Aşağısöğütönü, Tepebaşı
Aşağısöğütönü | |
— Mahalle — | |
Eskişehir | |
Ülke | Türkiye |
---|---|
İl | Eskişehir |
İlçe | Tepebaşı |
Coğrafi bölge | İç Anadolu Bölgesi |
Nüfus (2000) | |
- Toplam | 348 |
Zaman dilimi | UDAZD (+3) |
İl alan kodu | 0222 |
İl plaka kodu | |
Posta kodu | 26000 |
İnternet sitesi: |
Aşağısöğütönü, Eskişehir ilinin Tepebaşı ilçesine bağlı bir mahalle.
Tarihçe
O yıllarda bağlı bulunan ihtiyat köylerine veya sancaklara önü kelimesi kullanılırdı örn:pazarönü,sarayönü gibi. Aşağı söğütönü mahallesine yerleşen belli başlı aileler, 1800lü yılların 2. yarısından itibaren, Osmanlı idaresinin baskısıyla yerleşik hayata geçerek manavlaşan Yörük ailelerine mensupturlar. Bu tarihlerden evvel çadırlarda konar-göçer hayatı mevcut idi. Bu ailelerin gelip kondukları yerler: Seyitgazi-Kırka, Tekeciler, Karagözler, Muttalip yaylaları, Türkmen Tokat (aslen tokat ili çapanoğlu aşireti), Bozdağ Yörükleri ve Emirdağ'ın Arabacıoğlu aşiretine mensup Yörüklerdir. Bu aileler farklı yerlerden gelseler de ortak noktaları Karakeçili aşiretlerine mensup, osmanlı nüfus kayıtlarındaki tebiriyle taife-i yörükandırlar.
1918 yılında Kayı beyi (seydigazi- kuyucak mahallesinden) Hacı Bekir'in Eskişehirdeki köylerde yaptırdığı nüfus sayımında aşağısöğüdönü: 18 hane ve 67 nüfus görünmektedir.
Osmanlı tahrir defterleri ve vergi kayıtlarında aşağı-söğüdönü,bazende aşağısöğüdeyügü olarak geçmektedir. İlk dönem osmanlı kayıtlarında geçtiği haliyle bu havalinin yönetimi gündüzbeye,ondan sonrada orhangazi'ye (şehzadelik döneminde) verilmiştir.Günümüz keskin mahallesinde şimdiki köylülerin beşgardeşler dediği yerde, Roma döneminden kalma 5 dikili sütunun olduğu bölgede beştaş zaviyesi adlı bir babai-bektaşi tekkesi bulunduğu, aşağısöğütönü ve yukarısöğütönü arazilerininde bu zaviye vakfiyesine kayıtlı olduğu tespit edilmiştir. Beştaş zaviyesi şeyh edebalı'nın itburnu karyesinde (bugünkü uludere mahallesindeki) tekkesine kuş uçuşu 2 km'dir. Beştaş zaviyesinde şeyh edebalı, Dursun Fakıh, Osman Gazi biraraya gelerek, Osmanlı devletinin ilan edildiği ve Karacaşehir mahallesinde ilk kez Osman Gazi adına okunan hutbenin metnini yazmışlardır. Osman gazinin hemen her sefer öncesi beştaş zaviyesine gelerek erenlerle sohbet ettiği ve istişare ettiği, fetih planlarını şekillendirdiği bilinmektedir. Vakfiyede bu zaviyenin arazisi olan aşağı söğütönü ve yukarı söğütönü civarındaki nüfusun bu zaviye ile bağlantılı olarak gelen geçen yolcu ve kervanlara sakarya nehrinden geçişi sağlamak üzere mihmandarlık yaptığı(o yüzyıllarda sakarya nehri sık sık taşar ve geçişi zorlaştırırdı,hangi mevsimde nerelerdeki derbent ve geçişlerin uygun olduğunu beştaş tekkesi erenleri bilirdi.)ve sefer zamanı osmangazi emrinde seferlere iştirak ettikleri bilinmektedir.Bu beştaş tekkesi 1801 yılına kadar varlığını sürdürmüştür.Sultan 1.Murad hüdavendigar (1360-1389) tarihli vakıf kayıtlarında bizzat kendi fermanı ile her türlü vergiden muaf tutulan ''aşağısöğüdeyügü çiftliği'' adında bir çiftlikten bahsetmektedir.İlk dönem osmanlı kayıtlarından edindiğimiz bilgilere göre aşağı söğütönü osmanoğullarının daha devleti kurmadan önce kurduğu köyler arasındadır.Kayı boyu kökende m.s 1050 li yıllarda türkmenistan bölgesinden kalkarak anadoluya gelen ve söğüt-eskişehir-bilecik civarını yurt tutarak osmanlı devletini kuran esas boydur.Eskişehir'de yerleşik düzene geçerek manav ünvanını alan kayı boyu karakeçili aşiretinden toplam 101 pare köy bulunduğu ve aşağı söğüdeyügü adı ile de aşağı söğütönü mahallesinin bu 101 köy arasında zikredildiği bilinmektedir.Bu civardaki pek çok köy adları türkmenistandada mevcuttur.oradaki isimlerdeki köyleri bu bölgelerdede hemen hemen aynı adlarla kurmuşlardır.yukarı söğütönünü kuran ailelerin de pek çoğuyla akrabalık mevcuttur.
Kültür
2004 yılında köy statüsünden mahallede kültür değerlerini yitirmemesi,gelecek kuşaklara akrabalık ve köylülük kavramını taşımak üzere 2009 yılında köy gençlerinin kurduğu Eskişehir Aşağı Söğütönü Efeler Kültür yardımlaşma ve dayanışma derneği mevcuttur. Düğün, cenaze, bayram gibi günlerde yardımlaşma ve dayanışmanın yaşatıldığı aşağı söğütönünde 2013 yılında yine gençler tarafından kurulan, unutulan atasporlarını (atlı cirit-atlı okçuluk v.b.) yeniden günyüzüne çıkarmak amacı ile kurulan Eskişehir Ertuğrulgazi atlı spor ve cirit kulübü faaliyet göstermektedir.
Dügünler
2 ya da 3 gün süren düğünlerde, Yenge gezdirme,çeyiz serme,kına gecesi,erkek düğünü,damat kaldırma,güvey salımı gibi gelenekler yaşatılmaktadır.Düğün günü ve saati damadın yengelerinden oluşan, sadece yenge gezme günü giyilen mor işlemeli yazmalar ve yöresel kıyafetler ile genelde 2 yengeden oluşan ekip ile kapı kapı tüm komşular gezilerek sözlü davet yapılır.Davetiye dağıtılmış olsa bile bizzat bu gelenek yaşatılır.Düğünlerde kadınlar sarka ya da kadife denilen 2 farklı formda geleneksel kostümler giyerler.Bu sarka ve kadifeler kız çocuklarının çeyizlerinde nesilden nesile aktarılır.400-500 yıl öncesinin kıyafeti takı ve süslemelerini düğünlerde görmek mümkündür. Kadınlar kına gecesinde erkekler düğün gününde genelde 2-4-6-8 li ekipler halinde daire formatında dönerek oynarlar. Bölgede halay formundaki oyunlara pek rastlanmaz. Kadınlar karşılama,düzoyun,çiftetelli, erkekler erkek çiftetellisi,ve genelde zeybek oyunları (Eskişehir zeybeği,kırka zeybeği,İnönü zeybeği,harmandalı,çökertme,söğüdün erenleri v.b gibi) oynarlar.Gelin almaya delikanlı başı denilen gençlik liderinin bayrağı açması ve gençlerin o bayrak altında meydana çıkıp oynaması ile başlanır. Bayrak sopasında geçmiş yıllarda o bayrağı taşıyan delikanlı başı olanların adları ve bayrağı taşıdıkları yıllar yazılıdır.Bu bayrak elden ele devir teslim törenleri ile geçer.Düğün evine bayrak asılmadan, Delikanlı başının bayrağı gelmeden düğün yapılmaz.Bu bayrakla oynandıktan sonra düğün evi sahibi bayrağın sopasına yazma bağlar ve gelin almaya gidilir. Gidilen mahalledeki mahallenin delikanlı başı ve gençleri gelin almaya gelen ekibin gençlerini ve konvoyunu karşılar ve hoşgeldiniz derler. Bayrak güven ve esenlik anlamında gidilen mahallenin delikanlı başına verilir ve o mahallenin gençleri bayrakla birlikte oynarlar,daha sonra aynı bayrağın sopasına bir yazmada onlar bağlar ve bayrağı sahibine geri teslim ederler.Böylelikle gelin alma kabul görmüş olur. Bayraksız kafileye kız verilmez.Düğün konvoyu kız alıp geldikten sonra köy girişinde gençler tarafından konvoyun önü kesilir.Çalınıp oynanır ve gençler sırası ile damadın babası gelsiiinn, damadın amcası gelsiiinnn,dayısı,eniştesi v.s diye damat yakınlarını çağırarak ağır ağır ilerleyerek akrabaları oynatır ve bahşiş toplarlar.Düğünlerde düğün sahibi sadece misafirlerini ağırlar geri kalan tüm işler (masa ve sandalyelerin düzeni,yemek servisi,düğün meydanının hazırlanması,temizlik,hatta misafirlerin ulaşımıda dahil gençler tarafından delikanlı başı önderliğinde gerçekleştirir.Delikanlı başı yaş sırasına ve hiyerarşiye göre gençlere görev verir,kimin ne iş yapacağı günler öncesinden delikanlı başı tarafından belirlenir ve düğün günü tüm gelenekler ve yapılacak işler belli bir ahenk ve sorumlulukla yerine getirilir.Düğünlerde birde toy-gur (toy,düğün kurucusu anlamında) ya da tonggur denilen bir görevli daha olur. Bu tongurun görevi ise düğünde oynayacak erkekleri misafirler arasından seçer, elinde tongur deyneği denilen bir sopa bulunur,boynunda yağlık ya da havlu olur. Bu tongur sopasına yazma,çaput,bez,ip gibi saçaklı şeyler bağlanır. Erkek düğünlerinde tongur meydanda gezer ve misafirlerin eline kaşık verir.kaşıkları alan kişiler meydana çıkar ve oynarlar,oynamak isteyenler hangi müzikte (zeybek,çiftetelli,karşılama) oynayacaklarını tongura söylerler oda bu istekler doğrultusunda çalgıcılara talimat verir.Düğünü yönetir. Düğün günü sabah güneş doğarken mahallenin gençleri, çalgıcılar,tongur önderliğinde evleri gezerler.Her evin bahçesine girerek ev halkını uyandırır ve evin erkeklerini bahçede oynatırlar.Uyanmayan olursa evin içine kadar çala oynaya girerler. Her evden bir-iki kişi uyandırıp,oynatıp kafileye katarlar,tüm evler gezildikten sonra topluca düğün evine gelinir, kahvaltı yapılır ve sabah erkenden düğün böylece başlamış olur.
Başlıca düğün yemekleri Yoğurt çorbası (süzme yoğurt,nohut,nane,bulgur ve tereyeğından yapılır),Etli pilav (pirinç,et,tereyağı ve kemik suyundan yapılır.) Kavurma (Kuşbaşı dana eti,domates,biber ve baharat ile yapılır)Salata (mevsim yeşillikleri ve zeytinyağlı), tatlı olarak genelde irmik ve cevizden yapılan helvası,içecek olarak ayran ya da vişne hoşafı,meyve olarak üzüm ikram edilmektedir.
Cenaze
Cenaze evinde taziye için toplanılır,cenaze evinde 3 gün boyunca ateş yanmaz,yemek pişmez,köylüler tarafından yardımlaşma ile taziyeler kabul edilir.Cenaze defnedilir.7 sinde,40 ında ve 52. gününde mevlid-i şerifler okunur.
YAĞMUR DUASI
Yağmur ve kar yağışının kurak geçtiği yıllarda,çiftçiler mahsulleri için,hayvancılar mera ve otlaklar için biraraya toplanır ve yağmur duası organize edilir.Bu yağmur duaları çiftçilikle ve hayvancılıkla uğraşanların malzeme ve aşçı temini ile ve gençlerin emekleri ve servisleri ile gerçekleşir.Topluca dua edilir,yemekler yenir,hayırlı bereketli yağmur dilenir. Eskiden Bursa-İstanbul yolunun karşısında kalan erenler tepesinde bu duaların gerçekleştirildiği bilinmektedir.29 yıl sonra ilk defa Aşağı Söğütönü efeler kültür derneği tarafından organize edilmiş ve yaşatılması amaçlanan kültürel değer ve dini bir değerimiz hayır vesilemizdir.
İFTAR YEMEĞİ
Her yıl ramazan ayının bir cuma gününde gençler tarafından cuma namazı öncesi mahallenin kurucuları ve tüm geçmişlerinin ruhlarına mevlid-i şerif okunacağı efeler derneği tarafından yöresel kıyafetler ile (zeybek kostümleri) kapı kapı gezilerek iftar günü herkesin davetli olduğu bildirilir.Ramazan ayının bir gününde (genelde haftasonu) köy meydanına masalar kurulur.İftar vakti tüm davetliler aynı anda aynı sofrada aynı yemeği yer ve dua ederler. Yemeğin ardından bazen mehter gösterisi, bazen ilahi ekipleri ile etkinlik devam eder. Bu iftar davetleri Aşağı söğütönü efeler kültür derneği tarafından unutulmak üzere olan ancak geleneksel hale getirilen bir kültür değeridir.Şehir dışından hatta yurt dışından tüm hemşehriler yılda birkez bu davete katılır küslükler dargınlıklar ortadan kaldırılır ve kaynaşma sağlanır.
BAYRAMLAŞMA
Ramazan ve Kurban bayramlarında bayram namazında tüm erkekler camide namaz sonrası halka oluştururlar,küçükler büyüklerin elini öper,tüm köylüler aynı halkada cem olur bayramlaşır ve kırgınlıklar giderilir.Daha sonra akraba ve komşu ziyaretleri gerçekleşir.
YEMEKLER
- TARNA ÇORBASI: Göceli tarhana; Süzme yoğurt, göce denilen kırılmış buğdaydan yapılarak yazın sıcak günlerde damlara serilerek kurutulur
- Mercimekli mantı: Baharatlı yeşil mercimeğin hamur içine konarak tereyağı ile fırında kızartılması,suda haşlanarak sarımsaklı yoğurt ile servis edilmesi ile oluşur
- Şibit: Lokmalar halinde kesilen yufka dürümlerinin genişçe bir tepside kazyağı ve kazsuyu ile ıslatılarak üzerine kaz eti ve acı sos dökülerek yenilen bir yemektir.Genelde kışın kar yağdığında kaz eti yağlanıp lezzetlendiğinde yapılan bir yemektir.
- GABAK DATLISI (Kabak tatlısı): Bal kabağının şerbetle kaynatılması ile yapılır üzerine tahin ve ceviz dökülür.
- Baklava: Ramazan ve kurban bayramlarında kadınların imece ile yaptığı bol cevizli bol katlı,şerbetli ev baklavasıdır. Bayramların olmazsa olmazıdır.
- GABARTMA (Gabartma): Hamurun sade, bazen de içine peynir konarak kızgın yağda pişirilmesi ile yapılır,sıcak yenir. Dini önem arzeden günlerde,kandillerde bazende normal günlerde pişirilerek evlere dağıtılır.
- BİDE (Pide): Taş fırınlarda saman ya da odun ateşinde ağır ağır pişirilir. Kepekli undan yapılan hamurun içine haşlanmış patates,yeşil soğan ve pul biber konur,kapatılır,kır pidesi şeklinde fırında pişirilir,ayran ile birlikte daha lezzetli tüketilir.Aynı pidenin kıymalısı ya da koyun peynirinden yapılanı da mevcuttur ancak en çok yapılanı patatesli olanıdır.
- HAŞEŞLİ LOKUM (Haşhaşlı lokum): Hamurun içine haşhaş konularak silindir hale getirilmesi ve küçük lokmalar halinde tepsilere dizilerek fırında pişirilmesi ile yapılan bir börek çeşididir.
- YUUKA (Yufka): Odun ateşinde,kızgın sac üstünde hamurun açılarak pişirilmesi ile yapılır.Kurutularak saklanır uzun süre muhafaza edilebilir. Islatılıp nemlendirildiğinde tekrar ilk günkü halini alır.
- Cörek: Saman ve odunla yakılan kara fırınlarda imece usulü ile kadınlar tarafından yapılır. Yuvarlak formda, oldukça büyük, dışı siyaha yakın yanık, içi ise esmer tam buğday ekmeği şeklindedir. İçerisine hamuru yumuşak tutmak için haşlanmış patates püresi ve şifa olsun diye çörek otu atılır. Yaklaşık 6-7 gün bayatlamadan tazeliğini korur. Bayram arifelerinde aynı ekmeğin içine haşhaş ve ceviz konularak yapılanı da olur.Genelde bayram günleri misafirlere yemeğin yanında ikram edilir.
- Bazlama: Sac ya da fırınlarda yuvarlak formda kepekli undan yapılır.Yumuşak ve lezzetli bir ekmek türüdür.
- HAMIRSIZ (Hamursuz): Mayasız hamurdan yuvarlak tepside yapılır, hafif sert, mısır ekmeğine benzer bir yapısı ve kendine has bir tadı vardır.
Coğrafya
Eskişehir merkezine 3 km uzaklıktadır. istanbul-Bursa anayoluna yakın olan mahalle ulaşım bakımından elverişli bir noktada bulunmaktadır. özellikle 2000 hane TOKİ konutlarının yapılmasından ve yerleşime açılmasından sonra mahallede ulaşım kolaylaşmıştır. ortalama 20 dakikada bir şehrir merkezine ulaşan mahalle, geniş meraları ve bahçeli evleriyle gözde yerleşkelerden birisi olmayı sürdürmektedir.
İklim
Mahallenin iklimi, karasal iklim etki alanı içerisindedir. bu nedenle tahıl üretimi özellikle buğday üretimi yaygın olarak yapılmaktadır. bahçeli ev tipinin yaygın olduğu mahallede her mahalleli, her çeşit sebze ve ağaçları ekerler. Bu nedenle pek çok kişi yaz aylarında mahalleye gelerek hem toprakla uğraşırlar hem de mahallenin yeşili bol ortamında dinlenerek evlerini yazlık ev olarak kullanırlar. Aşağı söğütönü mahallesi bu nedenle nezih bir mahalle görünümündedir.
Nüfus
2005 yılına kadar köy olnan yerekeşim yerini bu tarihte mahalle haline gelmiştir. 350 hanelik köy 2009 yılında TOKİ idaresi trafından yaptırılan 1265 hane ve hala inşaatı devam eden 920 hanelik inşaatlarıyla nüfusu hızla artmıştır. geniş bir alan üzerinde kurulu olan mahallede nüfus bu gibi nedenlerden dolayı hızla artmaktadır.şehir merkezine yakın olması , bahçeli evlerin yaygın olarak bulunması nedeniyle tercih edilen sakin bir mahalle görünümündedir.şu anda sayım ve tespit çalışmaları henüz tam olarak tamamlanamıştır.
Ekonomi
toki evlerinin de söğütönü mahallesinin yanıbaşına kurulmasıyla mahallede genel de çalışan ve emekli kesimi oturmaktadır. mahallenin görünümü ve gelir dağılımına bakıldığında gelir düzeyi olarak çevre mahallelere nazaran zengin bir köy olduğu söylenebilir.
Altyapı bilgileri
aşağı Söğütönü mahallesi 2009 yılında hizmete giren TOKİ konutlarının yerleşime açılmasıyla nüfusu hızla artmıştır. 2000 haneyi geçen mahallede ilköğretim ve Anadolu Lisesi hizmete 2009 yılında girmiştir. mahallede sağlık ocağı hizmete açılmış, araştırma hastanesi kurulması için çalışmalar başlatılmış ve çok yakında inşaatlarına başlanacaktır. ayrıca mahalleye yakın bölgede özel üniversite açılacağından parlak bir geleceğe sahip olacağı şimdiden görülmektedir. En kısa sürede eskişehir'in 3. üniversite çalışmaları başlayacak olan bu bölgenin geleceği çok açıktır merkeze biraz uzak olduğundan şuanlık pek ilgi görmüyor ama yeni açılan anaokulu ' da çocuklara ve ailelere buralara yerleşme isteği verecektir. mahallede alt yapı hizmetleri tamamlanmıştır. 2011 yılı içinde kanalizasyon, doğalgaz çalışmalarının ardından her sokağa kaldırımlar ve asfaltlar yapılmıştır. 1995 yılına kadar köy olan aşağı söğütönü, şimdi tozdan ve çamurdan tamamen kurtulmuş, örnek bir mahalle haline gelmiştir.
Dış bağlantılar
|