Tepebaşı, Ermenek

Tepebaşı, Karaman ilinin Ermenek ilçesine bağlı bir köydür.

Köyün eski adı, “Bednam” daha sonraları “Halimiye” olmuşsa da yeni isimler verilirken, köyün yüksekçe bir tepe üzerinde kurulmuş olmasından dolayı köye “Tepebaşı” ismi verilmiştir.

Karamanoğullarının Ermenek ve çevresinde ilk yerleştikleri yer olan Göksu Vadisi - Sultan alanı - Teke çatı - Balkusan – Kamış, Yellibel, Süngullü ve Değirmenlik yaylalarıdır. Karamanoğulları beyliği tarafından buradaki oymak veya aşiretlerden getirilerek köyümüzün şimdiki bulunduğu yere iskan edilerek yeni bir köy kurulmuştur. Köyümüze getirilen insanların hangi aşiret, oymak veya cemaat’tan olduğu konusunda ve isimleri hakkında elimizde bir bilgi yoktur. Köyün adı da o zaman köyün olduğu yerde yaşayan Betlam adında bir Rum’un ismi olduğu rivayet edilmektedir. Köyümüzden yaşlı insanların rivayetine göre; köyümüz insanları köyden- Serper çayı-Yukarıçağlar (yukarıizvit) üzerinden yukarıda yerleşim yeri olarak belirtilen yaylalara uzun yıllar gidip gelerek oralardaki arazilerini ekmişler, otlaklarında hayvanlarını otlatmışlardır. Köyümüz Karamanoğulları Beyliği döneminde kurulmuştur. Köyümüzde Karamanoğulları döneminden önceki dönemlerden de kalma herhangi bir uygarlık kalıntısı bulunmamaktadır, Karamanoğulları Beyliğinin Osmanlı Devleti Padişahı Fatih Sultan Mehmet tarafından ortadan kaldırılmasından sonra Köyümüz ve çevresi yani Ermenek yöresi Osmanlı Devletine katılmıştır. Osmanlı Devleti buralarda yeni bir idari yapılanmaya giderek köyümüzü Nahiye yapmış olup, İlk Nahiye Müdürünün de adı Halim bey’dir. Halim bey ismindeki bu kişinin nahiye halkı ve nahiyeye bağlı köyler tarafından çok sevilen bir kişi olmasından dolayı Bedlam olan köyün adı da Halimbey’in isminden esinlenerek Halimiye olarak değiştirilmiş olup Ermenek’e bağlı bir Nahiye olarak Cumhuriyet Dönemine kadar gelmiştir. Osmanlı Devletinin yıkılmasından sonra yerine kurulan Türkiye Cumhuriyeti Devletinin ilk yıllarında yapılan idari yapılanmada Ermenek İlçe, Halimiye’nin yanında ilk defa Fariske (Göktepe) ve Kazancı nahiye oldu, (48) köyden (10)’u köyümüze bağlandı diğer köyler İlçe Merkezi Ermenek ile Fariske ve Kazancı’ya nahiyelerine bağlandı. O tarihte Nahiyemize Nüfus Müdürlüğü, Posta Müdürlüğü, Köy Ebesi, Jandarma Karakolu ile (3) sınıflı bir ilkokul kurulmuştur. (İlkokulun açılması 1930’lu yıllara rastlamaktadır.)

Coğrafi durumu

Köyümüz Toros Dağlarının iç kısmında. Rakımı 1300 m olan Taşeli yöresinde bir tepe üzerine kurulmuştur. Çevresi dağlarla çevrili tipik Akdeniz bitki örtüsü hakim olup, geçiş iklimi hüküm sürmektedir. Doğusunda Pamuklu (Cenne) köyü, batısında Elmayurdu (İznebol), Kuzeyinde Güneyyurt (Gargara) Kasabası ile Serper çayı, Güneyinde Uğurlu, Esentepe ve Boyalık köyü ile çevrilidir. Köyümüz kırık bir araziye sahip olduğundan toprak yapısı tarıma tam elverişli değildir, ekilebilir arazi kıt, ormanlıktır, bitki örtüsü zengindir. Halkın ekonomisi tarım ve hayvancılığa dayanır. Havalar yazları sıcak kışları ise soğuk geçtiğinden evler iklim ve rüzgarın esintisine göre doğuya ve güneye yönelik yapılmıştır.

Ulaşım

Köyümüz Ermenek-Konya, Alanya karayolu üzerinde olup, ulaşım sorunu yoktur. Köyümüze ulaşım konusunu “köyümüze nasıl ulaşılır” bölümüne detaylı olarak yazdık.

Eğitim

Köy halkının okuma ve yazma oranı yüksektir. Cumhuriyet Döneminde Ermenek yöresinde İlk okulun köyümüzde açıldığı kayıtlardan anlaşılmaktadır. İnsanlarımızın büyük çoğunluğu okuyarak hayatlarını kazanmaktadırlar, Köyümüzden şu ana kadar bir vilayeti yönetecek kadro yetişmiştir. Memuru çok iş adamı azdır. Köyümüzde şuan (8) yıllık bir İlköğretim okulu vardır. (Bu konu ile ilgili detaylı bilgiler Devlet Memurlarımız ve İş Adamlarımız sayfasında mevcuttur..)

Sağlık

Köyümüzde Cumhuriyetin ilk yıllarında Köy ebesi vardı, daha sonra Sağlıkev’lerine dönüştürüldü. İlk Sağlıkevi, 1960'lı yıllarda şuan İlköğretimokulunun bulunduğu yere yapılmıştı. İdari yapılanmalarla geri alınan sağlık evinin yerine 2000'li yıllarda Eski Jandarma Karakolunun bulunduğu yere üstü lojman olmak üzere devlet vatandaş işbirliği ile (5) katlı bir Sağlık Ocağı yapılmış olup faaliyettedir.

Tarım

Köyde yaşayan halkın büyük çoğunluğunun geçim kaynağı tarım, hayvancılık ve sezonluk işçiliktir. Köyümüzde şuan Bir Ziraat Teknikerliği ile Tarım Kredi Kooperatifi çiftçilere hizmet vermektedir.

Köyün geçim kaynağı

Yöremizin arazileri kırık, engebeli ve dağlık bir yapıdadır. Köyümüz böyle olmasına rağmen yöresinde en geniş ekilebilir verimli araziler ile ormanlara, yer altı kaynakları bakımından da zengin kömür yataklarına sahip olup Türkiye ekonomisine katkı sağlamaktadır. Bu gün Ermenek Kömürü olarak çevre illerdeki fabrika ve evlerde kullanılan kömür, köyümüz arazilerinden çıkmaktadır. Köyümüz hudutları içerisinde kalan ormanlar devlet tarafından kesilerek yörenin kereste ihtiyacını karşılamakta, yerine yeni fidanlar dikilerek gençleştirilmektedir. Köylümüzün geçim kaynağı tarıma dayalı olup bu tarım alanlarından kısaca aşağıda bahsedeceğiz;

Meyvecilik

Köyümüzde meyveciliğin başlamasına bir tarih verecek olursak herkesin bildiği gibi köyümüz sakinlerinden Süleyman ÜNAL’ın elma fidanlarının getirip Yazı mevkii ile Kışla yaylasındaki tarlasına dikmesiyle başlar. 1955 yıllarında önce Konya/Ereğli’den daha sonra Bursa’dan Elma fidanı yetiştiricilerle tanışması sonucu Amasya Amerikan Beyazı, Roma güzeli, Amasya, İngiliz güzeli, Sitalgin, Golden, cinsi elma fidanlarını getirerek, Yazı mevkii ile traktörün gitmediği sadece patika yollarla ancak at ve merkeplerle gidilebilinen Kışla Yaylası Mevkiine diker. Günümüzde 2000’li yıllarda ancak insanlarımızın yaylalara yeni yeni başladığı meyveciliğe; o tarihlerde insanlarımızın şaşkın bakışları içerisinde yayla dediğimiz yüksek yerlerde de meyveciliğin yapılabileceğini herkese gösterir ve çok kaliteli ürün elde eder. Bu durum karşısında köylülerin de meyveciliğe olan ilgisi artar. Çevre köyler olan Boyalık, Güzve, Esentepe, ve Uğurlu başta olmak üzere diğer köyler de özellikle elma, kiraz ve armut üzerine meyvecilik yapmaya başlarlar.

Cevizcilik

Ceviz köyümüzde elma ve kiraz kadar başlıca geçim kaynağıdır, yörede yetişen cevizin özelliği; kabuğunun ince, çabuk kırılabilir olması aynı zamanda yağlı olmasıdır. Yöremiz ceviz yetiştiriciliğine çok müsaittir.

Bağcılık (üzüm yetiştiriciliği)

Köyümüzde çok eskilere dayanır. Anamur Yörüklerinin Barçın yaylasına ilkbaharda ve sonbaharda gidip geldikleri yolların köy arazileri içinden (EskiYerbağ Mevkii) geçtiğinden bağlar çok zarar görür, bir dönem de bağlara külleme hastalığı sirayet eder, bununla bağcılık büyük yara almıştır, şimdi daha çok asma türünde üzüm yetiştirilmektedir, kuru üzümden ziyade pekmezcilik başlıca geçim kaynağıdır.

Hayvancılık

Köyümüzde küçük ve büyükbaş hayvancılık da başlıca geçim kaynağıdır, son zamanlarda ahır hayvancılığı devlet tarafından desteklendiğinden daha çok tercih edilmektedir.

Mevsim İşçiliği (tarım işçiliği)

Köyümüzde kış şartlarından dolayı boş kalan köylüler gruplar halinde Adana’ya, Mersin’e ve Antalya’ya portakal bahçelerine portakal budaması için gruplar halinde 3-4 aylığına Kasım aylarında giderler Nisan Mayıs aylarında köye dönüş yaparlar. Ayrıca son zamanlarda köyümüz arazileri içinde bulunan linyit kömür ocaklarında da sürekli sigortalı işçi olarak çalışanlar olup dışa göç bir nebze olsun durmuştur.

Köyümüzün geçim kaynağı her ne kadar tarıma dayalı olsa da halkımızın büyük çoğunluğu başka yerlerde memur ve işçi olmakla hayatlarını sürdürmektedirler, diğer konularda da bahsettiğimiz gibi memur olmak işçi olmak bizim buralarda en geçerli yoldur.

Fiziksel yapı

Köy meydanında cami ve çeşmesi, Kahvehaneler, bakkallar, Köy Muhtarlığı binası ve Sağlık Ocağı, bunların ortasında bir meydan, bu meydana daracık sokaklar ulaşır. Sokaklar üzerinde kerpiçten ikişer katlı hayatlı evler, bazı evlerin de avluları bulunur. Genelde köy evleri toplu halde olmasına rağmen kenarda evleri olan insanlar da vardır.

Köyümüzdeki evlerin mimari özellikleri

Malzeme

Evlerin ana yapı malzemesi kerpiç ve taştır. Evlerin temelleri taştan toprak seviyesinden (1) m olarak sınırlandırılmış bir hatıl yapılarak yukarısı kerpiçten inşa edilmiştir. Kerpiç duvarlar iki ana bir kuzudan yığma tekniğinde örülmüş olup ayrıca taş duvarlar da yığma tekniğinde örülmüştür. Duvarlara yaklaşık (1) m aralıklarla hatıl dediğimiz duvarı bağlayan ağaçlar konulmuştur. Duvarlar genelde çamur sıva ile sıvanmıştır. Evlerin üstüne (tavana) yuvarlak kesitli kavak, çınar ve çam gibi ağaçlar, üstüne yine ağaçtan tahtalar, üstüne kurumuş çam yaprağı (pür), üstüne toprak örtülür, buraya dam denir, damlar saçaklıdır. (çelenilidir). Saçakların uzun ömürlü olması için ardıç ağacı konmuştur. Dış duvarları sıvalı olanları da var sıvasız olanlar da vardır.Evler genelde avlusuz olup yollardan hemen merdivenlerle ulaşılır. İklime göre evlerin yönleri doğuya (kıble) kısmına bakar, iki katlıdır, alt kat ahır ve samanlık olarak üst kat ise yaşamak için yapılmıştır, her evin muhakkak tuvaleti ve banyosu vardır ve evin içerisindedir. Mutfağı olmakla beraber bir evde birden fazla, hatta her odada ocak vardır. Bu ocaklardan ısınmak amacıyla faydalanılmakla beraber yemek pişirilmesinde ve köy ekmeği (yufka) yapımında v.b. faydalanılır.

Odalar

Odalar oturulan, yatılan yaşama mekanlarıdır. Odanın geleneksel unsurları pencereler, sedirler, ahşap oymalı yüklükler, dolaplar ve banyolar (hamamlık) lar ve ocaklardır.

Ahır

Ahırlar evlerin (1.) katlarıdır. Büyükbaş hayvanlar için ayrı, küçükbaş hayvanlar için ayrı, kümes hayvanları için ayrı yerler olmakla beraber bir de samanlık bulunur.

Hayat

Her evin muhakkak bir hayatı vardır, hayatlar bir oda veya iki oda; yöresel tabirle bir salma büyüklüğündedir. Kuru gıdaların kurutulmasında, yazları oturmak, geceleri yatmak gibi çok amaçlı kullanılır.

Toplumsal yapı

Köyümüz insanları

Köyümüz yaklaşık (100) sülaleden (Ermenek Nüfus Müdürlüğü kayıtlarına göre) ibaret olup, halk arasında akrabalık bağı kuvvetli; tarihlerine ve kültürlerine bağlı, günümüz şartlarında gelenek ve göreneklerini yaşatmaya çalışmaktadırlar. Yöremiz başta olmak üzere Tepebaşılıların hayat felsefesi dürüstlük, misafirperverlik, mertlik, açık sözlülük, vefa ve sadakattir. Terörün olmadığı; odaklanamayacakları hiç beslenemeyecekleri ender yerlerden biridir. Son derece sakin, ılımlı, saygılı; fakat üstüne gelindiği zaman son derece cesur insanlardır. Köyümüzden birçok insan Konya, Mersin, Antalya, İzmir ve İstanbul olmak üzere büyük illere çalışmaya gitmiştir ve yerleşmişlerdir, fakat yerlerini unutmayıp, yılın birkaç ayını memleketlerinde geçirebilecekleri son derece lüks yeni evler yaptırmışlardır. Memleketlerini tatil köylerine tercih etmişlerdir. Hatta köylerin dışındaki yüksek yaylalarda da çoğunun lüks yapılı evleri vardır. Köyümüz insanları için TEPEBAŞI bir MARKADIR, TUTKUDUR, ÖZLEMDİR, HUZURDUR, MUTLULUKTUR.

Görülecek yerler

Köy Camisi

Köy camiinin tarihi çok eskilere dayanmaktadır. Karaman oğulları zamanında yapıldığı söylenmektedir. Camii birkaç kez tamirden geçmiştir. Bir dönem Camiinin çatı kısmının rahmetli Bobuş GÖLBİNAR’ın eşi Ayşe GÖLBİNAR tarafından tamir ettirildiği rivayet edilmektedir. Camiinin tarihi ile ilgili bilgileri daha sonra detaylı sunacağız.

Zeynelabidin ve Oğlu Cemal Efendi Türbesi

Eski camiinin doğu kısmında olup camii giriş kapısı ile bitişiktir. Elimizde tam bir kaynak olmamakla birlikte Zeynel Abidin’in Karaman oğullarından olduğu ve Mut tarafından geldiği rivayet edilmektedir. Bu zatlar ile ilgili tam bir bilgiye ulaştığımız takdirde sizlere kaynağı ile beraber site yönetimi olarak sizlere sunacağız.

Medrese

Mehmet ÖZDEMİR'in evi ile rahmetli Abdurrahim YILDIZ'nin bahçesinin olduğu yerde olduğu yerde bir medresenin olduğu; Büyük hoca lakaplı Muharrem HOCA (Yıldız)'nın burada ders verdiği rivayet edilmektedir. Bu Medresenin daha sonra harabeye döndüğü, Cumhuriyetin ilk yıllarında şimdiki Sağlık Ocağının olduğu yerdeki Jandarma Karakolu yapılıncaya kadar Medresenin karakol olarak kullanıldığı, Rahmetli İbrahim KOCAŞLI’ya ait Karşıyaka Mahallesindeki tarlanın da medreseye ait olduğu rivayet edilmektedir. Zamanla buraların nasıl elden çıktığı, şahısların eline nasıl geçtiği ile ilgili elimizde kaynak bulunmamaktadır.

Çeşmeler

Çeşmelerin bizim kültürümüzde ayrı bir önemi vardır, bunu daha çok eski kuşaklar iyi bilir, genç kızlar çeşmelere su doldurmaya gelir, genç delikanlılar kızlara aşık olur, şiirler, türküler söylenir aşık olunur, vs.vs. Köyümüzdeki çeşmeler evlere şebeke dağıtımı yapıldığından zamanla atıl duruma düştü. Şimdiki yeni yapılan Caminin bulunduğu yerde Cumhuriyet Çeşmesi isimli bir çeşme, rahmetli Mehmet YARAR’ın evinin önünde bir çeşme, Şadiye BESEREK’in evinin alt kısmında bahçe arasında bir tarihi çeşme vardır, bu çeşmenin Abdurrahim YILDIZ ile Mehmet ÖZDEMİR’in evlerinin olduğu yerde bulunan Medreseye ait olduğu rivayet edilmektedir. Daha sonra köyün muhtelif yerlerine yapılan çeşmeler yapıldı, yukarıda da bahsettiğimiz gibi evlere şebeke dağıtımı yapıldığından çeşmeler atıl duruma düştü, şu an bu çeşmelerde sular akmadığından, sevda kültürü de kayboldu.

Hamam

Köyümüzde eskiden, merhum Mehmet YARAR'ın evinin hayat (balkon) ın olduğu yerde bir hamamın varolduğu Abdullah GÜMÜŞ (beytullah) tarafından rivayet edilmektedir. Şu anda üzerine ev yapıldığından şimdi atıl durumda bir çeşme vardır.

Çamaşırlıklar (Geğsilikler)

Eskiden Geğsilik şimdi çamaşırlık denilen yerlerde insanlarımız tarafından çamaşırlar yıkanırdı. Birincisi şimdiki Mustafa BAYINDIR ile Mehmet KOÇAŞLI' nın evlerinin arasında, ikincisi ise Esepınarında şimdiki köprünün alt-yanında olmak üzere (2) adet Çamaşırlık vardı. Zamanla buralar kullanılmayınca yerleri şahıslara Muhtarlık tarafından satılmıştır.

Köristan (Zenonopolis)

Köyümüzün güney batısında, Ermenek/Hadim/Konya yolu üzerinde, Uğurlu köyü ile köyümüz arasında önemli bir geçit yeri olup, yayla mevkiindedir.(bazen tarih kitaplarında Uğurlu Köristanı olarak da anılır.) Roma İmparatorluğunun yıkılmasından sonra Ermenek yöresi Bizanslılarda kalır, o zamanlar halk zulüm içinde olduğundan Hıristiyanlık dinini seçenler, dağ başında mağaralarda, kaya kovuklarında gizli ibadet ediyorlardı. Daha sonra Bizanslılar döneminde Hıristiyanlık dini benimsenince idarenin kontrolünden uzak yerlerde ilk Hıristiyan tapınak yerleri olan “Kaya Manastırı”gerçekleştirip buralarda ibadet etmişlerdir.Yöremizde en belirgin günümüze kadar gelen kaya Manastırlarından biri de Köristan (Zenonopolis)dir. irili ufaklı birçok Kaya Manastırları, hamamlar ve kaya mezarları bulunmaktadır. Hatta buranın bağlantısı Uzunkırda da rivayetlere göre yüksek bir gözetleme yeri ve yel değirmeninin olduğu söylenmektedir. Zaman zaman ev yaptıran insanlar buralardan tarihi yerlerin taşlarını çıkarıp götürerek inşaatlarda kullandıkları bilinmektedir.

Kireçelik

Köyün güney kısmında yayla/ iğdeli dere mevkii, Ermenek/Hadim/Konya yolu üzerinde, köye yaklaşık (4) km mesafededir. Köyümüzün yaşlı insanlarından alınan bilgilere göre gözetleme kulesi, kilise ile mezarların olduğu rivayet edilmektedir, Köristan’da bulunan kaya manastırlarınından burada da olduğunu tahmin etmekteyiz.Ev yapmak isteyen insanlar buradan ören yerlerinin duvar taşlarını zaman zaman götürdükleri, insan mezarlarının ortaya çıktığı, kaçak altın arayanların devamlı uğrak yeri olduğu bilinmektedir.

Kışla Ören Yeri

Kışla mevkii köyümüzün doğu kısmında olup köye uzaklığı 4 km dir. Kışla mevkiinde eskiden Kışla köyü varmış, bu mevkii de adını buradan almaktadır. Kışla Yaylası da bu köyün yaylası imiş. Burada yaşayan köylüler oldum olası bizim köy halkı ile barışık olamamışlar devamlı çatışma halinde olmuşlar. Bizim köyden birisini kışlada çam ağacına ip ile bağlayarak yakmaları sonucu bizim köylülerin Kışla köylülerini buradan kovdukları rivayet edilmektedir. Hatta Kışla köyünde yakılan kişinin Tiryakiler Sülalesinden olduğu bu bu mevkiideki bir kısım arazinin bedel olarak tiryakiler sülalesine verildiği rivayet edilmektedir. Burayı terk eden Kışla köylülerinin Alanya Gazipaşa taraflarına gittikleri rivayet edilmektedir. Hatta buralara mevsimlik işçi olarak çalışmaya giden insanlarımız zaman zaman atalarının Kışla köyünden sürüldüğünü anlatan kişilerle karşılaşırlarmış. 10:Piynarlı Burun: Köyün kuzey doğusunda, Aylas ormanı ile Söğütçü mevkiinin arasında tepede bir ören yerinin olduğu bilinmektedir, Buradaki ören yerinin ne olduğu bilinmemektedir, yüksek bir yerde olmasından dolayı gözetleme kulesi olabileceği tahmin edilmektedir.

This article is issued from Vikipedi - version of the 9/19/2016. The text is available under the Creative Commons Attribution/Share Alike but additional terms may apply for the media files.