Anaksagoras

Anaxagoras

Anaksagoras, (Yunanca: Ἀναξαγόρας, MÖ 500-428), Klazomenai'lı olup, Sokrates öncesi düşünürlerden bir tanesidir. Ana madde ve ilk hareket ettirici neden öğretisi vardır.

Hayatı

Doğum yeri olarak bugün Urla yakınında bulunan eski adıyla Klazomenai şehri gösterilir. Bu şehrin soylu ailelerinden birine mensuptur. Bütün servetini, hayatını adadığı bilimsel araştırmalar uğruna tüketmiş olduğu rivayet edilir.

MÖ 468 yılında düşen bir gök taşını incelemiş ve onun kızgın bir taş kitlesi olduğu kanaatine varmıştır.

Anaksagoras Atina'ya yerleşmek için gelen ilk düşünürdür. Böylece Atina felsefe dünyasına girmiştir. Burada iyi karşılanmış, dönemin en güçlü kişisi olan Perikles'in dostu olmuştur. Devrin başka bir önemli siması olan tragedya yazarı Evripides'le de dostluk kurmuştur. Gök cisimlerini incelemesi ve gök taşının düşmesi onu evrensel düzenle ilgili yeni kuramlar geliştirmeye itmiştir. Ay ve güneş tutulmaları, gök taşları, gök kuşağı ve Peloponnesos'dan daha büyük ve ışık saçan bir kütle olarak tanımladığı güneş ile ilgili bilgiler vermeye çalışmıştır. Gök cisimlerinin dünyayla aynı yapıda olduğunu ileri sürmüştür. Bununla birlikte bu kuramları halkın inançlarına ters düşmüştür. Zira o dönemde güneş Yunanlar için bir tanrıdır ve onu bir taş olarak nitelendirmek büyük saygısızlıktır. Bu nedenle MÖ 450'de Anaksagoras, Perikles'in siyasi karşıtları tarafından, yerleşik inanca karşı geldiği gerekçesiyle mahkemeye verilmiştir. Perikles sayesinde serbest bırakılmışsa da yine de Atina'dan ayrılıp İyonya'da bulunan Lampsakos'a (şimdiki Çanakkale-Lampsakos) gitmeye zorlanmıştır. MÖ 428'de orada ölmüştür. Ölümünden sonra Lampsakos agorasına heykelinin dikildiği ve de öğrencilerin onun ölüm yıldönümlerinde anma törenleri düzenledikleri söylenir.

Eseri

Anaksagoras'tan sadece bazı kırıntılar günümüze ulaşmıştır. Bunların sayısı 22'dir. Bu kırıntılar Doğa Üzerine adlı yapıtından kalmıştır. Bu eser, Parmenides ve Empedokles'in esrelerinden farklı olarak düzyazıyla kaleme alınmıştır.

Varlık Kuramı

Varlığın temel köklerini tohum olarak adlandırmıştır. Ona göre doğada nitelik bakımından ne kadar çeşit varsa o kadar da tohum vardır. Duyularımızla algıladığımız nesnelerde tüm tohumların bulunduğunu ve bu nesnelerin kendilerinde ağır basan tohumun karakterini aldığını, onun adıyla anıldığını söyler. Kendi kendine hareket eden tohumlardan ayrı bir hareket ettirici neden bulunması gerektiğini düşünmüştür. Bu nedenin de Nous (ruh, akıl) olduğunu ileri sürmüştür. Nous tohumların birbirleriyle karışması ve birbirlerinden ayrılmasına neden olan hareket ettirici kuvvettir.

Anaksagoras hiçten hiçbir şeyin meydana gelmeyeceğini ve hiçbir şeyin hiçliğe gitmeyeceğini düşünür. Dolayısıyla mutlak anlamda bir oluş ve yok oluş yoktur:

"Yunanlar doğuş ve yok oluştan söz ederken doğru olmayan bir dil kullanmaktadırlar; çünkü hiçbir şey doğmaz ve yok olmaz. Sadece var olan şeylerin karışması ve ayrılması vardır. O halde onlar doğmayı karışma, yok olmayı ise ayrılma olarak adlandırsalar iyi ederler." (B17)

Varlıkların en son parçaları yoktur, sonsuza kadar bölünebilirler. Hem sayı bakımından sonsuzdurlar hem de küçüklük bakımından. Evrende hiçbir şey saf halde bulunmaz:

"Her şeyde her şeyden bir parça vardır." "Bütün şeyler belli ölçüde her şeyde bulunurlar." (B11,12)

Anaksagoras'a göre sonsuz küçük ve sonsuz büyük mevcuttur:

"Küçük olan şeyler içinde bir en son küçüklük derecesi yoktur, tersine daima bir daha küçük vardır. Var olanın bölme yoluyla varlıktan kesilmesi imkânsızdır. Aynı şekilde her zaman, büyük olandan daha büyük olan bir şey vardır ve o nicelik bakımından küçük olana eşittir. Her şey aynı zamanda hem küçüktür hem büyük." (B3)

Evren Bilimi

Evren her şeyin her şeyle tam bir karışım durumunda olduğu bir başlangıç noktasından hareketle meydana gelmiştir. Anaksagoras evrenin bu başlangıç durumuna İlk Karışım adını verir. Bu İlk Karışıma evreni meydana getirecek olan hareketi verdiren Noustur. Nous akıllı, düzenleyici, düzen verici bir ilkedir. Bundan dolayı o, her şeyin her şeyle bir arada bulunduğu bu karışıklık durumunu bir düzene sokmuştur:

"Nous şeyleri hareket ettirmeye başladığında harekete geçen her şeyde bir ayrılma ortaya çıkmış ve Nousun kendilerini harekete geçirmesinden ötürü her şey ayrılmıştır." "Ayrılan bu şeylerden toprak katılaşmıştır; çünkü buluttan su, sudan toprak ayrılmıştır. Topraktan ayrılan taşlar ise soğuğun etkisiyle katılaşmışlar ve sudan daha öteye atılmışlardır. (B13,16)

Bilgi Kuramı

Anaksagoras'a göre benzer benzeri algılayamaz. Algı, karşıtların meydana getirdiği uyarımın sonucudur.

"Bizim kadar sıcak olan veya bizim kadar soğuk olan bir şey bizi ne ısıtır ne soğutur." (fr.92)

Gece görmememizin nedeni de, gecenin siyahlığı ile göz bebeğimizin siyahlığı arasında bir fark olmamasıdır.

Anaksagoras bir yandan duyularımızın zayıf olduğunu ve bize doğruyu vermekten aciz olduğunu söyler:

"Duyularımız zayıf olduğundan doğruyu bilemeyiz." (B21)

Öte yandan görünen şeyler sayesinde görünmeyen şeylerin bilgisine erişebileceğimizi kabul eder:

"Görünen şeyler, görünmeyen şeyleri gösterirler." (B2a)

Kaynakça

Gözat

This article is issued from Vikipedi - version of the 12/18/2016. The text is available under the Creative Commons Attribution/Share Alike but additional terms may apply for the media files.