Kamil bin Adil
II. Friedrich (solda) ile Kamil bin Adil' in (sağda) buluşması. | |||||
Sonra gelen | II. Adil | ||||
---|---|---|---|---|---|
Eyyubiler | |||||
Hüküm süresi | 1237-1238 | ||||
Sonra gelen | II. Adil | ||||
| |||||
Hanedan | Eyyûbîler | ||||
Babası | I. Adil | ||||
Doğum |
1180 Kahire | ||||
Ölüm | Şam | ||||
Defin | Emevî Camii, Şam | ||||
Dini | İslam |
Kamil bin Âdil (Arapça: "الملك الكامل" محمد بن سيف الدين أحمد" (Ebū El-Naʿālī Nāsir ad-dīn el-Malik el-Kāmil Muḥammad bin Sayfaddīn ʾAḥmad) (1180, Kahire – 1238 Şam) 1218-1238 döneminde dördüncü Eyyubiler Mısır Sutanı olarak, 1237-1238 yılları arası ise sekizinci Eyyubiler Suriye Sultanı olarak hüküm sürdü.
I. Adil'nin oğlu, Selâhaddîn Eyyûbî'nin yegeni, Eyyubiler Suriye Sultanı olan Muazzam bin Adil'in ile Eyyubiler Elcezire Emiri olan Esref bin Adil'in kardesidir.[1]
Yaşamı
Kamil 1180'de Kahire'de doğdu. Babası Emir Adil olup, Eyyubiler Sultanı Selâhaddîn Eyyûbî'nin küçük kardeşiydi. Kamil doğduğu sıralarda babası Adil, kardeşi Eyyubiler Sultanı Selahaddin Eyyubi için Mısır Emiri olarak o ülkeyi idare etmekte; naiplik görevi yapmakta ve bu ülkeden Filistin'de Frank Haçlılarla savaş halinde olan ağabeyine askeri ve lojistik destek sağlamaktaydı.
Elcezire'de harekat
Kamil'in çocukluğu, gencligi ve eğitimi hakkında elimizde hiçbir belge bulunmamaktadır. Yazılı kayıt olarak Kamil bin Adil'in ismine ilk rastlantı 1199'da Kamil 19 yaşında iken babası Adil'in Mardin şehrini kuşatması sırasında onun yanında bulunduğu hakkındadır. Babası Adil, Şam'dan gelen bir acil mesajda orada çıkması beklenen bir ayaklanma tehdidi ile acil olarak sahsen ilgilenmesi istenmesi üzerine babası Adil kuşatmadan hemen ayrılmak zorunda kalmıştır. Kuşatma komutanı olan Adil, oğlu Kamil'i kuşatmanın devam edilip mümkünse bitirilmesi için Suriye Eyyubiler ordusuna komutan olarak bıraktığı belgelenmiştir. Adil'in ordusunun başından ayrılmasını ve yerine tecrübesiz oğluna bıraktığını fırsat bulan Musul, Sincar ve Ceziret ordularının başına gecen İbni Ömer, Mardin şehri tam teslim olmak üzereyken, Eyyubiler ordusuna hücuma geçip genç Kamil'i bir askeri çatışmaya zorlamıştır. Fakat İbni Ömer güçleri de aralarındaki anlaşmazlık dolayısıyla askeri bakımdan zaayıftı. Kamil kendi ordusuna hücum eden bu kuvvetleri hemen mağlup etti. Bundan sonra Kamil, Elcezire'nin en stratejik mevki olan Harran'i eline geçirerek Suriye Eyyubileri'nin Elcezire'de idarelerini sağlamlaştırmalarına imkan sağladı.[2][3]
1196'da babasi Adil yegeni olan Efdal bin Selahaddin'i Eyyubiler Suriye Sultanligi'ndan uzaklastirdi ve Eyyubiler Suriye Sultanligi tahtina gecti. Bu Eyyubler Sultanligina bagli olan Diyarabakir ve Elcezire bolgelri valiligini oglu Kamil'e verdi.
1198'de Eyubiler Misir Sultani olan Aziz Osman bin Selahaddin bir attan dusme kazasi gecirdi ve hayatini kaybetti. Yerine 9-yasinda olan oglu Mansur bin Aziz gecti ama yasi kucuk oldugu icin iktidar gucu Sultan naibi olrak gorevlendirilen amcasi Efdal bin Selahaddin'de toplandi. Mısır Sultan naibi Efdal bin Selahaddin, kardeşi olan Zahir Gazi ile anlaşıp, amcaları olan Suriye Sultanı Adil üzerine yürüdüler. Mısır'dan gelen kuvvetler, Suriye Sultanı Adil'i Haziran 1199'da Şam'da kuşatma altına aldı. Bu kuşatma 6 ay sürdü. Bu kuşatma sırasında Adil, yeğenleri olan Efdal bin Selahaddin ile Zahir Gazi'in arasını açıp kuşatmadan kurtulmaya çalıştı. Fakat sonunda bu iki Eyyubi'nin Şam kuşatmasını kaldırması vali olduğu bölgelerdeki ordusu ile Kamil'in Şam önüne babasına yardım için gelmesi ile başarıldı. Fakat Adil, Şam kuşatmasını bırakan iki yeğeninin peşini bırakmadı ve Şam'daki kendi ordusu ve oğlunun getirdiği takviye ordusunun başına geçerek yeğenlerini Mısır'a kadar takip etti. Ocak 1200'de Sultan Adil, rakiplerini "Bilbeis Muharebesi"'nde yenilgiye uğrattı.
Mısır'da Naiplik
5 Şubat 1200'de Kahire'yi eline geçiren Adil, yeğeni 11 yaşında olan Mâlik Mansur Aziz'i tahttan indirdi ve dördüncü Eyyûbîler Mısır Sultanlığı Sultanı olarak kendi tahta geçti. Adil Eyyubilerin doğu arazilerinde vali olarak bulunan ve Şam'a takviye ordusu ile gelen oğlu Kamil'i Mısır için Sultanlık naibi yaptı. Kamil'in küçük kardeşi olan Muazzam'a ise Adil yeğenlerini kovalamaktayken 1198'de Suriye Şam'da naiplik görevini verilmişti. Sultan Adil, oğlu Kamil'e Mısır sultan naibi olarak epeyce geniş yetkiler verdiği anlaşılmaktadır. Kamil'in Kahire kalesinde yapılmakta olan tamir ve yenileştirme işlerini birinci elden olarak idare ettiği; kendi adına kararnameler ve fermanlar yazdırdığı ve hatta çok güçlü yüksek rütbeli bir bürokrat olan İbni Şukr'un görevinden atılması için babası Sultan Adil'i ikna ettiği belgelerden anlaşılmaktadır. Kamil babasının 1218'de ölümüne kadar Mısır Sultan naipliği görevini yaptı.[2]
Beşinci Haçlı Seferi ve Mısır Sultanlığı
Eyyûbîler arasında mücadele
Kamil Besinci Hacli Seferi sirasinda Dimyat'i ellerine gecirmis olan Haclilara sulh teklif etmis ve bu teklif sartlari arasnad Kudus'u ve sahilden Kudus'e bir kara koridorunu Haclilara teslim etmeye hazir oldugunu bildirmisti. Bu tekliften kendine Misir'a ordusunu getirerek Misir'a destek saglayan kardesi Sultan Muazzam hoslanmamakta idi. Bu nedenle bu hacli seferi Eyyubilerin galibiyeti ile sona erdikten sonra Sultan Muazzam'la Sultan Kamil arasi acildi. Sultan Muazzam ve Sam'daki devlet idarecileri Kudus'un tekrar Haclilara gecmesinin Suriye'ye aksi etkileri olacagini dusunmekte idiler.
Bu sirada Kutsal Roma-Germen Imparatoru ve Sicilya Krali olan II. Friedrich'in yeni bir Hacli seferi organize etmesi beklenmekte idi ve imparator bunu gayet geciktirmekteydi. Sultan imparator arasinda yapilan ozel yazismalarinda da Sultan Kamil Kudus'u yeniden Haclilara verme teklifini tekrar etmistir. Buna nedenin kardesi Muazzam ile olan anlasmazlik dolayisiyla Eyyubiler Suriye Sultani Muazzam ile aralarinda bir tampon bolge tesis etmek oldugunu tarihciler bildirmektedir.
Sultan Kamil ile imparator II. Friedrich iliskileri
İmparator Freidrich o zamanlar daha Arap kültürünün kaybolmadığı Sicilya'da yetişmişti. Bu ülkede o zaman bulunmakta olan İslam alimlerinden dersler almış ve Arapça ve Arap-İslam kültürü üzerinde gayet geniş bilgiler edinmiş bulunmaktaydı. İmparator çok iyi Arapça konuşma ve yazma bilmekteydi. Sultan Kamil bin Adil'de imparatorun bu şöhretini duymuştu. 1225'de Sultanı Kamil Sicilya Krallığı başkenti Palermo'da yaşamakta olan imparatora Emir Fahreddin başkanlığında bir elçi heyeti gönderdi. Emir Fahreddin imparatorun Araplara ve Arap-İslam yüksek kültürüne yakınlığını birinci elden gördü. Elçi olan Emir Fahredin ile imparator arasında yakın bir dostluk kuruldu.[1]
Elçi Emir Fahreddin Mısır'a geri dönünce imparatorun Araplara yakınlığının gerçek olduğunu Sultan Kamil bildirdi. Kamil boylece İmparator Freidrich ile karsilikli sahsi yazışmalara giriştil. İki Arap-İslam yüksek kültürü ile gayet iyi yetişmiş eğitimli ve açık kafalı Sultan birbirleri ile gayet iyi anlaşmaktaydılar. Yazışmalarda sadece diplomasi üzerinde yetinmediler. Her iki hükümdarı da ilgilendiren felsefe, metafizik ve kozmoloji yazisma konularından oldu. Bir yazışmasında İmparator Friedrich hayvan davranışlarıni yakindan incelemek istedigini bildirince Sultan Kamil Mısır'dan Palermo'ya ayılar, maymunlar, develer ve hatta bir fil bile gönderdi. Bu hayvanalr imparatorun Palermo'daki özel hayvanat bahçesinde Arap asıllı bakıcılar tarafından. Kamil bin Adil gonderdiği bir yazışmada imparatorun Filistin'e gelmesini istediğini ve onunla Kudüs'te buluşmaktan memnun olacağını yazdığı da bildirilmektedir.
Tarihçiler Mısır Sultanı Kamil'in Beşinci Haçlı Seferi haçlılarına ve sonra şahsi yazışmalarında Kudüs'ü imparatorun Haçlılarına terk etmeye hazır olduğunu bildirmesinin nedenleri üzerinde durmuşlardır. Bazı tarihçiler hem Sultan Kamil'in hem de imparatorun koyu dinsel inançları olmadığını; Kudüs'ün dinsel olarak her iki dinde de kutsal önemini göz altına almadıklarını bildirmektedirler. Sultan Kamil'in Kudüs'ü Haçlılara bırakma teklifinin sırf askeri ve jeopolitik nedenlere dayandığı ve Kamil'in kendisi idaresinde bulunan Mısır Eyyubi sultanlığı ile kardeşi Muazzam idaresinde bulunan Suriye Eyyubiler Sultanlığı arasında Hristiyanlara ait Kudüs ve Kudüs'ü deniz limanına bağlayan bir kara koridorunun bir tampon bölge şeklinde olup Mısır'ı Suriye'den gelebilecek bir hücumdan koruyacağını düşündüğünü yazmaktadırlar.
1227'de Papa III. Honorius ölüp Papa IX. Gregarius papalığa geçtiği zaman, II. Friedrich bir büyük deniz filosuna bindirilmiş olan bir Haçlı ordusu ile Brindisi'den Filistin'de bulunan Akka'ya hareket etti. Fakat bu filoda ve askerleri arasında çıkan bir hastalık salgınını neden göstererek yolun yarısına bile varmadan filo ile İtalya'ya geri döndü. Papa, Friederich'in iktidar gücünü kırmak için imparatorun haçlı seferi yolundan geri dönmesini bir fırsat olarak gördü ve II. Friedrich'i papaya verilen yemini bozmakla suçlayıp onu aforoz etti, Aforoz edilmiş olmakla beraber imparator ordusu ile Altıncı Haçlı Seferi'ne başlayıp 1228'e denizden Suriye'ye yöneldi. Once Kibris'a gitti ve 7 Eylül 1228'de Akka'ya çıktı
Sultan ile imparator arasinda anlasma ve Kudus'un Hacliara verilmesi
Fakat Sultan Kamil bundan hic hoslanmadi. Fakat 1227'de, imparator Friedrich Filistin'e yeni vardığında, Eyyubiler Suriye Sultanı Muazzam ölmüştü ve yerine 20 yaşında olan oğlu Nasır Davud geçti. Nasır Davud, Suriye ileri gelenleri telkin ve tavsiyeleri altında kalmış ve Nablus ile Kudüs'ü elinde bulunduran amcası Mısır Sultanı Kamil bin Adil ile ihtilaflı duruma girdi. Ama Sultan Kamil bin Adil onu zayıf ve tecrübesiz bir hükümdar olarak görmekte idi. Bu nedenle bir Kudüs koridoru ile Kudüs'ün Haçlılara terk edilmesinin jeopolitik nedeni ortadan kalkmışti.
Diğer taraftan yeni ve buyuk bir jeopolitik sorun ortaya çıktı. Cengiz Han'in Moğol orduları 1218'de Otrar vakasından sonra Orta Asya'da ve İran'daki Harezmşahlar devletini maglup edip büyük şehirlerini yerle bir ettiler ve şehirlerin ahalisinin tümünü katlettiler. Harezm, Maveraünnehir ve Horasan Mogollar eline geçti. Mogollardan kacan Harezmşahlar akinci süvari orduları Suriye'ye kadar inmişlerdi. Haziran 1224'de 100.000 kadar mevcudlu bir Harezmşahlar ordusu Şam civarını talan ettti ve ve 11 Temmuz'da Kudüs'ü ele geçirip büyük ganimet topladı; ama bu suvari ordusunun hedefi çapulculuk olduğu için buralarda yerleşme niyeti göstermedi. Birkaç ay sonra Şam civarına yapılan bir Harezmşahlar akını ise Suriye Sultanlığı orduları tarafından büyük bir yenilgiye uğratıldi. Bu Harezmşahlar akınları Sultan Kamil'i yeninden bir tampon bölge olarak Kudüs'ü ve bir Kudüs koridorunu Haçlılara terk etmenin jeopolitik esaslara uygun olabileceği fikrini destekledi
Sultan Kamil Haclilar komutani olan Friedrich ile karşılıklı barış müzakerelerine girişebilmek için İmparatorun askeri gücünü göstermesi ve bunun Sultan Kamil ve Yakın Doğu Müslümanları için büyük tehlike doğuracağının herkese açıkca gösterilmesi gerekmekteydi.[4] Her ne nedenle olursa olsun, Kasım 1228 ortalarında İmparator Haçlı ordusu ile Akka'dan sahilden güney'e Yafa mevkiine indi. Aralık'ta ise bu mevkideki daha önceden Haçlıların eline geçmesini önlemek için Eyyubiler tarafından yıkılmış bulunan Yafa kalesi mevkiini eline geçirip burada bulunan eski kaleyi tekrar korunaklı hale getirmeye uğraşmaya başladı. Haçlıların bu mütecaviz ilerlemesi ve Yafa kalesini yeniden kurmaları Sultan Kamil tarafından buyuk bir endişe ile karşılandı ve Sultan Kamil Batı Avrupa'nın en güçlü hükümdarı olan İmparator ile çok uzun ve çok ciddi askeri çarpışmaların olasılığı hakkında kendine yardıma gelen ve gelebileceklere haberler gönderdi.
Bundan birkaç hafta sonra iki tarfa arasinda hiç çarpışmalar olmadan yapilan muzakerelerle bir antlasma metni hazırlanip bu barış antalasmasi 16 Șubat 1229'da imzalandi Bu barış antlasmasinda su şartlar bulunmaktaydı:[5][6]
- Kudüs'ün büyük bir kısmı, özellikle Hristiyanlarca kutsal tarafları, Kutsal Kudüs Krallığı idaresi altına verildi. Fakat bu şehir Haçlıların Kutsal Kudüs Krallığı başkenti olmadi ve başkent yine Akka'da kaldi.
- Hem Hristiyanlar, hem Yahudiler hem de Müslümanlar tarafından kutsal sayılan (Hristiyan ve Yahudilerce "Tapınak Tepesi" adı verilen) Harem-us Şerif, Kubbet-üs-Sahra ve Mescid-i Aksa Müslümanların elinde birakildı. Kudüs şehrinde ikamet eden tüm Müslümanların mülkiyet hakları ve can emniyetleri garanti altına alındı. Müslümanlar için İslam hukukunu kullanan Müslüman kadılar ve özel hukuk sistemi uygulanmasi devam etti.
- Arap kaynaklarına göre Eyyubiler tarafından yıkılmış olan Kudüs kuleleri ve surları tamir edilmedi ve yeniden yapılmalarına izin verilmedi.
- Kudüs'ün şartlı olarak Hristiyanlara verilmesi yanında sahilde bulunan Kudüs Krallığı başkenti Akka'dan Kudüs'e Hristiyan hacılarının güvenlikle gidebilmeleri için dar bir Kudüs koridoru idaresi de Haçlılara verildi. Bu koridor'dan başka Beytüllahim, Nasıra, Yafa ve Sayda da Haçlılar Kudüs Krallığı idaresine gecti.
- Eyyubiler ellerine geçmiş olan Haçlı kalelerini ve Ürdün arazilerini Haçlılara geri vermediler.
- Bu antlaşmanin 1229'dan sonra 10 yil daha geçerli olacagi on goruldu.
17 Mart 1229'da İmparator II. Friedrich Kudüs'e şahsen gidip Hristiyan kutsal yerlerini gezip ziyaret etti. Imparator'un Kudüs gezileri sırasında Tapınak Tepesi'nde İmparator II. Friedrich ile Eyyubiler Mısır Sultanı Kamil şahsen görüşüp karşılıklı konuşmalar yaptılar.
Haçlılarla antlaşmadan sonra Sultan Kamil'in icraatı
Sultan Kamil'in Kudüs'ü Hristiyanlara vermesi onun hakkında gayet kötü Müslüman reaksiyonlarının ortaya çıkmasına neden oldu. Bağdat, Musul ve Halep'de bu antlaşmayı takip eden cuma günü, cuma namazlarından sonra verilen vaazlarda Sultan Kamil büyük tenkitlere telin edildi. Şam'da ise tarihçi de olan yûksek ulemadan Sibt bin Cevzi, merkezi Emevî Camii'inde başına sardığı siyah bir sarıkla cok cesur bir vaaz verdiģini; bu vaazın cemaati çok etkileyip omlarin aglayıp sızlamalarıba sebep olduğunu; bu üzüntülü cemaatin camiiden çıkıp şehrin merkezi sokak ve alanlarına yayılıp Sultan Kamil'i telin eden protesto eylemleri yapmalarına neden olduğunu ve bu vaaz ve halk protestolarınım Eyyubiler Şam Emiri olan Nasır Davud tarafın da desteklediğini tarihinde yazmaktadır. Fakat Sultan Kamil'in ordusu Şam'ı çok siki bir blokaja alarak bu protestonun diğer Suriye ve Filistin şehirlerine yayılmasına engel olduğu da belirtilmektedir.
1228'de Eyyubiler Mısır Sultanı olan Kamil ve Elcezire Emiri olan kardeşi Eşref bin Adil Gaza yakinda "Tel Esref Ajul"'da bulustular. Aralarında Eyyubiler ülkesi arazilerini paylastilar. Sultan Kamil Filistin, bügünkü Ürdun ve Mısır arazileri userinde hukum suren Eyyubiler Mizir Sultanı ve en üst düzeyde Eyyubiler Sultani olacaktı. Eşref bin Adil ise yegeni Nasir Davud yerine Sam'da Eyyubiler Suriye Sultanı olacaktı.
1229 yazinda Sultan Kamil ve Sultan Esref ordularini birlestirip Sam'da bulunan ve Suriye Sultanligi'indan ayrilmayi kabul etmeyen yegenleri Nasir Davud uzerine yuruduler. Şam kalesiniHaziran 1229 basinda kuşatmaya alindı ve 15 Haziran'da teslim oldu. Nasır bin Davud'a "Kerak Emiri" görevi verildi ile idare için Kerak kalesi ve etrafındaki Savbak, yani şimdiki Ürdün olan, araziler verildi.
1230'da o zamana kadar Sultan Esref'in elinde bulunan Van Golu'nun batisindaki stratejik bir kale olan Ahlat'in Harezmsahlar ordularinin tehdidi altina girdigi haberleri hgeldi. Cengiz Han'dan kacmis, Gurcistan cuivarinda yerlesmis ve Dogu Anadolu'a girmis olan Harzmsahlar ordusu Celaleddin Harezmşah komutasinda sekiz aya suren bir kusatmadan sonra 2 Nisan 1250'da Ahlat kalesini eline gecirdi. Bu kalede bulunan Sultan Esref'in esi olan Gurcu prensesi Viola'yi esir aldilar ve sehrin halkini kilactan gecirip buyuk bir katilam yaptilar. Fakat cok gecmeden Şam Eyyûbîlerinin Ahlat valisi Hacip Ali kaleyi geri aldi. Harezmsahli Celaleddin Ahlat kalesini tekrar almak için yeniden kuşattı. Eyyubiler Anadolu Selcuklu Devleti ile bir koalisyon kurup bu kusatmayi kaldirmaya karar verdiler. Selçuk Sultanı Alâeddin Keykubad Celaleddin'den kuşatmanin kaldırması icin ultuimatom verdi. Celaleddin kalenin zaten kendisinin olduğunu iddia etmekteydi. 10.000 kadar Eyyubiler askeri ile takviyeli Alâeddin Keykubad komutanlığındaki Selçuklu ordusu ve Erzincan civarında bulunan Celaleddin ve ordusu ile muharebeye giristi. Yassı Çemen Muharebesi adi verilen bu muharebe 7 Ağustos 1230'da başlayip 3 gün sürdü. Once Celaleddin'in üstün iken muharebenin sonunda Selcuklu-Etyyubiler koalisyon ordusu galip geldi. Harezmşah Celaleddin Azerbaycan'a kaçabildi.
Sultan Esref Suriye Sultani olduktan sonra Esref bin Adil'in emiri oldugu Elcezire valiligi Sultan Kamil ve Sultan Esref anlasmasini tasvip eden ve Sultan Kamil'in en ust Eyyubi sultani olmasini kabul eden Muzaffer Gazi'ye verildi. Sultan Kamil Elcezire'ye bir ziyaret yapti ve Mayis 1230'da Misir'a geri dondu.
Fakat 1232'de beklenilen Mogol hucumunu karsilamak icin ordulari ile Elcezire kuzey siniri valileri ile Salamiyya'a gitti. Bu beklenilen Mogol hucumu gerceklesmedi. Bu sirada Sultan Kamil Eyyubiler ordusu ile Diyarbakir'i ele gecirmek hedefi ile bir sefere basladi. Once Elcezire'ye yakin olan Artuklu Sokmenogullarindan Hasankeyf Beyi olan Mesud Rükneddin Mevdud'a karsi hucuma gecti. Bu beylik merkezi olan Hasankeyf Bey Sultan Kamil eline gecti. Hasankeyf beyi olan Mesud Rükneddin Mevdud Sultan'a teslim oldu ama yine de Mesud Rükneddin Mevdud Kahire'ye gonderildi. Sonra ele gecen Diyarbakir Sultan Kamil'in kizinin idaresine verildi. Fakat 1236'da Diyarbakir'in idaresi Necmeddin Eyyub eline gecti.
Sultan Kamil 1233'de Kahire'ye dondu. Fakat sehre tam girmis iken Anadolu Selçuklu Devleti hukumdari olan I. Alâeddin Keykubad'in Ahlat kalesini aldigi haberini aldi. Bunun uzerine tum Eyyubiler Anadolu Selcuklu Devleti ile savasa girdiler ve Misir Sultani Kamil en ust Eyyubiler Sultani olarak Haziran 1234'de Elcezire'de bulunan Salammiye'den tum Eyyibler ordusu ile Selcujlulara karsi bir sefere basladi. Fakat yeter sayida Eyyubi askeri destegi almadigi icin ve Eyyubi prenslerinin cok temkinli davrandiklari icin basarisiz kaldi. Aleddadin Keykubat Eyyubîlerin gönderdikleri orduyu, Torosların güneyinde yenerek, Harput ve Urfa’yı da ele geçirdi. Agustos 1234'de Sultan Kamil yine Kahire'ye geri dondu. Fakat cok gecmeden Selcuklu ordularinin Eyyubiler Suriye Sultani Esref'in arazilerine akina gectileri haberi geldi. Misir Sultani Kamil ordusu ile Suriye'ye gecerek kardesi Esref'in askeri seferine katildi. Sam'da uzun suren bir muddet kalan Kamil Eylul/Ekim 1236'da yine Kahire'ye geri dondu.
1236'da Eyyubiler Halep Emiri Aziz Muhammed'in olumunden sonra kimin Halep emiri olacagi hakkinda Sultan Kamil ile Sultan Esref arasinda ihtilaf cikti. Aziz Muhammed'in varis yedi yasindaki Nasir Yusuf idi ve bunun icin emirlik naibi olarak annesi Dayla Hatun emir naibi olarak hukumet islerini uzerine aldi. Sultan amil ile Sultan Esref arasindaki i=htilaf epoeyce cidddilesti ve iki kardes sultan asarsinda vbir savas cikmasi beklenir oldu. 1237'de Suruye Sultan'i Esref diger ufak Eyyubiler Suriye emirleri ile birlesip Anadolu Selcuklu Devleti hukumdari I. Aleaddin Keykubat ile kardesi Sultan Kamil aleyhinde bir ittifak kurdu. Fakat o yil yaz basinda Anadolu Selcuklu Devleti hukumdaru 1237’de Kayseri’de verdiği bir ziyafette zehirlenmek suretiyle öldürüldü. Eyyubiler Suriye Sultani Esref ise 27 Agustos'da oldu. Ust Eyyibiler Sultani Kamil'den izin almadan yerine Eyubiler Suriye Sultani olarak kardesi Salih Ismail tahta gecti.
Buna karsilik olarak Sultan Kamil ise ordusu ile Suriye'ye gecti. 1237 sonunda Sam sehrini kusatti. Yaninda yegeni Nasir Davud da bulunmaktaydi. Sultan Kamil Nasir Davud'a Surye Sultanligi vermeye soz vermisti. Iki ay kusatmadan sona 6 Ocak 1238'de Sam Sultan Kamil'e teslim oldu. Sultan Kamil'in bundan sonra yegeni Nasir Davud'un tahta gecme toreninin yapilmasi ve sonra da Halep'e hucum etmek planlari yaptigi belgelenmistir.
Fakat bunlari basaramadan 6 Mart 1238'de Sultan Kamil Sam'da iken hasta dustu ve hayata gozlerini kapadi. Cenazesi Sam'da gomuldu. Yerine oğullarindan II. Adil Mısır Sultanı ve Salih Eyyub Suriye Sultanı ve oldu. Fakat çok geçmeden Eyyubiler devleti karıştı ve ayaklanmalar ile sonra iç harp cıktı.
Varisleri
Birinci karısı olan Selahaddin Eyyubi kızı[7] :
- Melik Mesud Yusuf (? - 1229), Eyyubiler Yemen Emiri.
- II. Adil (yak. 1216 - 1247), Eyyubiler Mısır Sultanı.
Verd-el-Muna adlı bir cariyesinden[7] :
- Salih Eyyub (yak. 1207 - 1249), Eyyubiler Mısır Sultanı .
- Fatima Hatun - Evlenme 1231'de Eyyubiler Halep Emiri Aziz (1213 † 1236),
- Gaziye Hatun - Evlenme 1229'de Eyyubiler Hama Emiri Mozaffer Mahmuda
- Aşvara - Evlenme 1236'de ve kısa zaman sonra boşanma
1238'de ölümünden sonra erkek çocuklarından olan Salih Eyyub Eyyubiler Suriye Sultanı ve II. Adil ise Eyyubiler Mısır sultanı olmuşlardır. Fakat Eyyubiler devleti hemen sonra bir karışıklık içine girmiştir.
Kaynakça
- ↑ Ebu Feda (1869) Tarih-ül-muhtasar fi Ahbarı'l-beşer 2 Cilt, İstanbul (Osmanlıca). Bu kaynağın basit özeti "Foundation for Medieval Genealogy (Ortaçağlar Soyağaçları Vakfı) (İngilizce)" Web sitesinde bulunmaktadır.
- 1 2 Humphreys, R. Stephen, (1977) From Saladin to the Mongols: The Ayyubids of Damascus 1193-1260, Albany: State Univ of New York ISBN 0873952634 s.112 (İngilizce)
- ↑ Izz Al-Din ibni Athir (Ing.cev. D.S. Richards), (2010). The Chronicle of Ibn al-Athir for the Crusading Period from al-Kamil fi'l-Ta'rikh. Part 3 (Crusade Texts in Translation), Farnham: Ashgate Publishing Ltd, ISBN 0754669521 s.46
- ↑ Malouf, diger bazi tarihcilker, imparator ile Sultan Kamil'in bir danışıklı döğüş yapmak için özellikle Sultan Kamil'in yakını elçi Emir Fahreddin ile II. Friedrich arasında Akka'da yapılan gizli diplomatik müzakerelerle anlaştıklarını ve imparatorun yaptığı bir gövde gösterisinin haberlerinin abartılıp barış müzakerelerine başlama bahanesi bulunduğunu bildirmektedir.
- ↑ Abulafia, David (ed) (1999) New Cambridge Medieval History Volume 5: c.1198–c.1300, Cambridge:Cambridge University Press s.576 {http://dx.doi.org/10.1017/CHOL9780521362894] (İngilizce)
- ↑ {{web kaynağı|url=http://www.britannica.com/eb/article-235539/Crusades |başlık=Crusades (Haçlı Seferleri)- Britannica Online Encyclopedia |yayımcı=Britannica.com |dil=(İngilizce)}
- 1 2 Foundation for Medieval Genealogy : Ayyoubides d'Égypte.
Resmî unvanlar | ||
---|---|---|
Önce gelen: I. Adil |
Eyyûbîler Mısır Sultanı 1118-1238 |
Sonra gelen: II. Adil |
Önce gelen: Salih İsmail |
Eyyûbîler Suriye Sultanı 1137-1238 |
Sonra gelen: II. Adil |
|