Fırsat maliyeti

Fırsat maliyeti, herhangi bir malın üretimini bir birim artırmak için başka bir maldan vazgeçilmesi, feragatta bulunulması gereken mal ve/veya kazanç miktarıdır. Başka bir deyişle iktisadi bir seçim yapılırken vazgeçilmek zorunda kalınan ikinci en iyi alternatiftir.

Fırsat maliyeti sadece üretim ile ilgili bir kavram değildir.

Kıtlık ve Akılcı Seçim

Dünyada kaynaklar kısıtlıdır ve her insanın bütün ihtiyaçlarını, arzularını karşılaması olanaksızdır. Ekonomi biliminde bu duruma kıtlık denir. Bu nedenle insanlar kıt kaynakların kullanımında akılcı (rasyonel) seçimler yapmak zorundadırlar. Bu yapılan ekonomik her seçimin bir fırsat maliyeti vardır. Bir ekonomik seçim ile vazgeçilen en yüksek maliyetli alternatif, fırsat maliyetini oluşturur.[1]

Örnek

Fırsat Maliyeti'ni bilmek ve uygulamak, ekonomi eğitimi almış kişileri diğerlerinden ve sokaktaki adamdan ayıran kesin bir turnusol kağıdıdır. Konuyla ilgili kitaplarda verilen beylik örnekleri bir kenara bırakarak aşağıdaki örnek üzerinden Fırsat Maliyetinin ne olduğu kolayca anlaşılacaktır:

Hesaplamalarda, çalışan açısından asgari ücret (650 TL üzerinden) baz alınmıştır.

Dört yılın sonunda, üniversite öğrenimi görmek size 31.200 TL'ye mal olmaktadır, değil mi? Eğer cevabınız "Evet." ise emin olun fırsat maliyetini bilmiyorsunuz. "Sadece ve sadece cebinden çıkan parayı görmek" sokaktaki adamın en belirgin özelliğidir. Günümüzde birçok işletmenin iflas nedenleri arasında en başta gelen etken alternatif maliyetleri hesaplanmadan alınmış krediler ile görülen ve hesaplanan borcun çok daha ötesinde borca girilmesidir.

Şimdi, üniversite öğrenimi görmek yerine bir işe girip çalışacağınızı ve ayda 650 TL kazanacağınızı düşünün. 4 yıl sonunda kazanacağınız para 31.200 TL'dır.

Siz çalışmak yerine üniversite öğrenimi görmeyi tercih ettiğinizde;

1) Çalışmanız durumunda kazanacağınız 31.200 TL'yı elinizin tersiyle itiyor, bunu istemiyorsunuz.

2) Üstelik cebinizden 31.200 TL daha ödeyerek eğitiminizi tamamlıyorsunuz.

Üniversite öğrenimi görmenizin size maliyeti: 31.200+31.200= 62.400 TL'dır.

Ancak, burada "görülmeyen" ve bu hesaba dahil etmeniz gereken üçüncü bir unsur daha vardır: emekliliğiniz. Bir işte çalışmak yerine üniversite öğrenimi görmeyi tercih ettiğiniz için, dört yıl boyunca sigorta primleriniz ödenmeyecek ve diğerlerine göre dört yıl geç emekli olacaksınız. Aylık emekli ücretinin 650 TL olduğunu varsayarsak, dört yılda 31.200 TL emekli ücretini kaybedeceksiniz.

Dolayısıyla üniversite öğrenimi görmenizin gerçek maliyeti: 31.200+31.200+31.200= 93.600 TL'dır.

Bu örnek, alternatif maliyetin ne olduğu ve ekonomi eğitimi almış biri ile almamış biri arasındaki düşünüş farklılığını ortaya koymaya yetmektedir.

Yine aynı şekilde, yukarıdaki örnekte görünen 93.600 TL maliyeti göğüslediğinizi, kendinize bu yatırımı yapmayı kabul ettiğinizi ve öğreniminizi tamamladığınızı düşünün. Aldığınız üniversite eğitimi sonrasında nitelikli eleman olacak ve diğerlerinden daha yüksek bir ücrete hak kazanacaksınız. Peki ama bu ücret normalinden ne kadar yüksek olmalıdır ki öğrenim görmek ve mesleğinizde kalifiye eleman olmak için yaptığınız yatırımın karşılığını alasınız?

25 yıl çalışacağınızı ve bu sürenin sonunda emekli olacağınızı düşünün. Diğer şartlar sabitken (Ceteris Paribus), 25 yıl boyunca herkesin her ay aynı ücreti alacağını varsayarsak:

Üniversite öğrenimi görmeyip çalışmanız durumunda, asgari ücret üzerinden 25 yıl sonunda kazanacağınız toplam ücret = 650x12x25 = 195.000 TL'dır. Eğer siz, üniversite eğitimi görür ve bu ücrete çalışmayı kabul ederseniz, 25 yıl sonunda öğrenim görmemiş birine göre elinize gerçekte 195.000-93.600= 101.400 TL geçmiş olacak ve 93.600 TL zarar edeceksiniz. Dikkat ederseniz bu, 25 yıllık iş hayatınızın neredeyse yarısını boşuna çalışarak geçirdiğiniz anlamına gelmektedir.

Mesleğinizde kalifiye olmak, nitelik kazanmak için kendinize yapmış olduğunuz 93.600 TL yatırımın karşılığını çalışmalarınız karşılığında işinizden alacağınıza göre, yapmış olduğunuz bu yatırımı da kazancınızın üzerine eklemeniz gerekmektedir. Eğer 25 yılın sonunda elinize geçen para 195.000+93.600= 288.600 TL olmaz ise, başka bir ifade ile aylık 288.600/(25x12)= 962 TL'dan az kazanırsanız, yapmış olduğunuz yatırım zarardır. Gerçekte, ilerlemiyor geriliyorsunuz anlamına gelir. Aldığınız aylık ücretin 962 TL olması da aslında sadece yapmış olduğunu yatırımı geri aldığınız, bu yatırımın ve sıkıntının size hiçbir katkı sağlamadığı anlamına gelmektedir. Bir başka ifade ile: "yerinizde sayıyorsunuz" ve "öğreniminiz size hiçbir şey kazandırmadı". Girişimci mantığı açısından değerlendirirsek, yapmış olduğunuz yatırımın karşılığında bu ücretin üzerinde bir ücret ile çalışmalısınız ki, diğerleri okulla kitapla uğraşmadan hayata erken adım atıp hayatlarını yaşarken sizin üniversite sıralarında dirsek çürütmenizin, çektiğiniz sıkıntıların, dershanelere verdiğiniz paraların bir anlamı ve bir karşılığı olsun. Çünkü hiçbir girişimci, değil sıfır karlılığı olan bir yatırımı yapmak, belli karlılığın altında kalan yatırımlara dahi girişmezler.

Ayrıca bakınız

Kaynakça

  1. Alkın, Erdoğan; Yıldırım, Kemal; Özer; Mustafa (2005). İktisada Giriş. Eskişehir: Anadolu Üniversitesi. s. 36. ISBN 975-06-0204-8
This article is issued from Vikipedi - version of the 10/13/2016. The text is available under the Creative Commons Attribution/Share Alike but additional terms may apply for the media files.