Hiperenflasyon
Hiperenflasyon, enflasyonun yılda yüzde 200 sınırını aştığı anlardaki halidir. Dörtnala enflasyon olarak da adlandırılır. Paranın değerinin yitirdiği en şiddetli enflasyon biçimidir.[1]
Hiperenflasyonun nedenleri
Hiperenflasyonun en önemli nedeni aşırı parasal genişlemedir. Merkez Bankası bağımsız olmayan devletlerde para politikasını da hükümet yönetir. İşte bu noktada hükümetin maaşların ödenmesi, yatırım ya da bütçe açığının kapatılması için kontrolsüzce para basma kararı alması çok yüksek enflasyonlara neden olur.
İkincil olarak, ülkede siyasi istikrarın olmadığı, hükümetlerin ortalama ömürlerinin 1-2 yıl olduğu durumlarda iktidar partisi, seçimlerin tekrarlanacağı ve halkın kendilerini cezalandırıp tekrar iktidara taşımayacağı beklentisi taşımaları durumunda kendilerinden sonra gelecek partinin iktisadi planlarını bilerek ve isteyerek bozacak kısa vadeli gayrı-iktisadi kararlar alabilirler. Özellikle gelişmemiş ve yeni gelişmekte olan ülkelerde gözlemlenen bu durum, ileride arz ve talep yönlü daralmalara yol açacak derin ekonomik krizlere sebep olabilir.
Enflasyon yaratmanın dayanılmaz cazibesi
Yüksek enflasyonla boğuşan ülkelerin hiperenflasyon tuzağına düşmelerinin nedenlerinden biri de bilerek ve isteyerek hedeflenenden daha yüksek bir enflasyon düzeyi yaratmaktır. Enflasyonun %80 olduğu bir ülke düşünün. Böyle bir durumda ülkeden yerli para cinsinden alacağı olan kişiler kendilerini enflasyonun yıpratma payına karşı kendilerini korumak (örneğin memur sendikalarının zam haricinde enflasyon farkı da talep etmesi) yerine belli bir para isterlerse hükümet o parayı değersiz konuma düşürecek enflasyonu bilerek veya isteyerek oluşturabilir.
Hiperenflasyona özgü gelişmeler
Hiperenflasyon durumlarında görülen bazı özel durumlar vardır. Örneğin hiperenflasyon dönemlerinde kredi talebi olağanüstü şekilde artar. Bunun da en temel nedeni kredi taksitlerini ödemenin zorluğunun dönemler içerisinde enflasyon oranına bağlı olarak git gide azalacak olmasıdır. Bunun yanı sıra hiperenflasyon durumlarında elde para tutmanın fırsat maliyeti çok pahalıdır. Bu durumda ülkedeki finansal okur yazarlık oranına bağlı olarak kişiler yerli parayı ya yüksek faizde değerlendirme ya da bir an evvel ellerinden çıkarma eğilimi gösterirler. İkinci durumun yoğun olduğu ülkelerde yüksek enflasyon düzeyine rağmen ekonomide sunni bir canlılık gözükebilir.
Para İkamesi: Hiperenflasyon döneminde kişiler kendilerini enflasyonun etkisinden korumak için yabancı para tutmaya başlarlar. Hiperenflasyon süreci ne kadar uzarsa, yabancı para cinsinden alışverişin niteliği de o denli artar. Örneğin ev sahipleri kira ücretini yabancı para cinsinden istemeye başlarlar ya da kişiler maaşlarını alır almaz yabancı paraya çevirirler. Yerli paraya olan güvenin bu derece sarsıldığı ortamda kişiler ülkedeki döviz talebini inanılmaz şekilde arttırır. Bunun sonucunda piyasada gittikçe kıtlaşan dövizin değeri artar, döviz kuru yükselir. İlginçtir ki bu durum belli bir sınıra kadar ülkenin makro politikalarını belirleyenler için katlanılabilir bir maliyettir zira döviz kurunun yükselmesi öncelikle reel kuru, ardından da ihracatı yükseltip ülkenin makro dengelerinde kısa süreli bir iyileşmeye neden olur. Ama orta vadede yabancı para cinsinden borçlu olan kesimlerin, örneğin devletin ve şirketler kesiminin, borçlarını katlayarak arttıracağı için önce bütçe açıklarına, önlem alınmaması halinde ise ekonomik krizlere neden olabilir.
Hiperenflasyonun çözümleri
Düşünülenin aksine kısa vadede %400'lük enflasyonu düşürmek %40'lık enflasyonu düşürmekten daha kolaydır. Çünkü böyle durumlarda daha önce siyasi maliyet yüzünden alınamamış tedbirler daha kolay alınabilmektedir. Üstelik %400'lük bir enflasyonu %200'e indirmenin siyasi kazancı, %40'lık enflasyonu %20'ye indirmekten daha fazla olabilir. İkincil olarak, çoğu zaman hiperenflasyona neden olan aşırı parasal genişlemeyi kontrol altına almak bile enflasyonu daha makul düzeylere indirmek için yeterli olabilmektedir.
Uzun vadeli çözümler için bütçe disiplinini sağlayacak reformların yapılması ön koşuldur. Bunun için de kararlı bir finsal istikrar programı uygulanmalıdır. Bu program dahilinde kurumsal açıdan yapılanma, vergilendirilmeyen tabanı vergilendirmeye çalışma, vergi idaresinin iyileştirilmesi ve harcama önceliklerinin kesin olarak belirlendiği bir mali reform önşarttır.[2]
En yüksek hiperenflasyonlar
Ülke | Para birimi | En yüksek enflasyonlu ay | Aylık en yüksek enflasyon | Günlük enflasyon | Fiyatın ikiye katlarnması için gerekli zaman |
---|---|---|---|---|---|
Macaristan | Macar pengősu | Temmuz 1944 | 4,19 × 1016 % | 207 % | 15 saat |
Zimbabwe | Zimbabwe doları | Kasım 2008 | 7,96 × 1010 % | 98 % | 24,7 saat |
Yugoslavya | Yugoslav dinarı | Ocak 1994 | 3,13 × 108 % | 64,6% | 1,4 gün |
Almanya | Alman Papiermarkı | Ekim 1923 | 29.500 % | 20,9 % | 3,7 gün |
Yunanistan | Yunan dirhemi | Ekim 1944 | 13.800 % | 17,9 % | 4,3 gün |
Tayvan | Eski Tayvan doları | Mayıs 1949 | 2.178 % | 11% | 6,7 gün |
Kaynakça
- ↑ "Enflasyon". Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası Terimler Sözlüğü. 5 Ağustos 2014 tarihinde kaynağından arşivlendi. http://web.archive.org/web/20140805202713/http://www.tcmb.gov.tr:80/yeni/iletisimgm/sozluk.htm. Erişim tarihi: 8 Şubat 2013.
- ↑ "Para ikamesi, hiperenflasyon ve istikrar programları". Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası Araştırma Genel Müdürlüğü. 13 Ağustos 2007 tarihinde kaynağından arşivlendi. http://web.archive.org/web/20070813012324/http://www.tcmb.gov.tr/research/discus/9629tur.pdf. Erişim tarihi: 8 Şubat 2013.