Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti-Türkiye ilişkileri

Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti-Türkiye ilişkileri, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti ile Türkiye arasında süregelen ilişkileri içerir. Türkiye, 15 Kasım 1983’te bağımsızlığını ilan eden Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ni tanıdığını ilan etmiş ve karşılıklı olarak büyükelçi atamaları gerçekleştirilmiştir.

1990’lı yılların ikinci yarısında Kıbrıs’la ilgili tartışmalar yeniden artmıştır. Bu tartışmalar­da KKTC, Kıbrıs’ta federal yapının mümkün olamayacağını, buna karşılık konfederasyon kurulabileceği tezini ileri sürmüştür. Uluslararası toplumda tanınmamasına karşın KKTC’nin Kıbrıs’ın geleceğini belirle­mede eşit hak ve statüye sahip olma mücadelesi sürmektedir. BM Genel Sekreteri’nin iyi niyet çabaları çerçevesinde yürütülmeye çalışılan diya­log süreci, Kıbrıs Rum Yönetimi’nin Kıbrıs Türklerine eşit statü tanı­makta isteksiz davranmaları ve Kıbrıs’ın tek yasal temsilcisi oldukları id­dialarıyla sıklıkla kesintiye uğramıştır.

Bu arada Yunanistan ile Kıbrıs Rum Yönetimi, 1994 yılında Ortak Sa­vunma Alanı Doktrini adlı bir belge imzalamıştır. Bu doktrin çerçeve­sinde Yunanistan, adadaki Türk askeri varlığının 30 binin üstüne çıkarıl­ması halinde buna uygun önlemlerini arttırabilecek ve Kıbrıs Rum Toplumu’na yönelik herhangi bir müdahaleyi savaş nedeni olarak kabul edecektir. Bu belge, Türkiye’nin de Kıbrıs Türk Toplumu ile olan ilişki­lerini artırmasını zorunlu kılmıştır.

Kıbrıs Sorunu’nu çözmek üzere Rauf Denktaş, 20 Ocak 1995’te 14 maddelik bir tasarı hazırlayarak Rum tarafını görüşmeye davet etmiştir. Ancak bu teklif, 21 Ocak’ta Klerides tarafından reddedilmiştir. Mayıs 1995 tarihinde iki taraf arasında Londra’da gerçekleştirilen görüşmeler­den de bir sonuç alınamamıştır. 1996-1997 yıllarında Kıbrıs sorunuyla il­gili olarak önemli gelişmeler meydana gelmiştir. Bunlar; Kıbrıs’taki sınır gösterileri ve çatışmaları, Yunanistan ve güdümündeki Güney Kıbrıs Rum Yönetimi (GKRY)’nin özellikle 1996 ve 1997yılında gerçekleştirdiği sınır delme eylemleri, yapılan müşterek askeri tatbikatlar, aşırı silahlanma prog­ramı kapsamında Rusya’dan tank ve S-300 füzeleri almaları ve Kıbrıs Rum tarafının AB’ye üye olma çabalarıdır.

Rum tarafının adaya füze yerleştirmesi, sınır ihlalleri gibi saldırgan fa­aliyetlere karşı KKTC ile Türkiye arasında ortak bir bildiri imzalanarak, KKTCye yapılmış bir saldırının Türkiye’ye yapılmış sayılacağı, gerekti­ğinde Türkiye’nin adada askeri deniz ve hava üsleri kurabileceği belirtil­miştir. Benzer bir karar da TBMM’nin Kıbrıs oturumunda alınmıştır.

This article is issued from Vikipedi - version of the 11/18/2016. The text is available under the Creative Commons Attribution/Share Alike but additional terms may apply for the media files.