Babalar ve Oğullar
Babalar ve Oğullar romanın ikinci baskısının kapağı (Leipzig, Almanya, 1880) | |
Yazarı | İvan Sergeyeviç Turgenyev |
---|---|
Orijinal ismi | Отцы и дети (Ottsı i deti, IPA: [ɐˈtsɨ i ˈdʲetʲi]) |
Ülke | Rusya |
Özgün dili | Rusça |
Konu(lar) |
Sosyoloji Felsefe Siyaset |
Türü | Roman |
Yayınevi | Rus Habercisi |
Önceki eser | Arefe |
Sonraki eser | Duman |
Babalar ve Oğullar, Ivan Turgenyev’in 1862'de kaleme aldığı en meşhur eseridir. Romanın Rusça adı Отцы и дети (Ottsı i Deti) ‘dır. Birebir anlamı “Babalar ve Çocuklar” olan bu roman Türkçeye “Babalar ve Oğullar” olarak tercüme edilmiştir.
Günün koşulları ve notlar
Romandaki baba ve oğul karakterleri iki Rus jenerasyonu arasındaki artan bölünmüşlüğü, Yevgeniy Bazarov ise nihilist görüşleri ve eski düzen karşıtlığı ile “ilk Bolşevik” leri temsil eder.
Turgenyev, Babalar ve Oğullar’ı 1830’ların liberalleri ile güçlenen nihilist hareket arasında artış gösteren kültürel hizipçiliğe tepki olarak yazdı. Her iki akım da Rusya’da batı kökenli sosyal değişimin arayışı içerisindeydi. Ayrıca, bu iki düşünce tarzı Rusya’nın istikbalinin kilise etkisindeki geleneksel yörüngede devam etmekte olduğuna inanan Rus-Ortodoks görüş ile çelişmekteydi.
Babalar ve Oğullar, Rus Edebiyatı’nın tam anlamıyla yazılmış ilk modern roman örneği olarak kabul edilebilir (Bir diğeri Gogol'un Ölü Canlar isimli eseridir fakat bu eser zaman zaman şiirsel veya Dante'nin İlahi Komedya’ sında ki gibi destansı nesir olarak kabul edilmiştir). Roman, Bazarov’un ve Arkadi’nin duygusalığa başkaldırılarındaki aşamalı çöküntülerinde ve özellikle Bazarov’un Mamade Odintsova’ya ve Fenichka’ya olan aşkında görüleceği gibi çift karakter çalışması ortaya koymaktadır. Tolstoy ve Dostoyevski’nin romanlarında açıkça taklit edildiği gibi bu göze çarpan karakter ikilemi ve derin psikolojik tahliller birçok büyük Rus romancının yetişmesinde etki göstermiştir.
Roman, aynı zamanda batı dünyasında şöhret kazanan ilk Rus edebiyat çalışmasıdır, sonuçta Gustave Flaubert, Guy de Maupassant ve Henry James gibi otorite sayılabilecek romancılardan genel kabul görmesi Rus Edebiyatının, Turgenyev’e çok şey borçlu olduğunun göstergesidir.
Ana karakterler
- Yevgeniy Vasilyiç Bazarov – Nihilist bir fen bilimleri öğrencisi, doktor olmak için çalışmaktadır. Ailesinin, gelenekçi Rus-Ortodoks görüşlerine ve Kirsanov’un ağabeyinin liberal düşüncelerine meydan okuyan Bazarov, nihilist düşünceleri ile Arkadi’nin akıl hocalığını yapmaktadır.
- Arkadi Nikolayeviç Kirsanov - St. Petersburg Üniversitesi’nden yeni mezun ve Bazarov’un arkadaşı olan Arkadi de bir nihilisttir. Her ne kadar görüşleri Bazarov’a olan hayranlığından kaynaklanıyor gibi görünse de aksine kendi çıkarımlarıdır.
- Nikolay Petroviç Kirsanov – Arkadi’nin babası, mülk sahibi ve liberal demokrat birisidir. İlk başlarda soylu biri olmayan Fenichka’ya olan aşkını itiraf etmekten utanmaktadır, fakat daha sonra pratikte nihilistler tarafından sahneye koyulan örneklerle ve ağabeyinin onayıyla Fenichka ile evlenir.
- Pavel Petroviç Kirsanov – Nikolay Petroviç Kirsanov’un ağabeyi olan Pavel, aristokratik iddialara sahip bir burjuvadır. Soyluluğu ile gurur duyan Pavel aynı zamanda ağabeyi gibi bir reform yanlısıdır. Nihilizme karşı kerhen toleranslı davranmaya çalışsa da, Bazarov’a olan nefretinin önüne geçememektedir.
- Vasilyev Ivanoviç Bazarov – Bazarov’un babası, emekli bir askeri hekim ve küçük çaplı bir derebeyi. Eğitimli ve kültürlü biridir, bununla beraber kırsal bölgede bir nevi tecrit hayatı yaşadığı için birçok kişi gibi modern düşüncelerden uzaktır. Nitekim geleneklere olan sadakatini muhafaza etmekte ve Tanrıya olan bağlılığını açıkca beyan etmektedir.
- İrina Vasilyevna Bazarova - Bazarov’un annesi. Geleneklere çok bağlı tipik bir 15. yüzyıl Moskova aristokratıdır. Efsanevi ve gerçek dışı hikâyelerin takipçisi dindar bir Ortadoks Hristiyandır. Çocuğuna karşı derin bir sevgi duymaktadır fakat oğlunun mukaddesatı reddetmesi karşısında dehşete düşmektedir.
- Anna Sergeyevna Odintsova – Varlıklı bir dul olan Anna, nihilist arkadaşlarını malikanesinde ağırlamaktadır. Bazarov’a aşıktır fakat içine düşebileceği duygusal karmaşadan korktuğu için aşkını itiraf edememektedir. Bazarov’a olan aşkı, Bazarov’un nihilist düşüncelerine meydan okuma ve yerleşik düzenin dışına çıkma anlamına gelmektedir.
- Katya Sergeyevna Lokteva – Anna’nın kardeşi, Arkadi ile benzer kişiliğe sahiptir. Ablasının yanında konforlu bir hayat sürmektedir fakat özgüven eksikliği vardır, sonuç olarak ablasının gölgesinde kalmıştır. Bu çekingenlik Arkadi ile birbirlerine duydukları aşkın geç anlaşılmasına sebep olmuştur.
- Feniçka – Nikolay Petroviç Kirsanov’un aşık olduğu hizmetçisidir ve Nikolai’dan gayr-i meşru bir çocuğu vardır. Farklı sosyal tabakalara ait olmaları, Nikolay Petroviç Kirsanov’un bir önceki evliliği ve geleneksel baskılardan ötürü evlenmelerinde bir takım engeller vardır.
- Victor Sitnikov – Bazarov’un popülist fikirleri savunan popülist gruplara katılan kendini beğenmiş, züppe bir arkadaşı.
- Pierra - Nikolay Petroviç'in malikanesinin uşağıdır.İşlerle pek ilgilenmez Bazarov'u çok sevmiştir.
Konular
Günah ve Kefaret
Tipik bir nihilist olan Bazarov ile 1840’ların tipik bir liberali olan Pavel arasında nihilizmin doğası ve Rusya’ya olan faydası üzerine geçen ve “babalar (1840’ların liberalleri)” ile “oğullar (nihilistler)” olarak temsil edilen tartışmalardır. Bazarov’un deyimi ile: “Aristokrasi, liberalizm, terakki ve ilkeler” bir sürü yabancı ve kullanışsız kelimelerdir.
Bazarov, Pavel’e “...içinde bulunduğumuz hayatta aileye veya sosyal tabakaya dair mutlak ve acımasız bir inkarı haketmeyen bir tane merci” göstermesi durumununda nihilizmden vazgeçeceğini söylemiştir. Bazarov, geleneksel Rusya ile özdeşleşmiş her şeyi küçümsemesine ve hafife almasına rağmen, salt bilimin hâlâ bir amacı ve değeri olduğuna inanır.
İnsani duygular ve bir bedel olarak sevgi
İnsani duygular ile yüzleşmek, özellikle de Anna Odintsova'ya aşık olmak Bazarov'un nihilizmini paramparça eder. Bazarov'un nihilizmi, karşılıksız aşktan duyduğu ızdırap ile savaşmaya yetmez ve bu O'na, iddialarına sıkı sıkıya sarılacak güçte olmadığı umutsuzluğunu aşılar.
Odintsova tarafından reddedilen Bazarov ailesinin yanına döner. Bazarov, Arkadi' ye şu şekilde yakınmaktadır: " ...ailem, hayat ile o kadar meşgul ki, kendi anlamsızlıklarını bile önemsemez hale gelmişler, hiç ama hiç umurlarında değil... Ben ise... Sadece sıkıntı ve öfke hissediyorum. "Duyguları ile baş edemediği fikri O'nu derin bir üzüntüye ve hayata karşı ilgisizliğe mahkûm eder.
Ve daha sonra, genç, güzel ve mütevazi tavırları ile dikkat çeken esrarengiz Anna Odintsova ortaya çıkar. İyi bir evlilik geçirmiş olmanın ve bir süredir de genç bir dul olmanın olgunluğuna sahip olan Anna Odintsova aşırı derecede lüks ve görkemli bir konutta yaşamaktadır. Turgenyev, romanın basıldığı yıl kaleme aldığı bir mektubunda Anna'yı "Hayalimizdeki ve merakımızdaki soğuk ve genç bir epiküryan hanımın dişi asaletinde doldurduğu yerin tasviri" şeklinde tasarladığını bildirmiştir. Turgenyev'in oluşturduğu kurgular tıpkı Bazarov örneğinde olduğu gibi yazarın entelektüel tasarımıyla ortaya çıkan, karışık ve hayret verici, öte yandan da yazarın hayatından parçalara ait olan figürlerdir.
İlk bakışta, özgür ve bekar bir bayan olan Anna; açık sözlü, farklı ve pek zeki olan Bazarov'dan oldukça etkilenmiş gibi görünüyor. İstemeden de olsa, kendini kadın avcısı olarak niteleyen bu adamı baştan çıkarmak yönünde sağlam adımlar atıyor ve O'nu karşılıklı olan aşkını dile getirmeye mecbur bırakıyor. Söylediklerinde tam bir samimiyete sahip olan Anna, "mutsuz" olduğunu, "peşinden gidecek" hiçbir arzusu olmadığını ve onu hayata "ya hep ya hiç" derecesinde bağlayacak kadar "güçlü bir bağ" kurmayı ne kadar çok istediğini söylüyor: " Bir yaşama karşılık diğer bir yaşam. Benimkini al, seninkini ver, pişmanlıklar olmadan, geriye dönüş olmadan. "
Ve nihayet bir süre sonra, Bazarov inadından vazgeçerek aşkını itiraf ediyor fakat Odintsova tarafından kaba bir biçimde reddediliyor. Daha sonra ise, sırf korktuğundan ötürü hakiki aşkı sunan bir şansı geri çevirmiş olabileceği için kendini suçluyor ve eziyet çekiyor. Nihai kararını veriyor; " Hayır. Allah neyi yaşatacağını bilir; kimse bu tür şeyleri hafife alıp, çocuk oyuncağı sanmamalı."
Ancak Turgenyev bizlere Arkadi ve Nikolay'yın, evliliklerinden ve kiracılara verdikleri bir çiftliği işletmekten duydukları mutluluğun, Bazarov'un kozmik çaresizliğine ve umutsuzluğuna kıyasla bir çözüm olduğunu açıklıyor (Arkadi, aslında Anna'ya aşık olmasına rağmen, Anna Odintsova'nun kızkardeşi Katya ile evleniyor). Bazarov ve yaşlılar arasındaki çatışma Bazarov'un Pavel'i bir düelloda yaralaması ile meydana çıkıyor. En sonunda, Turgenyev de Bazarov'un "hiçlik prensibini" reddediyor (Nihilist düşünce, hayatın hiçlik derecesinde önemsiz olduğunu ve ölümden sonra hiçbirşey olmadığını savunur). Bazarov, ayrıldıktan ve ailesine yanına döndükten sonra tifüs hastalığına yakalanıp ölüyor. Kitabın son paragrafında Bazarov'un mezarını ziyaret eden ailesi tasvir ediliyor.
- Ağır adımlara, birbirlerine destek olarak yürüyorlardı; parmaklıklara yaklaştıklarında dizlerinin üzerine düştüler ve uzun bir süre öyle kaldılar. Oğullarının altına gömüldüğü mezartaşına gözlerini ayırmadan bakarak, acı hıçkırıklara boğuldular. Ağızlarından birkaç kelime döküldü, mezartaşının toprağını elleri ile silkelediler, bir çam ağacının dalını kıpırdatarak bir kez daha dua ettiler. Oğullarına ve tüm hatıralara kendilerini bu denli yakın hissettikleri bu mezarlığı terk etmekte zorlanıyorlardı... Gerçekten tüm duaları ve gözyaşları boşa mıydı? Gerçekten de bu aşk, bu kutsal ve sadık aşk o kadar güçlü değil miydi? Hayır, imkânsız !
Sevgileri sayesinde Bazarov'u hatırladılar ve Bazarov böylece ölümün üstesinden geliyordu, ama sadece diğer insanların sevgisi sayesinde bunu başarabilmekteydi. Babalar ve Oğulları okuyan ve Bazarov karakterini oldukça takdir eden Fyodor Dostoyevski, benzer bir temayı Suç ve Ceza romanında Raskolnikov'un dine duyduğu kefaret hissini (İsa aşkı ile) anlatırken kullanmıştır.