Bamya
Bamya | ||||||||||||||
---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|
Bamya yaprakları, çiçeği tomurcukları ve genç meyvecikler | ||||||||||||||
Bilimsel sınıflandırma | ||||||||||||||
| ||||||||||||||
| ||||||||||||||
Abelmoschus esculentus (L.) Moench. | ||||||||||||||
Bamya (Abelmoschus esculentus), ebegümecigiller (Malvaceae) familyasından ılık iklimlerde yetişen bir yıllık bitki türü.
Morfolojik özellikleri
Sapı, ılık iklimlerde 70–90 cm, sıcak iklimlerde 1-2 metredir. Yaprakları el ayası şeklinde, kökleri oldukça derinde, meyvesi ince uzun piramit şeklinde tohumları yuvarlak, oval ve yeşil renktedir.
Ekolojik özellikleri
Kuraklığa dayanabilen bamya bitkisi, dondan kötü bir şekilde etkilenir.
Biyokimyasal özellikleri
Mide ve bağırsakların düzenli çalışmasını sağlayarak sindirim sistemine yardımcı olur. Lif oranı yüksek bir besin olan bamya, idrar söktürücüdür ve kabızlığı gidermekte faydalıdır. Mineraller açısından da zengin bir sebze olan bamya, halsizliğe iyi gelir. Çiçekleri ezilip kaynatılarak suyu içilirse göğsü rahatlatır ve yumuşatır.
Tüketimi
Bamya, yaş ve kuru olarak tüketilebilir. Tazeyken toplanmalı ve tüketilmelidir, çünkü olgunlaştıkça kartlaşır. Bamyanın kurutulması, çiçek açar açmaz toplanıp ipe dizilerek güneş altında bekletilmesi ile olur. Bamya, çok değişik mutfaklarda kendine yer bulur. Bunlar arasında Akdeniz ülkeleri, Hindistan, Japonya ve Amerika'nın güney eyaletleri sayılabilir. Bamyanın yapılış şekli de ülkeden ülkeye değişir. Türkiye'de ve genel olarak Akdeniz ülkelerinde sebze yemeği olarak ya da etli tüketilen bamya, Türkiye'de çok tercih edilmese de kızartılarak da tüketilmektedir.
Türkiye'de yerel bamya çeşitleri
Türkiye'de özellikle, Ege ve Marmara bölgelerinde bamya yetiştiriciliği yoğunlaşmıştır. Ancak Karadeniz ve Akdeniz bölgelerinde de yaygınlık kazanmıştır. Bu durum da, zamanla iklimle uyum sağlayan yerel bamya çeşitlerinin oluşmasına neden olmuştur.
- Amasya Bamyası: Amasya, Tokat ve İç Anadolu'da yaygın olarak yetiştirilen ve çiçek bamyası olarak da adlandırılan bu çeşit açık yeşil renkli ve küçük meyvelidir.
Özellikle kurutmalık olarak değerlendirilir. Çok küçük toplanmasından dolayı da, çiçek bamyası adını almıştır. Çiçekler açılarak döllenme tamamlandıktan bir süre sonra hasat yapılır. Ortalama 1 cm büyüklüğündeki meyveler şekil olarak sultani bamyaya benzer ancak çok küçüktürler. Çiçek bamyası, genellikle kurutmalık olarak değerlendirilir. Türkiye'de yetiştirilen 21.000 ton bamyanın 2 trilyonluk yıllık üretimi Amasya'nın Taşova ilçesinde yapılmaktadır. Ancak, yetişme alanları Orta Anadolu'ya kadar uzanmaktadır.
- Sultani Bamya: En yaygın yetiştirilen ve en ufak tiplere sahip olan bu gruptaki bamyalardır. Bu türler, özellikle Marmara ve Ege bölgelerimizde yaygın yetiştirilen koyu yeşil renkli düzgün ve beşgen köşeli meyvelere sahip önemli bir çeşidimizdir. Meyve eti yumuşak ve çok lezzetlidir. Sofralık bir çeşit olan sultani bamyada hasat gecikmesi ile selülozlaşma çok yavaş olur. Bu grupta yer alan Akyüz ve Kabaklı çeşitleri Marmara bölgesinde yaygın olarak yetiştirilmektedir. Taze tüketilmenin yanı sıra, gıda sanayi tarafından da işlenmektedir.
- Bornova Bamyası (Manikürlü bamya, kınalı bamya): Ege bölgesinde yetiştirilen Bornova bamyası sofralık ve konservelik bir çeşittir. Sümüksü yapı oluşturmaması nedeniyle konserve değeri yüksektir. Meyve sultani bamya kadar uzun değildir. Ucu hafif tombul ve sap bağlantı kısmı incedir. En belirgin özelliği ise sap bağlantı kısmının mor renk taşımasıdır. Beş köşeli meyve etli ve çok lezzetlidir.
- Balıkesir Bamyası (Tombul bamya): Balıkesir bamyası diğer yerli çeşitlerimizden altı köşeli ve etli meyve özelliği ile kolayca ayrılabilir. Çok kısa, şişkin, meyveli ve ucu küttür. Bu nedenle tombul bamya olarak adlandırılır. Taze tüketime uygunluğu kadar konserve içinde uygun olan bu çeşidin meyveleri etli, ancak çok çekirdeklidir.
Dağılımı
Afrika ve Asya'dan bütün dünyaya yayılmıştır. Köleler bamya tohumlarını kulaklarının arkasında saklayarak Afrika ve Asya'ya getirip ekmişlerdir.
Kaynak/Referans
- Hasad, Aylık Tarım Dergisi, Nisan 2009