Hunad Hatun Külliyesi

Hunat Hatun Külliyesi

Hunat Hatun Külliyesi, I. Alaeddin Keykubad'ın eşi, II. Gıyaseddin Keyhüsrev'in annesi Mahperi Hunad Hatun tarafından 1238'de Kayseri şehir merkezinde yaptırılmış olan külliye.

Hunad Hatun, Bir hadis-i şerif'ten ("İnsanoğlu öldüğü zaman amel defteri kapanır. Üç şey onun amel defterinin açık kalmasını sağlar: sadaka-i cârîye, (hayrı devam eden iyilikler) faydalanılan ilim, kendisine dua eden hayırlı evlât.")[1] ve kayınpederi I. Gıyaseddin Keyhüsrev'in genç yaşta ölen kız kardeşi Gevher Nesibe Hatun'un vasiyetiyle 1206 yılında Kayseri'de inşa olunan ilk tıp okulu ve hastanesi, Şifâiyye olan Gevher Nesibe ve Gıyasiyye Şifaiyyesi'nden etkilenerek kendini hayır işlerine verdi.[2]

Kesme taştan inşa edilmiş olan Hunad Hatun Külliyesi cami, medrese,hamam ve türbe bölümlerinden oluşur. Külliye camiinin minaresi II. Abdülhamit tarafından yaptırılmıştır. Külliyenin dikdörtgen planlı medresesi bugün Kayseri Etnoğrafya Müzesi olarak kullanılmaktadır. Külliyenin piramit külahlı sekizgen türbesinin içinde üç bulunmaktadır. Külliyenin hamamı çifte hamamdır. Hamamın hem erkerler bölümünün kubbesi hem de kadınlar bölümünün kubbesi tuğla ile inşa edilmiştir. Külliyenin hamam bölümünde yapılan son restorasyon sırasında bazı çiniler ortaya çıkarılmıştır.

Külliyenin merkez yapısı camidir. Giriş kapısının hemen üstündeki süslemelerin altında, Tevbe Sûresi'nin 18. âyeti yazılıdır ("Allah'ın mescitlerini ancak Allah'ı ve Âhiret'i tasdik eden, namazı gereği gibi kılan, zekâtı veren ve Allah'tan başka kimseden çekinmeyen müminler bina edip şenlendirir. İşte onlar Cennet'e ve bütün muratlarına kavuşmayı umabilirler.").

Batı ve doğu kapılarının üst kısmında bulunan mermer kitâbede, "Bu mübarek caminin inşasını Keykubad oğlu yüce sultân, din ve dünyanın koruyucusu, fetihler sahibi Keyhüsrev devrinde, Şevval 635 (Haziran 1238) yılında, büyük, âlim, kanaatkâr, dünya ve dinin yüz akı hayırlar fâtihi Melike (Mahperi Hatun) oğluna emretti -Allah onun yüce varlığını devamlı kılsın, gücünü artırsın." yazmaktadır.[3]

Cami, mihraba paralel 8 sahından oluşmaktadır. Mihrap önü kubbesi bulunan cami Malatya Ulu cami planını yansıtmaktadır. Erzurum Ulu cami mihrapönü gibi bir genişleme söz konusudur. Yapının taç kapı ve mihrap kısmı süslemeli olup geometrik bezeme kullanılmıştır.

Medrese ise dıştan kale görünümünde iken zamanla burçları yıkılmıştır. Tek katlı iki eyvanlı açık avlulu medrese plan tipindedir. Ana eyvanı süsleme kuşağı çevrelemektedir. Medresede de geometrik süslemeler hakimdir. Aslan başı şeklinde çörtenlere sahiptir. Bütün külliyede kesme taş malzeme kullanılmıştır. 1929 yılından itibaren, Vali Fuad Beyin direktifiyle müze olarak kullanılmaya başlanmıştır. Uzun yıllar Arkeoloji müzesi olarak kullanılan Medrese, 1969 yılında Gültepe'de inşa edilen yeni Arkeoloji Müzesi'nin hizmete girmesinden sonra, 1998 yılına kadar Etnografya Müzesi olarak kullanılmıştır. 1998 yılında müze Güpgüpoğlu Konağı’na taşınmış ve Medrese Kayseri Valiliği tarafından bakım ve onarımı yapıldıktan sonra Vakıflar Bölge Müdürlüğü’ne devredilmiş ve hediyelik eşya çarşısı olarak hizmete girmiştir. Halen hediyelik eşya çarşısı olarak kullanılmaya devam etmektedir.[4]

Türbede ise farklı bir özellik olan mukarnaslı kaidesi ilgi çelici özellik yansıtmaktadır.

Ayrıca bakınız

Kaynakça

This article is issued from Vikipedi - version of the 10/16/2016. The text is available under the Creative Commons Attribution/Share Alike but additional terms may apply for the media files.