Yaylacılı, Saraydüzü
Yaylacılı | |
— Köy — | |
Sinop | |
Koordinatlar: 41°16′K 34°53′D / 41.267°K 34.883°D | |
Ülke | Türkiye |
---|---|
İl | Sinop |
İlçe | Saraydüzü |
Coğrafi bölge | Karadeniz Bölgesi |
Rakım | 250 m (820 ft) |
Nüfus (2000) | |
- Toplam | 377 |
Zaman dilimi | UDAZD (+3) |
İl alan kodu | 0368 |
İl plaka kodu | |
Posta kodu | 57300 |
İnternet sitesi: |
Yaylacılı, Sinop ilinin Saraydüzü ilçesine bağlı bir köydü. Kızılırmak kenarında dar bir vadide idi. Aralık 2011 sonu ve Ocak 2012 başı gibi Boyabat Barajının doldurulması sırasında köy sular altında kaldı.[1][2]
Köylüler istimlak sonucu değişik yerlere taşındılar. Birkaç aile baraj gölüne bakan yamaçta, birkaçı kuzey sırtın arka kuzey tarafına bakan yüzünde, Erecek'te, bazıları Saraydüzü - Tepeköy yakınında, bir çoğu Boyabat, Sinop, Bursa, İstanbul gibi uzakca yerlerde yerleştiler.
== Tarihçe
Köy çok uzun zaman öncelerine dayanır ama tam ne zaman kurulduğu bilinmez.
Köyün olduğu bölgede eski çağlardan günümüze, insanlar yaşamış ve iz bırakmışlardır. En az bir (açılmış) mezar höyüğü, höyük içinde kapağı hazine avcılarınca delinmiş bir taş lahit, yerleşime uygun (baca delikli) bir mağara, kayada oyma arılıklar, ve yağmurdan korunmaya uygun bir kazma kaya oyuğu vardır.
Köyün kuruluşu hakkında köylülerce anlatılagelen bir hikaye de vardır.
- Bir zamanlar kabile reisinin iki oğlundan Ak Bey kendi ailesiyle yakındaki Akbelen köyüne konaklanmış, Yayla Bey ise Yaylacılı'ya yerleşmiş. bu yüzden iki köyün adları böyle denilegelmiş. Bu iki köyün yazlıkları yanyana ve köyden yürüyerek 6 saatlik uzaklıkta kuzey batı yönünde, Çorum ili sınırları içindeki dağlardadır.[3]
Çanakkale savaşına Yaylacılı köyünden gidip şehit olmuş kişilerin kayıtlarına rastlanır.[4]
Kültür
Türkçenin yöresel bir lehçesini konuşan müslüman Yaylacılı köylüler birbirlerine genellikle akrabalık bağları ile bağlıdırlar.
Bayram namazlarından sonra köyün en yaşlısının elini ikinci yaşlısı öper ve yanında durur. Geri kalanlar en yaşlıdan başlayıp el öper, kendi yaşıtlarının ellerini sıkar ve sıranın en sonuna durur. Bayramlaşmalar bitince namaza gelen herkes yaş sırasına göre dizilmiş olur. Bayrama evlerde devam edilir. Köyde ramazan ayında herkes birbirlerine iftara giderler. Baraj sonrası yıllarda kuzey sırtta senede bir uzaktan gelenlerin de katıldığı bir piknik yapılır, ramazan ayı içinde yapıldığından iftar, namaz, ve el öpüp sıralanma merasimi de toplantı programının bir parçası olur.
Düğünler eskiden 4 gün 3 gece sürer, misafirler davul zurnayla karşılanır, düğün sahibinin dost ve akrabaları evlerini uzun yol misafirlerine tahsis eder, ağırlama hizmetlerine yardim ederler. Kına gecesi düzenlenir, Gelin almaya gidilir, kara (yağsız) güreş müsabakası düzenlenir, her yaştaki kazanan pehlivanlara hediyeleri verilir, büyük kazanlarda düğün yemeği pişirilir, toplu düğün yemeği yenir, cuma namazı sonunda ilahilerle damat gerdek evine getirilir, el öpüp içeri girer. Ertesi sabah uyandırmaya gidilir, herkese lokum - tatlı sunulur, misafirler uğurlanır. 15 gün sonra gelin damat beraber kız evine "kırıtmaya" gider, kız babasından evlilik hediyesi alırlardı. Şimdiki düğünler: Salon, beyaz gelinlik, saz ekibi, vs.. ile Türkiye geneline uymaktadır.
Giyim kuşam eskiden yerel özellikler gösterirdi.
- Kadın: cember [5], fes, yazma, fesin önünde pirpiri, yelek, gömlek, iç gömleği, belde üçgen katlı kalın yün şal, önde önlük (kuşaktan ayak bileğine kadar uzanan dikdörtgen pamuklu bez), önlüğü ve şalı sıkı sıkı birkaç kez dolanıp yerinde tutan bel bağı ya da kemer. en altda uzun don (şalvar), çorap, kundura.
- Erkek: taç (dışı boncuklu bez silindirin tepesi büzülerek yapılır), gömlek, iç gömleği, uzun don (zıpka/şalvar), çorap, çarık.
Pirinç gelirleri ve fabrika üretimi giyim kuşamın daha ulaşılabilir fiyatları önce erkeklerde taç yerine şapka, sonra don (darca şalvar) yerine pantalon, vs.. gibi daha Türkiye geneline uyan giysilere bırakır. Kadın elbiseleri geleneksel biçimleri kolay bırakmasalarda fabrika üretimi pamuklu basma kumaşlardan yapılagelirler.
Dokuma ve el işi: Cember, önlük, iç gömleği, yatak carşafı, çuval ve heğbe bezi 60-70li yıllara kadar ev tezgahlarında dokunurdu. Fabrika dokumaları en çok ince ve gösterişli cemberin yerini almada zorlanır.
Yöresel mutfak : En çok yenen yemek pirinç pilavı, yazın çoban salatası ve taze meyve, kışın turşu ve hoşaf. Her evin kümesi yumurta ve tavuk eti kaynağıdır. Keklik, tavşan avlayan, ırmakta sazan, yayın balığı tutanlar olur, Kurban bayramında sırık kebabı yapılır. Yazım ekmeği (yufka) 1 m. çapta dairevi, kuru ve kırılgan onlarcası oklavayla açılır, sacda pişirilip istiflenir, yenilecek kadarı nemlendirilerek yumuşatılır, 1 ay içinde biter, yeni istif yapılır. Mayalı ekmek, bir karış çapta, dairevi 1 cm. kalınlığında, el tahtasıyla atıp aynı tahtaya düşürerek açılır, sac üzerinde iki yanı pişirilerek yapılır, 1-2 gün içinde yenir. Manda ve inek sütü, yoğurdu, tereyağı, peyniri, bahçelerden sebzelerin tazesi yazın, salçaları, kurutulmuşları vs..kışın tüketilir. Bazen cumaya gelen bir komşu dağlık bölge köylüsü, namazdan sonra getirdiği bir küçükbaş hayvanı minareden ilan edip cami yanında keser, parça etleri isteyenlere taze satar. Sıradışı yemeklerden köyde bilinen şunlar sayılabilir:Keşkek, Lokma, Mıhlama, İncir uyuşturması, Pungut (leblebi tozu ve şeker tozu karışımı), Turşu, Kedi batmaz (pişirilmez fıkrası anlatılır).
Coğrafya
Sinop iline 131 km, Boyabat'a 35, Kargı'ya 40, Saraydüzü ilçesine 15 km uzaklıkta ve Kızılırmak Ovası tabanında idi.
Köyü sular altında bırakan baraj birkaç km. doğuda Kışla ve Susuz köyleri arasında Kızılırmağın bir küçük sıradağı kesip dar bir kanyonla geçtiği yere inşa edilmiştir.
Köyden birkaç km. batıda Yalmansaray ve Aydın köyleri yakınında depremleriyle ünlü Kuzey Anadolu Fay Hattı Kızılırmak vadisi ile kesişir. Vadi burada da dardır. Bu iki nokta arasında önceleri ova tabanının en geniş olduğu yer köyün tam önündekı çeltik (pirinç) tarlaları, şimdi ise baraj gölünün en geniş olduğu yerdir.
İklim
Köyün iklimi, Karadeniz iklimi etki alanı içerisinde olduğundan ova içinde yaz cok sıcak, kış ılımlı geçerdi. baraj gölünün iklime etkisi daha da yerel bir ılımlılaştırma olacaktır. Köyün yaylası, Kaşlı Yayla, yürüyerek 6 saat kuzey- kuzeybatı yönündedir. Güney dağı, Erecek ve Çalca ise hemen köyün kuzeyi sırtlardaki yakın yaylalardır.
Nüfus
Yıllara göre köy nüfus verileri | |
---|---|
2012 | 0 |
2000 | 377 |
1997 | 385 |
Ekonomi
Köyün ekonomisi pirinç / çeltik tarımına ve hayvancılığa dayalı idi.
Sulu tarım dan gelen refah ve nüfus artışı, ve baraj gelecek endişesiyle İstanbul ve Boyabat'a göçler, yazları gidilen yayla hayatını, ve susuz yapılan yamaç tarlaları tarımını çok azaltır. Hayvancılık da daha önce ağırlıkla keçi ve koyun sürüleri varken bunların azalıp 1970 li yıllarda kaybolmasına ve daha çok inek ve manda beslenmesine yol açar.
Altyapı bilgileri
Köyde kanalizasyon şebekesi yoktu. PTT şubesi ve PTT acentesi yoktu. Sağlık ocağı ve sağlık evi de yoktu. Köye ulaşımı sağlayan yol asfalt olup köyde elektrik ve evlerde sabit telefon vardı.
Dış bağlantılar
- ↑ http://www.haberler.com/baraj-suyu-altinda-kalacak-koy-sakinleri-istimlak-haberi\ baraj suyu altında kalacak köy sakinleri istimlak haberi
- ↑ http://www.aktifhaber.com/baraj-suyu-altinda-kalan-koyden-manzaralar-551105h.htm Baraj Suyu Altında Kalan Köyden Manzaralar
- ↑ http://www.haritatr.com/harita/yaylacili-yaylasi/123855 Yaylacılı Yaylası Haritası Çorum 41° 12′ 58″ Kuzey 34° 43′ 57″ Doğu
- ↑ http://www.canakkalesehitlik.net/canakkale-sehitlerimiz.html Çanakkale şehitleri
- ↑ Yayla, Satılmış : Boyabat’ın Yaylacılı Köyünde dokumacılık ve kadın başörtüsü cember. Halkbilimi dergisi, (15), 4.76, 13-16.32