Samson
Samson (İbranice: שִׁמְשׁוֹן,[1] Arapça: شمسون Şemsun, Yunanca: Σαμψών), Antik İsrail'in son hâkimlerinden biri. Serüvenleri Eski Ahit'in Hakimler Kitabı'nda (13-16) anlatılır. İsrailoğullarının Kenan ülkesinde Fenikelilerin boyunduruğu altında bulunduğu dönemde (MÖ 1200-1000) yaşayan Samson, Hâkimler Kitabı'nda sözü edilen öteki savaşçılar gibi İsrailoğullarını yabancı egemenliğinden kurtarmaya çalışan bir önderdir.
Hakimler Kitabı'na göre Samson'un anne-babası Danoğulları kabilesindendi. Tanrı, Kudüs yakınlarındaki Zora'da çiftçilik yapan Manoa adındaki bir adamın kısır olan zevcesine, meleklerinden birini gönderir. Melek, kadına, kısır olduğunu fakat gebe kalıp çocuk doğuracağını müjdeler.[2] Kadın, olanları kocasına anlatır. Kocası ona inanmaz ve Tanrı'ya yalvararak meleği tekrar göndermesini diler. Tanrı, meleği tekrar gönderir ve melek, kadına söylediklerini kocasına da müjdeler. Manoa, Tanrı'ya ekmek ve oğlak takdim eder. Az zaman sonra bir oğlu olur ve adını Samson olarak belirler.[3]
Çocuk büyür ve bir nezir (Tanrı'ya adanmış kişi) olur; saçını kesmemek, şarap içmemek ve ölüye el sürmemek üzere ant içerek kendini Tanrı'ya adar. Samson olağanüstü güçlüdür; bir aslanı elleriyle parçalar, bir eşek çenekemeğiyle binden fazla Fenikeli'yi öldürür ve tutuklu bulunduğu Gazze kentinin kapılarını sökerek kaçar.
Nezirlik andını bozmasıyla gücünü yitirmesi, efsanenin ahlaki içeriğini oluşturur. Samson andını ilk kez, Timna kentinde gördüğü bir kızla ziyafet düzenleyip eğlenerek bozar. Sonra, İsrailoğullarının can düşmanı sayılan Fenikeli halkından olmasına karşın bu kızla evlenir. Düğünde sorduğu bir bilmece yüzünden kız tarafıyla kavgaya tutuşur ve karısının geri götürülmesi üzerine Timna'ya inip çok sayıda Fenikeli'yi öldürür. Gazze'de bir fahişeyle beraberken de gene Fenikelilerle dövüşür ve onları uzaklaştırır. Sonra Sorek Vadisinden Delila[4] adlı bir başka Fenikeliye aşık olur ve onun oyununa gelip düşmanlarının eline düşer. Delila, Samson'un ağzından laf alarak gücünün uzun saçlarından kaynaklandığını öğrenir. Uykudayken saçlarını kesip Samson'u Fenikelilere teslim eder. Samson, gözleri oyulduktan sonra bir değirmende köle olarak çalıştırılır. Ama saçları yeniden uzayınca eski gücüne kavuşur ve Tanrı Dagon'a adanan büyük Filisti toprağını yerle bir eder; kendisi de tapınakta bulunan Fenikelilerle birlikte ölür.[5]
Hakimler Kitabı'nın bu konuyla ilgili bölümleri, hikâye ve efsane türünden söylentilerle karışık basmakalıp anlatılardan oluşan bir popüler tarih niteliğindedir. Bu anlatılar, Yahudi toplumunun o dönemdeki durumunu ve uygarlığını yansıtır. Hakimler Kitabı'nın, Samson'un bir eşek çenekemiğiyle bin Fenikeli'yi öldürdüğünü anlatan bölümü[6] üzerinde çok inceleme yapıldı. Mezopotamya'da, sapı bitümden ya da bir hayvan çenekemiğinden yapılmış çakmaktaşından oraklar bulundu.
İslâm'da
Şemsun’un adı[7] Kuran'da açıkça zikredilmez, ayrıca İslâm bilginlerinin kaleme aldığı klasik tarih kitaplarında Şemsun'un hikayesi, İsrailoğullarının mevcut kaynaklarından farklılıklar arzedecek şekilde hikaye edilmektedir.
İslâm'da Kuran'daki birçok âyetin belirli olaylardan sonra nâzil olduğuna inanılır. Kadir suresinin nüzul sebeplerinden birisi olarak, kaynaklarda Şemsun zikredilmektedir. İbn-i Mesud’dan nakledildiğine göre, bir keresinde, Muhammed Peygamber, İsrailoğulları arasından Allah yolunda silahlı olarak bin ay cihad eden bir adamdan sözetti. Ashab, bu zâta hayran oldular ve kendi amellerini de onunkinden az gördüler. Bunun üzerine Kadir suresi nâzil oldu:[8][9].
“Doğrusu, Biz, onu Kadr gecesinde indirdik. Kadir gecesini sana ne bildirdi? Kadir gecesi, bin aydan daha hayırlıdır. Onda, melekler ve ruh Rablerinin izniyle her bir iş için iner de iner. O gece tan ağarıncaya kadar bir esenliktir.”[10]
Vehb b. Münebbih’in naklettiğine göre annesi onu Allah'a nezretmişti. Kendisi putlara tapınan bir topluluk kasabasından idi. O kasabaya yakın bir yerde yerleşmişti. Tek başına onlara karşı cihad etmeye koyuldu. Onların kimilerini öldürüyor, kimilerini esir alıyor ve cihadını devam ettiriyordu. Onlarla bir devenin iki çene kemiği ile karşılaşırdı. Onlarla çarpıştığında susayacak oldu mu bu iki çene kemiğinden tatlı bir su fışkırırdı, o da bu sudan içerdi. Bu şahsa pek büyük bir güç verilmişti. Demir silah ya da başka bir şey ona acı ve ızdırap vermezdi. Bu şahsın adı Şemsun idi.[11]
Taberi, Milletler ve Hükümdarlar Tarihi’nde Şemsun'un hayatından başka kesitler sunar.[12] Şemsun (ya da Samson), bir Yunan karyesinde yaşıyordu. Şemsun, Allah’a bağlı idi. Annesi onu mâbedin hizmetine nezretmişti. Yaşadığı şehrin halkı putperest olup, Şemsun’un evi onlardan birkaç km. uzaktaydı. Tek başına bu putperest ahâliye karşı gazâ yapar, onları öldürerek, ganimet elde ederdi. Bu ganimetlerle hayatını temin ederdi. Putperestlerle savaşırken elinde bir devenin çenekemiğini bulundurur, yanında bu çene kemiği olmadıkça düşmanlarıyla savaşmazdı. Susadığı zaman bu çene kemiğinin içindeki bir taştan tatlı su akar ve o da içerdi. Kendisi çok kuvvetli olup hiçbir bağla bağlamak onu zaptetmiyordu. Putperestler onu savaş yoluyla alt edemeyeceklerine kanaat getirince, eşi vasıtasıyla onu mağlup etmeye karar verdiler. Zevcesi, onu bağlamak için sağlam bir ip istedi. Uyurken zevcesi onun ellerini boynuna doğru bağladı. Şemsun uyanarak bağı kopardı. Şemsun bunu neden yaptığını sorunca, zevcesi onun kuvvetini denemek istediğini bahane etti.[13]
Eşi, çeşitli yollar denediyse de Şemsun her defasında bağdan kurtuldu. Bunun üzerine eşi, kendisini neyle bağlarsa kurtulamayacağını sordu. Şemsun ona şöyle dedi, “Annem beni nezretmişti, beni ancak kendi saçlarım zaptedebilir”. Uyurken, zevcesi bu defa Şemsun’un saçlarını kullanarak onun ellerini bağladı. Peşinden onun düşmanlarına haber verdi. Putperestler gelip Şemsun’un kulaklarını kestiler, gözlerini oydular ve mabedin minaresinin arka tarafında durarak halka teşhir ettiler. Minare birkaç sütuna dayanıyordu. Hükümdar da halkla birlikte, Şemsun’un infazını seyretmek için minareye toplanmıştı. Organları kesilmiş olan Şemsun, Allah’a dua edip kendisini o halkın başına bela etmesini diledi. Allah duasını kabul etti ve ona, halkın onu seyretmek için çıktıkları minarenin iki sütununu tutarak sallamasını ilham etti. Sütunları çeker çekmez Şemsun’un organları eski hâline geldi, minare ise, üzerindeki halkla beraber yıkılarak o topluluğu helak etti.[14]
İkonografi
Şemsun, roman döneme ait birçok sütun başlığı üzerinde ve Gil de Siloé (Miraflores Manastırı'nda II. Jean'ın mezarı) ve Claude Lestocard (Paris'te, St-Etienne-du-Mont vaaz kürsüsü) gibi heykelciler tarafından betimlendi. Delila ile olan şansız serüveni, Andrea Mantegna, Lucas Cranach, Guido Reni, Domenico Fiasella, Peter Paul Rubens, Anthony van Dyck, Rembrandt, Jan Steen, Gustave Moreau tarafından işlendi. Georges Rouault, Samson değirmentaşını çevirirken (Los Angeles) adlı bir tablo gerçekleştirdi.
Kaynakça
- ↑ Van der Toorn et al.. Dictionary of deities and demons in the Bible. Google Books. s. 404. http://books.google.com.au/books?id=yCkRz5pfxz0C&printsec=frontcover&dq=Deities+and+Demons+of+the+Bible&source=bl&ots=aFtAd-m5_w&sig=ympjVKroVNqj5Og-kZ-EHw02t_Q&hl=en&ei=jKjbTP7bGcrCcafgpcMG&sa=X&oi=book_result&ct=result&resnum=3&ved=0CCkQ6AEwAg#v=onepage&q=Samson&f=false.
- ↑ Tanah; Hâkimler, 13:3
- ↑ Tanah; Hâkimler, 13:24
- ↑ Tanah; Hakimler, 16:4
- ↑ Tanah; Hakimleri, 16:4-30
- ↑ Tanah; Hakimler, 15:15-17
- ↑ Taberi, Milletler ve Hükümdarlar Tarihi 'nde Şemsun ve Samson'un aynı şahıs olduğunu zikreder
- ↑ Beyhaki, es-Suneni'l-Kübrâ, IV, 306; İbn-i Kesir, Tefsir, IV, 531
- ↑ Ebu’l-Leys Semerkandi, Tefsiru’l Kur’an, Sezgin Naşriyat ve Ciltevi: 6/452-453
- ↑ Kuran, 97:1-5
- ↑ Kurtubi, el-Camiu li-Ahkami’l-Kur’an, 22. Cüz, s. 394
- ↑ Taberi; Milletler ve Hükümdarlar Tarihi, c. III; s. 941 vd.; çev. Zâkir Kadirî Ugan, Ahmet Temir; MEB Yayınları: 2207; İstanbul:1991
- ↑ a.g.e. s.941-942
- ↑ a.g.e. s.942-943