Türk daması
Türk daması, oynanışı ile farklılık gösteren Türkiye'de oynanan dama oyunudur.
Oynayış
64 kareden oluşan 8x8 bir tahta üzerinde 16'sı siyah, 16'sı beyaz olarak 32 taş ile oynanır. İkinci ve üçüncü sıraya beyaz taşlar,
altıncı ve yedinci sıraya siyah taşlar dizilir ve oyuna beyaz taraf başlar. Taşlar, klasik damanın aksine çapraz hareket etmez,
komşu kareler boş ise sağa, sola ve ileri hareket edebilir fakat geri gidemez. Bütün taşların amacı en ileri sıradaki kareye ulaşıp
"dama" olmaktır. Dama olarak güçlenen taş geri hareket kabiliyeti kazanır, ayrıca karşı tarafın bir veya birkaç taşını almak şartıyla
birden fazla karede L şeklinde hareket edebilir. Taşlar arasında en kıymetli taş dama olarak adlandırılan bu taştır. Damaya ulaşamamış
taşlar "yoz" olarak adlandırılır. Dama olmuş taşın hareket kabiliyeti yüksek olduğu için (oyuncunun ustalık derecesine göre) dama,
5 yoz taş değerinde görülür, yani bir dama taşı elde edebilmek için 5 yoz taş feda edilebilir.
Türk damasında amaç karşı tarafın taşlarını tüketip oyunu kazanmaktır. Her iki oyuncununda bir hamle hakkı vardır.
Bir taraf hamlesini yaptıktan sonra sıra karşı tarafa geçer. Oyun sonunda her iki tarafın da bir taşı kalmışsa
(taşlardan biri dama olsa bile), oyun beraberlikle sonuçlanır ve bu durum "gayyım" olarak adlandırılır.
Kurallar
- Oyuncu, yerinden kaldırdığı taşı oynamak zorundadır, asla hamlesinden vazgeçemez..
- Her iki taraf da; rakibin taşını alma imkânı varsa bunu ilk hamlesinde yapmak zorundadır.
- Birkaç yönde taş alma durumunda çok olan taşları almak mecburidir.
- Oyuncunun 3 adet pas hakkı bulunmaktadır.
Tarihçe
1889 yılında Kitapçı Harekil Efendi iki dama risalesi yayımlamıştır. Beyazıt Devlet kütüphanesi'nde bulunan bu eserde dönemin
ünlü damacılarının oyunlarına yer verilmiştir. Eserde; Ethem Bey, Derviş Hampar, Nadir Molla, Halil Paşa, Şakir Baba ve İbrahim
Bey'in ünlü oyunları anlatılmaktadır. Sultan Abdülaziz bir dama meraklısı olduğu için o dönem Türk daması için görkemli bir dönem olarak anılmaktadır.
Kaynak
- Bilim ve Teknik dergisi, Nisan 1994 sayısı.
Dış bağlantılar
|