Samsat Höyük
Arkeolojik Höyük | |
Adı: | Samsat Höyük |
il: | Adıyaman |
İlçe: | Samsat |
Köy: | Samsat |
Türü: | Höyük |
Tahribat: | |
Tescil durumu: | |
Tescil No ve derece: | |
Tescil tarihi: | |
Araştırma yöntemi | Kazı |
Samsat Höyük, Adıyaman ili, Samsat ilçesi hemen kuzeydoğusunda, günümüzde Atatürk Barajı Gölü altında kalmış olan bir höyüktür. Baraj gölü suları altında kalmasından önce Fırat kıyısından 700 metre içerde olmasına karşın iskan edildiği dönemde hemen nehrin kıyısındaydı. Yüksek bir höyük sayılabilecek olan Samsat Höyük, ova seviyesinden 37-40 metre yükseklikte olup taban alanı 500 x 350 metre kadardır. En dik yamacı doğu yamacı, en düşük eğimli yamacı ise güneybatıya bakan yamacıdır. Adı, Klasik Çağ kaynaklarında Samosate, Samosatum, İslami Dönem kaynaklarında ise Semisat[1], Sumaisat olarak geçmektedir. Yer olarak, Fırat'ın oldukça geniş, dolayısıyla sığ olduğu bir kesimdedir. Yerleşim olarak ise höyük, teras ve alt şehirden oluşmaktadır.[2] Samsat Höyük, taşıdığı öneme karşın yeterince kazı çalışmaları yapılamadan baraj gölü altında kalıp yok olmuş bir arkeolojik yerleşimdir.[3]
Kazılar
Höyükte ilk kazılar T. Goell başkanlığında 1964 ve 1967 yıllarında yapılmıştı. Aslında yerleşme, bu kazılardan önce de biliniyordu ve ünlüydü. Daha sonra Karakaya ve Atatürk Barajları su toplama sahası içinde kalacak olan arkeolojik yerleşimleri saptamaya ve kurtarmaya yönelik olan Aşağı Fırat Projesi kapsamında, 1977 yılında Prof. Dr. Mehmet Özdoğan başkanlığında yüzey araştırmaları yapılmıştır. Bu araştırmalarda yerleşimin Halaf Dönemi'nden Osmanlı Dönemi'ne kadar sürekli olarak iskan edildiği sonucuna varılmıştır. Hemen ertesi sene, 1978 yılında başlayan kazı çalışmaları, 1980 yılı hariç olmak üzere 1987 yılına kadar Ankara Üniversitesi, Dil, Tarih ve Coğrafya Fakültesi'nden Prof. Dr. Nimet Özgüç başkanlığındaki ekip tarafından yürütülmüştür. Çok geniş bir alana yayılan bu kazı çalışmaları, aşağı şehir ve onu çevreleyen surlar da dahil olmak üzere 7 kesimde sürdürülmüştür.[3]
Tabakalanma
Yerleşimdeki saptanabilen yapı katıları şu şekildedir,
- I.-III. yapı katları: Ortaçağ
- IV. yapı katı, Roma Dönemi
- V.-VI. yapı katları, Helenistik Dönem (MÖ 4. yüzyıl)
- VII. yapı katı, Yeni Babil Dönemi (MÖ 6. yüzyıl)
- VIII.-XI. yapı katları, Demir Çağı
- XII.-XIII. yapı katları, Son Tunç Çağı - Orta Tunç Çağı
- XIV. yapı katı, Asur Koloni Çağı MÖ 18. yüzyıl
- XV. yapı katı, MÖ 19. yüzyıl
- XVI-XIX. yapı katları, İlk Tunç Çağı
- XX. yapı katı, Son Kalkolitik Çağ'dan İlk Tunç Çağı'na geçiş
- XXI.-XXVII. yapı katları, Kalkolitik Çağ [3]
Buluntular
Ortaçağ'ın geç evrelerine tarihlenen tabakalardaki kazılarda MS 12. – 13. yüzyıllara ait sikkeler tanımlanmıştır. Bunlardan Selçuklu sultanlarından I. Gıyaseddin Keyhusrev (1192-1195), Ala el-Din Keykübad'ın, (1219-1236), II. Gıyaseddin Keyhusrev'in (1236-1246), IV. Rükn el-Din Kılıç Arslan'ın (1257-1264) sikkeleri yanı sıra Selahaddin Eyyubi'nin (1170-1193) Harran'da basılmış sikkesi sayılabilir.[4]
Aşağı şehir II. katında bulunan ayaklı kadehler, bardak ve kaselerden oluşan cam eşya koleksiyonu oldukça zengindir. Diğer buluntular arasında kandiller, fildişi bir tarak, koku şişesi[5], pişmiş toprak kandiller, kemik kaşıklar, yaprak şeklinde mermer aplik ve sikkeler[6] sayılabilir.
Sağlam bir Bizans suru üzerine kurulmuş Selçuklu Dönemi surları sağlam korunmuştur. Bu surlardaki kazılarda kireçtaşı üzerine çalışılmış, usta bir hattatın elinden çıkmış olan kitabe, Diyarbekr Şahı Karaaslan'a aittir.[7]
Sarayın merkez avlusu olduğu düşünülen bölümü 14,65 X 20,55 metre ölçülerinde olup mozaik köşelidir.[8]
İslam Dönemi'ne ait 1,8 metre çapındaki bir kuyuya atılmış beş kişinin iskeletleri bulunmuştur. En altta yüzükoyun yatan iskeletin boyun hizasında Abbasi Dönemi'nden beş altın sikke ve gümüş sikkeler vardır. Altın sikkelerden biri Harunürreşid (766 – 709), ikisi ise Mütevekkil'e (822 – 861) aittir.[9]
Değerlendirme
Tarihteki önemi Kommagene Krallığı'nın başketi olmasıdır.[10] Dolayısıyla özellikle Helenistik Dönem krallıklarından biri olan Kommagene Kralı I. Antichus döneminde (MÖ 69 – 34) birçok kervan yolunun kesiştiği bir ticaret merkeziydi. Bu konumu nedeniyle birçok akının hedefi olarak istilalara uğramıştır. Bu istilalar içinde Hitit, Hurri, Asur, Urartu, Babil, Arami, Med, I. Pers İmparatorluğu, Grek, Roma, Bizans, Ermeni, Haçlı, Emevi, Abbasi, Selçuklu, Artuklu (1097-98[11]), Eyyubi, Moğol ve Memluk sayılabilir.[1]
Kaynakça
- 1 2 Prof. Dr. Gönül Öney, 1978 – 79 ve 1981 Yılı Samsat Kazılarında Bulunan İslam Devri Buluntularıyla İlgili İlk Haber Sh.: 71
- ↑ TAY – Yerleşme Ayrıntıları
- 1 2 3 TAY – Yerleşme Dönem Ayrıntıları
- ↑ Nimet Özgüç, 1985 Yılında Yapılmış Olan Samsat Kazılarının Sonuçları' – 8. Kazı Sonuçları Toplantısı (1986) Sh.: 297
- ↑ Nimet Özgüç, 8. Kazı Sonuçları Toplantısı, Sh.: 298
- ↑ Nimet Özgüç, 7. Kazı Sonuçları Toplantısı, Sh.: 227
- ↑ Nimet Özgüç, Samsat Kazıları 1982' – 5. Kazı Sonuçları Toplantısı (1983) Sh.: 111
- ↑ Nimet Özgüç, Samsat 1984 Yılı Kazıları, 7. Kazı Sonuçları Toplantısı (1985) Sh.: 224
- ↑ Nimet Özgüç, 7. Kazı Sonuçları Toplantısı (1985) Sh.: 226
- ↑ T.T.K.
- ↑ Gönül Öney, Sh.: 72