Ter
Ter, su ve çözünmüş katılardan (başlıca kloritler) oluşan ve memelilerin derilerindeki ter bezlerinden salgılanan sıvı.[1] Ter salgılama sürecine terleme denir. Ter, 2-metilfenol (o-kresol) ve 4-metilfenol (p-kresol) ve hatta eser miktarda da olsa üre gibi koku verici maddeler veya kimyasallar içerir.
Normal terleme
Erişkin bir kişide ter bezi sayısı toplam 2 – 5 milyon arasında değişir. Bunların yaklaşık 3 milyonu kokusuz, berrak bir sıvı salgılayan ter bezleridir. Berrak ter salgılayan bezlerin çoğu ayakların tabanı, eller ve yüz bölgesinde bulunur. Koyu kıvamlı ve kokulu ter salgılayan ter bezleri ise koltuk altı ve genital bölge gibi belirli yerlerde bulunur. Koltuk altlarında berrak ve kıvamlı ter salgılayan ter bezi sayıları eşit olmasına karşın, diğer bölgelerde berrak ter salgılayan ter bezi sayısı on kat fazladır. Terlemenin temel fonksiyonu vücut sıcaklığının ayarlanmasıdır. Berrak ter salgılayan ter bezlerinden salgılanan sıvı (ter) buharlaşma yoluyla uçarak vücudun soğutulmasına yardım eder. Vücut ısısı beynin hipotalamus bölgesindeki ısı düzenleme merkezi tarafından kontrol edilir. Bu işlem berrak ter salgılayan ter bezlerinden ter atılması ve cildin kan akımı düzenlenmesiyle yapılır. Bu merkez sadece vücut sıcaklığına duyarlı değildir. Duygusal ve fiziksel aktiviteler, hormonlar ve içsel ısıyı artıran maddeler de ısı düzenleme merkezini etkilerler. Eller ve ayaklardaki ter bezleri birincil olarak duygusal uyarılarla (stres, heyecan, kaygı, sinirlenme) çalışmasına karşılık, koltuk altı ter bezleri hem duygusal hem de ısı düzenleme uyarılarıyla çalışır. Beynin ısı düzenleme merkezinden çıkan uyarılar; otonom (istemsiz) sinir sisteminin bir bölümü olan sempatik sinir sistemi tarafından derideki ter bezlerine iletilir ve ter salgılanır. Berrak ve kıvamlı ter salgılayan her iki tür ter bezleri de sempatik sinir sistemi tarafından uyarılır.
Ter sıvısı vücuttan salgılandığı anda asidik karakterdedir ve kokusuzdur. Bu asidik madde zaman, sıcaklık ve mikroorganizmal faaliyet sonucu bazik karakterde olan amonyaka dönüşür. Ter kokusu da bu bazik maddeden kaynaklanmaktadır.
Aşırı Terleme (Hiperhidroz)
İkiye ayrılır: Primer Hiperhidroz (nedeni bilinmeyen, genelde sağlıklı insanlarda görülür) ve Sekonder Hyperhidroz (başka hastalığın neticesinde oluşan aşırı terleme, mesela hormonel disregülasyon veya hipertiroid hastalığında) .
Tedavi yöntemleri
- Yaşam şekli değişikliği: Tuz ve baharatı azaltmak, pamuklu kıyafetler giymek.
- Topikal artiperspirant metal tozları: Sık uygulama gerektirir ve ciltte iritasyon yaratabilir.
- Sistemik antikolinerjik ilaçlar: Kabızlık, görme bulanıklığı gibi yan etkilerinden dolayı sınırlı kullanımı vardır.
- İontoforez: Haftada 2 ya da daha fazla tedavi gerekmektedir. El ve ayak tabanında kullanılabilir.
- Cerrahi yöntem (endoskopik sympatektomi): Primer Hiperhidroz hastalarda sonda gelen tedavi seçeneğidir, Genel anestezi gerektirir. Axiller hiperhidroz, palmar hiperhidroz (el terlemesi) için bir seçenektir. Ciltte iz bırakır.
- Botox yöntemi: Etkisi ilk hafta görülmeye başlar ve 4 – 7 ay sürer. Önemli bir yan etkisi yoktur. Güvenli bir yöntemdir. Yan etki olarak küçük geçici hematomlar, kollarda güçsüzlük olabilir.
Terlemenin Yararı
Birinci faydası ter bezlerinin yaydığı sıvının, vücuttan atıldıktan sonra buharlaştığı ve böylece vücudun aşırı sıcaklarda ısı dengesinı koruduğudur. Terlemenin ikinci faydasının ise, insan vücudundaki üre, ürik asit, tuz ve diğer zararlı maddeler terleme yoluyla dışarı atılması olarak gösterilir. Bilinçli bir şekilde spor yapıp terleyen ya da kontrollü şekilde saunaya giren kişilerdeki terleme ile vücuttan tuz ve diğer toksinler atılır, böylece vücutta bu görevi yapan karaciğer ve böbreğin iş yükü azaltılmış olur.
Kaynakça
- ↑ SIMULTANEOUS STUDY OF CONSTITUENTS OF URINE AND PERSPIRATION", H. H. MOSHER, The Journal of Biological Chemistry 16 November 1932