Zimmi
Zimmî İslam devletinin egemenliğini kabul eden gayr-ı müslim kişilerdir.
Etimolojisi
Zimmet kökünden gelmekte olup, zimmetli olan veya zimmetle ilişkili olan demektir.
Hukuki Niteliği
İslâm devletler hukuku (siyer) kavramıdır.
İslâm hukukçularına (fakihlere) göre zimmî ya da ehl-i zimme, anlaşma gereği cizye verme yükümlülüğünü (bkz. Tevbe Suresi, 29'uncu ayet) yerine getirmelerine karşılık İslâm ülkesinde (dârülislâm) sürekli oturma hakkına sahip olan, bir İslâm devletinin gayrimüslim vatandaşlarıdır.
Tarihsel ve hukukî olarak bazı siyasal ve kamusal hakları Müslüman vatandaşlara nazaran sınırlandırılmışken, can, mal, namus, çocuk, eğitim, ibadet gibi hakları devletin güvencesi altındaydı. Devlet istinai olan meşru nedenler haricinde anlaşmayı bozup vatandaşlıktan ihraç edemez, güvencesini kaldıramazdı.
Zimnî vatandaş ile Müslüman vatandaş adli ve cezai hukuk davalarında yargı önünde eşitti.
Zimmîlerin can, mal ve namus güvenliği, uyrukluğuna girdikleri İslâm devleti tarafından sağlanır. Buna karşılık zimmîler de devlete cizye vermekle yükümlüdür. Mesela Osmanlı Devletinde bulunan Hristiyan ve Yahudilere zimmi denilir.
Yahudi ve Hristiyanların zimmi, yani zimmet altında olması demek, epistemolojik olarak Yahudi ve Hristiyanların Osmanlıda korunmasını getirmiştir. Çünkü zimmet hukukunda; zimmet borç demek olup, karşıtı matluptur. Ceza hukukunda "beraatı zimmet esastır." Zımmilikte ise, zimmet esastır. Yani zimmilerin tüm haklarının korunması ve mevcudiyeti esastır. Zimmete para geçirmede olduğu gibi. Hukukta vaz'ul yed denilir ki bu para alıp vermeye yetkili olan kişi olup, yedindeki yani elindeki vazıyet ettiği para ve emvali tam olarak vermesi ve hukukunu koruması gereken kişi olup kormadığı takdirde zimmet suçu işlenmiş olur.