Abazalar-Abhazlar için kullanılan a'zʁa adından gelir.[31] Çerkes dil bilimi uzmanı Batırbıy Bırsır'a göreyse Adığe kelimesinin Abhazca dengi olan Adzıhe (адзыхэ; günümüzde Batı Çerkesçesinde Abhazya için Азгъей Azğey adı kullanılır) biçimi Grekçeye Zyx olarak geçmiştir.[32] Abhazcada Çerkesler için eskiden азахә (pl: азахәқәа ya da азахәцәа) kelimesi kullanılırken, günümüzde адыга biçimi kullanılmaktadır.[33]
Çerkes adının etimolojisini ise Türkçe çeri (چرى «asker») kelimesi ile kesmek fiilinin emir kipi olan kes (کس) ile kurulu olarak açıklamak bir halk etimolojisi örneğidir. Antikçağ Yunan ve Roma tarihçileri Strabon (Geographia 11.2) ile Büyük Plinius (Chorographia 1.12) tarafından kaydedilen Kerketler/Cercetae (Kerkétai Κερκέται) halkı ile Çerkeslerin ilgisi olduğu düşünülüyor.[34][35]
Boyları
Dil temelinde iki ana gruba ayrılırlar ve her iki grup da kendilerini Adığe (aдыгэ) olarak tanımlar:
- Batı Çerkesleri (Rusya'daki resmî adlandırmaya göre Adıgeyliler ve Şapsığlar)
- Abazalar[36] (Абази́ны ya da Аба́за):Abazalar, çoğunluğu Karaçay-Çerkesya, Adigey ve Abhazya'da yaşayan Kuzey Kafkas halkı. Abazinler olarak da bilinir.
- Abzehler (абдзэхэхэр): Diasporadaki en büyük nüfusa sahip olan Çerkes boyudur. Kafkasya’da ise Abzeh ağzı konuşan tek köy Adigey Cumhuriyeti’nde bulunan Hakurine Hable/Хьакурнэ Хьаблэ (Şovgenovski)’dir.[37]
- Şapsığlar (шапсыгъхэр): Diasporada Şapsığların sayısı da Abzehlere yakındır. Hemen hemen aynı bölgelerde, birçok köyde de karışık olarak yaşamaktadırlar. Şapsığların tarihi topraklarının büyük bölümü bugünkü Adigey Cumhuriyeti’nin sınırları dışında kalmıştır. Adıgey’deki küçük bir grup dışında Şapsığlar bugün Krasnodar Krayı’nın Tuapse ve Lazarevsk ilçelerine bağlı köylerde yaşıyorlar (yaklaşık 10 bin). 1924-1945 yıllarında feshedilene kadar Şapsığ Ulusal Rayonu döneminde Şapsığcanın gelişimi için adımlar atılsa da, Adigey Cumhuriyeti’nin dışında kaldıklarından günümüzde anadillerinde eğitim ve yayın hakkından yararlanamamaktadırlar.[37]
- Kuzey Şapsığları, Büyük Şapsığlar, Kuban Şapsığları (шапсыгъэ шху)
- Güney Şapsığları, Küçük Şapsığlar, Kıyı Şapsığları, Karadeniz Şapsığları, (шапсыгъэ-цIыкIу)
- Çemguy-Şapsığlar, Pseuşko Şapsığları (кIэмгуе-шапсыгъ)
- Hakuçlar (хьакӀуцухэр)
- Bjeduğlar (бжъэдыгъухэр): Nüfusları Kafkasya'da fazla, diasporada azdır.[37]
- Çemguylar ya da Temirgoylar (кӀэмыгуейхэр, кӀэмыгуехэр, чIэмгуй): Nüfusları Kafkasya'da fazla iken diasporadaki en küçük Çerkes topluluğudur.[37]
- Natuhaylar ya da Natıkuaceler (натыхъуэджэхэр): dillerinin soyu tükenmiştir. Sayıları 1864 sürgününden önce 240 bin olan Natuhaylar Anapa dolayında yaşıyorlardı. Sürgünden sonra Natuhaylar’dan Anapa yakınındaki Hatramtuk köyü kalmıştır. 1864 yılı sonrasında kurulan Hatramtuk köyü 1924 yılında yerinden kaldırılarak, Adigey’in Tahtamukay rayonuna taşınmış ve şimdiki küçük Natuhay köyünü oluşturmuştur.[38]
- Hatukaylar (хьатикъуай, хьатикъоехэр): Kafkasya’da kalmadığı için Çerkes diyalektolojisinde adları geçmez ve birkaç köy dışında Kayseri-Pınarbaşı’nda yaşarlar (18 köy).[37]
- Mamheğler (мамхэгъхэр, мамхыгъ): Diğer topluluklara karışmışlardır..
- Mahoşlar (мэхъош, мыхъошэхэр). Diğer topluluklara karışmışlardır.
- Doğu Çerkesleri (Rusya'daki resmî adları Çerkesler ve Kabardeyler)
- Besleneyler (беслъэнейхэр): Türkiye'de ve Rusya Federasyonunda Karaçay-Çerkesya'daki iki köy ile Krasnodar Krayındaki iki köyde yaşarlar.
- Kabardeyler (къэбэрдейхэр) (Rusçada Kabardin) : Türkiye’deki Çerkesler içinde dillerini en iyi koruyan grup olup en yoğun yaşadığı bölge, esas olarak Kayseri ve Sivas’a bağlı köylerin bulunduğu Uzunyayla ile Maraş-Göksun ilçesidir.[37]
Nüfus
Rusya’da 1897 yılında yapılan ilk genel nüfus sayımından iki yıl önce "Rusya İmparatorluğu’nda Yaşayan Halkların Alfabetik Listesi" başlığıyla bir ön çalışma yapılmış. 1895 yılında Petersburg’ta yayınlanan bu listede Rusya halklarının değişik yayınlarda yer alan ve farklı yıllara ait nüfus bilgileri derlenerek dilleri, dini inançları ve yaşadıkları bölgeyle ilgili kısa bilgiler verilmiştir. Buna göre Çerkeslerin 1891 yılındaki nüfusu 161.950 kişidir. Günümüzde Rusya dışında Çerkes kabul edilen yakın halklar ise Rusya'da Çerkeslerden ayrı tutulmuştur (Nah-Dağıstan dillerini konuşanlar hariç): Ubıhlar 25.000 (1867), Abhazlar 60.000 (1886) {Abazinler yer almamış}, Balkarlar (Балкары) 3.000 (1875), Karaçaylar (Карачаевцы) 25.000 (1891), Osetler (Осетины) 164.490 (1886)[39]
Tarih
Çerkesler, tarihöncesi çağlardan beri Kuzeybatı Kafkasya'da yaşamış olduğu kabul edilen bir halktır.[40] MÖ 6. yüzyıldan bu yana Azak Denizi'ni Karadeniz'e bağlayan Kerç Boğazı'ndan Gürcistan'a kadar uzanan ve Kafkasya diye anılan bölgenin kıyı şeridinde yaşadıkları sanılır.[41] Bu uzun dönem içinde tarihî kaynaklarda Çerkesler için Sindai, Kerketai, Zikkoi, Zyghoi gibi değişik adlar kullanılmıştır.[41] Hattilerden (Хьатхэр) türedikleri yolunda iddialar[42][43] bulunsa da, esas olarak kabul edilen teoriye göre, Grek kaynaklarında Sind ve Meot (МыутӀ, МыутӀэ) olarak geçen halklar Çerkeslerin atalarıdır. Çerkes destanı Nartlarda "Cırt", "Çıt", "Çınt" biçiminde geçen yer ve topluluk adlarıyla anılan halkların Sind ve Meotlar olduğu sanılmaktadır. Ölü gömme kültüne göre, Sind ve Meot varlığı MÖ 3. binyılına değin izlenebilmektedir. MÖ 2000'lerde tarım ve hayvancılığın yanı sıra bakırı kullandıkları, seramik eşya ve daha sonra da tunçtan aletler yaptıkları bilinmektedir. Meotlar, MÖ 8. yüzyılda Kimmerlerle, MÖ 6. yüzyılda da kuzeyde İskitlerle, Karadeniz kıyısında da Greklerle komşuydular. İskit ve Greklerle kurulan ilişkiler, ekonomik ve kültürel gelişmenin yanı sıra Çerkes kentleri ve yazısının ortaya çıkmasını da sağlamıştır. Bugünkü Adigey Cumhuriyeti ile 1864 yılı öncesinin eski Çerkesya coğrafyasında 50 bin kadar höyük, kent kalıntısı, eski kale ve bunun gibi ören yeri bulunmaktadır. Özellikle Adigey’in Maykop ve Adigekale (Adigeysk) kentleri ile Krasnogvardeysk ve Maykop rayonlarında yapılan kazılarda MÖ 3'üncü bin yıla ait (4500 yıl, başka bir görüşe göre de 5500 yıl öncesine ait) Meot arkeolojik eserleri ortaya çıkarılmıştır. Bu arada Adigekale kenti ile yakınındaki Neçerezıy (şimdi baraj suları altında) köyü arasındaki bir alanda yapılmış olan kazılarda da bir Meot tabletleri kitaplığı bulunmuştur.[44]
- MÖ 5. yüzyılda merkezi Sindika limanı ya da Grekçe Gorgippia (bugünkü Anapa) olmak üzere Bosporos Krallığı'nın yanı başında,Meotların bir topluluğu olan Sindler tarafından kurulan Sind Krallığı ya da Sindika bulunuyordu. Sindika, varlığını en az bir yüzyıl kadar sürdürdükten sonra, dış saldırılardan korunma amacıyla da, MÖ 4. yüzyılda, Bosporos kralı Levkon'un hükümdarlığı döneminde (MÖ 349-348) Bosporos Krallığı'na katıldı. Bosporos Krallığı'nın, MÖ 3. yüzyılda, ucuz Mısır buğdayının rekabeti sonucu, ekonomik ve askeri çöküş sürecine girmesinden yararlanan İskitlerin ardılları olan Sarmatlar, MÖ 2. yüzyılda Kuzey Kafkasya topraklarını ele geçirdiler. Bu dönemlerde Çerkeslere Zykh (Зихы) ve Kasog gibi adlar verilmeye başlandı. Çerkesler, Sarmatlar'ı ancak M.S. 1. yüzyılda Maniç ırmağının kuzeyine sürmeyi başarabildiler. Sarmatlar'dan sonra 4. ve 5. yüzyıllarda Alanlar ve Hunlar da bölgeye geldiler. Gotlar, ardından Hun saldırıları sonucu kıyı kentleri ve deniz ticareti yok oldu ve Çerkesler verimli topraklarının hemen hepsini yitirdiler. Hunların çekilmesinden sonra Çerkezler eski topraklarını geri aldılar, kuzeyde Ukrayna ve Kırım'a değin yayıldılar.
- 1223'de Kafkasya'yı istila etmeye başlayan Moğollar Çerkeslerin bir bölümünü ve Alanlar'ın çoğunu yok ettiler. Bunu izleyen Altın Orda saldırıları sırasında topraklarının büyük bir bölümünü yitiren Çerkesler, buna karşılık Alanlar'ın bazı topraklarını ele geçirdiler. Kuban Irmağı boyunca uzanan bu yeni topraklar üzerinde 14. yüzyılda Kabardey bölgesi oluştu. Altın orada devletinin yıkılmasından sonra daha önce yitirdikleri toprakların bir kısmını geri alan Kabardey Çerkesleri, bu kez de Kırım Hanlığı'nın baskıları ile karşılaştılar.
Rus yayılmasının başlaması
Kırım Hanlığı'nın Kabardeyleri ağır bir vergiye bağlaması Rusya Çarlığı'na yaklaşmalarına yol açtı. Rusya, 1556'da Astrahan Hanlığı'nı ilhak etti ve Kabardeylere komşu oldu. Bundan yararlanan Kabardeyler Kırım egemenliğinden çıkıp 1557'de Rus koruması (egemenliği) altına girdiler. Bu oluşum Terek Irmağı kuzeyinde bulunan toprakların Ruslar tarafından barışçı bir biçimde kolonileştirmesini, Oset, İnguş, Çeçen ve Dağıstanlılar arasında da Rus etkinliğinin artmasına yol açtı. Bu 1557 yılı olgusu, şimdiki Kabardey-Balkar, Karaçay-Çerkes ve Adıgey cumhuriyetlerinde, "Ruslarla Adığelerin gönüllü birleşmelerinin 450 yılı" adı altında düzenlenen etkinlikler çerçevesinde 2007 yılı boyunca kutlanmıştır. Ama yine tarihi Çerkes toprakları olan Krasnodar Krayı ve Stavropol Krayı kutlama dışı tutulmuştur. Kabardey-Rus dostluğu 18.yüzyıl ikinci yarısına (1774'te Kabardey ve Osetya'nın,1783'te de Kırım'ın Rusya'ya ilhak edilmesine) değin sürdü. 1774 yılı sonrasında Osmanlı-Rus dengesi, Osmanlılar aleyhine bozuldu, onun yerini Batı-Rus dengesi aldı. Osmanlı Devleti, bu yeni denge içinde zayıf bir tampon devlet konumuma geldi. Dolayısıyla Çerkeslere gerekli yardımlarda bulunamadı.
Osmanlı-Çerkes İttifakı
1739 Belgrad Antlaşması ile Kabardey'e, Rus ve Osmanlı devletleri arasında "bağımsız" ya da "tarafsız bölge" statüsü verildi. Rus yayılmacılığından kaygı duyan Çerkesler, 1768 - 1774 Osmanlı - Rus Savaşı'nda Osmanlılar'dan yana tavır aldılar, ama savaş Rusların, Osmanlıları yenmeleri, Gürcistan'a girmeleri, Kabardey bölgesi ile şimdiki Kuzey Osetya'yı ilhak etmeleriyle sonuçlandı. Bu arada Kırım'ı ve Kuban Irmağının kuzeyinde, Kuban ve Azak Denizine dökülen Yey ırmakları arasında bulunan ve Kırım'a ait olan Nogay ve Çerkes nüfuslu toprakları da ilhak eden ve bu bölgede bir etnik temizlik ve soykırım uygulayan Ruslar, 1783'te Gürcistan'ı (Kartli ve Kaheti) koruma altına aldılar; ayrıca Mozdok'tan başlayıp Kuban ırmağının sağ (kuzey) yakası boyunca batıda Karadeniz'e, doğuda da Terek Irmağının sol (kuzey) yakası boyunca Hazar Denizi'ne uzanan, üzerinde kale, karakol ve gözetleme kuleleri bulunan müstahkem hatlar inşa ettiler. Bu arada Çerkesya'yı doğudan da, Kafkas Sıradağlarına değin uzanan müstahkem hatlarla çember içine aldılar. Bunun üzerine Çerkesler Türklerden yardım talebinde bulundular, böylece Türk-Çerkes ittifakının ve Anapa kalesinin temeli atılmış oldu (1781). Kuzey Kafkasya halkları (yani Çerkes, Çeçen ve Rus korumasındaki hanlık toprakları dışındaki özgür Dağıstanlılar) artan Rus yayılmasına karşı bir tepki olarak İmam Mansur önderliğinde direniş hareketlerini başlattılar, 1787- 1792 Osmanlı-Rus Savaşı'nda Osmanlıların yanında savaştılar, ama savaş Ruslar'ın Anapa'yı ve buradaki İmam Mansur'u ele geçirmesiyle sonuçlandı (1791). Anapa, 1792 Yaş Antlaşması ile Osmanlılara geri verildi.
- 1806-1812 Osmanlı-Rus Savaşı sırasında, Nisan 1807'de Anapa yeniden Rusların eline geçti. Ama 1812 Bükreş Antlaşması ile, Anapa ile birlikte, kuzeyde Kuban ırmağı ağzından başlayıp güneyde Bzıb ırmağına kadar kıyıların denetimi Ruslarca Osmanlılara bırakıldı. Bzıb ırmağından, daha güneydeki Rion Irmağına (Poti'ye) kadar uzanan yerlerin denetimi de (Abhazya Prensliği de dahil), Ruslara bırakıldı (2). Böylece Ruslar, bağımsız bir ülke olan Çerkesya'yı Osmanlı Devleti ile ilişkilendirip ileride işgal etmenin alt yapısını oluşturmaya çalışıyorlardı.
Çerkesya Kurtuluş Savaşı (1829-1864)
1829 Edirne Antlaşması ile Osmanlılar Kuban ve Poti ırmakları arasında bulunan kıyı kesiminin denetimini Ruslara devrettiler. Ruslar bunu, tüm Çerkesya'nın uluslararası hukuka göre kendilerine bırakılmış olduğunu ilan ettiler. Çerkesler ise, Osmanlı yönetimine bağlı olmadıklarını, örneğin vergi vermediklerini, sadece müttefik olduklarını öne sürerek, 1829 Edirn[[e Antlaşması hükümlerini tanımadılar,ama hukuksal anlamda bir dayanak bulamadılar. Çerkesya tamamı Rusya toprağı sayıldı. Ruslar, 1837'de Karadeniz kıyısı boyunca Anapa'dan Sohum'a değin uzanacak bir kıyı hattı kurma çalışmalarını başlattılar. 1838'de Çerkeslerle çarpışarak, Soçi ve Tuapse ırmakları ağızlarını ele geçirip kıyı boyunca kale ve karakollar kurmaya başladılar. Ayrıca, Gelencik limanından başlayıp ülke içinden geçen ve şimdiki Krasnodar kenti batısına (Kuban'ın kuzey yakasındaki Olginsk Kalesi'ne) uzanan bir hat daha inşa ettiler. 1839 yılı sonunda Çerkesya hem karadan ve hem de denizden tam bir kuşatma altına alınmış, üstelik içeriden ikiye bölünmüş oldu. Ayrıca, doğudan,Yukarı Kuban Irmağından,sınırdan batıya doğru savaşarak ilerleyen Ruslar, Çerkesya'nın Base Ovası'nı işgal ederek Laba Irmağı'na ulaştılar. Laba ve Kuban ırmakları arasında bulunan Base Ovası'nı katliam ve etnik temizlikten geçirdiler, buralarda Kuban Kazaklarına ait stanitsalar oluşturdular.
- Base Ovası'ndan doğuya sürülen Çerkes ve özellikle Besleney kalıntıları (2 köy), Kabardey'den getirilen Kabardey göçmenler ve güneydeki yüksek dağ vadilerinden indirilen Abazalarla takviye edilerek, Büyük ve Küçük Zelençuk ırmakları vadilerine yerleştirildiler. Bu yerleştirme alanında şimdi RF'ye bağlı Karaçay-Çerkes Cumhuriyeti bulunmaktadır.
- Öte yandan egemenlik alanı gitgide daralan Çerkesler, 1840 yılı ilkbaharında Karadeniz kıyı hattı ile ülke içinden geçen Gelencik Hattı'na saldırarak bu hatları yıktılar ve kalelerin çoğundan (Şapsığ kıyısındaki kalelerden) Rusları atmayı başardılar. Dağıstan ve Çeçenya'da Ruslar'a karşı mücadele eden İmam Şamil, Çerkeslerle birleşmek için 1846'da Kabardey bölgesine yürüdü, ama Kabardeylerin destek vermemeleri üzerine, girişimi başarısızlığa uğradı. Şamil, 1848'de naiplerinden Muhammed Emin'i, Çerkesya'ya gönderdi. Ama tüm çabalara karşın, Çerkeslerle bir bütünleşme, daha açık bir ifadeyle Kuzey Kafkasya düzeyinde bir birleşme sağlanamadı.
Kırım Savaşı ve sonrasındaki Çerkes sürgünü
1853-56 Kırım Savaşı sırasında Çerkesler, Müttefik baskısı nedeniyle Rusların tahliye ettikleri kıyı kalelerini, bu arada Navaginsk (şimdi Soçi), Novorossiysk ve Anapa kaleleri ile Taman Yarımadası'nın bir bölümünü geri aldılar. Ama Müttefikler'in savaşa son vermeleri, kendi çıkarları ile yetinmeleri sonucu, Çerkesler ve Şamil kuvvetleri, eşitsiz güçleriyle Ruslarla başbaşa kaldılar. İmam Şamil'in 1859'da şartlı teslim olmasından (6 Eylül 1859) sonra, naibi Muhammed Emin de Ruslara anlaşmaya vardı (Aralık 1859). 1859'da Çerkeslerin Bjeduğ, Çemguy, Besleney, Abzeh ve 1860'da Anapa yöresindeki Natuhay topluluğu Ruslara teslim oldu. 1860'da Rusya hükümeti, Karadeniz kıyısında yaşayan Çerkeslerin Türkiye'ye gönderilmeleri ve onlardan boşanacak yerlere Rusların yerleştirilmeleri kararını aldı. 1861'de Rusya hükümeti, içeride yaşayan ve boyun eğmiş olan Abzehler de sürgün kapsamına alındılar. Bu durumda Belaya ırmağı batısındaki topraklar ve Karadeniz kıyıları Çerkes nüfusundan boşaltılacaktı. Şapsığlar, 1828'den beri savaşı kesintisiz olarak sürdürüyorlardı. Rusya hükümetinin Mayıs 1862'de yürürlüğe giren bir karar gereğince, topraklarından ayrılmayı reddeden Abzeh ve Şapsığlara yönelik büyük bir askeri harekât başlattı. Böylece insanlık tarihinin en acı sayfalarından birini oluşturan Çerkes sürgünü başladı (3).
- Ruslar, Çerkes köylerini basıp yakmaya, geri dönüşü olanaksızlaştırmak için de tarlaları tahrip etmeye, meyve ağaçlarını bile keserek halkı Karadeniz kıyısına doğru sürmeye başladılar. Bu durum karşısında önce, Ağustos 1863'te Abazehler savaştan çekildiler. Şapsığlar da ardından direnişe son verdiler (Kasım 1863). Kış koşulları, yani Karadeniz'in ulaşıma elverişli olmaması nedeniyle, Şapsığlara 6 Mart 1864'e kadar köylerinde kalma izni verildi. Ruslar, Şubat ve Mart 1864'te, ateşkesin yürürlükte olduğu Şapsığ toprakları üzerinden,henüz boyun eğmemiş olan ve Şapsığların güneyde bulunan Ubıh topraklarına doğru ilerlemeye başladılar; Ubıhlar 24 Mart 1864'te teslim oldular. Ruslar 25 Mart 1864'te,şimdiki Soçi kenti yerinde bulunan eski Rus kalesi Navaginsk'i, çarpışmasız yeniden ele geçirdiler. Ubıhlar, Osmanlı'ya göç etmek istediklerini Rus komutanlığına bildirdiler. Rus komutanlığı hazırlanmaları için bir ay süre tanıdı. Daha sonra Abhaz Ahçıpsı, Aibga ve Pshu toplulukları üzerine büyük bir askeri harekât başlatıldı. Nisan ve mayıs ayları boyunca süren harekatla dağlık bölgelerdeki halk deniz kıyısına indirildi .
21 Mayıs 1864'te Rus birlikleri, Mzımta ırmağı yukarısındaki Kbaada vadisinde (şimdiki Krasnaya Polyana) toplandılar, dini ayin ve askeri tören düzenleyerek Kafkas Savaşı'nın zaferlerle sona erdiğini ilân ettiler. Ele geçirilen yeni topraklar "Kuban Ordusu Yönetim Bölgesi"ne bağlandı (4). Boşaltılan bu topraklarda Çerkeslerin Abzeh, Şapsığ, Natuhay, Ubıh toplulukları ile Abhaz Sadz (Ciget) ve Aibga, Pshu, Ahçipsou toplulukları yaşıyorlardı. 859 yılı öncesinde Rus işgaline uğramış olan Orta Kuban ve Orta Laba ırmakları solundaki ovalarda küçük bir Çerkes nüfusu, kısmen de iç sürgün (relocation) yoluyla Kuban Oblastı'nda bırakıldı. Bu yerlerde bırakılan Çerkes sayısı 1864'te 80 bin dolayında tahmin ediliyordu (5), ülke dışına göç ettirme politikasının daha sonra da sürdürülmesi nedeniyle Kuban Oblastı'ndaki Çerkes sayısı 1897'de, 30 bini şimdiki Adıgey ve Şapsığ (Tuapse ve Lazarevsk) bölgelerinde, ayrıca 13 bini de şimdiki Karaçay-Çerkes'te olmak üzere 43 bine düşmüştü.
Çerkesler Osmanlı topraklarında
Asıl Çerkes nüfusu ise deniz yoluyla Osmanlı topraklarına deporte (sürgün) edildi. Gemilere bindirilen Çerkesler, Karadeniz'in Anadolu kıyılarındaki limanlara (Batum, Trabzon, Samsun, Sinop ve şimdiki Akçakoca) indirildi. Bir bölümü de Varna ve Köstence'ye götürülerek Balkanlar'a yerleştirildi. Göç sırasında açlık ve salgın hastalıklar yüzünden çok sayıda Çerkes öldü. Balkanlar'a yerleştirilen Çerkesler de, 1877-1878 Osmanlı-Rus Savaşı sırasında Balkanları terk etmek zorunda kaldılar. Anadolu'ya ve Ortadoğu'ya yerleştirildiler.
Kafkasya'da kalan Çerkes topluluklarına özerklikler verilmesi
- 1830'da G.V. Novitski'ye yaptırılan bir Rus askeri araştırmasına göre 1.082.200 tahmin edilen ("Kubanskie oblastnıe vedomosti", No.38, 1884) Kuban oblastındaki (Çerkesya) Çerkes nüfusu (aslında 2 milyon), savaş, etnik temizlik ve deportasyon uygulamaları sonucu,1864'te 80 bine, 1880'de 60 bine, 1897'de de 30 bine düşmüştü. Bu sayıya şimdiki Çerkes yöresi Adıgeleri (Kabartay, Besleney) ile asıl Kabartaylar da eklendiğinde sayı, 1897'de 145 bini buluyordu.
- 27 Şubat 1917'de Rusya'da Çarlık rejimi çöktü ve Çar II. Nikola tahttan indirildi. Bundan sonra ilk olarak Kuban ve Terek oblastlarında (il) yönetime katılan Çerkesler özerklik istediler ve 1917 Ekim devriminden sonra Dağıstan ve Terek'te yaşayan Kuzey Kafkas halklarını temsil etmek üzere 1 Aralık 1917'de Vladikavkaz'da kurulan Terek-Dağıstan Bölgesel Hükümeti'nde yer aldılar. Bu hükümetin Sovyetleri tanımayan karşı devrimci Kuban ve Don yerel hükümetleriyle birlikte oluşturduğu 'Güneydoğu Birliği', Mart 1918'de Sovyet güçleri tarafından ortadan kaldırıldı. Sovyetlere karşı çarpışan General Denikin 1919'da Kuban ve Terek oblastlarını ele geçirdiyse de, Sovyetler Mart 1920'de duruma yeniden egemen oldular.
- Kasım 1920'de Rus SFSC'ye bağlı Dağıstan ÖSSC ve Dağlı ÖSSC kuruldu ve bu kuruluşlar Ocak 1921'de onandı. Dağlı ÖSSC içinde bir ulusal okrug (ilçe) oluşturan Kabardey Çerkesleri, 1 Eylül 1921'de Dağlı ÖSSC'den ayrılarak Kabartay Özerk Oblastı'nı (il) oluşturdular. Sırasıyla, 12 Ocak 1922'de, şimdiki Karaçay-Çerkes Cumhuriyeti yerinde Karaçay-Çerkes, 16 Ocak 1922'de Kabardey-Balkar ve 27 Temmuz 1922'de Adigey özerk oblastları ve en son 23 Eylül 1924'te de, Karadeniz kıyısında Şapsığ Ulusal Rayonu (ilçe) oluşturuldu. 5 Aralık 1936'da Çerkes nüfusunun çoğunluğunun yaşadığı Kabartay-Balkar ÖSSC; 3 Temmuz 1991'de de, daha az sayıda bir Adıge nüfusunu barındıran Adıgey (ya da Adıge) ve Karaçay-Çerkes oblastları da birer cumhuriyet oldular. Bu üç cumhuriyet, şimdi Rusya Federasyonu (RF) içindedir. Şapsığ Ulusal Rayonu ise 24 Mayıs 1945'te kaldırıldı, ancak Şapsığlar'a (toplamı 12 bin) 1999'da, RF içinde koruma altında küçük bir yerli toplum statüsü tanındı, dilleri yerel birimlerde (komponent) kullanılan eğitim (seçmeli ders) dilleri arasına alındı. 2002'de, Şapsığlar dışında, RF'deki Çerkeslerin toplam sayısı 712.244'e ulaşmıştır
Ülkelerine göre Çerkesler
19. yüzyıldaki Çerkes Sürgünü sırasında Kafkasya'daki yurtlarından Osmanlı İmparatorluğuna sürgün edilen Çerkeslerin boy-kabile düzenleri yerlebir edildiği gibi şiveleri de bu yıkımdan etkilenmiştir; zira, sürgün öncesi Kafkasya’da ve bugün diasporada (хэхэс) konuşulan en yaygın Batı Çerkesçesi ağzı, nüfusları itibarıyla Abzehlerin konuştuğu ağız iken, Kafkasya’da Abzeh ağzı konuşan tek köy Adigey Cumhuriyeti’nde bulunan Hakurine Hable (Şovgenovski)’dir ve Kafkasya’da kalmadığı için Çerkes diyalektolojisinde adları geçmeyen Hatukaylar birkaç köy dışında Kayseri-Pınarbaşı’nda yaşarlar (18 köy).[37] Bugün Kafkasya'da Batı Çerkesçesi konuşanlar Doğu Çerkesçesi konuşanların beşte biri kadar iken; Kafkasya dışı Çerkes diasporasının yoğun olduğu Osmanlı coğrafyasında kurulan Türkiye, Ürdün, Suriye ve İsrail'de ise bunun tersidir.[37] Günümüzde Kafkasya'da yaşayan Çerkeslerin çoğu Doğu Çerkeslerinden Kabardeyler ile Batı Çerkeslerinden Bjeduğ ve Çemguy boylarından oluşurken, Kafkas'ya dışı diasporada yaşayanlar ise Batı Çerkeslerinden Abzeh ve Şapsığ gibi boylardan oluşur. En çok Çerkes barındıran ülke Kafkasya değil Türkiye'dir.
Rusya Çerkesleri
Çerkesya ya da Çerkezistan olarak adlandırılan Çerkes toprakları iki kolda gelişim göstermiş olup, Doğu Çerkesya (ya da Kabardey) 1822'den beri, Batı Çerkesya ise 1864 yılından beri Rusya'ya bağlıdır.[45] 2010 yılı rakamlarına göre Rusya Federasyonunda Çerkeslerin nüfusu 712.072 kişi olup bölgelere göre dağılımı şöyledir: Kabardey-Balkar 490.453, Adıgey 109.699, Karaçay-Çerkes 56.466, Krasnodar Krayı 13.800, Stavropol Krayı 10.380 [46]
Çerkes kaynaklarına göre, Rusya Federasyonunda bugün idarî ve kültürel olarak birbirinden bağımsız altı Çerkes/Adığe grubu bulunmaktadır:[45]
- Mozdok Çerkesleri (мэздэгу адыгэхэр) ya da Mozdok Kabadeyleri dört köy halinde Kuzey Osetya'nın Mozdok rayonu ile Stavropol Kray'da yaşarlar. Rusya'ya ilk (250 yıl kadar önce) bağlanan Çerkesler olup Hristiyandırlar. Çerkesçede kutır adıyla anılan ufak Rus köyleri onlar gibi Hristiyan olan Mozdok Çerkeslerinin köyleri için de kullanılmaktadır.
- Yukarı Çerkesler (ыпшъэрэ адыгэхэр) ya da Kabardeyler Kabardey-Balkar Cumhuriyeti'nde yaşarlar.
- Ortadaki Çerkesler (ыгурэ адыгэхэр) ya da Çerks/Şerces Karaçay-Çerkesya Cumhuriyeti'nde yaşarlar ve neredeyse tamamına yakını Kabardeydir.
- Yermelhable (Armavir) Çerkesleri (шъхьащэфыжьхэр [47]) Krasnodar Krayı'nın Uspensk rayonunda Çerkes Ermenilerinin alanında üç köyde (Batı Çerkesçesi konuşan Шъхьащэфыжь = аул Урупский ile Merkezî Çerkesçe konuşan Бэчымзай = аул Каноковский ve Къурэкъуай = аул Кургоковский) yaşarlar. Türkiye'deki İkizce, Haymana köyündeki Çerkesler tarafından kurulmuştur.
- Ova Çerkesleri (кӀахэ адыгэхэр) Adige Cumhuriyeti'nde 40 üzeri köyde yaşarlar.
- Karadeniz kıyısı Çerkesleri ya da Şapsığlar Krasnodar Kray'ın Lazarevsk ve Tuapse rayonlarındaki 14 köyde, karışık olarak 10 köyde ve toplam olarak da 24 köyde yaşarlar.
Rus kaynaklarına göre, Rusya Federasyonunda yaşadıkları cumhuriyet ve bölgeler esas alınarak resmî olarak birbirinden bağımsız üç (2002 yılından beri dört) ayrı halk ayırt edilir:[16][35][47][48]
- Adigey cumhuriyetinde yaşayan ve ady kodlu Batı Çerkesçesini konuşanlar: aдыгейцы «adıgeyliler» (Batı Çerkesleri/Batı Adığeleri, Kuzey Çerkesleri)
- Karaçay-Çerkes cumhuriyetinde yaşayan ve kbd kodlu Doğu Çerkesçesini konuşanlar: черкесы «çerkesler» (Doğu Çerkesleri/Doğu Adığeleri)
- Kabartay-Balkar cumhuriyetinde yaşayan ve kbd kodlu Doğu Çerkesçesini konuşanlar: кабардинцы «kabardeyler» (Doğu Çerkesleri/Doğu Adığeleri)
- Krasnodar Krayı ile Adıgey Cumhuriyetinde ady kodlu Batı Çerkesçesini konuşanlar (2002 yılından beri): шапсуги «şapsığlar» (Batı Çerkeslerinden Şapsığlar)
Günümüzdeki Adıgeyliler ve Çerkesler 1897, 1926 ve 1939 nüfus sayımlarında sadece "Çerkes" (ya da "Adıgeyli") adı altında ortak bir sayı olarak verilmiş, 1959 nüfus sayımı ile birlikte nüfus toplamı,"Adıgeyli" ve "Çerkes" adları altında birbirinden ayrı verilmeye başlanmıştır. 2002 sayımından beri "Şapsığ" etnik adı da eklenmiş ve böylece Çerkeslerin/Adığelerin etnik ad listesi dörde çıkmıştır: Adıgeyliler, Çerkesler, Kabardeyler, Şapsığlar.
Sovyetler Birliği’nin dağılmasından sonra Rusya Federasyonu, Çarlık Rusyası dönemi de dahil olmak üzere, tarihinde görülmemiş şekilde etnik yapı bakımından homojen (% 81,5 Rus) duruma gelmiş olup, Sovyetler Birliği’nin dağılmasının yarattığı ağır travmanın etkisi altında bulunan Rusya Federasyonu’nun siyasi ve askerî kadroları, Slav kökenli (Rus, Ukraynalı, Slav Kazağı) nüfusun Moskova yönetimi ve yerel yönetimler üzerindeki milliyetçi baskısı altında kalmaktadır. Ancak, federe cumhuriyetlerin ve diğer idari birimlerin (kray, oblast, okrug ...) yönetimleri, Moskova’nın merkezî güçlendirme çabalarının aksine, Sovyetler Birliği döneminde elde edilen ekonomik, siyasi ve kültürel özerklik sınırlarını genişletmeye çalışmaktadır. Rusların "merkezin ağırlığını hissettirme" çabaları ile Rus olmayan yerel halkların "merkezden uzaklaşma" çabaları gerilim yaratmakta ve olası bir kırılmadan korkulmaktadır.[49]
1864 yılındaki Çerkes Sürgününden 65 yıl sonra, 1929 baharında Adigey'e bilimsel çalışma üzerine giden Gürcü tarihçi Simon Canaşia’ya Şapsığların bölgesi Cubga’da karşılaştığı 91 yaşında bir ihtiyar o günleri şöyle anlatmıştır:
“ | Deniz kenarında yedi yıl boyunca atılmış insan kemikleri vardı. Kargalar erkek sakallarından ve kadın saçlarından yuvalarını kurarlardı. Deniz yedi yıl boyunca karpuz gibi insan kafataslarını atıyordu. Benim orada gördüklerimi düşmanımın bile görmesini istemem | ” |
—Çerkes Sürgününe tanıklık eden yaşlı bir Çerkes, [50] |
Adigey Çerkesleri
Günümüzde Adigey Cumhuriyeti’ndeki Çerkeslerin çoğunu Bjeduğlar ve Çemguylar oluşturur. Bjeduğ ve Çemguy ağızlarını konuşanların sayısı Kafkasya’daki nüfuslarıyla ters orantılı olarak Türkiye’de ve diğer ülkelerde nispeten azdır; Temirgoylar (Çemguylar) diasporadaki en küçük Çerkes topluluğudur.[37]
Günümüzde Adigey'de yaşayan Çerkesler yedi topluluğa (tlepk/лъэпкъ) ayrılırlar:[45]
- Bjeduğlar 21 köyde yaşarlar: Tahtamukay rayonunda Tahtamukay, Bjıhakoyaç, Bjıhakoyej, Şıncıy ve Kozet köyleri; Tevçoj rayonunda Askalay, Cecehabl, Ğobekuay, Kunçıkohabl, Tlevstenhabl, Neşukuay (Нэшъукъуай), Veçepşıy, Ponejıkuay, Pçıhal’ıkuay (ПчыхьалӀыкъуай), Tığurığoy, Tevéhabl (Тэуехьабл), Hatlekuay, Şıncıy köyleri ile Tlevstenhabl (Лъэустэнхьaбл) beldesi; Krasnogvardeyski rayonunda Bjedughhabl köyü.[51]
- Çemguylar (ya da K'emguylar) 11 köyde yaşarlar: Krasnogvardeyski rayonunda Ademıy, Cambeçıy köyleri; Şevgen rayonunda Cırakıy, Kabehabl, Pşıjıhabl, Hatığujıkuay köyleri.[51]
- Şapsığlar 4 köyde yaşarlar: Tahtamukay rayonunda Afıpsıp, Pseytuk, Panehes, Haştuk köyleri.[51]
- Kabardeyler 3 köyde yaşarlar.
- Abzehler 2 köyde yaşarlar: Şovgenovski rayonunda Hakurinehabl (Хьэкурынэхьабл) köyü Adıgey'deki tek Abzeh köyü iken, 1998’de Kosova’dan getirilen Çerkesler için oluşturulan Mefehable köyü ile birlikte Abzeh köyleri ikiye çıkmıştır.[51]
- Natuhaylar 1 köyde yaşarlar: Tahtamukay rayonunda Natuhay köyü. 1864 etnik temizliği sonrasında kurulup kalmış olan Hatramtuk köyü (Хьатрамтыку), 1924’te yerinden kaldırılarak ve Natuhay köyü adı da verilerek Tahtamukay rayonunun Bjeduğ yöresine nakledilmiştir.[51]
- Besleneyler 1 köyde yaşarlar: Krasnogvardeyski rayonunda Ulyap (Улапэ) köyü.[51]
Adıgey Cumhuriyeti'nde Nüfus:
2010[52] | 2002[53] | 1979[54] | 1959[55] | |
---|---|---|---|---|
Ruslar (Русские) | 270.714 (61,53 %) | 288.280 (64,48 %) | 285.626 (70,63 %) | 200.492 (70,42 %) |
Batı Çerkesleri (Адыгейцы) | 107.048 (24,33 %) | 108.115 (24,18 %) | 86.388 (21,36 %) | 65908 (23,15 %) |
Çerkesler (Черкесы) | 2651 (0,60 %) | 642 (0,14 %) | 173 (0,04 %) | 71 (0,02 %) |
Kabardeyler (Кабардинцы) | 519 (0,12 %) | 309 (0,07 %) | 126 (0,03 %) | (0,00 %) |
Krasnodar Çerkesleri
Krasnodar Krayındaki nüfus:
2010[52] | 2002[53] | |
---|---|---|
Ruslar (Русские) | 4522,9 bin (88,3 %) | 4436,3 bin (86,6 %) |
Batı Çerkesleri (Адыгейцы) | 13.8 bin (0,3 %) | 15,8 bin |
Diasporada Şapsığların sayısı Abzehlere yakın olup onlardan sonra gelirler. Şapsığların tarihi topraklarının büyük bölümü bugünkü Adigey Cumhuriyeti’nin sınırları dışında kalmıştır ve Adıgey’deki küçük bir grup dışında Şapsığlar bugün Krasnodar Krayı’nın Tuapse ve Lazarevsk ilçelerine bağlı köylerde yaşamaktadırlar(yaklaşık 10 bin). 1924-1945 yıllarında feshedilene kadar Şapsığ Ulusal Rayonu döneminde Şapsığcanın gelişimi için adımlar atılsa da, Adigey Cumhuriyeti’nin dışında kaldıklarından günümüzde anadillerinde eğitim ve yayın hakkından yararlanamamaktadırlar.[37] Şapsığlara 1999’da “Koruma Altında Küçük Yerli Toplum Statüsü” verilmiştir.[56] Diaspora’da ve Kafkasya’da 1920’den önce Şapsığca ve Kabardeyce başlıca yazı dilleri idiler ve Adıgece Mevlid bir ibadet dili olan Şapsığ lehçesinde kaleme alınmıştır.[44]
Besleneylerin Krasnodar Krayı'nın Uspensk rayonunda 2 köyü vardır: Kurgokovki ve Konokovski
Stavropol Çerkesleri
Stavropol Krayı'ı eski Çerkesya sınırları içerisinde kalmıştır ve bu yüzden sürgünden sonra burada yaşayan Çerkeslerin büyük bir bölümü göç ederken bir bölüm Çerkes ise dağlara sığınmış diğer Çerkesler ise Hıristiyan olduğu için göçe zorlandırılmamıştır.
Stavropol Krayı'ndaki nüfus:
2010[52][57] | 2002[58] | |
---|---|---|
Ruslar (Русские) | 2.232.153 | 2.231.759 |
Kabardeyler (Кабардинцы) | 7.993 | 6.619 |
Abazalar (Абазины) | 3.646 | 3.300 |
Çerkesler/Şercesler (Черкесы) | 2.326 | 2.097 |
Karaçay-Çerkesya Çerkesleri
Karaçay-Çerkes'de Karaçaylar ve Çerkesler büyük birçoğunluğu oluşturmuştur. Bölgede daha çok Kabardeyler, Abazalar ve Besleneyler bir de cumhuriyetin diğer büyük etnik grubunu oluşturan Karaçaylar vardır.
Karaçay-Çerkes Cumhuriyetindeki nüfus:
2010[52] | 2002[53] | 1979[59] | 1959[60] | |
---|---|---|---|---|
Karaçaylar (Карачаевцы) | 194.324 (40,67 %) | 169.198 (38,50 %) | 109.196 (29,74 %) | 67.830 (24,40 %) |
Ruslar (Русские) | 150.025 (31,40 %) | 147.878 (33,65 %) | 165.451 (45,07 %) | 141.843 (51,03 %) |
Çerkesler (Черкесы) | 56.466 (11,82 %) | 49.591 (11,28 %) | 34.430 (9,38 %) | 24.145 (8,69 %) |
Abazalar (Абазины) | 36.919 (7,73 %) | 32.346 (7,36 %) | 24.245 (6,60 %) | 18.159 (6,53 %) |
Kabardeyler (Кабардинцы) | 771 (0,16 %) | 915 (0,21 %) | 756 (0,21 %) | 775 (0,28 %) |
Balkarlar (Балкарцы) | 418 (0,09 %) | 476 (0,11 %) | 293 (0,08 %) | (0,00 %) |
Besleneylerin Karaçay-Çerkesya'da 2 köyü vardır: Бесленей, Вако-Жиле
Kabartay-Balkarya Çerkesleri
Kabardey-Balkar Cumhuriyetindeki nüfus:
2010[61] | 2002[62] | 1989[63] | |
---|---|---|---|
Kabardeyler (Кабардинцы) | 490.453 (57,2 %) | 498.702 (55,3 %) | 363.494 (48,2 %) |
Ruslar (Русские) | 193.155 (22,5 %) | 226.620 (25,1 %) | 240.750 (31,9 %) |
Balkarlar (Балкарцы) | 108.577 (12,7 %) | 104.951 (11,6 %) | 70.793 (9,4 %) |
Çerkesler (Черкесы) | 2.475 | 725 | 614 |
Karaçaylar (Карачаевцы) | 1.028 | 1.273 | 1.202 |
Diasporada Doğu Çerkesçesi konuşanların sayısı az olup Kafkasya'dakiyle ters orantılıdır. Türkiye’deki Çerkesler içinde dillerini en iyi koruyan grup olan Kabardeylerin en yoğun yaşadığı bölge, esas olarak Kayseri ve Sivas’a bağlı köylerin bulunduğu Uzunyayla ile Maraş-Göksun ilçesidir.[37]
Kuzey Osetya Çerkesleri
Kuzey Osetya'nın Mozdok rayonunda yaşayan Mozdok Kabardeyleri Rusya'ya ilk (250 yıl kadar önce) bağlanan Çerkesler olup Hıristiyandırlar.
Kuzey Osetya Cumhuriyetindeki nüfus:
2010[52][57] | 2002[64] | |
---|---|---|
Osetler (Осетины) | 459.688 (65,1 %) | 445.310 (62,7 %) |
Ruslar (Русские) | 147.090 (20,8 %) | 164.734 (23,2 %) |
Kabardeyler (Кабардинцы) | 2.802 | 2.902 |
Osmanlı Çerkesleri
Osmanlı'da (ve ondan miras Türkiye ile Orta Doğuda) Çerkes nitelemesi Adığeler dışında ayrıca Abazalar, Abhazlar, Osetler, Karaçaylar ve Balkarlar gibi farkli dil ailelerinden dilleri konuşan Kuzey Kafkasyalıları topluca belirtmek için yaygın biçimde kullanılır ve bu tanıma Çeçenler ile Dağıstan dillerini konuşan Kafkas halkları da dahil edilir.[65][66][67][68] Ancak, son yıllarda Çerkes ifadesinin kullanılması bir şekilde Adığelerle sınırlandırılmıştır.[23] Gürcistan'dan ayrılıp bağımsızlıklarını ilân eden Abhazya ile Güney Osetya halkı kendini Çerkes olarak görmez ve Çerkes günümüzde Adığe ile sınırlanmıştır.[69]
Türkiye'de ve diğer Osmanlı diasporasında Çerkes terimi dar ya da geniş anlamda kullanılıp kullanılmamasına göre farklı tanımlanır ve daha çok Kuzey Kafkasyalıları kapsayacak kadar geniş tutulur:[25]
1774 Küçük Kaynarca Antlaşması’ndan itibaren Çarlık Rusyası ile Osmanlı İmparatorluğu arasında şiddetli bir mücadele alanı hâline Kafkasya'da Çerkesler, Osmanlı tarafını tutarak, Ruslara karşı amansız bir savaşım içine girmişlerdir. Kırım Savaşı’ndan sonra ise Ruslar, Kafkaslar yönünde kararlı şekilde ilerlemiş, diğer Kafkas kavimleri ile birlikte Çerkesleri de hâkimiyetleri altına almışlardır. Bunun üzerine yurtlarından ayrılmak zorunda kalan Çerkesler, Osmanlı İmparatorluğu’nun çeşitli yerlerine yerleştirilmişlerdir. Sürgünden yaklaşık yirmi yıl sonra Sultan II. Abdülhamit döneminde 1882 yılında kaleme alınan Çerkesistan Tarih-i Umûmiyesinin Sûret-i Tanzîmine Dair Lâyihadır başlıklı kapsamlı bir Çerkes Tarihi tasarısı, gerek Osmanlı tarih yazımı gerekse Çerkes tarih yazımı açısından önemli bir girişimdir. Bu girişim, geleneksel Osmanlı tarih yazımı çizgisinde ve ümmetçi-milletçi nitelikte bir tarih anlayışının ürünü sayılabilir.[70]
Şapsığca Türkiye’de 1923 yılına değin, Kabardeyler dışında Osmanlı Adiğeleri arasında bir yazı ve ibadet dili olarak kullanılıyordu.[44]
Osmanlı topraklarına yerleştirilen Çerkes muhacirleri ile yerliler arasındaki çıkar çatışmasının en bilindik örneklerinden biri Kayseri Pınarbaşı, Kayseri'ndaki Uzunyayla'ya yerleştirilen Çerkesler (Kabardeyler, Hatkoylar) ile bölgenin yerlisi olan Avşarlardır. Türkiye Türkmenlerinden olan Avşarların padişaha yazdıkları söylenen dilekçede Çerkeslerle olan farklılık şöyle dile getirilir:
“ | Yedikleri darı; giydikleri deri; gözü göğ, benzi sarı; el-aman padişahım; sür gitsin geri | ” |
—Türkmenlerden Kayseri Avşarları, [71] |
Türkiye Çerkesleri
Türkiye'deki bütün Çerkes/Adığe boyları İstanbul, Ankara, İzmir gibi büyük illerde yaşasa da, Anadolu'da yoğun bir şekilde yerleşik bulunduğu iller şöyledir:[72]
- Batı Çerkesleri
- Abzehler: Düzce, Samsun, Sinop, Tokat, Balıkesir, Çorum, Eskişehir, Konya, Bursa
- Şapsığlar: Samsun, Amasya, Çorum, Düzce, Balıkesir, Bolu, Aydın, Sakarya, Yozgat
- Bjeduğlar: Çanakkale (Biga ilçesi yöresi), Eskişehir
- Hatkoylar: Kayseri, Bilecik (Hatkoy/Hatukay/Hatukuay Çerkesleri dünyada yalnızca Türkiye'de yaşamaktadırlar)
- Çemguylar: Düzce, Bilecik
- Mehoşlar: Samsun (Alaçam ilçesi), Konya
- Doğu Çerkesleri
- Kabardeyler: Kayseri, Tokat, Sivas, Eskişehir
- Besleneyler: Çorum, Amasya, Düzce, Eskişehir
- Ubıhlar: Balıkesir, Bolu, Sakarya, Düzce, Samsun, Ordu
Kıbrıs Çerkesleri
15. yüzyılda Memlûk Çerkesleri olarak Kıbrıs'a ayak basan Çerkesler, 19. yüzyılda ise bir sürgün sonucu gelmiş ve yerleştirilmişlerdir. Kıbrıs'ta Çerkes denildiğinde gerek halk arasında gerekse araştırmacılar arasında hem Adığeler hem de Abhazlar algılanmaktadır.[73] Eylül 1864'te İstanbul'da 3 Yunan gemisine bindirilen kadınlı erkekli 2.700 Çerkesten oluşan grup iki haftalık yolculuğun ardından Kıbrıs’a varmış, 1.400 den fazla Çerkes ise yolculuk sırasında can vermiştir. Ocak 1865’e gelindiğinde hayatta kalan Çerkeslerin sayısı sadece 300 kişi idi.[74][75] Gelen Çerkeslerin sayısının o dönemde daha fazla olabileceğine rağmen, o dönemde gerek Kıbrıslı Rumların, gerekse Kıbrıslı Türklerin tepkilerinden dolayı, Çerkeslerin Kıbrıs'a iskânı sınırlı tutulmuştur.[73] Gemilerle getirilen Çerkesler Larnaka civarındaki günümüzde Kuzey Kıbrıs'ta Lefkoşa'ya bağlı Erdemli (Tremeşe) ve Yiğitler (Arçoz) köyleri ile 1974 Barış Harekatı öncesi çoğu Kıbrıslı Türklerden oluşurken bugün Güney Kıbrıs'ta kalan Vuda köyünün yanı sıra, bir kısmı da toplu olarak Limasol'da daha sonra Çerkez Çiftliği olarak adlandırılan bölgeye yerleştirilmişlerdir.[73]
Kosova Çerkesleri
1856 sonrası Kırım ve Kafkasya’dan gelen göçmenlerin bir kısmı Osmanlı yetkilileri tarafından Varna üzerinden Kosova’ya sevk edilmiş, ilk etapta bu göçmenlerden 5 bin ailenin Kosova sahrasında yerleştirilmesi planlanmıştır.[76] Rumeli Eyaleti Valisi Çırpanlı Abdülkerim Nadir Paşa 600 göçmen ailesinin kışı geçici olarak Priştine ve Vuçıtrın kazalarında geçirmelerini sağlamıştır.[76] Geleneksel Çerkes kaynaklarına göre Kosova sahasına gelen Çerkes sayısı toplam 12 bin (2.000 aile) kadardı.[76] Çerkesler Kosova sahasında bir iki tanesi 100 haneli diğerleri ortalama 40–50 haneli 30 kadar köy kurmuşlardır.[76][77] Kosova’daki Çerkesler 1876 Bulgar isyanının bastırılmasında ve 93 Harbi (1877–1878) sırasında takviye kuvvet olarak kullanılmıştır.[76] Niş tarafına yerleştirilen Çerkesler Sırplar tarafından sürülünce Anadolu ve Suriye’ye gitmiş, Kosova’da meskûn olanlar da bunları takip etmiştir.[76] 1890’ların sonunda Kosova’daki Çerkeslerin sayısı asağı yukarı 6.400’e (Avustralya istatistiklerine göre 6 bin) gerilemiştir. 1912 sonrası Çerkesler daha büyük oranda göç etmiş, 1918’den sonra da yine büyük bir göç olmuş ve sonuçta 1930’larda 50 haneye düşmüşlerdir.[76] Çoğu Arnavutlaşan bu Çerkeslerin Balkanlar'daki son canlı kalıntısı[78] Kosova'da Priştine'ye yakın mesafede Stanovça ve Miloşevo köylerinde yaşayan 300-400 kişilik Çerkes/Adığe topluluğudur.[79] 1995’te Hasan Mercan'ın Prizren'de yayımlanan Kosova Türklerinin Çığ adlı dergisinde Kosova'daki bu Çerkes topluluğuyla ilgili röportajın yayımlanmasından sonra Çerkeslerin varlığı duyulmuş oldu.[80] 1998-1999 Kosova Savaşında seslerini duyuran Abzeh boyundan[45] Çerkesler, 1999 yılında ilk kafile olarak Adigey Cumhuriyeti ile Çerkes kuruluşlarının desteğiyle ata topraklarına getirilmiş ve onlar için Maykop'un dört kilometre yakınlarında çoğunluğu nüfusunun önemli bir kısmı Ermeni olan Rus köylerinin ortasında Mafehabl adlı yeni bir Çerkes köyü kurulmuştur.[81][82] Kosovalıların Adıgey’den kısa sürede gideceklerine dair karamsar tahminlerin aksine, Adigey’e gelen yaklaşık 200 Yugoslavyalı Çerkesten sadece 30 kadarı Almanya’ya ve Türkiye’ye gitmiştir.[65]
Irak Çerkesleri
Kuzey Kafkasya'dan sürgün edilen Çerkesler (Kuzey Kafkasyalıların toplu adı olarak) Osmanlı Devleti’nin iskân politikasının bir sonucu olarak 1864 yılından itibaren Irak'a yerleştirilmeye başlanmıştır. Bu Kuzey Kafkasyalılar Çeçen, Dağıstanlı ve Adığe kökenli olup Kerkük, Diyala, Bağdat, Musul ve Felluce bölgelerine yerleştirilmişlerdir. Ayrıca, Kuzey ve Güney Dağıstan'dan gelen aileler Duhok, Erbil ve Süleymaniye'ye yerleşmişlerdir. Günümüzde Irak'ta Çerkes adıyla bilinen Kuzey Kafkasyalıların % 75'ini Çeçenler oluşturmaktadır. Irak'ta en fazla tanınan 18 Çerkes aşiretinden üçü Çeçen kökenli olup diğerleri El-Lezgi, Avar, Kumuk, Tebesaran, Abzeh, Kabardey, Şapsığ, Nahşoy olarak ifade edilebilir. Irak Çerkesleri ayrı bir kimlik olarak tanınmadıkları gibi birçok haktan da mahrum durumdadırlar.[66]
Suriye Çerkesleri
Memlûklar döneminde Mısır’ın hâkimiyeti altında bulunan Suriye’deki garnizonlarda önemli sayıda Çerkes vardı ve bunlar varlıklarını Osmanlı döneminde de sürdürmüş olsalar da, Suriye’de bugün Çerkes diasporasını oluşturanlar 19. yüzyılda, Çerkes Sürgününde buraya gelenlerin torunlarıdır.[83] Osmanlı yönetimi birkaç amaç güderek tampon Çerkes yerleşimleri kurmuş, yerli halka kıyasla daha yüksek tarım tekniğine sahip Çerkeslerle boş toprakları değerlendirmiştir.[84]
Osmanlı Devleti’nin iskân politikasının bir sonucu olarak 1860’lı yılların ortasında Suriye’ye yerleştirilmeleri Kuzey Kafkasya’dan doğrudan ve Balkanlar’dan olmak üzere iki aşamada gerçekleşmiştir. 1860 ortalarında Kuzey Kafkasya’dan gelen ilk gruplardan biri Suriye’nin kuzeyine, Maraş sancağına yerleştirilmiştir. Daha sonra, 1872 yılında bine yakın Çerkes, Hama ve Humus şehirleri civarına ve Havran Sancağı sınırları içindeki Golan Tepeleri’ne yerleştirilmiştir. Çerkeslerin Kuzey Kafkasya’dan Suriye’ye göçü küçük ölçülerde de olsa 1920’li yılların başına kadar sürmüştür. Çerkesler yoğun olarak Golan Tepeleri’ne Mavera-i Ürdün’e, Hama, Humus ve Halep kentlerinin yakınlarına yerleştirilmişlerdir. Kurdukları Amman, Ceraş, Kuneytra ve Mumbuc köyleri zamanla büyüyerek kentlere dönüştür. Son grup Çerkes göçmeni II. Dünya Savaşı’ndan sonra gelen ve çoğunlukla Almanlara esir düşen ve savaştan sonra Kuzey Kafkasya’ya dönmeyen Kızılordu’nun eski askerleri ile 1942’de Kuzey Kafkasya’nın Nazi Almanyası tarafından işgalinde Alman ordusuna alınan gençlerdir.[65]
Bugün Suriye’de çoğunluğu Şam, Halep ve Humus’ta yaşayan 90 ilâ 100 bin Çerkes vardır ve bu "Çerkes" nitelemesi geniş anlamda olup Adığeler dışında ayrıca Oset, Çeçen ve Avarları da kapsar.[65]
Ürdün Çerkesleri
Ürdün’de 120.000 kadar Çerkes bulunuyor ve bunların büyük çoğunluğu da başkent Amman’da yaşamaktadır.[85] 1868’den başlayarak Kafkasya'dan Osmanlı Anadolusuna sürülen ve oradan da Osmanlı Ürdününe yollanan ilk Çerkesler daha çok Şapsığlardan oluşuyordu. Bu ilk gelen Çerkesler iki farklı güzergâh izlemişlerdir; deniz yoluyla gelenler Şam üzerinden, kara yoluyla gelenler ise Halep üzerinden Ürdün'e ulaşmışlardır.[85] Ürdün’de Çerkeslik, yönetim tarafından resmen tanınan bir siyasî/kültürel kimliktir. Monarşik yapı içerisinde faaliyet gösteren Meclis’te Çerkeslere ayrılmış üç koltuk vardır. Seçilenlerden bir tanesi Bakanlık makamına getiriliyor. 8 adet Çerkes Derneği var ve bunlardan hemen hepsi devletten maddi yardım almaktadır. Özellikle Kral Hüseyin’in oğlu Prens Ali, Çerkeslerin yönetim nezdindeki fahri temsilcisi gibi davranmaktadır. Bugün Ürdün'de Emir Hamza ve Abdülmalik Şeref olmak üzere iki tane Çerkes okulu vardır ve bunlar bütünüyle Çerkes Hayır Cemiyeti’nin yönetimindedir.[85]
İsrail Çerkesleri
Kuzey Kafkasya'dan Osmanlı İmparatorluğu topraklarına sürülen ve Osmanlılar tarafından 1864 yılında Balkanlara yerleştirilen Çerkeslerden bir grup, buralardaki yerli halkla yaşanan sorunlar yüzünden 1870 yılında ikinci defa göçe tabi tutulmuşlar ve deniz yoluyla bugün İsrail toprakları olarak bilinen bölgeye gönderilmişlerdir.[86] Günümüzde Şapsığlardan oluşan 3500 nüfuslu belediye Kfar Kama ile Abzehlerden oluşan 850 nüfuslu Rehaniya adlı iki yerleşimde yaşarlar.[86] Ebu Guş yerleşimindekiler ise Memlûkler dönemi Çerkeslerine dayanır.[87] Kfar Kama'dakiler Kfar Kama Şapsığcası denen ağızları okulda öğretilmektedir.[88]
Memlûk Çerkesleri
Mısır ve Suriye’de 267 yıl varlık gösteren Memlûk Devleti, sultanlarının eğitim aldıkları askerî okullara (tıbâk) göre, Bahrî Memlûkler ya da Türk Memlûkler (1250–1382) ve Burcî Memlûkler ya da Çerkes/Çerkez Memlûkler (1382–1517) olmak üzere iki dönem halinde ele alınır. Nil Nehrindeki bir adada bulunan tıbâkta yetiştirilen memlûkler (kölemenler) dönemi Bahrî olarak adlandırılırken Kahire’de bulunan Kalat’ul-Cebel’de eğitimini almış olan memlûkler dönemi Burcî olarak tanımlanır. Bahrîler döneminde Mısır’a getirilen memlûkler Kıpçak ülkesi ve Mâveraünnehr gibi Türk havzalarından satın alındığı için bunların çoğu Türk kökenli (özellikle de Kıpçaklar) olurken, Burcî Memlûkler Kafkasya’dan getirildiği için Çerkesler (geniş anlamda Kuzey Kafkasyalılar) ve Gürcüler gibi Müslüman değişik Kafkas halklarından olmakta idi.[89][90][91][92][93]
Mısır Çerkesleri
Mısır’da Çerkeslerin varlığı Memlûk döneminde başlamıştır. Burcî Memlûkler ya da Çerkes/Çerkez Memlûkler (1382–1517) denen ikinci dönemde iktidara gelip yönetimde ve orduda büyük bir nüfus oluşturan Çerkeslerin (geniş anlamda Kafkasyalılar) hanedanlığı Osmanlı egemenliğine kadar sürmüştür. 1517’de Yavuz Sultan Selim Mısır’ı Osmanlı’ya bağladıktan sonra yönetimi yine bir Çerkes’e bırakmıştır.[94] Çerkes Emirleri İstanbul’a bağlı olarak Mısır'ı 1871 yılına kadar yönetmiştir.[95] Çerkeslerin Mısır’daki etkinliği 1871’de 500 Çerkes komutanın Kahire kalesinde tuzağa düşürülerek öldürülmesinden sonra sona ermiştir.[92][94] Ülkede başlayan Memluk avı üzerine Çerkeslerin bir kısmı Suriye’ye, bir kısmı Sudan’a sığınmış, bazıları da yeni yöneticinin hizmetine girerek Mısır’da kalmıştır.[94] Mısır Hidivliği döneminde 1830’larda, Kavalalı Mehmet Ali Paşa’nın iktidarında Çerkeslerin devlet içinde askerî-idarî kademelerde etkisi tekrar artmıştır.[94] 19. yüzyıldaki Çerkes Sürgününde Osmanlı toprağı Mısır’a da Çerkes yerleştirilmiştir. Fakat bu dönemde Mısır’da toplu yerleşim olmadığı için Suriye ve Ürdün’deki gibi bir Çerkes topluluğu oluşmamıştır. Çoğunlukla ordu ve devlet içinde seçkinler kesimini oluşturan Çerkesler Cemal Abdül Nasır’ın darbesinden sonra hem mal varlıklarının çoğunu hem de etkinliklerini kaybetmişlerdir. Bugün Mısır’da dedelerinin Çerkes olduğunu bilen, ama artık Araplaşmış çok sayıda insan yaşamaktadır.[92][94]
Sosyal yaşam
Çerkes toplumu, kendi içinde gelenek ve göreneklerinden oluşmuş habze ya da Çerkes âdetleri denen yazılı olmayan sözlü örfî hukuk kurallarıyla biçimlenir.
Geleneksel toplumsal yapı Çerkeslerde soy topluluğu (klan) ve boy-kabile yapılanması özellikleri taşır. Ortak bir atadan geldiğine inanan ve aynı soyadını taşıyan aileler tlepk (lhepk olarak da yazılır; лъэпкъ) denen soy topluluklarını yani sülaleleri oluşturur. Aynı tlepk'ten olan herkes birbirini yakın akraba sayar ve aralarında kesin evlenme yasağı uygulanır. Evlenme yasağı anne tarafından tlepk için de geçerlidir. Her tlepkin kendine ait bir damgası vardır.[67] Macarcada olduğu gibi, Çerkesçede de sülale adı önce şahıs adı ise sonra gelir: Tevune Haçim. Sülale adlarında «... oğlu» anlamındaki takı (-ka, -ko, -kua, -kue) Doğu Çerkesçesinde -kwue, Batı Çerkesçesinde kwo biçiminde yazılır.[30]
Çerkeslerin en önemli değerlerinden bir tanesi de saygıdır. Çerkeslerle yapılan bir mülakatta “Çerkes denilince aklınıza gelen ilk özellik nedir?” sorusuna çoğu “saygı” karşılığını vermiştir.[67]
Sınıflar
Ortaçağ ve izleyen çağlarda derebeyi/köy beyleri (pşı пщы) ve bu beylerin birincil soyluları/lekopleş (лӀэкъолӀэш), ikincil soyluları ya da soylu kahyaları/özdenleri/verkleri (оркъ), onların toprak köleleri yani serfleri/pşıtlı (пщылӀы), beylerin koruma ve egemenliği altında yaşayan köylüler/fekotl (фэкъолӀ) ve köleler/vıneut (унэӀут) toplumun ana sınıflarını oluşturuyorlardı.[44][96][97]
Adığelerde iki farklı toplum yapılanması görülür: aristokratik Çerkesler olarak da adlandırılan ve beyleri/kahyaları olan ve yalnızca köleleri çalışan Doğu Çerkesleri (Kabardey, Besleney) ve Batı Çerkesleri (Bjeduğ, Çemguy) ile demokratik Çerkesler olarak da adlandırılan ve beyleri olmayan ve köleleriyle birlikte kendileri de çalışan Batı Çerkesleri (Şapsığ, Hakuç, Abzeh). Çerkes Sürgününde Kafkasya'da kalanlar esas olarak ilk grup iken, Kafkasya'dan çıkıp diasporayı oluşturanlar ise ikinci gruptaki Çerkeslerdir.[44]
Yarı feodal Adiğe toplulukları (Kabardey, Besleney, Bjeduğ, Çemguy) içinde serf ve köleler çoğunluğu oluşturur ve bunlarda köle emeği önemli bir yer tutardı. Ubıh ve Abazalar (Abazin) arasında da köle emeği ve ticareti önemliydi. Ancak Ubıhlarda soylu (bey) sınıfı yoktu, onun yerini kuaşkha denilen köle tüccarı ya da köle sahibi zengin bir köylü sınıfı almıştı. Bu tür toplumlarda bey (pşı) ya da soylu kahya (verk) sınıfından olanların çalışmaları ayıp sayılırdı. Bunlar günlerini uyumak, eğlenmek, konuk ağırlamak ve ava gitmekle geçirirlerdi. Köylü sınıfı (fekotl) kadınları da ev işleri dışında çalıştırılmazdı. Bu yüzden bu tür toplumlardaki üst sınıflar arasında yaygın bir tembellik durumu bulunuyordu. Toplumun yükünü serfler, köleler ve yoksul köylüler sırtlanmış durumdaydılar.[44] Son dönemlerde köle (esir) ticareti Abzeh ve Ubıhların tekeline geçmiş gibiydi, Osmanlı esir tüccarları onlarla, özellikle dürüst kişiler olarak güvendikleri Ubıhlarla ticaret yapıyorlardı.[44]
Buna karşın Karadeniz kıyısında ve dağlarda yaşayan Natuhay, Şapsığ, Hakuç ve Abzehler gibi sınıfların yeterince belirmediği Adığe topluluklarında arkaik demokratik toplum yapısı büyük ölçüde korunmuştu. Egemenlik Hase denilen halk meclisleri eliyle köylü sınıfı (fekotl) tarafından kullanılırdı. Daha çok ataerkil köleci ilişkiler söz konusuydu. Ataerkil kölecilikte köle sahibinin kendiside dahil kadın erkek herkes ev dışında ve tarlada çalışır, köylülere hükmeden bir bey ya da soylu (kahya/оркъ) sınıfı yoktu. Köle ve serfler (toprak kölesi) bulunsa bile sayıları azdı. En çok köle Abzehler arasında bulunurdu. Bazı yazılı kaynaklara göre Ubıhların dörtte biri, Abzehlerin onda biri, Şapsığların da yirmide biri doğrudan köle (vıneut) ya da toprak kölesi (pşıtlı) idi.[44]
Damga
Karaçaylar, Balkarlar, Tatarlar, Başkurtlar, Kazaklar, Kırgızlar ve Oğuzlar gibi Türk halklarında kullanılan damga (Göktürkçe: tamga) geleneği Tatarların komşusu Marilerde (Çirmişler) görüldüğü gibi Karaçay-Balkarların (sülale damgası: tukum tamğa) komşuları olan Çerkesler (Batı дамыгъ, Doğu тамыгъэ), Abazalar, Abhazlar, Osetler gibi Kafkas halklarında da görülür.[98] Çerkes sülale damgaları günümüzde de bilinmekte olup her sülale/tlepk farklı damga şekline sahiptir.
Aile
Aile reisi ve bütün kararları alan babadır ve onun kararları emir niteliğindedir.[99] Erkeğin ailedeki otoritesi yaşı ilerledikçe artar ve kabilede de etkili olmaya başlar. Çerkeslerde “ikili aile‟, yani baba ve oğlun çocukları ile birlikte yaşadığı aile yapısı büyük çoğunluğu oluşturmaktadır. Baba ve iki oğlun, aileleri ile birlikte oluşturdukları “üçlü aile‟, nüfusu az olan ailelerde daha fazla görülür.[99] Öğrenim veya çalışmak için şehre gitme söz konusu olunca, kardeşlerden biri, özellikle de öğrenime önem vermeyen kardeş baba ocağında kalır.[67] Bugün Çerkes ailelerinde evlenen kişinin baba ocağında oturması ender rastlanan bir durumdur. Bir hanede birden fazla kardeşin oturmasına sık rastlanmasına rağmen, bu kardeşler mal varlığı ve iş açısından birbirlerinden bağımsızdırlar. Ancak, bir konuk geldiğinde veya dışarıdan gelebilecek haksızlıklara karşı tek vücut olurlar.[67]
Çocuğa anası babası değil, dedesi ninesi (ya da yakın akrabadan veya dostlardan biri) ad verir.[100]
Kaşenlik
Kaşenlik, habze kuralları çerçevesinde, evli ya da nişanlı olmayan bekar kız ve erkeklerin arasındaki arkadaşlık ilişkisi olup bu ilişkiyi sürdüren her ikisine de kaşen adı verilir.[67] Genç kız ve erkeğin ne kadar uzak olursa olsun akraba (aynı sülaleden/tlepkten) olmaması gerekir. Tanışma sürecinde akraba olduğunu öğrenen gençler kaşen olmamaktadır. Eskiden genç kız ve erkeğin aynı köyden olması yasaktı. Günümüzde ise hoş karşılanmamakla beraber izin verilir. Gençler birbirlerine saygılı davranmak zorundadır. Kız, genç erkekle tanışmak istemediğinde, erkek kızı rahatsız etmez. Çerkeslerin yazılı olmayan habze kurallarına uymak zorundadırlar. İki kardeş aynı anda toplantıda bulunmaz. Öncelik büyük kardeşindir. Kaşenler topluluk dışında buluşamazlar. Zehes esnasında genç erkeğin ayağa kalkması ve "toplum müsaaade ederse ..... hanıma kaşenlik teklif ediyorum" demesiyle gerçekleşmesi adettendir. Genç kız da ayağa kalkarak cevap verir eğer ortamda akrabadan bir büyüğü varsa ona vekalet verir. Genelde köyün gençlerinin misafir kızlara kaşenlik teklif etmesi adeti vardır. Çerkes kız ve erkekleri birbirleri ile düğünlerde (ceug), toplantılarda, muhabbet ortamlarında birlikte olurlar. Sorumluluğu "thamate" adı verilen bir kişide olan bu toplantılar en yaygın olarak köylerde görülür. Bu tür toplantılarda genellikle birkaç köyün gençleri bir araya gelir. Sabahlara kadar süren sohbetler, oyunlar ve eğlenceler yapılır. Kız ve erkeklerin karşılıklı oturduğu bu geceler gençlerin birbirlerini tanımalarına yardımcı olmaktadır. Muhabbet geceleri bir eğlence kaynağı olduğu kadar aynı zamanda eğitim yeri de sayılmaktadır, zira kızlar ve erkekler belirli bir yaştan başlayarak bu tip toplantılarda Çerkes adet ve görenekleri çerçevesinde eğitilirler.[101] Kaşenlik, Çerkeslerde sosyal dayanışmaya, toplum bütünleşmesine katkı yaptığı gibi, toplum düzenini sağlamada çok önemli bir işlev görmektedir ve esas olarak evliliğin ilk adımıdır. Çerkeslerin çoğu kaşenlik süreci sonunda evlenmişlerdir. Her Çerkesin kaşeni vardır, fakat her kaşenlik evlilikle sonuçlanmaz. Pseluk ile başlayıp daha sonra da devam eden kaşenlik Çerkeslerde ciddi ve şaka kaşenlik olmak üzere iki tipte görülür. Şaka kaşenlik (semerko) sadece bir toplantı süresince yapılır ve gençlerin her toplantıda farklı kaşeni olabildiği için bir Çerkez kızının ya da erkeğinin evleninceye kadar çok fazla kaşeni olabilmektedir. Ciddi kaşenlik ise evliliğe yöneliktir ve başka toplantılarda da devam eder.[67] Tam olarak karşılamasa da, günümüzde en yakın biçimde flört kavramıyla ifade edildiği de olur.[99] Fakat flört ya da sevgili gibi yorumlanması yanlıştır. Zira, flörtte iki cins de üçüncü bir kişi olmadan başbaşa vakit geçirirken, kaşenler kesinlikle bir arada yalnız kalamazlar. Düğün de dâhil herhangi bir toplulukta, birbirini beğenip kaşen olan bir gençle bir kızın o topluluğu terk ederek bir odaya çekilmeleri veya birlikte dışarı çıkmaları doğru karşılanmaz. Bunu gizli yapsalar bile, terk ettikleri topluluğu hafife almak, geleneklere karşı çıkmak ve özellikle kızın ailesine hakaret kabul edilir.[67] Eğlenceli bir toplantıda ve daha çok da düğünlerde kaşen olunur. Kaşenler söyleyecekleri her şeyi birbirine yine toplum içerisinde söyler. Baş başa sohbet yoktur. Kullanılan kelimeler, birbirlerini ve beraberlerindeki insanları rahatsız etmeyecek şekilde özenle seçilir. Kısaca sohbet karşılıklı iltifatlar şeklinde geçebilir. Kaşen olanlar bu düşünceyi daha da olgunlaştırıp evlilik ile de sonlandırabilir.[67] Kaşenlik ile görücü usulü evlilik arasında da benzerlik bulunmaz; zira, kaşenlikte gençler tanışır, birbirlerini beğenir ve severlerse evlenirler, ailelerin etkisi yoktur. Görücü usulü evlilikte ise aileler devreye girer ve daha önce birbirlerini tanımayan gençler evlendirilir.[67] Kaşenlik; her Çerkes gencinde (kız-erkek) en tatlı anıları bırakan ve hayatının her döneminde, eşine bile eski kaşenini söylemekte sakınca göremeyeceği bir olaydır.[102] Yapılan bir araştırmada küreselleşme ile beraber kaşenlik kavramının azaldığı ve kaşenlik geleneğinde bozulmalar olduğu tespit edilmiştir.[67] Toplumsal değişmelerin yaşandığı günümüzde kaşenlik devamlılığını azalarak da olsa sürdürmektedir.[67]
Kişiler evlenmeye karar verirlerse bu sefer bunu kendi aralarında akitleşirler. Bu durumda da euç denilen bir hediye verilir. Euç söz karşılığı verilen maddi bir hediyedir. Söz verdi anlamına gelir. Kaşenlik neticesinde evlenmeyi kabul etti demektir. Bu hediyeyi erkek bayandan ister. Bayan da kendi insiyatifinde bir hediye verir. Bu hediye bir boyun bağı, mendil, yüzük, bilezik olabilir. Erkek de bunun karşılığında kıza bir yüzük vermektedir. Bu karşılıklı hediyeleşme durumu sadece kız ve erkek arasında olmaz. Kızın ve erkeğin yanında arkadaşlarından veya akrabalarından birkaç kişi bulunmak durumundadır. Söz verme ve hediyeleşme hadisesi onların nezaretinde olmaktadır. Evlenmek amacıyla kaşen olan ve bunu akit altına alan genç kız ve erkekler bu durumda toplumdan ayrı bir yerde yalnız başlarına konuşamazlar. Onların yanlarında mutlaka arkadaşları da olmak durumundadır. Toplumun dışında ve toplumdan habersiz bir yerde konuşmaları yasaktır. Bu durum evleninceye kadar böyle devam eder.[67][101] Kaşenlik sonucunda yapılan evliliklerde boşanmanın yok denecek kadar az yaşandığı tespit edilmiştir. Bu durumun nedeni evlenen kişilerin birbirlerini tanıdıktan sonra evlenmeleri olarak tespit edilmiştir. Bir başka nedeni ise Çerkeslerde boşanmanın ayıp olması ve yadırganmasıdır.[67]
Evlilik
Çerkeslerde erken yaşta evlilik görülmez ve geç evlenmeleriyle dikkati çekerler. Türkiye'de genelde Lazlardan, Türklerden ya da Kürtlerden daha geç evlenirler.[103] Bir Çerkes atasözü «köpek niteliklerini üç yaşında, at dokuz yaşında, erkek otuz yaşında gösterir» der.[104] Evlenme yaşı erkek için 25 – 35 arasıdır; zira aile sorumluluğunun bilineceği yaş olarak o yaşlar görülür.[67] Büyük kardeş evlenmeden küçük kardeş evlenemez. Kafkasya'da sürgün öncesi güçlü sınıf ayrımı görülürken, sürgün sonrası toplumdaki sınıf farklılığının kopuk olmasına karşın yine de Türkiye'de yakın zamana kadar Çerkesler arasında soylu sınıftan birinin köle sınıfından biriyle evlenmemesi şeklindeki kuralların geçerliliğini koruduğu söylenebilir.[99] Bunun yanında Çerkes olmayanlardan kız alıp vermemek şeklinde sürdürülen bir tavır gelenek ve göreneklerin daha az değişime uğramasında etkili olmuştur.[99] Çerkeslerde iç güveyi uygulaması hemen hemen görülmez.[99] Daha çok, genç yaşta dul kalmış çocuklu ve yalnız kadınlar, çok yoksul ya da azatlı köle erkekleri evlerine kabul etmiş ve evlenmişlerdir. Bu tür evlilik yapan erkeğe tlekhehaj denir. Kızlar evlenene kadar baba ya da erkek kardeşlerinin evinde yaşarlar. Kadının evindeki yaşamı çok rahattır; genç kızların baba evinde büyük özgürlüğe sahip olmalarına karşın evlendikten sonra bu rahatlıkları ortadan kalkar.[99] Kız iken rahat olan Çerkeslerin gelin olduktan sonra sıkıntıya girmeleri bir Çerkes atasözünde "Çerkesin kızı Türkün gelini/Çerkese kız Türke gelin olacaksın" biçiminde dile getirilir. Yaşlıların bulunduğu büyük ailelerde gelin yemek yemez, konuşmaz, oturmaz ve çekingen davranır. Kardeşler evlendikten sonra ayrı ev kursalar bile, büyük ev ya da ana ev dedikleri baba evi ile ilişkilerini kopparmazlar.[99]
Çerkeslerde kız kaçırma yaygın bir gelenektir. Fakat zor kullanılmaz, kızın rızası olmadan kaçırılmaz. Kızı erkeğin arkadaşları kaçırır ve bir aileye teslime eder ve o aile kız evi rolünü yüklenir.[99]
Zehes
Zehes (зэхэс), uzun kış gecelerini hoşça geçirmek, misafiri hoş tutmak gibi gerekçelerle bir araya gelen gençlerin, habze kuralları çerçevesinde kendilerinden daha olgun bir büyüğün (thamade) nezaretinde düzenlediği sohbet ve eğlence meclisleridir. Düğünler gibi zehesler de de bir çeşit okul işlevini görürler.[67] Gençlerin tanışmaları için en uygun ortam olup ayrıca kaşenlerin seçildiği mekanlardır.[67] Zeheslerdeki en gözde oyun el vurma (eguav Ӏэгуау) oyunudur.
Thamate / Thamade
Thamate ya da Thamade (Batı тхьамат, тхьэматэ, Doğu тхьэмадэ), toplum düzeninin doğal temsilcileri olup eğlenceyi (zehes), düğünü (gegu, cegu), toplantıyı, herhangi bir elçi grubunu temsil eden ve yöneten, başkanı olan erkek kişidir. Kadınlardan thamate seçilmez. Toplantıda olan ve olacak olan bütün olayların sorumlusu ve hakimi olan thamateler cemiyet içerisinde hiçbir şekilde düzensizlik ya da kargaşa çıkmasına müsaade etmez, kurallara aykırı hareket eden kişileri uyarır. Toplantıyı yönetebilecek kabiliyete ve bilgiye sahip olan, habze denen Çerkes adetini çok iyi bilen kişiler arasından cemiyetteki fertler tarafından seçilir. Thamate seçiminde yaş (nexhıjj thamade: yaşlı thamade) çok önemli olmakla beraber yöneticilik kabiliyeti yüksek, toplum içinde belli bir ağırlığı olan ya da savaşlarda kahramanlık göstererek öne çıkmış, doğal bir saygınlık kazanmış hatta asalet sahibi soylu gençler tercih edilebilir. Thamate ile topluluk arasında iletişimi sağlayan ve onun tarafından alınan bütün kararları topluluğa, topluluğun isteklerini de thamateye bildiren, sayıları (1-3) cemiyetin büyüklüğü ile orantılı olan yaverlerine/ulaklarına pşeriha/pşerah/pşşaf’e denir ve bunlar daha çok toplumdaki sorunlara hakim yetenekli küçük yaşta olanlar arasından seçilir.[105][106]
Atçılık
Çerkeslerde gelişmiş bir atçılık kültürü görülür. At Çerkesler için değerli bir binit aracı idi. Çerkesler atı yalnızca binmek için yetiştirirler ve ancak aygırlara ve iğdiş edilmiş atlara (alaşe алащэ, şıhu шыхъу) binerlerdi. Atı iğdiş eden kişilere şıseç’ (шысэкӀ) denir. Kısraklar (şıbz шыбз) sadece üreme amacıyla tutulurdu. En varlıklı ve nüfuzlu at yetiştirici olan Çerkes beylerinin (pşı) sürüleri hiçbir zaman 150-200 kısrağı geçmezdi. Eskiden bey ailelerinin kendi adlarıyla anılan at ırkları vardı. En ünlü Çerkes atı ırkları Karaçay-Çerkesya'daki Zelençuk vadilerinde Şoloh (щолэхъу) ve Adigey'deki Beçkan (бэчкъан) idi. Bunlardan başka Zelençuk vadilerinde Alheskir (алъэскир), Hağundoko (хьэгъундокъуэ), Hatohşoko (хьэтэхъушокъуэ) ırkları ile Yeceruakay'da Yivuan (иуан) ırkı atlar biliniyordu. Diğer Çerkes cins at ırkları arasında Abuk (абыку), Açetır (ачэтыр), Ağan ya da Yeğan (агъэн, егъэн), Huara (хуарэ), Jaje (жажэ), Jeraştı (жэращты), Juhar (жухьэр), Kaban (къэбан), Kokşavul (куэкушаул), Kundeyt (къундет), Kuratı (къураты), Şeceroko (шэджэрокъуэ), Trama (трамэ), Yeseney (есэней) sayılabilir. Yüz yıldan fazla süren yıkıcı Rus-Kafkas Savaşı ve sürgün Çerkes at cinslerinin çoğunun yok olmasına yol açmıştır. 20-30 Çerkes atı ırkından bugün sadece Şağdiy (шагъдий) kalmış olup dünya atçılık literatüründe "Kabardin" olarak bilinir ve en iyi dağ atlarından biri kabul edilir.[104] Çerkes eyerinin ön ve arkası iki çıkmalıdır ve bu yönüyle Asya ve Avrupa eğerlerinden farklıdır.[107]
Uzunyayla atları 1864 yılında Kafkasya’dan Anadolu’ya gelen Kabardey Çerkeslerinin beraberinde getirdikleri atların yetiştirilmesi ile ortaya çıkmış bir at ırkıdır. At ırkları arasında önemli bir yer tutan bu atlar ismini yetiştirildikleri İç Anadolu Bölgesi'nin Uzunyayla yöresinden almışlardır. Baş uzunluğu Malakan atı hariç Anadolu atlarının hepsinden uzun olduğu gibi, Türkiye atları içinde kulak uzunluğunun baş uzunluğuna oranı en küçük olanıdır.[108]
Çerkes at kültürünü habze şekillendirir. Bir kadının veya yaşlının önünden atla geçmek büyük ayıptır. Atlı 30-40 metre kala atından iner, karşılaştığı kişi yürüyorsa saygılı bir şekilde durur ve sağ taraftan geçmesini bekler. Karşılaştığı kişi duruyorsa, atının dizginlerinden tutarak saygılı şekilde yanından geçmesi gerekir. Bir kadınla veya büyükle atın üzerinde oturarak konuşmak ayıptır.[104]
Çerkesler (hem Adığeler hem de Türkiye'de Abaza ortak adıyla anılan Abazin ve Abhazlar) atlara düşkün insanlar olduğu için «at hırsızı» deyimi onlar için pejoratif değil, gururlu bir sıfattır.[109] At çalmak yiğitlik sayılır.[110] Çerkesler at çalmayı (тыгъон, тыгъун) asla hırsızlıktan (тыгъоныр, тыгъугъэр) saymadılar ve at çalıp getirmeyen delikanlıya da kız vermediler.[111][112] Abhazlarda da at çalıp getirmeyen delikanlıya kız vermezlerdi.[113] Kafkas-Rus savaşlarında, Çerkesler için en büyük prestij, akınlarla Rus askerlerinin bulunduğu yerleri basıp, oradan onların atlarını almaktır; bu baskınlarda elde edilen ve getirilen atlardan dolayı, zamanla evlenmek isteyen delikanlıların Rus birliklerine baskın yapıp at getirmesi istenmiş; bu yüzden de Türkiye’de böyle bir algı oluşmuştur; biraz da espri konusu yapılarak, biraz da abartılarak “Çerkesler, at hırsızı” denilmiştir; halbuki bu at getirme meselesi, Çerkeslerin cesaretinin bir göstergesidir.[114] Çerkeslerde başlık, Kafkasya'da evlenecek gencin sınırı aşıp Ruslardan bir at çalıp getirmesi ve atı kızın dayısı, amcası ya da oğullarından birine vermesi ve böylece yiğitliğini ispat etmesi şekli ile başlamıştır.[67] Evliya Çelebi 1660’lı yıllarda Çerkes diyarında hırsızlık etmeyenlere, “yiğit değildir” diye kız verilmediğini, bu yüzden, Çerkesistan’da hırsızlığın bir sosyal gerçeklik olduğunu belirterek “öylesine hırsızdırlar ki gözden sürmeyi çalarlar, göz yerinde kalır” biçiminde mübalağa yapmıştır.[70] Çerkesler için kullanılan at hırsızı nitelemesine Türk edebiyatında rastlanmaktadır:
- Kemal Tahir (Dutlar Yetişmedi): Seslenin bana şurdan bizim at hırsızı Çerkez oğlunu...[115]; (Göl İnsanları): Çerkez olur da çalmasını bilmez mi? Çerkezler toptan at hırsızı olurlar, at da çalmadın mı sen?[116]; (Damağası 1977): Dedimdi ben ama... At hırsızı Çerkez Memdali alçağının dostluğu buraya kadar...[117]
- Reşat Nuri Güntekin (Değirmen): Sarıpınar'ın dağ köylerinden birinde Çerkez Murat diye bir at hırsızı yaşardı.[118]
- Mustafa Necati Sepetçioğlu (Cevahir ile Sadık Çavuşun Buğday Kamyonu): Sen diyordun daha dün a be emmi; Çerkezlerden çıksa çıksa at hırsızı çıkar diyen sendin bre.[119]
- Aziz Nesin. Oturdu yol ağzındaki Ulupınar yalağının taşına, derin düşüncelere daldı. ’’Düşmanlarımız, evet, evet düşmanlarımız Çerkes'in adını at hırsızına çıkarmışlar. Çerkes'in at çaldığı yalan, tövbe yalan... Çerkes at çalmaz da, ya atını çaldırır mı? Vay başıma!... Hangi kahpe dölü çaldı atımı... At değil küheylan... Akıtma'sına kurban olduğum... Tek ayağı sekili yanık al atım!... Çerkes Apti atını çaldırmış, derler de tefe-kor çalarlar. Ulan Çerkes kısmı atını çaldırır mı hey eşek Apti, hey Avanak Apti... Ulan, sen Çerkeslerin de adını batırdın. Nedir başıma gelen!... Ulan, at çalar diye yalan yere Çerkes'in adını çıkarmışlar, düşmanın gözü kör olsun... Şimdi de bu Çerkesler bir ata sahip olamıyor diye-kabilemizi rezil ettik...’’ Çerkes Apti ağlayacak gibi oldu, başını iki avucumun arasına almış, dirseklerini dizlerine dayamış acı acı düşünüyordu.[120]; (İt kuyruğu 1953): Dedesi dersen, Çerkez eşrafından at hırsızı.[121]
Kültür
Giyim Kuşam
Geleneksel kadın kıyafetleri çok çeşitli ve süslü olup bölgeye, kabileye, aileye ve sınıfa göre değişir. Ergenliğe adım atışından itibaren evlenene kadar kadınların giydiği korse/sutyen ya da şohtan keçi ya da kuzu derisinden işlenmiş sahtiyan denen ince ve yumuşak deriden yapılır ve bunlar biçim, malzeme, kullanım amacı, işlev ve yapılış biçimi yönünden Avrupa korselerinden ayrılır. Bey ve soylu kızları için kırmızı sahtiyan, özgür aileler için de kahverengi sahtiyandan dikilirdi. Şohtanlar gece gündüz giyilir ve yatarken ağaç ya da boynuzdan yapılma küçük çubukları çıkarılıp sabah kalkarken yerlerine takılırdı. Bu şohtan çubukları önden iki adet, arkadan ise sırt kemiklerine denk gelecek şekilde bir adet olurdu. Evlenip başka bir aileye giden kadınlar şohtanlarını çıkarıp birine verirlerdi, zira Çerkeslerde evli ya da dul kadınlar şohtan takmazlar. Patiska bezden dikilen içlik/fanila boyun kısmı alınmış, kolsuz ve diz üstüne uzanacak boyda olan bir iç giysisidir. İçliğin üstüne giyilen entari kolları uzun ve uçları bolca olup ipek, atlas, saten ve basma kumaştan dikilir ve en çok işlemeli ipek ve atlas kumaşlar seçilir ve kaftanla aynı renkte olmasına özen gösterilirdi. Entari üzerine giyilen ince belli ve vücudu saran manto uzun kollu ve kol uçları bölünmüş ve açılır olup düğme ve düğme ilikleri bulunurdu. Mantonun etekleri pileli ve serbest/dalgalanır, boyun yakası dik olup gümüş düğmelerle iliklenirdi. Manto üstüne boynu yakasız kaftan bel hizasında düğme ve iliklerle düğümlenirdi. Kaftanın kolu kısa olup dirseğe kadar erişmez, kollara yassı kaşık biçimli uzun bir kol eki eklenirdi. Kaftanın ense bölümü ve ön kısmı, eteğin açıldığı bölümler, kaftanın uç ve kol eki kısımlarının üzerleri işlemelidir. Kol eki ile kollarında da altın işlemeli yumuşak süsler bulunurdu. Kaftan üzerinde gümüş düğmelere uygun düşecek bir gümüş kemer bulunur, gümüş omuzluk/apolet takılırdı. Kaftanın ön kısmındaki gümüş çiviler bazen büyük olurdu. Gümüş kemer üzerindeki kösteğe/kancaya bağlı dörtgen, üçgen ya da silindir biçimli bir gümüş çanta da bulunurdu.[122] Kadın şapkaları değişik tiplerde olur. Bayramlık elbiseler daha çok ipek ve kadifeden yapılırdı. Kadın kıyafetlerinde geleneksel renkler olarak nadiren görülen mavi, yeşil ya da parlak tonlar yerine daha çok beyaz, kırmızı, siyah ve kahverengi görülür.
Geleneksel erkek kıyafetleri esas olarak geniş kollu çuha kaftan, gömlek, pantolon, ayakkabı ve kalpaktan oluşur. Kaftan üzerine bele takılı kama ve kılıç bulunurdu. Savaşçılar savaşırken ayakbağı olmaması için kısa kollu kaftan giyerlerdi. Sosyal sınıfına bağlı olarak erkek giyiminde renkler değişkenlik gösterir. Beyaz renk beyler tarafından kullanılırken, soylular kırmızı rengi, köylüler ise gri, kahverengi ve siyah rengi seçerlerdi.
Müzik
Çalgı
Adığelerin çok değer verdiği ve hepsinin de çok severek dinlediği müzik aletleri Kamıl, Şıç’epşıne ve Pheç’iç'tir.[123]
- Üflemeli çalgılar
- Kamıl ya da Çerkes flütü veya kavalı (къамыл): çalan kişiye kavalcı/flütçü denir ve esas olarak, aynı adla anılan göl kamışı (Schoenoplectus lacustris, Scirpus lacustris) bitkisinin saplarından yapılırken, daha sonraları odundan ve metalden yapılıp, gümüş gibi değerli madenlerle de süslenmeye başlanmıştır. Karaçay kökenli Türkolog Ufuk Tavkul'a göre Çerkesçedeki kamıl kelimesi Ogur grubundan Ön Bulgarların dili olan Kuban Bulgar Türkçesinde “kamış” anlamına gelen “kamıl” kelimesinden (LiR Türkçesi: kamıl ŞaZ Türkçesi kamış) geçmiştir.[124][125] Kamıl, Çerkeslerin en eski enstrümanı olup toplayıcılık döneminden sonra gelen çobanlık döneminin ileri zamanlarında Adığe müzik yaşamına girmiştir. Geçmişte Adığe düğün eğlentilerindeki ana çalgılarından olan kamıl, 19. yüzyıldan sonra Pşıne adı verilen mızıka/akodeonun Çerkes yaşamına girmesinden sonra artık kullanılmamaktadır.[126][127]
- Bjamiy: Öküz boynuzundan yapılan bu aletin bir tarafı beyaz, bir tarafı siyah renktedir.[127]
- Vurmalı çalgılar
- Phaç’ıç: kürek biçiminde, incir ağacından yapılmış biri dar, yuvarlak bir sapla biten on iki plakadan oluşur. Bu plakalar sapın iki tarafına açılmış deliklerden geçirilen deri bir sicimle birbirine bağlanır. Bu alet, çalınırken sapından tutulur ve elin sert veya yumuşak hareketleriyle ritmik vuruşlar yapılır, oyunlara eşlik etmek için çalınır. Bugün halen düğünlerde kullanılmakta olan ayaklı bir tahtaya, daha küçük sopalarla vurularak ritim elde etmeye yarayan sistemden uyarlanarak elde edilmiş bir alettir.[127]
- Fiotırp ya da Çerkes davulu: bükülerek birleştirilmiş tahta bir kasnağın (genelde kırmızı renktedir) üzerine keçi derisi geçirilerek yapılır. Abhazcada adaul («davul») adı kullanılır.[127]
- Telli çalgılar
- Şıç’epşıne ya da Çerkes kemanesi (Batı шыкӀэпщын, пхъэпщын, Kabardeyce шыкӀэпшынэ, Besleneyce шыкӀэпчынэ): Adı «at kuyruğu pşıne» (шы «at», кIэ «kuyruk», пшин(э) «çalgı») anlamındadır. En eski hali ile iki, günümüzde dört telli olarak üretilen ve kullanılan yaylı bir çalgıdır.[127]
- Pşınetark’u: ıhlamur ağacından yapılan 12-18 telli köşeli bir arptır.[127]
- Phuante pşıne: üzerinde yedi adet tel bulunan dört köşeli bir kutu şeklinde bir alettir.[127]
- Apepşıne/Epepşıne ya da Çerkes sazı: alttan kesik armut biçimindeki gövdesi ince uzun bir sap şeklinde devam ederek helezon bir kıvrımla sona eren, üzerinde at kılından dört tel bulunan bir sazdır. Oturarak çalınan bu çalgı, boynu yukarı gelecek şekilde tutulur ve gövde sağ bacağa dayanır.[127]
- Tuşlu çalgılar
- Pşıne ya da Çerkes mızıkası (пщын, пшынэ): Çerkesçede esas olarak «çalgı» anlamındadır ve günümüzün akordeonuna benzer olup, onun temelini oluşturan, klavye sistemli akordeondan farklı olarak, tuşlu bir alettir. Diğer otantik çalgılardan çok sonraları Çerkes müziğine katılmış olmakla birlikte, bugün Çerkes halk müziğinde mızıkanın yanı sıra akordeon ve garmon da yaygın olarak kullanılmaktadır.[127]
Şarkı
Şarkılar (vered/орэд) konularına göre şöyle ayrılır: kahramanlık, tarihî, dinî, hissî, ağıt, saban sürme, hasat, düğün, dans ve diğerleri.[128][129] Çerkes halk şarkıları temelde insan sesiyle şekillenir ve ezgiye çok seslilik hâkimdir.[127] Çerkeslerde halk yaşamının sözlü efsaneler yoluyla sonraki kuşaklara aktarılmasında köy köy, meclis meclis dolaşan geguak’o/ceguak’o adındaki çok sesli koro ile birlikte yaylı ve telli çalgılar kullanan profesyonel müzik topluluklarının katkısı çok büyük olmuştur.[127]
Dans
Türkiye Çerkeslerinde esas olarak dört ana dans görülür: wuic, kafe, tleperıfe ve şeşen.[130] Çerkes diasporasının toplu halde yaşadığı Türkiye, Suriye ve Ürdün'de orijinal adını korumuş, ama tarihi vatan olan Kafkasya'da tamamen unutulmuş (ya da bilinmeyen) danslar vardır: şeşen dansı en yaygın hızlı dans, kaşo bğunc yan dans, kaşo phenc ters dans, şıreç kaşo üç kişilik dans ...[131]
- Wuic (удж): yavaş danstır ve çeşitleri (нысашаудж, турыту удж, удж хеш, удж пух, удж хурай) bulunur.[130] Kafkasya'da нэхущ удж, щыблэ удж türleri bulunur.
- Kafe (къафэ): orta danstır ve çeşitleri (кафа чех, кафа куанша, кафак) bulunur.[130]
- Tleperıfe ya da Leperuj (Doğu лъэпэрыфэ Batı лъэпэрышъо, лъэпэрисэ): parmak uçlarında hızlı danstır ve daha çok Abzah, Şapsığ ile Ubıh ve Abazalar (Rusların Abhaz ve Abazin olarak ayırdıkları halka Türkiye'de ayırt edilmeksizin Abaza denir) arasında yaygındır.[130]
- Şeşen (шешен, шыжэн) ya da mezdegu (мэздэгу Kuzey Osetya Kabartey bölgesi «Mozdok»): hızlı danstır ve lezginka (ya da Türkiye'de bilinen adıyla: Şeyh Şamil) dansına benzer.[130] Türkiye Çerkesleri arasındaki en popüler beş danstan biri olup oldukça yaygındır. Türkiye'de şeşen dansının en çok popüler olduğu yerler, çoğunlukla Kabardeylerin (Hajret ya da Kuban Kabardeyleri) yoğun olarak bulundukları yörelerdir. Adının farklı etimoloji denemeleri bulunsa da en yaygın ve kabul göreni Şeşen adının Çerkeslerin Çeçenlere verdiği addan geldiği yönündedir. Kafkasya'da bilinmeyen bu dans yalnızca diasporada yapılmaktadır ve diaspora Adığeleri yakın temasta oldukları Çeçenlerle aynı ad (Çerkes) altında buluşurlar. Dans bir kız ve erkek tarafından değişik melodiler eşliğinde icra edilir. Esas olarak Çeçen ve Adığe danslarında görülen hareketlerin bir karışımıdır. Bir başka deyişle Adığelerin yaptığı Şeşen dansı Çeçenlerin (özellikle de Dağlı Çeçenler: Binoy ve Şatoy Çeçenlerinin) yaptığı Şeyh Şamil dansının Çerkesleştirilmiş taklitidir. Erkeklerin hareketleri oldukça keskin ve coşkulu olup el ve ayak pozisyonları, erkeğin Çeçen dans tipini icra etiğine kuşku bırakmayacak biçimdedir ve kızın ise ahenk ve azametle yaptığı dans hareketleri Adığe kültürüne özgü dans adımlarına uygundur. Adığelere ait olmayan farklı özellik ise sadece eller olup biri baş üzerine kaldırılır. Çeçenlerin etnik algılaması açısından Adığelerin Çeçen dansında, Çeçen özellikleri daha çok dansın genel duygusal yapısında ve erkeklerde gövdenin belden yukarı kısmının hareketlerinde, özellikle de ellerin esnekliğinde belirgindir. Çerkesler somut bir Çeçen dansını değil, öteki kültürden olanların öncelikle dikkatini çeken sert hareketler, el parmaklarının birbirinden aralı olması, omuzların sırayla yukarı kaldırılması vb. özellikleri, yani bir Çeçen 'dans tipini' taklit ederler. Şeşen dansında gövdenin üst kısmının hareketleri, tek anlamda Çeçen tarzındadır ama ayakların pozisyonu ve hareketleri açıkça Çerkes (Adığe) tarzındadır. Dansın kompozisyon yapısında da Çerkes ruhu daha fazladır, çünkü geleneksel Çeçen kültüründe çifti yöneten sadece erkektir ve dansı bitirme inisiyatifi de ona aittir. Üstelik Çeçenlerde bir dans sırasında çiftteki dansçılar kesinlikle değişmezler.[131]
Mutfak
Yemek
Çerkes yemekleri (шхынхэр) daha çok et ve süt ürünlerine dayanır, sebzeye itibar etmezler. Çerkesler ekmeği (хьэлыгъу haluğ ekmek) az kullanırlar.[132] Çerkesleri/Adığeleri tanıtan yemekler şıpsı-p’aste (щыпс-пӀастэ; soslu et suyu ve kaçamak) ile şelame-halıjo’dur (щэлэмэ-хьалыжъо; yağda kızartılmış ve içi peynirle doldurulmuş ince börek).[133] Adiğelerin geleneksel yemekleri et, tahıl ve süt yemeklerinden oluşur.[133] Çerkeslerde yemeğe başlamadan, sofra büyüğünün bir konuşma (dua) yapması adettir.[134]
Tahıl yemekleri (лэжьыгъэхэкӀ шхынхэр): Çerkes tavuğu ya da şipsi (şıpsı щыпс): çoğu cevizden bulamayanlar yağda kavrulmuş undan ve bazıları da süt ilave ederek yaparlar. Şipsi daima pasta ile yenir.[132] Pasta yemeğin “ekmek” olarak adlandırılabilecek kısmı iken, şıpsi da soslu kısımdır. Dövülmüş dana etinden yapılma şıps Bjeduğlar, kaymakla donatılmış beyaz renkli tavuk şıpsı Kabardeyler, içine dövülmüş çeviz katılan şıps Şapsığlar, sütlü hindi ile et suyu karışımı şıps Türkiye’deki Abzehler, içine dana ya da koyun eti doğranmış lıts’uk’u şıps Çemguylar arasında yaygındır.[133] Çerkes pastası ya da pasta: akdarı, mısır ya da buğday unundan pişirilen ve ekmek yerine kullanılan lâpa.[132] Türk mutfağındaki kaçamak gibidir. Pasta kelimesi Latince kökenli olup hamur demektir.[133] Mamrıse: bir tür Çerkes kaçamağıdır. Pasta gibidir. Arap ülkelerinde yaşayan bazı Adiğeler pirinç kaçamağı yaparlar.[133] Çerkes böreği ya da haluj: üçgen şeklinde yağda kızartılmış peynirli puf böreğidir.[132] Kaynamış sütle, sıcak/ılık sütle, peynir suyu ile ya da sadece sıcak suyla yoğrulan una ufalanmış peynir konmuş biçimini K’emguylar, kızartılmış ve dövülmüş biber konmuşunu Bjeduğlar, doğranmış taze soğan ve maydanoz konmuşunu da Türkiye’deki bazı Adiğeler yaparlar.[133] Thurıje halıjo, tavada tereyağı içinde kızartılmış börek.[135] Tebe halıjo ya da goşe halıjo, tava içinde közde pişirilmiş börek.[135] Haku halıjo (хьаку хьалыжъо), fırında pişirilmiş bir börek çeşidi.[135] Halıjojıye, suda pişirilmiş peynirli börek; suda pişirilmiş börek.[135] Çerkes mantısı (Batı psıhaluj «su haluju»; Doğu psıhalıwe псы хьэлыуэ): yarımay şeklinde hazırlanan mantı türüdür. Metaz, buğday unundan içine peynir konan ve suda pişirilen küçük ama kalınca börek. Şapsığlar buna “psıjo halıjo” derler. Şapsığ metaz’ı, içine peynir, dövülmüş soslu ceviz, vs konur, portakal iriliğinde mısır unundan hazırlanır ve suda pişirilir.[135] Guıvbat, börek çeşidi, buğday unu, süt ve yağ ile birlikte yoğurulur, içine peynir konur ve ekmek fırınında pişirilir.[135] Çerkes simidi ya da halvane, halguane. Seku: Düzce’de, özellikle de Haç’emzıy köyü K’emguyları tarafından yapılan bir darı yemeğidir.[133] Hatık darı, mısır veya buğday unundan kaynar süt ile yoğrulmuş (çörek büyüklüğünden yumruk büyüklüğüne kadar) ufak parçacıkların fırında pişirilmesi ile yapılan bir tür çörek. Yoğrulduğu unun yapıldığı tahılın adına bağlı çeşitleri bulunur: mısır hatığı.[136]
Et yemekleri (лыхэкӀ шхынхэр): et, Çerkes mutfağında geniş bir yer tutar.[133] Eskiçağlarda Adığeler büyükbaş hayvanlar, küçükbaş hayvanlar ve domuz beslerlerdi.[133] En çok tutulan etler koyun (özellikle de kuzu) etidir. Kümes hayvanları arasında, en çok tavuk ve hindi eti tercih edilirdi.[133] Sucuk: dövülüp doğranmış et bağırsağa doldurulur, fırında ya da bacalara asılarak kurutulur.[133] Corme: temizlenen işkembe, bağırsak ve süt birlikte karıştırılır, ince bağırsaklara doldurulup bağlanır ve ocaklarda kurutulur. Yeneceği zaman tavada pişirilir.[133] Thamç’eğunıb: karaciğer süt içine doğranır, içine bir miktar kemiksiz et konur, kalın ya da ince bağırsaklara doldurulur ve suda pişirilir.[133] Lepsı: haşlanmış taze et suyu yemeği.[132]
Süt yemekleri (гъэщхэкӀ шхынхэр): Adiğe yiyecekleri içinde üçüncü sırayı oluşturur. Süt değişik biçimlerde üretilerek değerlendirilir: krema, kaymak, taze tereyağı, kaynatılmış tereyağı, yoğurt, peynir.[135] Süt katılan değişik yiyecek ve katıklar olarak, süt, Kalmuk çayına katıldığı gibi, pirinç ve akdarı çorbası/fıgu hanthups, hagulıjo, mısır çorbası/natrıfıps ve cençıps/fasulye yemeği içine de katılır. Seku, sütlaç/şedes, pirinç lapası/pıncğapts'e ve fabe, su katılmadan sırf sütle yapılır. Hamur suyu ve hamur kabartması da sütle gerçekleştirilir.[135] Süt ile halıjuap'e, şelame, mık'umıpş ve zetépşşıç' yoğurulur, mecac ve hatık kaynar süt ile yapılır. Şep'aste/sütlü kaçamak farklı bir yiyecek olup, bazen kaynamış sütlü kaçamak/şejo şep'aste yapılır.[135] Peynir türleri arasında sepet peyniri/metekuaye ve şirdenli peynir/tletekuaye[135] sayılsa da Türkiye'de adı çok duyulanı Çerkes peyniri (Adiğe kueyey)[132] denendir. Sofradan eksik edilmeyen yoğurt, özellikle öğle yemeğinde sıcak kaçamak ve etli yemeklerin üzerine tüketilir. Yoğurt yemeklerde de kullanılır. Yumurta çılbırı, suda pişirilmiş ya da karıştırılıp tavada kızartılmış olan yumurta doğranıp yoğurdun üzerine konur ve karıştırılır. Cençtur, yoğurt ve kremaya pişmiş fasulye katılır. Kabtur, pişmiş kabak yoğurt-krema karışımına doğranır.[135] Kundısıv, sütlü içeceklerden olup acılaşmış, turşu tadını almış peynir suyu kaynatılarak içine ekşimemiş süt konarak tüketilir.[135]
İçecekler (шъонхэр): Alkollü içkiler arasında yer alan şarap tüketilen içeceklerin başında gelir ve konuk ve düğün/şölen sofralarından eksik olmazdı. Sofraya konan şarabı konuklar tek kâseden sırayla içerlerdi. Darı, mısır ve baldan yapılan baksime (yada maksime) az alköllü bir içecektir, alkolsüz olarak da boza yaygın şekilde imal edilir. Kabardeyler arasında içilen ve baskımeye benzeyen fakat ondan daha sert olan, darı ya da mısır unundan yapılan meremjıy.[135] Çay Türkiye'de bugün herkesçe yapılan biçimde olsa da, Kafkasya'da geleneksel olarak Kafkas ormangülü (Rhododendron caucasicum) adı verilen bir ormangülü türünden yapılırdı. Kalmuklardan alınıp bütün Kuzey Kafkasya kültürüne aktarılan ve benimsenen Kalmuk çayı Adığe kahvaltılarının vazgeçilmezi olmuştur. Kalmuk çayı esasen Tibet'e kadar uzanan Orta Asya halklarınca yaygın tüketilen sütlü ve terayağlı bir çaydır. Besleneyler kuşburnu dalının uç sürgünü, Hatkoylar ve diğerleri labada (şş’orey/kuzu kulağı шӀорэй ya da lebevıts/efelik, Çemguylar vılevıts derler) türlerinin tohumunu ya da dadıv denen bir bitki türünü kaynatarak suyunu süzerler ve içine süt, tereyağı ve tuz ile karabiber koyarak kabardıktan sonra kahvaltıda tüketirler.[137][138]
Öğün
Aile içi sofra, pek çok kültürde olduğu gibi Çerkeslerde de kahvaltı, öğle yemeği ve akşam yemeği olmak üzere 3 ana öğün olarak kurulur.
Sabah kalvaltısında geleneksel olarak, Kalmuk çayı ve kaymak; ilkbahar sonu ile yazın taze peynir, sonbaharda isli peynir, kışın ve ilkbaharda kuru peynir, taze kaymak ve yeni dövülmüş tereyağı sofrada yer alırdı.[137] Kalmuk çayına eşlik eden tahıl ürünleri arasında yağda kızartılmış ince börek olan sıcak şeleme/şeleme fabe, yağda kızartılmış sade börek olan thurıje haluj, fırınlanmış pide olan haku haluj, sütle yoğurulmuş ama kabartılmamış buğday hamuru içine peynir konup fırınlanan guvıvbat, kabartılmamış/mayasız ekmek, kabartılmış/mayalanmış ekmek, undan yapılma thurıje/börek çeşidi (ki hamur ince sürülür, sarılır, ikinci kez sürülür; çüvende pişirilir, katlarına ayrılmaya ve parçalanmaya uygun) olan zetepşş’ıç’, yağ, yumurta ve un karıştrılıp yağda kızartılan thujevıt gibi daha çok buğday unundan yapılanlar tercih edilse de, mısır unundan yapılan ve tavada pişirilen mecac ile akdarı ya da mısır unundan yapılan hatık gibi buğday dışı tahıl ürünleri de bazen sofraya konabilir.[137]
Dil ve edebiyat
Evliya Çelebi 1660’lı yıllarda gezip gördüğü Çerkes topraklarında konuşulan Çerkesçeyi "yüz kırk yedi lisanın hepsini gayet güzel yazdım ama bu Çerkes lisanı gibi saksağan sadalı lisanı yazamadım" demiştir.[70]
Rusya'da 1920 sonrasında üç lehçede (Doğu Çerkesçesinden Kabardey ile Batı Çerkesçesinden Çemguy ve Şapsığ) yazılan dört bölgesel edebiyat (Kabardey, Şerces, Adigey ve Şapsığ) doğmuştur. Bu dört edebiyattan ikisi, yani Kabardey ve Şerces bölgesel edebiyatları (bazı önemsiz kelimeler dışında) Kabardey edebî dilini benimsemiştir. Bu dört edebiyat 1945 yılına değin sürmüş, aynı yıl Şapsığların özerkliğine son verilmesi ile birlikte, Şapsığ edebiyatı ve yazılı yaşamı da son bulmuş, geriye sadece iki edebiyat dili (Kabardey ve Adigey) ve üç bölgesel edebiyat kalmıştır: Kabardey, Şerces (Çerkes) ve Adigey.[44] Adığe edebiyatının sözlü ürünleri Abhaz ve Abaza dili ürünlerinden daha süslü ve duygulu olan anlatımlarıyla farklılaşır.[68]
14 Mart 1853 tarihinde Abzehlerden Vımar/Wumar Bırsey (Бырсэй Умар, Бэрсей Умар, Rusça: ru:Умар Хапхалович Берсей 1807—1870) tarafından Tiflis'te ilk Adığe alfabesinin ve Adığece Sözlüğün (Адыгэбзэ псэлъалъэр) yayımlandığı günün anısına her yıl Çerkesler tarafından 14 Mart Çerkes Dili Günü ya da Adığe Dili Günü/ Adığece Günü olarak kutlanmaktadır.[44][139][140]
Eskiden Ubıhça konuşmuş olan Ubıhların da anadili haline haline gelen Çerkesçe, Çerkes Ermenileri ile Çerkes Rumları (Urımlar) tarafından konuşulduğu gibi[16][141], Karaçay, Balkar ve Abazalar (Abazin) arasında da konuşulabilmektedir.[44]
Sözlü edebiyatın başlıca türleri şarkılar ve türküler ile bilmece, atasözü, masal, öykü, tekerleme, vb'dir.[44] Anlatımlarda sık sık mecaza başvurulur.[44] Sözlü ürünler içinde en geniş yeri tutan ve birçok öğesi eski Grek destanlarını hatırlatan Nart destanları ya da Nartlar 1946-1968 yılları arasında derlenen ve biriktirilen 705 tekstin bir araya getirilmesiyle 1968-1971 yılları arasında Maykop'ta yayımlanmıştır. Destan yeni derlemelerle 8 cilde ulaşmıştır. Destan 31 bölüme ayrılmaktadır. Her bir bölüm ayrı bir Nart kahramanını yaşamına ayrılmaktadır.[44] Yaklaşık üç asırlık Koç'as destanı daha çok Batı Çerkeslerinde görülür.
Şapsığya Çerkes edebiyatı
Şapsığ Ulusal Rayonu (1924-1945) Çerkeslerinin edebiyatı Şapsığların özerkliğinin 1945 yılında Stalin tarafından kaldırılmasına kadar sürmüştür. Özerkliğin sürdüğü 21 yıl boyunca oluşturulan çalışmalar hakkında bir bilgi yoktur. Burada yazılı kullanımdan çıkartılan Şapsığca Osmanlı Çerkes diyasporasında Kabardeycenin yoğun olarak konuşulduğu yerler dışında ibadet dili olarak kullanılmaya devam etmiş 1906'da İstanbul'da yayımlanan Adıgece Mevlid (Адыгэ Мэулыд) Şapsığ lehçesiyle kaleme alınmıştır. 19. yüzyılda (tahminen 1820’li yıllarda) ilk Adiğe alfabesi bir Şapsığ aydını olan Şeretlıko Netavko Hace (ШэрэлӀыкъо НэтӀаукъо Хьаджэ) tarafından hazırlanmıştır.[44]
Adigey Çerkes edebiyatı
Adigey Cumhuriyetindeki Çerkeslerin (Rusça resmî adları: Adigeylerin) edebiyatının temelini düz yazı ustası Ç’eraşe Tembot atmıştır. Ancak, günümüzde şiir de gelişmiştir. Adigey Çerkes edebiyatı Çemguyların lehçesi esas alınarak yazılmakta ve geliştirilmektedir. Son zamanlarda Adıgey şiirinin gelişmesinde Meşbaşe İshak’ın etkisi yadsınamaz. Meşbaşe, romanda da aynı ustalığı göstermiştir. Nartolog (Nart destanları uzmanı) oluşunun yanı sıra, usta bir şair olan Hadağatle Asker’in şiirleri de Adıgey şiir sanatında önemli bir yer almaktadır. Meşbaşe İshak’ın ardından Kuyeko Nalby ve daha yüzlerce yazar, şair ve araştırmacı yetişmiştir.[68]
Türkçe | Çerkesçe | Rusça | Ömrü |
Tsığo Tevçoj | Тэуцожъ Цыгъу | Цуг Теучеж (Тагир Алиевич Теучеж) |
1855—1940 |
İbrahim Tsey | Цэй Ибрахьим | Ибрагим Салехович Цей | 1890—1936 |
Kube Şaban | Кубэ Щэбан | Шабан Индрисович Кубов | 1890—1974 |
Hatko Ahmed | Хьаткъо Ахьмэд | Ахмед Джанхотович Хатков | 1901—1937 |
Ç’eraşe Tembot | КӀэрэщэ Тембот | Тембот Магометович Керашев | 1902—1988 |
Perenıko Murat | Пэрэныкъо Мурат | Мурат Салихович Паранук | 1912—1970 |
Kestene Dmitriy | Кэстэнэ Дмитрий | Дмитрий Григорьевич Костанов | 1912—1985 |
Levsten Yusıf | Лъэустэн Юсыф | Юсуф Ибрагимович Тлюстен | 1913—1998 |
Yevtıh Asker | Еутых Аскэр | Аскер Кадербечевич Евтых | 1915—1999 |
Kardenğuş Zıramıku | КъардэнгъущӀ Зырамыку | Зарамук Патурович Кардангушев | 1918—2008 |
Kırımız Jane | Жэнэ Къырымыз | Киримизе Хаджимусович Жанэ | 1919—1983 |
Hüseyin Andrıhoy | Андрыхъое Хъусен | Хусен Борежевич Андрухаев | 1920—1941 |
Hadağatle Asker | ХьэдэгъэлIэ Аскэр | Аскер Магамудович Гадагатль | 1922—2009 |
Abu Şhalaho | Шъхьэлахъо Абу | Схаляхо Абу | 1929 |
Beretere Hamid | Бэрэтэрэ Хьамид | Беретарь Хамид | 1931—1995 |
Meşbaşe İshak | МэщбэшIэ Исхьакъ | Исхак Шумафович Машбаш | 1931 |
Pşımaf Koşbay | Кощбэе Пщымаф | Пшимаф Карбечевич Кошубаев | 1937 |
Beğ Nurbıy | Бэгъ Нурбый | Багов Нурбий Нухович | 1937—1995 |
Kuyeko Nalbiy | Къуекъо Нальбый | Нальбий Юнусович Куек | 1938—2007 |
Karaçay-Çerkes Çerkes edebiyatı
Karaçay-Çerkesya Cumhuriyetindeki Çerkeslerin (Rusça resmî adları: Şercesler/Çerkeslerin) düz yazı ve tiyatro yapıtları, 19. yüzyıl sonu ile 1920–30’lı yıllarda dikkat çekmeye başlamıştır. Abuk Halit, Dışe’c Muhammed, Temir Salih, Vokthuta Abdullah, Gueşoko Husin gibi yazarlar, Şerces edebiyatının temelini atmışlardır. Şerces edebiyatında, Hanfen Alim ile lirizm belirginleşmeye başlamıştır. Sonraki yıllarda Abıt’e H., Nehuş M., Şave E., Dığuıj K. gibi genç şairler görülür.[68]
Türkçe | Çerkesçe | Rusça | Ömrü |
Abuk Halit | Абыкъуэ Хьалит | Халид Кучукович Абуков | 1900—1937 |
Dışe’c Muhammed | Мухьэмэд ДыщэкӀ | Магомет Пшиканович Дышеков | 1902—1942 |
Gueşoko Husin | Гуэщокъуэ Хусен | Хусин Ханахович Гашоков | 1913—1983 |
Ahmet Muhadin | Ахъмэт Мухьадин | Мухадин Худович Ахметов | 1917 |
Kxhuexhu Tsutsa | Кхъуэхъу Цуца | Цуца Меджидовна Кохова | 1920—2000 |
Hanfen Alim | Хьэнфэн Алим | Алим Мазанович Ханфенов | 1922 |
Beçıj Leyla | Бэчыжь Лейла | Лейла Абубекировна Бекизова | 1929 |
Brat Gabas | Братӏ Габас | Габас Мухамедович Братов | 1930—2002 |
Abıte Vladimir | Абытӏэ Владимир | Владимир Кадырович Абитов | 1937 |
Abıte Hızır | Абытӏэ Hızır | Хизир Яхьяевич Абитов | 1941 |
Kabardey-Balkar Çerkes edebiyatı
Kabardey-Balkar Cumhuriyetindeki Çerkeslerin (Rusça resmî adları: Kabardeylerin) ilk yazarı tarihçi Negume Beçmırza ve ilk eser de onun Adıge Yi Thıda (Adıge Ulusunun Tarihi) adlı çalışmasıdır. Negume ayrıca biri Kiril (1840), diğeri Arap-İran harfli (1843) iki el yazması ilk Kabardey alfabesini hazırlayan kişidir.[44] Aynı dönemin bir diğer önemli yazarı da, “kalemby” mahlası ile yazan K’aşe Adelceri’dir. 1920 sonrasının iki önemli yazarı, Türkiye’de eğitim görüp dönen ve “Şiirin Büyük Ustası” olarak da anılan Şocentsıuk Ali (1900-1942) ile ünlü derlemeci ve fabl yazarı Paş’e Beçmırza’dır. (1854 – 1936) Bu klasik şairleri izleyen K’işşokue Alim, K’uaşş Bet’al, Şortan Askerbiy, Thagazit Zuber, Akhsıra Zalimkhan, Tevune Haçim, Nalo Zavuır, Nalo Ahmethan Kabardey edebiyatının temel taşları olmuşlardır.[68] Türkçeden kelime alan Anadolu Kabartay lehçesi ile Rusçadan kelime alan Kafkasya Kabartay lehçesi birbirinden leksik düzeyde farklılaşmaktadır.[142]
Türkçe | Çerkesçe | Rusça | Ömrü |
Şor Negume | Нэгумэ Шорэ Бэчмырзэ | Шора Бекмурзин Ногмов | 1794—1844 |
Hatoxhoşıque Kazi | ХьэтIохъущыкъуэ Кази | Кази Мусабиевич Атажукин | 1841—1899 |
Paş’e Beçmırza | ПащӀэ Бэчмырзэ | Бекмурза Машевич Пачев | 1854—1936 |
Şocentsıuk Ali | ЩоджзнцӀыкӀу Алий | Али Асхадович Шогенцуков | 1900—1941 |
Tevune Haçim | Теунэ Хьэчым | Хачим Исхакович Теунов | 1912—1983 |
K’işşokue Alim | КӀыщокъуэ Алим | Алим Пшемахович Кешоков | 1914—2001 |
Şortan Askerbiy | Шортэн Аскэрбий | Аскерби Тахирович Шортанов | 1916—1985 |
Şocentsıku Adem | Щоджэнцӏыкӏу Адэм | Адам Огурлиевич Шогенцуков | 1916—1995 |
Sokur Musarbi | Сокъур Мусарби | Мусарби Гисович Сокуров | 1929—1990 |
Balkar Fovset Ğuzer | Балъкъэр Фоусэт Гъузер | Фоусат Гузеровна Балкарова | 1932—2009 |
Thagazit Zuber | Тхьэгъэзит Зубер | Зубер Мухамедович Тхагазитов | 1934 |
Beştekue Hebas | Бештокъуэ Хьэбас | Хабас Карнеевич Бештоков | 1943 |
Hakuaşe Madina | Хьэкӏуащэ Мадинэ | Мадина Андреевна Хакуашева | 1959 |
Din
Çerkeslerde geleneksel din (диныр) geçmişte animizm olsa da, günümüzde Kuzey Osetya’nın Mozdok rayonunda yaşayan 3 bin kişilik bir Hıristiyan topluluk dışında Çerkeslerin tamamı Müslümandır.[143]
Mitoloji
Çerkeslerin geleneksel inançları örfî habze kuralları çerçevesinde animizm ve büyüye dayanırdı. Çerkesler suya, ateşe, bitkilere, ormanlara, kayalara, gök gürültüsüne ve yıldırımlara tapmışlardır. İbadet, dans ve müzik eşliğindeki tapınma eylemlerini, tapınak olarak kullanılan kutsal korularda yaparlardı. Töreni thamate/thamade adı verilen yaşlı bir bilge-rahip yönetir, törene huaho denilen, anlamı olmayan sözler ve yakarışlardan oluşan dua ve dilek şarkıları eşlik ederdi. Böylece hastalıklardan ve yeni doğan bebekleri nazardan korumak amaçlanırdı.[41] Çerkeslerin mitolojik inançlarına Nart destanlarında[144][145] rastlanmaktadır. Çerkeslerin baş tanrısı Tha için «büyük tanrı» anlamında Thaşho adı da kullanılır. Bu baş tanrı dışında yardımcı diğer tanrılar şöyledir:[146] yaşam/ruhlar tanrısı, bereket/tarım ürünleri tanrısı, gök tanrısı, çiftçilerin koruyucu tanrısı, sığırların koruyucusu olan tanrı,atlıların koruyucu tanrısı, avcıların muhatap olduğu ormanların koruyucu tanrısı, çobanların muhatap olduğu koyunların koruyucu tanrısı, Tlepş/Лъэпшъ demirci ve ateş tanrısı ve tıbbın kruyucusu, denizlerin su tanrıçası, ırmakların su tanrıçası, bahçelerin koruyucusu olan tanrıça, Тлохумишх ile Шеберис Созерис'e yakarırken adları geçen tanrılar, öküz pulluklarının koruyucusu olan tanrı, gök tanrısı[146]
Yahudîlik
8. yüzyılda Bizans'tan kaçan yaklaşık 20 bin Yahudînin (джуртхэр Curtḫer) Kafkasya'ya yerleşmesi ve Türk kökenli Musevî Hazar Kağanlığı ile kurulan ilişkiler sonucunda bazı Çerkes kabileleri, geçmişte Musevîliği seçmiştir.[41]
Hristiyanlık
Kafkasya’da Kuzey Osetya’nın Mozdok rayonunda yaşayan 3 bin kişilik bir Hıristiyan Kabardey topluluk yaşamaktadır.[143] Günümüzde Kuzey Osetya'nın üç köyünde ve Stavropol Krayının bir köyünde Hıristiyan Çerkesler bulunmaktadır.[147]
Müslümanlık
Günümüzde 3 bin kişilik bir Hristiyan topluluk dışında Çerkeslerin tamamına yakını; Sünnî Hanefî Müslümandır (мыслимэн). Çerkesler 16-17. yüzyıllardan itibaren Osmanlı Türkleri ve Kırım Tatarları aracılığıyla görece geç Müslüman olan bir toplumdur. Kırım Hanlığı’nın Çerkeslerle ilişkileri sonucu İslâmiyet 16. yüzyılda Kabardey bölgesinden Hatujuka Adil Girey’in ve Molla İshak Abuk’un yardımları ile girmiştir. Osmanlı Türkleri ve Kırım Tatarları aracılığıyla yayılmaya başladığı anlaşılan Müslümanlık; 17–19. yüzyıllarda güçlenmiştir. Ferah Ali Paşa’nın Osmanlı Devleti tarafından Kafkasya bölgesine muhafız olarak gönderilmesinden sonra, İslâmiyet’in yine Osmanlı'dan gelen Çerkes asıllı hocalar vasıtası ile tanıtılmasına hız verilmiştir.[147]
19. yüzyılda İslâmiyet, Kabardeyler dışında Çerkes kabileleri arasında pek yaygın olmadığı gibi; Çerkes toplumunda Müslüman ulemâ sınıfı da henüz oluşmamıştı. Din adamları; Çerkesler arasında sayıca ve de sosyal etki açısından fazla önem arz etmeyen bir tabaka hâlinde idiler ve öte yandan o dönemde Dağıstan ve Çeçenistan’da olduğu kadar bir toplumsal güce de sahip değillerdi.[148]
Galeri
Ayrıca bakınız
- Çerkesler
- Çerkesler listesi
- Çerkes mitolojisi
- Kuzey Kafkas Yöresi
- Çerkes Mutfağı
- Çerkes Mehmed Ali Paşa (1624 - 1625) — Osmanlı Sadrazamı
- Çerkes Hasan (1850 - 1876) — Osmanlı askeri
- Çerkes Reşit (1877 - 1951) — Şapsığ Çerkes boyundan Türk siyasetçi, Çerkez Ethem'in ağabeyi
- Çerkez Ethem (1885 - 1950) — Şapsığ Çerkes boyundan Türk Kurtuluş Savaşı'nda Kuva-yi Milliye döneminin halk önderlerinden biri.
Kaynakça
- ↑ KONDA Research and Consultancy: Identity Groups Used in the Survey: Circassian 0.19%. The same calculation reveals that ... the number of those of Caucassian origin may be (Circassian 0.19%, Georgian 0.08% and Chechnian 0.004%) 210,000.
- 1 2 Circassia, Unrepresented Nations and Peoples Organization, http://www.unpo.org/members/7869
- ↑ Максидов А. А.
- ↑ "Türkiyedeki Kürtlerin Sayısı!". Milliyet. 2008-06-06. http://www.milliyet.com.tr/default.aspx?aType=SonDakika&Kategori=yasam&ArticleID=873452&Date=07.06.2008. Erişim tarihi: 2008-06-07.
- ↑ Национальный состав населения // Перепись населения России 2002 года (Rusça)
- ↑ Израйльский сайт ИзРус
- ↑ "Syria" Library of Congress
- ↑ Независимые английские исследования
- 1 2 3 Zhemukhov, Sufian, Circassian World: Responses to the New Challenges, http://www.circassianworld.com/new/general/1217-circassian-world-zhemukhov.html
- ↑ Via Jamestown Foundation
- ↑ Adyghe by country
- ↑ &n_page=1 All Ukrainian Census 2001
- ↑ Prepared by Antoniy Galabov National Report Bulgaria p. 20. Council of Europe
- ↑ AnaBritannica (1987, 6. cilt, sayfa: 379-380 Çerkesler)
- ↑ Э.ЧЕЛЕБИ.КНИГА ПУТЕШЕСТВИЙ.ЗЕМЛИ СЕВЕРНОГО КАВКАЗА,ч.2.
- 1 2 3 Н. Шахназарян. Адыги Краснодарского края. Краснодар, 2008 (Rusça)
- ↑ "Грузия признала геноцид черкесов в царской России" (Rusça). "Лента.Ру". 20.05.2011. http://lenta.ru/news/2011/05/20/cherkesy/.
- ↑ Tavkul, Ufuk. Karaçay-Malkar Halkına XIX. Yüzyıl Başlarına Kadar Verilen İsimler
- ↑ Soykırım ve Sürgünün 148. yılı Beşiktaş’ta Anıldı
- ↑ 21 Mayıs 1864 Büyük Çerkes Sürgünü’nün 146. yılı anma törenleri
- ↑ Papşu, Murat (2006). Çerkes-Adığe yazısının tarihçesi. Nart, İki Aylık Düşün ve Kültür Dergisi, Sayı 51, Eylül-Ekim 2006
- ↑ Адыгэм напэр сыт щыгъуи гъащIэм и пэ ирегъэщ. 2012-09-11 (= Абыхэм ящыщу 3-м ахэр субъектхэр къэзыгъэхъущ: Къэрэшей-Шэрджэсым – шэрджэсхэр, Адыгейм – адыгэхэр, Къэбэрдей-Балъкъэрым – къэбэрдейхэр.) (Çerkesçe)
- 1 2 Karadeniz’in Bütünleşmesi için Abhazya. Ortadoğu Stratejik Araştırmalar Merkezi (ORSAM rapor no: 8, Aralık 2009 )
- ↑ Soner Daur. Kaffed Ve Derneklerin Hali
- 1 2 Çerkes Kim, Çerkesya Neresi ? Gelecek Hakkında Düşünceler. Yalçın Karadaş (K’eref). İstanbul, 23 Mart 2012, Jıneps Gazetesi, Nisan 2012
- ↑ Türkçe Sözlük, TDK yayınları: 549, 10. baskı, Ankara 2005, sayfa: 417
- ↑ Spencer, Edmund, Travels in the Western Caucasus, including a Tour through Imeritia, Mingrelia, Turkey, Moldavia, Galicia, Silesia, and Moravia in 1836. London: H. Colburn, 1838, p. 6
- ↑ Loewe, Louis. A Dictionary of the Circassian Language: in Two Parts: English-Circassian-Turkish, and Circassian-English-Turkish. London: Bell, 1854, p. 5
- ↑ The Home Friend: a Weekly Miscellany of Amusement and Instruction. London: Printed for the Society for Promoting Christian Knowledge, 1854. Pp. 314
- 1 2 Papşu, Murat. Adığece kelimelerin yazılışı. Nart Dergisi Sayı 70
- ↑ Георгий Фёдорович Турчанинов/Georgi F. Turçaninov (yazan) Kayhan Yükseler (çeviren). Kafkasya'da bulunan antik eserlerin keşfi ve yazılarının çözümlenmesi. Kafkas Bilimsel Araştırma Merkezi ve Yayıncılık İsletmesi, Ankara, Genişletilmiş II. Basım, Kafdav Yayınları, Ocak 2009
- ↑ Doç.Dr. Mir Vınereko (yazan), HAPİ Cevdet Yıldız (çeviren). Batırbıy Bırsır: ünlü Adige dil bilgini. Адыгэ Макъ, 08 Nisan 2009
- ↑ В. А. Касландзия etc., Абхазско-русский словарь, Сухум 2005
- ↑ "Strabo, Geography, Book 11, Chapter 2, Section 1". 4 Aralık 2015 tarihinde kaynağından arşivlendi. http://web.archive.org/web/20151204085301/http://www.perseus.tufts.edu/hopper/text?doc=Perseus%3Atext%3A1999.01.0198%3Abook%3D11%3Achapter%3D2%3Asection%3D1. Erişim tarihi: November 17, 2010.
- 1 2 Заключение РАН об этнониме Черкес и топониме Черкесия
- ↑ Abazalar
- 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 Papşu, Murat (2003). Çerkes dillerine genel bir bakış Kafkasya ve Türkiye. Nart Dergisi, Mart-Nisan 2003, Sayı:35
- ↑ HAPİ Cevdet Yıldız. Yaşamınız kısa da olsa, ünümüz büyük olsun
- ↑ “Алфавитный список народов, обитающих в Российской Империи”, Демоскоп Weekly, № 187 - 188, 24 января - 6 февраля 2005 ve buradan alınma olarak: Papşu, Murat. Rusya İmparatorluğu’nda Yaşayan Halkların Alfabetik Listesinde Kafkasyalılar
- ↑ Smeets, Rieks (1995). Circassia. Central Asian Survey (1995), 14(1), 107-125
- 1 2 3 4 Övür, Ayşe (2006). Çerkes mitolojisinin temel unsurları: Tanrılar ve Çerkesler. Toplumsal Tarih, Sayı 155, Kasım 2006
- ↑ Prof.Dr. ĞIŞ Nuh (yazan), HAPİ Cevdet Yıldız (çeviren). Adigece'nin temel sorunları-1. Адыгэ макъ,12/13 Şubat 2009
- ↑ Ali Çurey, Hatti Hititlerin Kökeni ve Çerkesler, Çiviyazıları Yayınevi
- 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 Hapi Cevdet Yılmaz. Adige dili ve edebiyatı
- 1 2 3 4 Do. Dr. Vınereko Mir. Ülke anne gibidir (Хэгъэгур ным фэд). Адыгэ Хабз, Maykop, 2007
- ↑ Официальный сайт Всероссийской переписи населения 2010 года. Информационные материалы об окончательных итогах Всероссийской переписи населения 2010 года
- 1 2 Bırsır Batırbıy (Бырсыр Батырбый). Адыгэхэр абзэкӀи яхабзэкӀи зы лъэпкъых. Адыгэ Макъ, No: 203, sayfa:7, 2011 (Batı Çerkesçesi)
- ↑ Ajans Kafkas : Keşev'e göre Abhaz-Çerkes ilişkileri kırılganlaşıyor
- ↑ Kanbolat, Hasan (2006). Gürcistan-Ukrayna-Karadeniz Üçgeni Arasında Kuzeybatı Kafkasya: Kabardey-Balkar'dan sonra sıra Karaçay-Çerkes'te mi?. Stratejik Analiz, Şubat’06, sayfa: 88-94
- ↑ diaspora.gov.ge : Çerkezler, Litera 2011, Kafkaslar: Özgürlük İçin Mücadele
- 1 2 3 4 5 6 HAPİ Cevdet Yıldız, Adigey Cumhuriyeti (Adıge Respublik)-3
- 1 2 3 4 5 Всероссийская перепись населения 2010 года. Официальные итоги с расширенными перечнями по национальному составу населения и по регионам.: см.
- 1 2 3 Всероссийская перепись населения 2002 года: Население по национальности и владению русским языком по субъектам РФ
- ↑ Демоскоп. Всесоюзная перепись населения 1979 года. Национальный состав населения по регионам России: Адыгейская АО
- ↑ Демоскоп. Всесоюзная перепись населения 1959 года. Национальный состав населения по регионам России: Адыгейской АО
- ↑ Saraç, Naciye (2007). Şapsığlar Kafkasya'da unutulmak istemiyor. 20 Ağustos 2007
- 1 2 Информационные материалы об окончательных итогах Всероссийской переписи населения 2010 года
- ↑ "Всероссийская перепись населения 2002г. Национальный состав населения. Ставропольский край.". Территориальный орган Росстата по Ставропольскому краю. 2012-02-03 tarihinde kaynağından arşivlendi. http://www.webcitation.org/65ApxsTKJ. Erişim tarihi: 2011-10-10.
- ↑ Демоскоп. Всесоюзная перепись населения 1979 года. Национальный состав населения по регионам России: КЧАО
- ↑ Демоскоп. Всесоюзная перепись населения 1959 года. Национальный состав населения по регионам России: КЧАО
- ↑ Всероссийская перепись населения 2010 года. Национальный состав и владение языками, гражданство. Население по национальности и владению русским языком по субъектам Российской Федерации
- ↑ Всероссийская перепись населения 2002 года. Национальный состав и владение языками, гражданство. Население по национальности и владению русским языком по субъектам Российской Федерации
- ↑ Демоскоп Weekly. Приложение. Справочник статистических показателей. Всесоюзная перепись населения 1989 года. Национальный состав населения по регионам России. Кабардино-Балкарская АССР
- ↑ Всероссийская перепись населения 2002 года: Население по национальности и владению русским языком по субъектам РФ
- 1 2 3 4 Suriye Çerkesleri. Ortadoğu Stratejik Araştırmalar Merkezi (ORSAM rapor no: 130, Kasım 2912 )
- 1 2 Irak Çerkesleri (Çeçenler, Dağıstanlılar, Adigeler). Ortadoğu Stratejik Araştırmalar Merkezi (ORSAM rapor no: 134, Kasım 2012 )
- 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 Gülüzar Altın ve Meryem Gümüş (Eskişehir Eti Sosyal Bilimler Lisesi). Çerkeslerde kaşenlik âdeti üzerne sosyolojik bir inceleme: Eskişehir örneklemi, danışman Mehmet Aksoy, TÜBİTAK Türkiye Bilimsel ve Teknolojik Araştırma Kurumu, Bursa 2011
- 1 2 3 4 5 circassian.us : Biz Çerkesler
- ↑ Açumıj Hilmi. Abhazya ve Osetya’nın Bağımsızlığını Tanıyacak mısınız?
- 1 2 3 Oral, Mustafa (2008). Sultan II. Abdülhamit döneminde bir "Çerkes Tarihi" yazılması girişimi
- ↑ Özdemir, Ahmet Z. (1985). Avşarlar ve Dadaloğlu, Dayanışma Yayınları, Ankara (sayfa. 45)
- ↑ Seral Çelik - Hürriyet Karadeniz. Türkiye'deki Çerkesler: Kaf Dağı'na dönsek mi?. 2000'e Doğru, 12 Mart 1989, s. 11
- 1 2 3 Mahmut Çerkez anlatıyor: Limasol Çerkez Çiftliği. Nart Dergisi, 82. sayı
- ↑ Adolphus Slade (1867). Turkey and the Crimean War: a narrative of historical events
- ↑ Serap Canbek (çeviren). Kıbrıs’a Gönderilen Çerkes’lerin Dramı. Jineps Gazetesi, Mart 2011
- 1 2 3 4 5 6 7 İpek, Nedim (2010). Kosova Vilayeti Dahilinde Gerçeklesen Göçler. History Studies, Volume 2/1 2010
- ↑ Kemal Tayfur. Kosova'nın Kayıp Çerkesleri
- ↑ Trakya yöresinde Çerkes yerleşimi
- ↑ Kosova’da Çerkezler tükeniyor mu?
- ↑ Hasan Mercan. Kosova'da Adıge denen bir Çerkes köyü var. Nart Dergisi, yıl: 2, sayı: 8, sayfa: 64, Temmuz-Ağustos 1998
- ↑ Mefehable: Bereket veya mutluluk köyünde kabus günleri
- ↑ BBC : World: Europe Circassians flee Kosovo conflict
- ↑ Papşu, Murat (çeviren). Suriye Çerkesleri (Kaynak: Anzor Kuşhabiyev; Çerkesı v Sirii (Suriye’deki Çerkesler). Nalçik 1993)
- ↑ Neflyaşeva, Naima (yazan), Papşu, Murat (çeviren). Suriye Çerkesleri/ Syrian Circassians, Ortadoğu Analiz, Temmuz 2012 - Cilt: 4 - Sayı: 43
- 1 2 3 Sevda Alankuş Kural. Ürdün Çerkesleri. Nart dergisi, yıl: 2, sayı: 6, Mart-Nisan 1998
- 1 2 İsrail Çerkesleri. Röportaj: Erol Taymaz – Nart Dergisi
- ↑ Ruth Kark and Michal Oren-Nordheim (2001). Jerusalem and its Environs. Hebrew University Magnes Press. s. 230–231. ISBN 0-8143-2909-8.
- ↑ Черкесы в Израиле
- ↑ Çolak, Kürşat (2012). Çerkez Memlûkler Çerkez mi?. Ankara Üniversitesi Dil Tarih Coğrafya Fakültesi Tarih Araştırmaları Dergisi (TAD), S. 51, Ankara, 2012, s. 201-208
- ↑ "The Georgian Mameluks in Egypt by Alexander Mikaberidze". 3 Mart 2016 tarihinde kaynağından arşivlendi. http://web.archive.org/web/20160303201455/http://www.napoleon-series.org/military/organization/c_mameluks1.html.
- ↑ Isichei, Elizabeth (1997). A History of African Societies to 1870. Cambridge University Press. s. 192.
- 1 2 3 Ömer Aytek Kurmel. Unutulmuş Çerkesler: Memluklar
- ↑ Hille, Charlotte (2010). State Building and Conflict Resolution in the Caucasus. Brill. s. 50. ISBN 978-90-04-17901-1. http://books.google.com/books?id=yxFP6K8iZzQC&pg=PA50.
- 1 2 3 4 5 Papşu, Murat. Mısır Çerkesleri
- ↑ Samir Hatko. Mısır'da Çerkes Devleti 1257-1517: Mısır Devleti Yönetiminde Çerkesler
- ↑ “Čerkes”, Encyclopedia of Islam, Vol. II (Leiden, 1983), sayfa. 21-25.
- ↑ Гуманитарная культура адыгов {К привилегированным относились сословия князей (пщы), первостепенных дворян (лӀэкъолӀэш), второстепенных дворян (оркъ), гиреевичей (хьаныкъо). Свободное крестьянство: изначально свободные (фэкъолӀ), вольноотпущенники, освобожденные от крепостной зависимости по воле феодала (азат), беглые крестьяне без согласия и выкупа освободившие себя от крепостной зависимости (брамыты), оброчные крестьяне (Ӏэгу), бывшие крепостные, освобожденные по реформе через выкупное свидетельство (шъхьащэфыжь). Зависимые крестьяне – крепостные (пщылӀы) и дворовые (унэӀут).}
- ↑ http://aheku.org/datas/users/1-yahtanigov1.pdf
- 1 2 3 4 5 6 7 8 9 Eser, Mehmet (1993). Uzunyayla bölgesinde yaşayan Çerkes köylerinde sosyo-kültürel değişme. TC. Cumhuriyet Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Sosyoloji Anabilim Dalı Yüksek Lisans Tezi, Eylül 1993, Sivas
- ↑ Çerkesyada tebiye âdet ve içtimaî hayat 5: Çocukların terbiyesi. Yeni Kafkas dergisi yıl: 5, sayı: 29 (53), Eylül-Ekim 1961
- 1 2 kafkas.org : Medeni bir ilişki tarzı: kaşenlik
- ↑ Semra Ademey. Kaşenlik yok edilmemeli
- ↑ Renan Demirkan (1991) / M. Kemal Okan (çeviren). Üç Şekerli Demli Çay, Real Yayınları, İstanbul.
- 1 2 3 Papşu, Murat, Çerkeslerde atçılık ve at kültürü. Nart Dergisi 72. Sayı. cerkesarastirmalari.org & kafkasfederasyonu.org
- ↑ Thamateler: Aristokrat ruhlu demokrat otoriteler
- ↑ Xabze üzerine
- ↑ Şı xabze (at xabzesi)
- ↑ Kaan M. İşçan. Geçmişten günümüze Uzunyayla at yetiştiriciliği
- ↑ http://www.yesilgazete.org/blog/2010/12/31/bisiklet-at-cerkesler-ve-zorro/
- ↑ Öztürk, Hakkı. Çerkez Hafize Ana ve ziyaret. 25.03.2013
- ↑ Bozkurt, Mehmet. Nartlar ülkesi
- ↑ Çerkes kültürü ve Darwin
- ↑ Güzel Atlar Ülkesi Abhazya!
- ↑ Çerkeslik; insanlıktır, farklı olana saygı duymak, hoşgörülü olmaktır
- ↑ Kemal Tahir, Dutlar Yetişmedi
- ↑ Kemal Tahir, Göl İnsanları
- ↑ Kemal Tahir (1977). Damağası, 1977
- ↑ Reşat Nuri Güntekin, Değirmen
- ↑ Mustafa Necati Sepetçioğlu. Cevahir ile Sadık Çavuşun Buğday Kamyonu, 1977
- ↑ Aziz Nesin. At denen meret bu mu?
- ↑ Aziz Nesin (1953). İt kuyruğu
- ↑ Çerkeslerde Kadın Giysisi
- ↑ http://www.circassianworld.com/cerkesmuzigi.html
- ↑ Tavkul, Ufuk. Adige (Çerkes) Diline Karaçay-Malkar Dilinden Geçen Kelimeler
- ↑ Tavkul, Ufuk (2007). Adige (Çerkes) dilinde Bulgar Türkçesi alıntı sözcükler üzerine. Modern Türklük Araştırmaları Dergisi, cilt 4, sayı 2, Haziran 2007, sayfa: 104-115]
- ↑ Kamıl (Çerkes flütü) Kamyl (Circassian flute) / Адыгэ къамыл / Адыгский камыль
- 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 Rahşan Erdoğan (6 Haziran 2006). "Çerkes Müziği Çalgıları". mavi-nota.com. 23 Şubat 2015 tarihinde kaynağından arşivlendi. http://web.archive.org/web/20150223195457/http://www.mavi-nota.com/index.php?link=yazi&no=508.
- ↑ YERITH Yıldız Okyay. Batı Kafkas dil ve edebiyatına toplu bir bakış. Yeni Kafkas dergisi yıl: 5, sayı: 29 (53), Eylül-Ekim 1961
- ↑ Фольклор адыгов Турции
- 1 2 3 4 5 ЧУРЕЙ Дыжъын Али. Феномен адыгской танцевальной культуры в Турции (Rusça)
- 1 2 A.N. Sokolova & N.A. Çundışko (yazanlar), Orhan Uravelli (çeviren). Şeşen dansının kökeni ve araştırılması. Nart dergisi, sayı: 71
- 1 2 3 4 5 6 Kafkas Vakfı : Çerkes yemekleri
- 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 Doç.Dr. Vinereko Mir (2007). Yemekler. Maykop, Adige Cumhuriyeti Devlet Basımevi, 2007
- ↑ Nimet Berkok ve Kamil Toygar. Çerkes mutfak kültürünün tarihi kaynakları
- 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 Doç.Dr. Vinereko Mir (2007). Süt ürünü yiyecekler. Maykop, Adige Cumhuriyeti Devlet Basımevi, 2007
- ↑ Adıgey Bunlar Senin İnsanların
- 1 2 3 Doç.Dr. Vinereko Mir Aile İçi Sofra. Maykop, Adige Cumhuriyeti Devlet Basımevi, 2007
- ↑ Nimet Berkok ve Kamil Toygar. Çerkes yemekleri : içecekler < Kuzey Kafkas Muftak Kültürü ve Yemekleri
- ↑ Marite Jılase (yazan), HAPİ Cevdet Yıldız (çeviren). Vımar Bırsey: ilk yazar ve yayıncımız & Wumar Bırsey: ilk yazar ve yayıncımız Адыгэ псалъэ/Adge Psatle, 13 Mart 2008
- ↑ Tiflis'te 'Çerkes Kılavuzu'nun tanıtımı yapıldı
- ↑ Владимир Колесов. Черкесские (горские) греки. Красная книга, Краснодар (Rusça)
- ↑ Alagözlü, Nuray (2006). Kabardey dilinin Uzunyayla'daki yapısına bir bakış. Nart, İki Aylık Düşün ve Kültür Dergisi, Sayı 52, Temmuz-Kasım-Aralık 2006
- 1 2 cerkesarastirmalari.org : Adlandırma
- ↑ Balkar Selçuk. Nart Mitolojileri - Sözlükçe
- ↑ ХьадэгъалIэ Аскэр (yazan) Hapi Cevdet Yıldız (çeviren). Adıge Yiğitlik Destanı: Nartlar II-III
- 1 2 ДУБРОВИН Н.ЧЕРКЕСЫ (АДИГЕ). Военный сборник, № 3.1870
- 1 2 Nahit Serbes (Tletseruk). Çerkeslerde inanç ve hoşgörü
- ↑ Tavkul, Ufuk (1998). İslamiyetin XIX. yüzyılda Kafkasya halklarının toplumsal yapılarına tesirleri. Kırım Dergisi, 7 (25), 1998, 43-46.
Dış bağlantılar
- circassianworld.com : Osmanlı arşivlerinde Çerkeslerle ilgili belgeler (geniş anlamda Çerkes = Kuzey Kafkasyalı)
- cerkes.gen.tr : Çerkes Atasözleri
- cerkesaraştirmalari.org : Çerkes Araştırmaları
|