Narlıca, Kulp
Koordinatlar: 38°32′54″K 40°55′23″D / 38.54833°K 40.92306°D
Narlıca | |
— Mahalle — | |
Diyarbakır | |
Koordinatlar: 38°32′54″K 40°55′23″D / 38.54833°K 40.92306°D | |
Ülke | Türkiye |
---|---|
İl | Diyarbakır |
İlçe | Kulp |
Coğrafi bölge | Güneydoğu Anadolu |
Rakım | 1.055 m (3.461 ft) |
Nüfus (2012)http://www.yerelnet.org.tr/koyler/koy.php?koyid=243610 | |
- Toplam | 236 |
Zaman dilimi | UDAZD (+3) |
İl alan kodu | 0412 |
İl plaka kodu | 21 |
Posta kodu | 21920 |
İnternet sitesi: http://www.narlicakoyu.com/ |
Narlıca, Diyarbakır ilinin Kulp ilçesine bağlı bir mahalledir. Köy sakinleri genel olarak Kürtçe'nin Zazaki lehçesiyle konuşur. Mahallenin Zazaca ismi Awges- Awdegas'tir. Zazaki adını coğrafyasından almaktadır. Anlamı suyu bol demektir. "Aw" su demek "ges" akar anlamındadır. Kurmanci ismi Tiyaks'tır. Kurmanci adının köye ilk yerleşen "Tiya" dan geldiği rivayet edilmektedir. Mahallenin Ermenice adı T'iayxs - T'iyaqs diye geçmektedir.[1] Tiyaks başlıca Deva Corin ve Deva Cerin olmak üzere 2 yerleşkeden oluşmakta; Piran, Çerkan, Bekran, Akan, Peleng, Xaltan, Elyasan, Zéran, Heciyan,Xirnan ve Ramin mahallelerinden oluşmaktadır.
Tarihçe
Sözlü kaynaklarda mahallenin tarihi çok eski zamanlara kadar uzandığından bahsedilir. Maalesef yazılı kaynaklar yok denecek kadar azdır. Maalesef 19.yy ve öncesinde mahallenin tarihinden bahseden yazılı kaynaklara ulaşılamamıştır ancak genel olarak bölgenin tarihinden bahseden yazılı kaynaklar mevcuttur.
20.yy başlarında Ermeni yazılı kaynaklar mevcuttur yine ermeni kayıtlarında Tiyaks'ın Tigranakert (Silvan)- Artaşat ticaret yolu üzerinde olduğunu ve geç ortaçağ döneminde bölgede genel olarak, “Nahia” ismi kullanıldığından bahsetmekte ve de XV.-XVI. yüzyıllarda Kürt göçebe aşiretleri bölgeye akın ederek Ermeni Köylerine yerleştiğinden bahsetmektedir. Tiya'nın da bu tarikler de köye yerleşmesi olasıdır. Doğu roma döneminde (V. -VI. yy) de bölgede yaşayan Ermeniler tarafından Ciqse'de (Ağaçlı) bir kale yapıldığı bir de Ciqsê'nin Güney ve Batısında birer adet Kilisenin mevcut olduğu şuanda sadece kalıntıları kalmıştır. Büyük Seyyah Evliya Çelebi 1549-1550 yıllarında Kürdistan'a yaptığı 2. gezi kapsamında bölgeyi gezer ve ünlü seyahatname’sinde, seyahatname’sinin dördüncü ve beşinci ciltlerinde yer vererek Kürt beyleriyle bölgede görüşmeler yaptığını, Ağaçlı’daki Ermenilerin demircilikte ileri olduklarını belirterek imal ettikleri kılıçları beldenin kuzey batısındaki Kevire Dıkan (Dükkân Kayalığı) mevkiinde kurulan panayırda geçen kervanlara sattıklarını belirtmiş bu ifadeyle bölgenin çok eski zamanlarda da ticaret yolu üzerinde olduğu(II.Abdulhamitte bu ticaret yolunda geçişleri sağlamak için Goderne bölgesinde ki taşköprüyü yapmıştır) ve demircilikte ileri olduğu anlaşılmaktadır. Bu kılıçlar yapılırken hammedeyi bugün Aygün (Mehmedkan) de bulunan demir yataklarından ve İslamköy'de (Quyê) bulunan Krom yataklarından temin edildiği tahmin edilmektedir.
Sözlü tarihte mahallenin 19.yy da Kürt ve Ermeni yerleşkesi kesin olarak bilinmektedir. Ermenilerin ve Kürtlerin ne zaman bölgeye yerleştiği, ilk yerleşimin ne zaman yapıldığı muğlaktır. Sözlü tarihte 13.yy da Güney Kürdistan göç edildiği, köye ilk yerleşenin "Tiya" olduğu ve Kürtçenin Kurmanci lehçesinde Kullanılan adının burdan geldiği rivayet edilmektedir. Sözlü tarihte mahallenin zaman içerisinde birkaç kez göç aldığı da rivayet edilmektedir. 16. yy başında Tiyaqs ve Pasur bölgesinin Şah İsmail dönemi de olan Safevi bölgesi olduğu bilinmesine rağmen, bölgenin "yarı özerk" yönetim şeklinden dolayı bölgenin aşiretler birliği (başta Sılémani aşireti olmak üzere, Banuki, Hevedi,Dılhıran, Bociyan, Zilan, Besyan, Zıkzıyan ve Berazan aşiretleri) olarakta bilinen ve oy birliğiyle seçilen "Emir Diyadin" tarafından yönetildiği bilinmektedir. Şah ismail bölgeye Ustaçalu Muhammed'i yerleştirdi. Muhammed Han da Emir Diyadin ile iyi ilişkiler kurmayı uygun bulmuştur. O kadar ki kızı Bikes Hanımı Emir Diyadin ile evlendirerek bu dostluğu akrabalık bağlarıyla daha da kuvvetlendirmiştir.23 Ağustos 1514 yılında Çaldıran savaşı olarak bilinen savaşta, Şah İsmail Osmanlıya karşı yenilmiş bunu fırsat bilen Besyan aşireti reislerinden Ali Firi Farqin kalesine saldırarak Safevilerden Kaleyi almış daha önce Emir Diyadin ile liderlik kavgasına giren yiyeni Şah Veled Bey’e bölgenin yönetimini vermiştir.Kulp kalesine giderek bu kale ile buraya bağlı köylerin yönetimiyle yetindi. Yönetimi 13 yıl sürdü. Ölünce yerine oğlu Ali Bey geçti. Ali Bey’in yönetimi 1572 yılına kadar sürmüştür.( Yakuboğlu, K. , Erpolat, M. S. ve Sarıbıyık, M. 2011 “Osmanlı Belgelerinde Diyarbakır)
Bölgenin Osmanlı denetimine geçtiği dönem 1515 yılına I.selim olarak bilinen Yavuz Sultan Selim dönemine denk gelmektedir. Yürüttüğü İslam birliği Politikalarından ötürü bölgede "yarı özerk" olarak yaşanılan bölgede gayrimüslim yoğunluğu denkleştirmek için özellikle Ermenilerin yaşadığı bölgelere Kürt nüfusunu yerleştirmeye başladı. Kürtler Kulp, sason, Hevedan, Hazro, Mutki bölgelerinde beylikler kurdular. Xut bölgesi gibi bazı bölgelerde Ermeni ve Kürt feodallar beraber beylikleri yönetti. Tanzimat reformlarından sonra Osmanlı Devleti vergileri toplamak için yeni sistem oluşturmaya karar verdi, fakat bu reformlar sadece kayıt üstünde kaldı. Eskisi gibi Kürt ağalar vergileri topluyordu ve genellikle bu düzensiz yapılırdı. Hıristiyanlar büyük vergiler ödemek zorundaydı, bazıları bu ağır vergilerden dolayı memleketi terk etmek zorunda kaldı.
1572 yılında Emir bey ölünce,Sultan Selimin bir emirnamesi uyarınca bölgenin yönetimi Emir beyin oğlu Hüseyin Beye verildi. 1585 yılında çok sayıda Kürt beyinin ve Pasur'lunun da katıldığı Tebriz civarında yapılan bir savaşta Hüseyin bey'in vefatı üzerine Pasur Beyliğinin idaresi Sultan Murad III. Divanınca oğlu Zeynel Beye verildi. Hüseyin Beyin oğlu Kılıç Bey buna karşı çıktı.Hazro hükümdarı Mehmed Beyin yardımlarıyla babasının yerine geçmeyi başardı. Halka ve aşiret mensuplarına karşı kötü davranışları yüzünden bir süre sonra öldürüldü. 17 ve 18.yüzyılda Pasur bölgesi Diyarbakır eyaletinin idarî taksimatına bakıldığında, Diyarbekir eyaleti sancaklarından biri olduğu görülmektedir.1864 yılına kadar yarı özerk durumunu korumuştur.
1597 tarihinde ünlü Şeref Han tarafından kaleme alınan Şerefname adlı eserde bölgede ki Kürt topluluklarının durumundan bahsedilmekte, bölgede bulunan Kürt sülalerinin durumundan ayrıntılı olarak bahsetmektedir. Giriş ve dört bölümde kaleme alınan Şerefname'de üçüncü bölüm de Farqin Sülaleri bölümün de Qulp, Batman ve Farqin bölgelerindeki aşiretleri birlikte incelemekte; Burada bulunan ve topu birden “Sılemani” (Silivani) aşiretleri diye bilinen kimi Şafi (“Ehl-i Sünnet”), kimi de “Yezidi” sekiz aşiretin adı verilir.Bunlar; Banuki,Hevêdi (Hevidi),Dılxêran (Dılhiran),Bociyan,Zilan,Besyan,Zıkzıyan,Berezan aşiretleridir.Bu aşiretlerin Mervanilerden geldiğini, Mervanilerin Abbasiler tarafından yenildikten sonra büyük bir topluluğun Mervani lideri "Eşek Mervan’ın" üç oğlunun önderliğinde Filistin’den çıkıp Kulpa bağlı Gazali nahiyesine sığınıp buraya yerleştiklerini ve bu bölgede bulunan kimi Şafi, kimi de Yezidi sekiz kadar aşiret “Mervanoğulları”nın, eşek Mervan’ın çocuklarının) çevresinde birleştiğini dile getirir.Daha sonra bu aşiretlerin Ciqse kalesi başta olmak üzere Kulp,Taş, Hasoli, Silvan kalelerini ve Diyarbakır ırmağının kıyısına kadar uzanan buralara bağlı yerleri, ayrıca Bediyan (Bidiyan), Karukan, Dılke (Okiya), Rıbat, Cıris, İdnik, Selik ve Genç kalelerini fethederken bu yerlerin hepsini “Gürcü ve Ermeni kafirlerin” ellerinden fetih yoluyla ele geçirdiklerini, tüm bu yerleri kapsayan bağımsız bir beylik kurduklarını dile getirir. Bölge de Mervanilerin güçlenmesi üzerine Mısır ve Şam’da yenik düşüp darmadağın olmuş Mervaniler (Emeviler)’in çoğunluğu da buraya gelip yeleştiğini kaleme almıştır. Mervan, bu sekiz aşiretin lideridir. Bu aşiretler, Şerefname’ye göre, Safevi-Osmanlı çatışmasının başlangıcında Osmanlılar’a karşı Şah İsmail’i, O’nun Diyarbakır’a vali olarak atadığı Muhammed Ustaçalu’yu desteklemiş, ama Çaldıran sonrasında, yani bölgede “Kızılbaşlar’ın Devleti” çökünce, taraf değiştirmiş, yaklaşık 200 yıl süren Safevi-Osmanlı savaşları peryodunun tümünde Osmanlılarla ittifak halinde Kızılbaşlara karşı savaşmış ve bu süreçte yeni topraklar ele geçirmişlerdir.
1876 yılında II. Abdülhamid'in Osmanlı tahtına oturmasıyla Berlin Kongresinde Anadolu ve Kürdistan Ermenileri için reformları kabul eden II. Abdülhamid, "Ah Sason, ateş yuvası Sason . O ateşi söndürmek lazım" demesiyle politika değişikliğine gitmiş, Narlıca, Kulp ve Sason bölgesinde 1890 yıllarında yaşananların adeta habercisi olmuştur. 19. yy başlarında devlet eliyle Kürt aşiretlerinin bölgeye nüfuzu devam etmiştir. Köy 1912-1913 Ermeni patrikhane kayıtlarına göre tıpkı komşu köyleri (Quye,Cıxse,Xuruç) gibi 1916'lara kadar kısmi Ermeni yerleşim birimi olduğundan bahsedilir.[2]
Tarih içerisinde önemli olaylara sahne olan köy, yer aldığı havza içerisinde sürekli yer değiştirir ve eşgüdümlü ve farklı zamanlar olmak üzere dört ayrı yerleşim biriminden sonra günümüzde "deva corin" (yukarı köy) adı verilen yerleşim biçimine kavuşur.
1912-1913 Ermeni patrikhanesi kayıtlarında "Tiyakis (T'iakhs or Tias)" da 495 ermeni vatandaşın yaşadığından bahsedilir.[3] 1914 Ermeni olayları sırasına kadar mahallede Mahle Ermaniya adı verilen, ermeni mahallesi mevcuttu. Köy bölgedeki olaylardan etkilenmiş ve daha sonra adı geçen mahalledeki evler yıkılmış, mahallede yaşayan Ermeniler göç etmişlerdir.
1. Dünya Savaşı sırasında Rus ordularının güneye doğru ilerleyişi sırasında, 16’ncı Kolordunun 8’nci Tümenine bağlı birlikler Mayıs ayı sonunda bölgeye intikalini tamamlamış ve 8. Tümene bağlı bir tabur, Rus Ordularına karşı savaşmak için Narlıca'yı stratejik konumundan dolayı askeri bir bölge olarak belirler ve Narlıca'ya yerleşir .Bu süreçte mahallenin yarısı (Bekran, Peleng, Elyasan, Zéran, Heciyan, ve Ramin mahalleleri) boşaltılır, askeri birliğe tahsis edilir. Düşmanın 12-16 Temmuz 1916 tarihinde, Kulp istikametinde yaptığı taarruzlar Kulp Muharebeleri olarak adlandırılır ve 8. Tümenin karşısındaki Rus birliklerinde 13 piyade taburu, altı süvari bölüğü, dördü ağır olmak üzere 24 top yer almaktadır.[4] Kulp muharebeleri karşısında, 16’ncı Kolordunun 8’nci Tümeni 25 km. genişliğindeki mevziini bırakarak, 15 km. kadar güneye çekilmek zorunda kalır.12 Temmuzda başlayan ve 15 Temmuzda son bulan Kulp Muharebelerinde, 8’nci Tümeni bugün Dorşin dağının eteğinde, 9 virajlar olarak adlandırılan bölgede Kulp Boğazı’na atan Ruslar, Boğaz ağzında beş, altı tabur piyade ve bir tabur topçu bırakarak diğer kuvvetlerini Karlıova, Oğnut civarında toplamaya başlarlar.Bu durumdan yararlanan 16’ncı Kolordu Komutanı Mustafa Kemal Paşa, 3 Ağustos 1916 sabahı, 5’nci Tümenle Bitlis, 8’nci Tümenle Kulp-Muş istikametinden taarruza geçer.Atatürk bu sırada Ruslarla çarpışmalarda bulunurken İlçenin Şenyayla Bölgesine kadar gitmiş, günümüzde dokuz virajlar diye anılan yere kadar da 5. tümene bağlı kulplu milislerce yol yaptırmıştır.[5] Bölgede ayrıca, Diyarbakır’dan, Lice’den ve Harput’tan (Elazığ) getirilen, sayıları bini geçen milis ve jandarmalardan kurulu müfrezeler bulunmaktaydı ve bu müfrezeler Çapakçur(Bingöl) Müfreze Komutanlığına bağlanmışlardı.Bu düzenlemelerden sonra 2. Ordu bölgesindeki milisler, 12-15 Temmuz 1916 tarihinde meydana gelen Kulp muharebelerine, 2-9 Ağustos 1916 tarihleri arasında meydana gelen Muş-Bitlis muharebelerine, 5 Ağustos 1916’da cereyan eden Çapakçur muharebelerine ve 27 Ağustos 1916 tarihinde meydana gelen Oğnut muharebelerine katılmışlardır. Bu sırada Tiyakslı milislerden kayıplar olmuş, Ruslara esir düşenler olmuş ve kendilerinden bir daha haber alınamamıştır.[6] Darakuluk’ta yapılan bu savaşta Alay kumandanı Recai Bey hayatını kaybetti. Mersinli Binbaşı Turgut Bey bacağından yaralanmış daha sonra Kulp'a getirilip tedavisi yapılırken vefat etmiştir.Babası Sabri'nin milis kuvvetlerin de binbaşı olduğu Kulp’lu hakkı Tel’in anlattıklarına göre; "Rus ilerlemesini durdurmak için Kulp ve çevresindeki köylülerle kadın, erkek ve çocuk demeden çalıştılar, çarpıştılar. Orduya yardımcı oldular. Babalarımız ezeli düşmanımıza yurdumuzu çiğnetmemek için canlarını verdiler" şeklinde beyanatta bulunmuştur.
6 Ağustosta Narlıca önemli bir konuğu ağırlar.Mustafa Kemal Atatürk, Kulp cephesini denetlemek üzere 6 Ağustos 1916 yılında süvari bir birlikle Tiyaks'a gelirken, Atatürk Süvari birlikle beraber, Ramin Mahallesi’ndeki çeşmede dinlenir. O günden bu yanı bu çeşmenin adı halk arasında “Atatürk Çeşmesi” olarak bilinir. Mevcut çeşme,M. Kemalin bölgede çadır kurduğu üç yerden biridir. Çeşme'de Atatürk’ü karşılamak üzere Zéran Mahallesi’nde bir tören düzenlenir. Günün anısına, Pé Bani /Elman alanında köylülerce “Cirit Yarışları” düzenlenir. Mustafa Kemal Atatürk, katılımcılara hitaben bir konuşma yapar, “mahallenin coğrafik zenginliğini ve insanların sıcak kanlılığını över”,aynı gün akşam saatlerinde Şin (Şenyaylası) birliklerini denetlemek üzere Kulp’a geçer.[4]
Diyarbakırın Ofis Semtinde Valiliğin Karşısında 30 Agustos 1972 Yılında açılışı yapılan ANIT PARK Milli Mücadele Yıllarında Diyarbakır Şehit ve Gazilerinin isimleri tek tek sıralanmış olup bu anıtta Tiyaks kütüğüne kayıtlı Narlıcalıların adları yazmaktadır.
6 Eylül 1975 tarihli 23 saniye süren ve 6.6 şiddetindeki Lice depremi sırasında köy hasar görür.Dönemin başbakanı Süleyman Demirel ve Cumhuriyet Halk Partisi başkanı Bülent Ecevit afet bölgesini ziyaret ederler ama ulaşım sıkıntısından dolayı Tiyaks'a uğramazlar.[7] Yaklaşık iki ay sonra sonra 21-23 Kasım 1975 tarihleri arasında yardımların yetersiz olduğu gerekçesiyle Lice'den Diyarbakır merkezine 3 gün süren 90 kilometrelik bir yürüyüş gösterisi düzenlenir.[8]
Daha sonra mahallede 120 konuttan oluşan prefabrik yapılar yapılır. Deprem sonrası yapılması gereken barakalar yarım bırakılmış ve yerlerine halen kalıcı konut yapılmamıştır. 17. Dönem Halkçı Parti Milletvekillerinden Kulp Narlıca Doğumlu olan "Kadir Narin" 12/04/1984 Tarihinde "Kulp, Narlıca Mahallesinin barakalarının bir kısmının bitltiği ancak yapılması gereken 125 adet barakanın ise bir kısmının temeli atılıp bırakıldığı, bir kısmının ise henüz hiç başlatılmadığı altyapı ve özellikle içme suyunun yetersiz olduğu görülmüşfür.İhale edilen bu tesisler bugüne kadar neden yapılmamıştır?; Bu yörelerde yaşayan halkımızın 1977 yılından beri çektikleri sıkıntıların giderilmesi için Hükümet ne gibi tedbirler almıştır?" diye Bayındırlık ve iskân Bakanı Safa Giray'a yazılı soru önergesi vermiş; ilgili bakan "Diyarbakır - Kulp - Narlıca mahallenindeki deprem konutlarının içme suyu 1976 - 1977 yıllarında yapıldığı ve adı geçen mahallede ikmal edilen evlerin içme suyu bağlandığı ancak inşaatı bitmeyen konutlara ise su verilmediği, ayrıca köye içme suyu veren menbaa debisinin ise ihtiyacı ancak karşılayabildiği ve köye isale edilen debi miktarının artırılması için yapılan çalışmalardan sonuç alınamadığı YSE (DİYARBAKIR) XII. Bölge Müdürlüğünden öğrenilmiştir." diye yazılı açıklamada bulunmuştur.[9]
Prefabrik yapıların bulunduğu alan günümüzde etrafı yeşil alanlarla çevrilmiş, mahallenin merkezi konumuna gelmiştir ve "deva cerin" (Aşağı köy) diye adlandırılmaktadır.
İçişleri Bakanlığı’nın 1940 yılı sonlarında hazırladığı 8589 sayılı genelge ile Köy Adlarının değiştirilmesi resmileşmiş,1949 yılında 5442 sayılı İl İdaresi Kanunu ile yer adlarının değiştirilmesi işlemleri yasal bir dayanağa kavuşmuş, ardından 1957 yılında da bir “Ad Değiştirme İhtisas Kurulu” kurulmuştur.18.6.1949 tarihli İl idaresi kanununda 12/5/1964 tarihinde değiklik yapılarak "Türkçe olmayan ve iltibasa meydan veren köy adları, alakadar Vilayet Daimi Encümeninin mütalaası alındıktan sonra, en kısa zamanda Dahiliye Vekaletince değiştirilir" maddesi konulmuş ve 1964 yılında Tiyaks adı Türkçeleştirilerek Narlıca olarak değiştirilmiştir.[10][11]
Geçmiş dönemlerde Tiyaks doğumlu olan Halil Turgut, Enver Turgut ve Kadir Narin T.B.M.M.’de milletvekilliği yapmışlardır.
Tiyaks,Cumhuriyet Tarihi boyunca Kulp bürokrasisine ve çağdaşlaşmasına büyük katkı sağlamıştır. Henüz cumhuriyetin ilk yıllarında (1937) okula kavuşmuştur. İlk mezunlarından Ergani Muallim Mektebine 20 (yirmi), Mekteb-i Rüştiye’ye 7 (yedi) öğrenci göndermiştir. 1970-1980 yılları arasında 817 öğrenci ile 17 öğretmen ilköğretim okulunda ve 160 öğrenci ile 5 öğretmen ortaokulda çalışır iken ; günümüzde öğrenci yetersizliğinden ilköğretim okulları kapanmıştır. Köyümüzde ve çevre köylerimizde okuyan ilköğretim öğrencileri maalesef toplu taşımacılık ile başka okullarda eğitimlerini zor koşullarda devam ettirmektedirler.Eğitim seviyesinin yüksek olmasında 1909' (1325) da Diyarbakır'ın Kulp İlçesi Narlıca (Tiyaks)doğumlu 10. ve 11. dönem Diyarbakır milletvekillerinden Halil Turgut'un katkısı büyüktür.
Babası İsmail efendi, annesi Ayşe hanım olan Halil bey,1938'de Osman-Tayyibe kızı Edibe (1921) hanımla evlenir ve Osman Selçuk (1939), Ayşe Süzan (Tunalıgil-1946) ve Semra (Özgüç-1952)adlı çocukları olur.1931'de Ankara Gazi Eğitim Enstitüsü'ne girerek 1934-1935 öğrenim yılında Matematik bölümünden mezun olur. Sicilinde İngilizce bildiği yazılıdır. Ekim 1931'de Gazi Eğitim Enstitüsü'nü kazanır. Çeşitli görevlerden sonra Ocak 1945'te Diyarbakır Millî Eğitim Müdürlüğü'ne atanır.Aralık 1946'da Diyarbakır Millî Eğitim Müdürü olur.1950 de 74047 oyla Diyarbakır'dan X. Dönem milletvekili seçilir.Millî Eğitim (Maarif) ve Bütçe komisyonlarında çalıştı. Korunmaya muhtaç çocuklar ve eski eser alanlannın boşaltılması konularında oluşturulan geçici komisyonlarda görev aldı. İlkokul öğretmenlerinin aylıkları hakkında kanun teklifi ve bu teklifinin geri verilmesine dair önergesi, Diyarbakır'da okul yapımı, Diyarbakır'da inşaat işleri, Dicle Nehrinin yükselmesi, Diyarbakır'ın kazalarını birleştiren yolların yapımı konularında 6 sözlü; ecnebi memleketlere gönderilen memurlar hakkında yazılı sorusu; Genel Kurul'da değişik 15 konuda konuşması vardır.XI. Dönem'de de Diyarbakır'dan ikinci kez milletvekili seçilen Halil TURGUT 'a, Yassıada Yüksek Adalet Divanı'nca, 8 yıl hapis cezası verilir.30 Ağustos 1992'de Ankara'da vefat eder. Karşıyaka Mezarlığı'nda toprağa verilir.Diyarbakırın ilk Milli Eğitim Müdürlerinden olan Halil Turgut mahallede birçok kişiye örnek olmuş, yetişmelerinde eğitimlerinde önayak olmuştur.[12]
1965 yılında Tiyaks doğumlu olan Enver Turgut Adalet Partisinden 13. Dönem İzmir milletvekili ve 14. Dönem Kayseri milletvekili seçilmiştir.[13][14]
26.10.1993 tarihli T.B.M.M. tutanak dergisi 42. Cilte göre 30.11.1992 tarihinde T.B.M.M 20.Birleşiminde Diyarbakır Milletvekili M.Hatip Dicle içişleri bakanının sözlü cevaplaması için verdiği soru önergesin de "28 Kasım 1992 tarihinde Diyarbakır ili Kulp ilçesi Narlıca köyünde Yaşanan olayları" sormuş ilgili bakanlık soruyu cevaplamamıştır. Tiyaks 1984-2000 yılları arasında toplam 59 yurttaşını bölgede yaşanan şiddet olayları dolayısıyla kaybetmiştir. Örneğin 16/05/1994 zorla koruculaştırma süreci başlamış köylülerin koruculuğu kabul etmeleri halinde mahallede kalabilecekleri beyan edilmiştir.[15][16] 17/08/1994 te bir korucunun evi yakılmış; 25/10/1994 te Quye(İslamköy) ve Tiyaks arasında 7 asker hayatını kaybetmiş; 12/01/1995 te Tiyaks Nüfusuna kayıtlı 2 si çocuk ve ikisi kadın olmak üzere 8 vatandaşını(İbrahim Kanik, Aliye Kanik, Niyazi Tanrıkulu, Aziz Tanrıkulu, Şengül Ezer, Heybet Ezer, Melek Ezer, Çiğdem Çoban) kaybetmiş 6 kişide ağır yaralanmıştır Tahsin Tanrıkulu yönetimindeki araçta çatışma bölgesine giderken yolda kaza geçirmiş, 3 kişi yaralanmıştır ve yine 28/10/1998 de Tiyaks nüfusuna kayıtlı İzzettin Zengin köy korucusu özel timi tarafından düzenlenen bir operasyon sırasında, vurularak öldürülmüş;[17] 25/07/1999 da Kawa Özgür kod adlı 1980 Dicle Bahro mahallesi doğumlu Selahattin Yaşar Tiyaksta yaşanan çatışmada hayatını kaybetmiştir[18] 01/10/1999 tarihinde 70 yaşında olan Tiyaks doğumlu Yusuf Nergiz, kulpta gözaltında kaldıktan sonra 21 AR 474 plakalı kırmızı minübüse binmiş kendisini en son o dönem korucu olan Alaaddin Şahin görmüş ve Yusuf Nergiz kayıplara kavuşmuştur.[19][20] 2000 yılında Lice kırsalında Tiyaks Nüfusuna ait Şoreş kod adlı Selahattin Memiş hayatını kaybetmiştir. Özetle 1984-2000 yılları arasında yaşanan şiddet olayları Tiyaks'ı büyük ölçüde etkilemiş köy ekonomisi gerilemiş, mahallede çok sayıda ev yakılmış; Can ve mal kaybına yol açmıştır. Mahallede son zamanlarda gelişen çatışmasızlık ve normalleşme döneminde köy tersine göçü yaşamaya başlamış ekonomik canlılık yaşamıştır ve hızla büyümeye başlamıştır.
Seçildikleri yıllara göre köy muhtarları ise:
- 2009 - Tahsin Çelik
- 2004 - Aziz aktaş
- 1999 - Aziz aktaş
- 1994 - Esat Ayyıldız
- 1989 - Esat Ayyıldız
- 1984 - Vahdettin Tanrıkulu
- ...
Kültür
Tiyaks Kürtçenin Zazaki lehçesiyle konuşmaktadır. Mahallede zazaki bilen birçok kişi aynı zamanda Kurmanci de bilmektedir.
Yoğun göçlerle beraber metropoller'de büyüyen yeni köy gençliğinin önemli bir kısmı, asimile olmuş asıllarını unutmaya başlamışlardır ve ata dillerini konuşmakta zorlanmaktadırlar. Bölgede okuma seviyesinin en yüksek olduğu köylerden biridir.
Yaz aylarında mahalle nüfusu üç bin'i aşmaktadır. Mahallenin yeşilliğiyle birlikte dışardaki köylüler tatilini burada geçirmektedirler. buda mahallenin aynı zamanda bir tatil beldesi özelliğini taşımaktadır.
Narlıca’da dini hizmetlerin verilmesi için 4 cami bulunmaktadır. Bunlardan biri çok eski olup taş yapı şeklindedir ve günümüzde kullanılmamaktadır. Biri deva jorin biri de deva jerin olmak üzere ikisi açık olup diğeri kadrolu imam bulunmadığı için kapalı bulunmaktadır. Verilen Yazlık Kur’an kursuna 25 öğrenci devam etmektedir. Mahallenin doğusunda yer alan Hacı Ömer Türbesi önemli dini merkezlerden biridir. Türbenin geçmişi ve hakkında herhangi bir şey bilinmemektedir. Perşembe ve Cuma günleri ziyaret edilen türbede Yasin-i Şerif okutulmakta ve dua edilmektedir.[21]
Misyonu; özelde Narlıca köylüleri genelde ulaşabildiği toplum kesimleri arasında sosyal dayanışmaya , kalkınmaya yönelik kalkınma amaçlı girişimleri yaratmak ve uygulamalar gerçekleştirmek olan;Narlıca Köyü Eğitim, Kültür, Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği (NARDER)400’e yakın köy kökenli gençlik girişimi ile 2008 ‘lı yılların sonunda kurulmuş ve tüzel kimliğine kavuşmuştur. NARDER tarafından son yıllarda sosyal etkinlikler artmıştır. Her yıl geleneksel olarak mahallede piknik yapılmakta, uçurtma şenliği düzenlenmekte, Ömer Dağına (Kasor) tırmanış yapılmaktadır. ( Geleneksel Ware Mıhe Etkinliği)
Narlıca havzasında ilk Kooperatif 1972 yılında kurulmuş ve 12 eylül’e kadar varlığını sürdürmüştür. Kooperatif özellikle el sanatları (halıcılık-kilim),ipekböcekçiliği,tüketim ve tarımsal mekanizasyon üzerine başarılı çalışmalar yürüttüğü bilinmektedir. Ancak 12 Eylül darbesi sonrasında kooperatif kapatılır. Artan talep doğrultusunda Akdoruk ve Narlıca çiftçilerinin girişimi ile 2008 yılı başlarında 48 üyeli yeni bir tarımsal kalkınma kooperatifi (AKNAR) kurulmuş ve faaliyetlerine başlamıştır. Halen Orman bölge müdürlüğü bünyesinde Narlıca Havzasındaki orman alanlarında traşlama ve ağaçlandırma proje uygulamaları sürmektedir.[22]
Son yıllarda sosyal ve ekonomik ilişkilere ve toplum davranışlarına bakıldığında modernite de adeta model köy olma yönünde nitelikleri taşımaktadır. Mahallenin, Eğitim düzeyi Türkiye ortalamalarının (kadın %90, Erkek %93) çok üzerindedir.Feodal yapı 1970 yılların başından itibaren çözülmüştür. Kentlilik kimliği öne çıkmaktadır. Yörede adeta kültürel bir simgedir. Belde olma yolunda aday bir nitelik taşımaktadır.
Coğrafya
Diyarbakır iline 132 km, Kulp ilçesine 11 km uzaklıktadır. Kulp ile Lice ilçeleri arasındadır. Kaynak(xuruç) ve İslamköy (Quye)ile komşudur. Ömer (Kasor) Dağı’nın (2018 m.) doğu eteğine kurulmuş olan Narlıca’nın coğrafi yapısı düz bir ova görünümündedir. Köy, Çemigeldan Çayı’nın kuzey tarafındaki düz ve yeşil araziler üzerinde kurulmuştur.Mahalleye Diyarbakır-Kulp karayolundan 3 km'lik asfalt yolla ulaşılmaktadır.
Çemi Geldan Kaynağını tamamıyla Kulp ilçesi sınırları içerisindeki İslamköy ile Ağıllı mahallenine bağlı Geli (vadi) mezrasından alır. Kulp’un 6 km kadar güneyinde Kulp Çayına karışır. Kaynak noktasına doğru Çemi Geldan ismini alan çay, aşağı kısımlarda Narlıca mahallesinden itibaren Şekran Çayı olarak adlandırılır. Özellikle Narlıca mahallesi yakınlarında vadi tabanı genişler ve buralarda tarım arazileri sıklaşır. Aşağı kısımlarda tekrar eğimin artmasıyla vadi daralarak kertik vadi şeklini alır. Şekran ve Geldan arasında kalan bölgeye Çeme Kevşan denilmektedir.
Yaklaşık 300 hanenin bulunduğu Narlıca’da toplu bir yerleşim vardır. Mahalleye bağlı bulunan Geldan ve Terkan mezralarında nüfus çok azdır.
Tiyaks, Diyarbakır, Muş ve Bingöl arasında doğal bir geçiş yolundadır. Yayla hayatının ekonomik durağıdır. Bu nedenle de çeşitli uygarlıkların kültürel mirasını günümüze kadar taşımıştır. Kuzey Mezopotamya’nın kırsal bölgesi içinde kültürel gelişimin ve sosyalleşmenin hızlı olduğu bir bölgedir.
Mahallenin kuzeydoğusunda bulunan Newala Sose (Sos Vadisi) adlı şifalı su kaynağı önemli ziyaret yerlerinden biridir. Böbrek hastalığı, idrar yolları enfeksiyonları ve iç hastalıklara iyi gelen su kaynağına birçok hasta gelip suyu içmekte ve bu şekilde iyileşeceğini umut etmektedir.
İklim ve Bitki Örtüsü
Mahallenin iklimi, karasal iklim etki alanı içerisindedir.Yazları sıcak ve kurak, kışlar soğuk ve yağışlıdır. Bunu açacak olursak; yazın Tropikal cephenin etkisini kuzeye doğru genişletmesiyle Basra alçak basıncı etkisi altına girer. Bu nedenle yazlar çok sıcak ve kuraktır. Kışın ise polar cephenin etkisi altına girer. Özellikle Sibirya yüksek basıncının etkisini Doğu Anadolu üzerinden genişletmesiyle mahallede kışın kar yağışları oldukça fazladır. Kar kalınlığı zaman zaman 2 metreyi aşar. İlçe merkezinde karın yerde kalma süresi 60 gün olup Güneydoğu Anadolu Toroslar üzerinde oluşan cepheler yağışların fazla olmasını sağlamıştır. Yükseltinin fazla olduğu yerlerde yaz başlarında da yağışlar görülür. Kulp ilçesinde yıllık ortalama yağış 1230 mm olup Güneydoğu Anadolu bölgesine göre oldukça fazla yağış alır.
Kar yaşının fazla olması ve karın yerde kalma süresi ile donlu gün sayısının fazla olması ayrıca yağışların fazla olmasıyla Güneydoğu Anadolu karasal ikliminden ayrı özellikler gösterirken, yağışların büyük çoğunluğunun kış aylarında düşmesi ve yaz kuraklığının fazla olmasıyla Doğu Anadolu karasal ikliminden farklı özellikler gösterir. Bu nedenle Güneydoğu Anadolu Bölgesi step iklimi ile Doğu Anadolu Bölgesi şiddetli karasal iklimi arasında bir geçiş özelliği gösterir.
Sıcaklık bakımından köy tam bir karasallık örneği görülür. Gece ile gündüz, yaz ile kış arasındaki sıcaklık farkları fazladır. Bu durum mahallenin denizden yüksekliğinin fazla olması, nem açığının fazla olması gibi faktörlerden kaynaklanmaktadır. Kulp’ta yıllık ortalama sıcaklık 12,5 derecedir. Ortalama yüksek sıcaklık 18,8 ortalama düşük sıcaklığı ise 6,4 derecedir.[23]
Köy bitki örtüsü bakımından oldukça zengindir. Özellikle meşe türleri çok yaygındır. (Mazı Meşesi ve Palamut Meşesi ve ayrıca Lübnan Meşesi ile Saplı Meşe türleri) Meşe ormanları yıllarca insanlar ve özellikle keçiler olmak üzere hayvanlar tarafından tahrip edilmelerine rağmen geniş bir yayılım sahasına sahiptir. Ayrıca akarsu vadileri boyunca Kavak ve Söğüt türlerine sıkça rastlanır. Köy merkezi ve Şexbuban arasında kalan bölgede sıkça Ardıç, Meşe ve yer yerde Akçaağaç türlerine rastlanır. Son 40 yılda bölgede yapılan ipekböcekçiliğinden dolayı Dut ağacı saysıda çokca artmıştır. Badem, Alıç, Elma ve ceviz ağaçlarınada köy havzasında rastlanamktadır. Bozkır formasyonu olarak, Geven, Sağırkuyruğu, Çobanyastığı, Kekik, Karaçalı ve Sütleğen gibi türlere rastlanır.
Nüfus Verileri
Yıllara göre mahalle nüfus verileri | |
---|---|
2012 | 236 |
2011 | 274 |
2000 | 451 |
1990 | 1710 |
1985 | 759 |
Ekonomi
Köy ekonomisi tarım,hayvancılık ve ipekböcekçiliğine dayanmaktadır. Dut ağaçlarının yoğun olarak yetiştirildiği mahallede koza üretimi oldukça yüksektir. Nitekim 2005 yılında Diyarbakır Ticaret Odası ve Diyarbakır Borsalar Birliği ortaklığında geliştirilen “İpekböcekçiliğini Geliştirme Projesi”nin merkezi Narlıca seçilmiştir. Mahallede bir inficar tesisi ve Koza Birlik deposu Maalesef depo yapımı sırasında Mahallenin kullanılmayan ilk ilkokulu ve sağlık ocağı yıkılmıştır) kurulmuş ve 5 Temmuz 2006 tarihinde Narlıca mahalleninde "Koza Şenliği" düzenlenmiştir.( [25]
2002 yılından itibaren ilçede yapılan çalışmalarla başta Narlıca olmak üzere,ipek böcekçiliği yeniden canlanmış 895 üreticiye ulaşmış ve Türkiye’de üretilen yaş kozanın yüzde 40’ını Kulp ilçemizde üretmek suretiyle Türkiye birinciliğe almış bulunmaktayız.
Ayrıca koza üretimi dışında sebze ve meyve yetiştiriciliği, buğday, arpa ve mısır üretimi de yapılmaktadır. 2005 yılı Doğrudan Gelir Desteği kapsamında Narlıca mahalleninde bulunan çiftçiler 4500 dönümlük arazi desteklemesinden faydalanmıştır. Sulu arazilerin çok olması nedeniyle özellikle meyve bahçeleri çok yaygındır. NARDER( Narlıca mahallesi eğitim, kültür ve yardımlaşma Derneği) öncülüğünde Kevşan adı verilen bölgede Bodur elma yetiştiriciliğine başlanmıştır.
Mahallede savaş koşullarının azalıp çatışmasızlık dönemine girilmesiyle beraber hayvancılık yeniden canlanma göstermiştir. Arıcılık bölgede yavaş yavaş gelişmektedir. Köy coğrafik olarak alabalık üretimine uygun olmasına rağmen herhangi bir üretim tesisi bulunmaktadır.
Mahallede ticari üniteler olarak 2 market, 1 kahvehane, 1 internet Cafe ve 1 adet de Koza Birlik Deposu bulunmaktadır. Mahallede bulunan Sağlık Ocağı ve Ziraat Binası son yıllarda yaşanan güvenlik sorunları nedeniyle kapanmış ve hala hizmete açılmamıştır.
Altyapı bilgileri
Mahallede ilköğretim okulu vardır.( Bunlar 2 blok halinde olup daha sonra biri yıkılarak yerine İpekböcekçiliği projesi kapsamında Koza Deposu yapılmıştır) Mahallenin orta okul vardır ve her ikisi de faal değiltir. İçme suyu şebekesi vardır ancak kanalizasyon şebekesi yoktur. PTT şubesi yoktur ancak PTT acentesi vardır. Sağlık ocağı vardır ( Sağlık Ocağı faal olmayıp, Binası İpekböcekçiliği projesi kapsamında yıkılmıştır) ancak sağlık evi yoktur. Mahalleye ulaşımı sağlayan yol asfaltldır. mahallede elektrik ve sabit telefon vardır. Cep Telefonu ve uydu telefonları çekmektedir. Mahallede internet bağlantısı mevcuttur. Ayrıca halı kursu binası vardır fakat 1993 yılından beri faaliyetlerine ara vermiştir.
Dip Not
1-Sevan Nişanyan - "Adını Unutan Ülke: Türkiye'de Adı Değiştirilen Yerler Sözlüğü" 2010
2-İndex Anatolicus- Türkiye yerleşim Birimleri Envanteri
4-E. Gen. Fahri Çeliker - Atatürk Araştırma Merkezi Dergisi 8. sayı
7-E. Gen. Fahri Çeliker - Atatürk Araştırma Merkezi Dergisi 8. sayı
8-Pirinççioğlu, Ertuğrul; Ergin Konuksever, Muzaffer Bal. "Ölü Sayısı 1800'e çıktı". Milliyet Gazetesi. ss. 1.
9-"Lice Yürüyüşü". Milliyet Gazetesi. 23 Kasım 1975
10- 07/06/1984 TBMM tutanakları sayfa:269
11-http://mevzuat.meb.gov.tr/html/7236_5442.html
12-Harun Tunçel-Fırat Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi-TÜRKİYE’DE İSMİ DEĞİŞTİRİLEN KÖYLER
13-http://www.bilinmeyendiyarbekir.com/milletvekilleri.html
14-https://tr.wikipedia.org/wiki/TBMM_13._d%C3%B6nem_milletvekilleri_listesi
15-https://tr.wikipedia.org/wiki/TBMM_14._d%C3%B6nem_milletvekilleri_listesi
16-Medya Güneşi Haber Yorum Gazetesi 1-15 Haziran 1994 yıl :7 Sayı:51 sayfa 5
17-http://arsivakurdi.com/PDF/kovar/MedyaGunesi/51.pdf
18-http://www.yargitay.gov.tr/aihm/upload/46928_99.pdf
19-http://www.serxwebun.org 152-154-157-213 nolu sayılar
20-http://www.zorlakaybetmeler.org/download.php?id=HAH/doc/39
21-http://issuu.com/gurkanskose/docs/ihd_rapor__1_
23-A.Menap ŞEKER - Kulp’ta Belirsizlikler kıskacına sıkışan havza, Narlıca
24-http://www.bilinmeyendiyarbekir.com/kulp.html
25-http://www.yerelnet.org.tr/koyler/koy.php?koyid=243610
26-Türkiye İpekböcekçiliği Ve İpekçilik Milli Komitesi 3. Yürütme Kurulu Toplantı Raporu
Dış bağlantılar
Kaynakça
- ↑ Sevan Nişanyan - "Adını Unutan Ülke: Türkiye'de Adı Değiştirilen Yerler Sözlüğü" 2010
- ↑ İndex Anatolicus- Türkiye yerleşim Birimleri Envanteri
- ↑ http://books.google.com.tr/books?id=ME5oLvCd088C&pg=PA239&lpg=PA239&dq=kulp+narl%C4%B1ca+armenia&source=bl&ots=srSu3sxAfO&sig=xCFd_GctSxgrsGeQGjvlfmtn2K0&hl=tr&sa=X&ei=H-AjUo2eJoKPtAa2ioDAAw&ved=0CDAQ6AEwATgU#v=onepage&q=kulp%20narl%C4%B1ca%20armenia&f=false
- 1 2 E. Gen. Fahri Çeliker - Atatürk Araştırma Merkezi Dergisi 8. sayı
- ↑ http://www.iphpbb.com/foren-archiv/8/507200/505720/birinci-dünya-savanda-oluşturulan-milis-birlikleri-33096965-69579-166.html
- ↑ http://www.iphpbb.com/foren-archiv/8/507200/505720/birinci-duenya-savanda-oluturulan-milis-birlikleri-33096965-69579-166.html
- ↑ Pirinççioğlu, Ertuğrul; Ergin Konuksever, Muzaffer Bal. "Ölü Sayısı 1800'e çıktı". Milliyet Gazetesi. ss. 1.
- ↑ "Lice Yürüyüşü". Milliyet Gazetesi. 23 Kasım 1975
- ↑ 07/06/1984 TBMM tutanakları sayfa 269
- ↑ http://mevzuat.meb.gov.tr/html/7236_5442.html
- ↑ Harun Tunçel-Fırat Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi-TÜRKİYE’DE İSMİ DEĞİŞTİRİLEN KÖYLER
- ↑ http://www.bilinmeyendiyarbekir.com/milletvekilleri.html
- ↑ https://tr.wikipedia.org/wiki/TBMM_13._d%C3%B6nem_milletvekilleri_listesi
- ↑ https://tr.wikipedia.org/wiki/TBMM_14._d%C3%B6nem_milletvekilleri_listesi
- ↑ Medya Güneşi Haber Yorum Gazetesi 1-15 Haziran 1994 yıl :7 Sayı:51 sayfa 5
- ↑ http://arsivakurdi.com/PDF/kovar/MedyaGunesi/51.pdf
- ↑ http://www.yargitay.gov.tr/aihm/upload/46928_99.pdf
- ↑ http://www.serxwebun.org 152-154-157-213 nolu sayılar
- ↑ http://www.zorlakaybetmeler.org/download.php?id=HAH/doc/39
- ↑ http://issuu.com/gurkanskose/docs/ihd_rapor__1_
- ↑ http://amedpasur.com/index.php?option=com_content&view=article&id=6&Itemid=7&ulke=Danimarka&fontstyle=f-larger&limitstart=11
- ↑ A.MENAP ŞEKER - KULP’TA BELİRSİZLİKLER KISKACINA SIKIŞAN HAVZA, NARLICA
- ↑ http://www.bilinmeyendiyarbekir.com/kulp.html
- ↑ http://www.yerelnet.org.tr/koyler/koy.php?koyid=243610
- ↑ Türkiye İpekböcekçiliği Ve İpekçilik Milli Komitesi 3. Yürütme Kurulu Toplantı Raporu