Bir Şairin Kanı
Bir Şairin Kanı | |
---|---|
Le Sang d'un Poete | |
"Bir Şairin Kanı" (Le Sang d'un Poete) filminin sinema afişi | |
Yönetmen | Jean Cocteau |
Yapımcı | Le Vicomte de Noailles |
Senarist | Jean Cocteau |
Oyuncular |
Enrique Rivero Elizabeth Lee Miller |
Müzik | Georges Auric |
Görüntü yönetmeni | Georges Périnal |
Kurgu | Jean Cocteau |
Dağıtıcı | The Criterion Collection (DVD) |
Cinsi | Sinema filmi |
Türü | Dram, fantezi, deneysel, sürrealist |
Renk | Siyah-beyaz |
Yapım yılı | 1930 |
Çıkış tarih(ler)i | 20 Ocak 1930, Fransa |
Süre | 55 dakika |
Ülke | Fransa |
Dil | Fransızca |
Devam filmi |
Orphée (1950) Le Testament d'Orphée (1960) |
Diğer adları |
Bir Şairin Kanı (Türkiye) The Blood of a Poet (ABD) La Sang d'un Poeta (İspanya) Das Blut eines Dichters (Almanya) |
Bir Şairin Kanı[1] 1930 Fransa yapımı dramatik fantastik filmdir. Özgün adı Le Sang d'un Poète olan film İngilizce konuşulan ülkelerde The Blood of a Poet adı ile gösterilmişti.
Jean Cocteau'nun senaryosunu yazıp yönettiği bu deneysel film, birinci ve ikinci Dünya Savaşları arasında kalan dönemde, özellikle de Fransa'da filizlenen öncü sinema'nın (avangart sinema) en belirgin örneklerinden biridir ve bu anlamda tarihi bir önemi vardır. "Bir Şairin Kanı" aynı zamanda yönetmenin "Orpheus Üçlemesi" (Orphic Trilogy) adı verilen bir dizi filminin de ilkidir. Bu üçlemenin diğer filmleri ise 1950'de çektiği Orfe (Orphée) ile 1960'ta tamamladığı Orfe'nin Vasiyetnamesi'dir (Le Testament d'Orphée).[2] "Orfe'nin Vasiyetnamesi" Cocteau'nun son filmi olmuştu.
Bu orta metrajlı (55 dakika) filmin siyah beyaz görüntülerini Georges Périnal çekmiş, kostüm tasarımını ise devrin ünlü modacısı Coco Chanel yapmıştır. Kurgusu da bizzat Jean Cocteau tarafından yapılan filmin müziğini Georges Auric bestelemiştir.
Orfe efsanesinden ve Jean Cocteau'nun kendi hayatından izler taşıyan "Bir Şairin Kanı" kamaşık ve rüyayı andıran bir yapıya sahiptir. Yönetmenliğinin yanı sıra bir şair, romancı, oyun yazarı ve ressam olan Jean Cocteau, şiirde kelimelerle yapılan sanatın sinemada da görüntüler aracılığı ile yaratılabileceğine, sinemanın teknik altyapı olarak buna çok uygun olduğunu söylüyordu.
Film anlatım yapısı ile ileriki yıllarda David Lynch gibi yönetmenlerin sinemasına ilham verecektir.[2]
Filmin yapım öyküsü
Vikont Charles Noailles tarafından finanse edilen film başlangıçta bir canlandırma filmi olarak düşünülmüştü, ancak Cocteau bu fantastik deneysel filmi gerçek oyuncularla çekmek istedi. Hatta filmin yapımcısı Vikontu da ailesi ve dostları ile bir sahnede oynattı, ancak bu asiller filmin son halini seyredince dehşete kapıldılar, zira kurgulanmış filmde bir intihar sahnesini alkışlıyorlardı. Cocteau'dan kendilerinin oynadığı bu sahneyi filmden çıkarmalarını istediler. Yönetmen de o sahneyi devrin ünlü travesti şovmeni Barbette ve arkadaşlarıyla yeniden çekti.
Vikont Charles Noailles Luis Buñuel'in aynı yıl çektiği sürrealist filmi Altın Çağ'ı da (L'Âge d'or) finanse etmişti. Her iki filmin de Hıristiyanlık karşıtı mesajlar içerdiğine dair söylentiler yaygınlaşınca Vikont üyesi bulunduğu Paris Jokey Klübü'nden çıkartıldı, hatta Katolik Kilisesinden de aforoz edilme tehdidi alınca film bir yıl gecikmeyle gösterime verilebildi.
Oyuncu kadrosu
Aktör/Aktris | Rolü |
---|---|
Enrique Rivero | Şair |
Lee Miller | Heykel |
Féral Benga | Kara melek |
Pauline Carton | Oteldeki çocuğun eğitmeni |
Barbette | Locadaki kadın |
Jean Desbordes | Louis XV, maskeli |
Odette Talazac | |
Fernand Dichamps | |
Lucien Jager | |
Jean Cocteau | cameo rol |
Filmin içeriği ve olay örgüsü
Alışılageldik bir öykü akışı bulunmayan film seyirciyi sürekli şaşırtan sürrealist imgelerle dolu dört ana bölüme ayrılmıştır. Cocteau başrol oyuncusunu görsel metafor ve simgelerle dolu gerçeküstü düşsel bir yolculuğa çıkartır. Filmin hemen başındaki yazılar şöyle başlar:
"Her şiir bir hanedan arması gibidir, şifrelerinin çözülmeleri gerekir (....) Yazar, bu alegoriler topluluğunu, anlaşılmamış ressamlar Pisanello, Paolo Uccello, Piero della Francesca ve Andrea del Castagno'nın anısına ithaf etmektedir"
- Birinci bölüm: Yaralı el veya bir ozanın yara izleri
Genç şair atölyesinde tuvale bir yüz resmi çiziktirirken resmin dudakları hareketlenir ve şairin avucuna yapışır, şair elini odada bulunan bir kadın heykelinin yüzüne sürünce de dudaklar heykelin yüzüne geçer. Ağız sürekli hareket eder ve bir şeyler mırıldanır.
- İkinci bölüm: Duvarların kulağı var mı?
Heykel şairden odanın duvarındaki büyük aynanın içine girmesini ister, şair de bunu yapar ve içine daldığı aynanın karanlığından sonra kendini bir otelin koridorlarında bulur. Otel koridorlarında duvara yapışmış gibi sürünerek ilerleyen şair (çünkü Cocteau duvarları yere çizdirmiş ve çekimi öyle yapmıştır, yer çekiminin etkisiyle aktör duvara yapışık gibi durmaktadır) sırayla odaların anahtar deliklerinden içeriye bakar ve her bir odada tuhaf olaylara şahit olur. Odalardan birinde duvara ve tavana yapışık bir kız çocuğu, bir diğerinde bir hermafrodit vardır. Başka bir odada da afyon içilmektedir. Koridorun sonuna ulaştığında bir el kendisine bir tabanca uzatır, şair bu silahla kendi kafasına ateş eder ama ölmez. Atölyesine döner, heykeli parçalar ve kendisi de avludaki bir heykele dönüşür.
- Üçüncü bölüm: Kartopu savaşı
Bir grup okul çocuğu heykelin bulunduğu avluda kartopu savaşı yaparlar. Bu kargaşada heykel tahrip olur ve çocuklardan biri kafasına isabet eden kartopuyla ağır yaralanır (belki de ölür).
- Dördüncü bölüm: Ev sahibinin kutsal değerlere saygısızlığı
Son bölümde kapalı avlu bir sahne görünümünü almıştır. Etraftaki evlerin balkonları tiyatro localarına benzemiştir ve asiller bu balkon localarında şık giyinmiş bir halde oturmaktadırlar. Avluda ise düşmüş olan çocuk hala yerde yatmaktadır ve hemen yanı başındaki masada şair ve bir kadın iskambil oynamaktadırlar. Kadın, şaire 'Kupa asın yoksa kaybedersin' der, bunun üzerine şair hileye başvurarak bu kağıdı ölü çocuğun ceketinin cebinden çıkartıp alır. Yandaki evlerden birinden çocuğun siyah derili koruyucu meleği çıplak olarak ortaya çıkar, çocuğun üstünü örter ve kupa asını şairden alarak çocukla birlikte kaybolur, şairin hilesini açık etmiştir. Şairin kalp atışları yüksek seste duyulur (bunlar Cocteau'nun kendi kalp atışlarının kaydıdır) Oyunu kaybeden şair cebinden çıkardığı tabancayı başına dayar ve ateşler. Silah sesi duyulmaz ama masaya düşen başı kanar. Localardakiler bu intiharı coşkuyla alkışlarlar. Kadın bir heykele dönüşür, yürür gider. Baştaki heykelin o olduğu anlaşılır.
Film hakkında notlar
- Filmin kostümlerinin tasarlayan Coco Chanel (d. 1883 - ö. 1971) o devrin çok ünlü bir moda tasarımcısıydı. O dönemde Fransa'da karışım parfümler pek revaçta değilken kendi buluşu olan ve çeşitli kokuların harmanından oluşan Chanel No. 5 adlı parfümü piyasaya verdi. Bu parfüm hala dünyada en çok tanınan kozmetiklerin başında gelmektedir.[3]
- Filmde heykel rolünü oynayan Elizabeth Lee Miller (d. 1897 - ö. 1977) ise Amerikalı bir model ve fotoğrafçıydı. "Bir Şairin Kanı" onun ilk ve tek sinema filmidir. Miller ünlü moda dergisi Vogue'un resmi fotoğrafçısıydı.[4]
- Filmde localardan birinde oturan aristokrat kadınlardan birini oynayan Barbette ise (d. 1904 - ö. 1974) ABD'de Vander Clyde adıyla doğmuştu, sirklerde akrobat olarak çalıştıktan sonra 1920'lerde Avrupa'ya giderek kadın kılığında şovlar yapmaya başladı. Travesti bir şovmen olarak Paris'te ünlendi. Jean Cocteau'nun yakın arkadaşıydı.
DVD ve Laserdisk
- Filmin DVD'si The Criterion Collection firması tarafından basılmıştır. Ancak tek başına bir film olarak değil de "Orphic Trilogy" (Orpheus Üçlemesi) adlı 3 DVD'lik bir box set olarak piyasaya verilmiştir. Box set'te yer alan üçlemenin diğer iki DVD'si Orpheus ve Testament of Orpheus adlarını taşımaktadır. Bu filmler DVD'ye aktarılmadan önce bir restorasyondan geçirilmişlerdi.[5]
- Criterion firması 1995 yılında da yine filmin bir laserdiskini basmıştı.[6]
Kaynaklar
Dış bağlantılar
|