Karamanlılar (Ortodoks)
Karamanlılar Türkiye-Yunanistan Nüfus Mübadelesi'nden önce Anadolu'nun Karaman bölgesinde yaşamış Ortodoks inancına mensup Türk dilli halktır.
Anadolu'daki belli başlı Karamanlı yerleşim merkezleri Mersin'in Tarsus ve Anamur ilçesi ve Konya'nın Sille kasabası, Ermenek, Karaman-Madenşehri, Ereğli, Aksaray'ın Güzelyurt ilçesi, Niğde merkez ve köyleri, Bor, Kemerhisar, Ihlara, Malakopi (Derinkuyu), Prokopi (Ürgüp) ilçesi,Alanya ve Yozgat ve ilçeleri, Amasya, Kırıkkale,Keskin ve Kayseri idi. Bölgede Türkçe konuşan Hıristiyan halktan en erken 15. yüzyıla ait kaynaklarda söz edilmektedir.
1923 Lozan Antlaşması’nın ekli protokol hükümlerince Türkiye'de yaşayan yaklaşık 193.000 Karamanlı, Rum sayılarak zorunlu nüfus değişimine tabi tutulmuşlardır. Büyük bir bölümü hiç Rumca bilmeyen Karamanlılar, Yunanistan'daki yaşama kültürel uyum sağlamakta ciddi zorluklarla karşılaşmışlar ve yakın yıllara kadar evlerinde Türkçe konuşmaya devam etmişlerdir.
Tarih
1551'de İstanbul'a gelen gezgin Nicolas de Nicolay, Karamanlıların Yedikule yakınlarında büyük bir mahallede oturduklarını, geçimlerini ticaret ve zanaatla sağladıklarını, özellikle kuyumculuk ve işlemecilikte çok yetenekli olduklarını belirtir. Dükkânlarının Kapalıçarşı yakınında olduğu anlaşılmaktadır. Nicolay'a göre Karamanlı kadınlar diğer Rum kadınları gibi, hamama gitme ve kilise ziyareti dışında, sokağa nadiren çıkarlar. Evlerinde nakış işlemekte ustadırlar. Bu işlemeleri Kapalıçarşı'da ve pazarlarda satılır. Dar gelirli Karamanlı kadınlar geçimlerini sokaklarda yumurta, piliç, peynir ve sebze satarak kazanırlar. Karamanlılar, aynı dinden oldukları için Rum-Ortodoks patriğine tabidirler. Ama Rum Ortodoks Patrikhanesi Ortodoks Türk cemaati ve kilisesini tanımamaktadır.
Süreç içinde Karamanlılar Yedikule'den Fener, Cibali, Tahtakale, Kumkapı semtlerine ve Rumların yaşadığı diğer mahallelere dağılıp yerleştiler. Karamanlıların büyük çoğunluğu İstanbul'da ticaretle uğraşırlardı. Niğde'nin Kurdonos Köyü'nden gelenler sabun tüccarı, Aravan'dan gelenler kuruyemişçi, Uluağaç'tan gelenler kabzımal, Niğde'den gelenler zahireci ve peynirci, Fertek'ten gelenler beratlı şarapçı idiler; Ürgüp'ün Sinasos Köyü'nden gelenler havyar ve tuzlu balık ticareti, Kayserililer pastırma ve sucuk ticaretiyle uğraşırlardı.
Yakın tarih
Dükkânları Eminönü'nde ve Galata'daydı. İstanbul'daki Karamanlılar, Tanzimat'tan sonra kurdukları yardımsever dernekler kanalıyla köylerinin kalkınması için kayda değer çabalar harcamışlardır. Günümüzde ise İstanbul’da tamamen asimile olan Karamanlılar cemaati yalnızca Mersin ve Tarsus’ta birkaç mahalleden oluşan öbekler halinde yaşamlarını sürdürmektedirler. En büyük cemaatleri ise yine Mersin Çamlıbel ve Pozcu semtlerinde ikamet etmektedirler. Kentte ibadet için kullandıkları 5 ev kilisesi (şapel) bulunmaktadır. Onlar içinde en kutsal yerlerin başında Silifke yakınlarındaki aya-tekla (meryemlik) kilisesi başta gelmektedir.
Bağımsız Türk Ortodoks Patrikhanesi 1921 yılında Kayseri'de kurulmuştur. Anadolu'da cemaat kalmamıştır.193.000 Karamanlı Ortodoks'un Yunanistan'a gönderilmesinden sonra aslen Akdağmadeni doğumlu Papa Eftim isimli Keskin Metropoliti Karamanlı Ortodoks papaz Atatürk'ün özel izniyle İstanbul'a ailesiyle birlikte yerleştirilmek suretiyle mübadeleden muaf tutulmuşlardır. Papa Eftim ve ailesi Galata ve Tophane semtlerinde Fener Rum Ortodoks patrikhanesine rakip olarak kendi patrikhane ve kiliselerini kurmuşlardır. Fakat cemaati olmayan kilise çok uzun ömürlü olmayacaktır. Bunun üzerine Moldova'dan 60-70 kadar öksüz Gagavuz çocukları İstanbul'a Türk Ortodoks cemaat oluşturulsun diye getirilmişlerdir.Fakat bu çocuklar da büyüyünce İslam dinine geçerek Müslümanlarla evlenip asimile olmuşlardır.İlk Türk Ortodoks patriği Papa Eftim,daha sonra oğlu Turgut Erenerol ve kardeşi Selçuk Erenerol'dur. Kilise basın sözcüsü ve rahibesi Sevgi Erenerol yönetimi üstlenmiştir.
TBMM ilk dönem Eskişehir milletvekillerinden aslen Bodrumlu olan İstamat Zihni Özdamar Ortodoks bir Türktür ve Karamanlı kökenlidir.
Dil
Yunan alfabesi ile yazılmış bu Türkçe metinlere Karamanlıca (veya Karamanlı Türkçesi) adı verilir. Bölgede hâlen çok sayıda Karamanlıca mezar taşı ve kilise yazıtlarına rastlanmaktadır. İstanbul-Yedikule'deki cemaatten kaynaklanan Karamanlıca elyazmaları 15. yüzyıldan itibaren görülür. Karamanlıca ilk matbu eserler 1718'den itibaren İstanbul'da basılmıştır. 18. yüzyılda basılan eserlerin çoğu dini nitelikte iken, 19. yüzyılda basıldığı tespit edilebilen 500'ü aşkın Karamanlıca kitap arasında ise tarih kitapları, romanlar ve diğer dünyevi konular yer tutar. Kula'lı gazeteci-yazar Evangelinos Misailidis'in 1871'de Rum harfleriyle yayımladığı Temaşa-i Dünya ve Cefakâr u Cefakeş adlı romanı Türkçenin seyahat-macera türündeki ilk romanı sayılmaktadır. 20. yüzyıl başlarında Karamanlıca günlük gazeteler de yayımlanmıştır.
Karamanlı Türkçesine dair bilgiler, Evliya Çelebi'nin Seyahatname adlı eserinde vardır. Evliya Çelebi'ye göre Antalya'nın yirmi mahallesinden dördünde "Urum keferesi" sakindir, ancak bunlar Rumca değil "bâtıl Türk lisânı üzre kelimât ederler" (IX, 64a). Alanya'da da aynı durumla karşılaşırız: "Ammâ aslâ Urum lisânı bilmeyüp bâtıl Türk lisânı bilürler".[1]
Ayrıca bakınız
Kaynakça
- ↑ Hayati Develi, Osmanlı'nın Dili, Kesit Yayınları, İstanbul 2010, s. 26. ISBN 978-605-4117-33-8