Kütahya Ulu Camii
Kütahya Ulu Camii | |
---|---|
Temel bilgiler | |
Yer | Kütahya, Türkiye |
İnanç | İslam |
Açılış yılı | 1410 |
Durum | Etkin |
Mimari | |
Mimari tür | Cami |
İnşaat başlangıç tarihi | 1381 |
Tamamlanma tarihi | 1410 |
Özellikler | |
Minare sayısı | 1 |
Kütahya’da bulunan tek padişah cami’idir. Vakfa Sultan Bayezid Yıldırım Han Cami’i Şerifi olarak kayıtlıdır[1]. 48x26 m. ebadında Kütahya’nın en büyük camisidir. Şehzade Yıldırm Bayezid Germiyan beyi Süleyman Şah’ın kızı Devlet Şah Hatun ile evlendiğinde Kütahya Valisi iken (1381–1389) bu camiyi yaptırmaya başlamıştır. Ancak seferden sefere koşması ve Ankara Savaşı sonunda Timurleng’e esir düşmesi ve daha sonrada vefat etmesi sebebiyle camiyi bitirmek (813 H. 1410 M.) oğlu Musa Çelebi’ye nasip olmuştur. Caminin vakfiyesi Fatih Sultan Mehmed Han zamanında tertip olunmuştur.[2][3]
Kanuni Sultan Süleyman Han 1 Temmuz 1522'de Rodos Seferi'ne giderken Kütahya’da ordusu ile birlikte üç gün kalmış ve Mimar Sinan’a bu güzel camiyi tamir etmesini emretmiştir.[4] 1 Temmuz 1534'de de yine Kanuni Irak Seferi'ne çıktığında dört gün burada kalmış ve namazlarını bu camide kılmıştır. II. Selim şehzadeliğinde Kütahya Valisi iken (1558 – 1566) babasının vefatını öğrendiğinde 27 Eylül 1566'da Cuma Hutbesi'ni kendi adına okumasını hatibe emretmiş ve böylece padişahlığını bu cami’de ilan etmiş ve cuma namazından sonra İstanbul’a hareket ederek tahta oturmuştur[5].
Sakahâne adı verilen şadırvanların suyu, Selçuklu emirlerinden İmadüddin Hezâr Dînârî tarafından getirilmiştir.[6] Sakahâne 1765 yılında Anadolu Eyaleti Valisi olarak bulunan Hacı Ali Paşa tarafından yeni baştan tamir edilmiştir.[7] Sakahâneden ayrı olarak abdesthaneler de Ali Paşa tarafından tamir ettirilmiştir. Ali Paşa bu tarihte caminin vakfiyesini de tertip ettirip vakıf mallarına bakma görevi belgesi de mahkeme-i şer'iyye sicillerinde kayıtlıdır.[8]
Özellikleri
Evliya Çelebi 1672'de cami’nin 180x90 ayak olduğunu iki yan ve bir kıble kapısının bulunduğunu, 57 çam direkli ahşap çatılı iki tarafında mihraba kadar fevkani sofa bulunduğunu ve 64 demir parmaklıklı penceresi ve tek kubbesi olduğunu yazar ve fevkani kısmıyla beraber iki bin cemaat aldığını, üzerinin kurşun örtülü serapa kargir olduğunu da söyler (1611). 1805 senesinde Kütahya naibi Şehzade Mustafa Efendi’ye verilen dilekçe ile namaz kılınamayacak derecede harap olan cami, mütevelli ve halkın gayretiyle tamir edilmiştir. Bu tamirde caminin tavanı beşik örtüsü denen tarzda yapılmıştır[9]. 1889 senesinde Kütahya Mutasarrıfı Veysel Paşa zamanında eski yapı temellere kadar yıktırılmış ve caminin bugünkü kubbeli ve mermer direkli olan yapımı başlatılmıştır. Camideki mermer sütun ve plakalar Çavdarhisar (Aizanoi) harabelerinden getirilmiş olup ustaları da yerli Rumlar'dan “İlya ve Yorgi” dir. Cami duvarlarındaki yazılar Hattat Tekirdağlı zade Halil Kütahyavi'nindir. Cami tamamlandığında Mutasarrıf Ahmed Fuad Paşa iç tezyinat ve tefrişi ile aydınlatma araçlarını temin etmiştir. Ahşap minberi hiç çivi kullanılmadan yapılmış çok güzel bir eserdir. Camide eskiden bulunan iki adet saat Kütahyalı meşhur neyzen Saatçi Mustafa Efendi tarafından yapılmıştır. Revağın sağ bölmesinde yerden birkaç basamakla çıkılan ve sonradan bölünen Vahid Paşa Kütüphanesi vardır.
Vahid Paşa Kütüphanesi
1812'de Vahid Paşa tarafından kurulan kütüphane caminin son cemaat yeri kısmında bir odada idi. Paşa'nın reisülküttablıktan azledilmesinden sonra Kütahya'da ikameti sırasında yaptırdığı kütüphanede kıymetli kitaplar bulunmaktaydı. Vahid Paşa bu kütüphaneye gerek memur olarak bulunduğu yerlerden gerekse olumsuz tepki aldığı mahallerden kitap göndererek kütüphanesini zenginleştirmiştir. Hatta tersane eminliğinden ayrı iken kiracı vasıtasıyla 12 tefsir, 18 hadis, 17 fıkıh, 8 kelâm ve tasavvuf, 3 nahiv ve sarf, 18 edebiyat, 8 hadise, 5 lugat, 10 ahlak kitabı göndermiştir.[10] Yine 1825'te Halep valisi iken kütüphanesi için 12 cilt kitap göndermiştir. Kütüphanesindeki mührü "Vahidi Asrola Seyyid Mehemmed" tarzındadır. Kütüphanesini Kütahya'nın yüksek âlimlerinden Abdülbâki Fikrî Efendi'nin fazlu kemaline hürmeten tesis etmiştir. Kasım 1811 ve Eylül 1813 senelerinde kütüphane için iki vakfiye tanzim ettirmiştir.[11] Daha sonra burası yeterli gelmeyerek zamanın valisi Nusrat Bey'in girişimleriyle bugünkü Çini Müzesi'ne taşınmıştır.[12] Cami içerisindeki kütüphane bölümü bugün din görevlileri tarafından kullanılmaktadır.
Galeri
Kaynakça
- ↑ Ayverdi, Hakkı. E, Osmanlı Mimarisi, C. 1 s.509 – 514
- ↑ Evliya Çelebi: Ulu Cami Yıldırım Bayezid Han ibni Gazi Hüdavendigâr binasıdır. Amma itmamı Şehzade Musa Çelebi ibni Yıldırım Hanındır. Badehu Süleyman Han bedesti Mimar Sinan müceddeden tamir etti (Seyahatname C, 9)
- ↑ Vakfiyede şahitler arasında Mahmud bin Ahmed bin Mehmedül Cezerî, İshak bin İbrahim, Mahmud bin Abdü'lhay, Mevlâna Kasım bin Abdullah elkâtip, Ahi Sinan bin Mehmedü'lkâtip isimleri geçiyor
- ↑ Sai Mustafa Çelebi, Tezkiretül Bünyan
- ↑ Güner, H., Kütahya Camileri, 1964, sayfa, 8
- ↑ Germiyan oğlunun imaretine (muttasıl iki sakihane Hezardinar vezirin hayratıdır...) Evliya Çelebi Seyahatnâmesi, c, 9
- ↑ Uzunçarşılı, İ.H. Kütahya Şehri, İstanbul Devlet Matbaası, 1932, s, 124-125
- ↑ Kütahya mahallatından şehre küstü mahallesinde vaki eshabı hayrattan düsturı mükerrem müşiri müfehham nizamülâlem hala anadolu valisi vezirim Ali Paşa edamallahü teala iclalehünın çeşme ve abdesthane ve dersiye için ihya eylediği evkafin tevliyeti yevmi beş akçe vazife ile müderrisini kiramdan işbu rafii tevkii refiüşşanı hakanı kıdevetülulemaülmuhakkıkin mevlana Abdullah ibni Halil ya meşrut olup badehu evladına ve vladı evladına batnen bade batnin meşrut ola diyu vakıfı müşarinüleyhin fermanı âlişânımla küçük evkaf muhasebesine kaydolunan vakfiyei ma'mülün bihası mucebince mukayyet olup henüz yedine berat verilmemekle tevliyeti mezbure bermucibi vakfiye merkum Abdullah zide ilmuhuye tevcih olunup yedine müceddet beratı âlışanım verilmek...
- ↑ Uzunçarşılı, İ.H., Kütahya Şehri, İstanbul Devlet Matbaası, 1932, s, 107
- ↑ Kütahya mahkeme-i şer'iyye sicilleri
- ↑ ...Bundan akdem hasbettakdir bir müddet ikamete memur olduğum Anadolu'da vaki Kütahya kasabası makarrı tullab ve me'vayı ulemayı zevilerbab idüği meşhudı basırai yakinim ve cümlesi fıkdanı kütübü âliye aliye ile giriftarı ıztırap oldukları manzurı ayni hakikatbinim olduğuna binaen beldei mezkûrede bir kütüphane inşasına niyyeti halisa olunmuştu.."
- ↑ Uzunçarşılı, İ.H. Kütahya Şehri, İstanbul Devlet Matbaası, 1932, s, 129, 132, 133