Kıta Kayması Teorisi

Kıta Kayması Teorisi, 1912'de Alman meteorolog Alfred Wegener tarafından ortaya konulmuş olan ve kıtaların hareket halinde olduğunu ve bugünkü durumunu böylece aldığını öne süren bir teoridir. Kıta kayması, kıtaların birbirlerine ve okyanus havzalarına göre girmiş olduğu büyük ölçekli yatay hareketlerdir.

Tek kıta: Pangea
Kıtaların bir zamanlar bitişik olduğunun kanıtlarından biri:Uzak kıtalarda aynı canlıların fosilleri.

Tarihçe

Günümüzdeki kıtaların büyük taşküre (litosfer) levhalarının sürüklenerek yer değiştirmesi sonucunda ortaya çıktığına ilişkin ilk düşünceler, daha 18. yüzyılın sonlarında ortaya atıldı. Güney Amerika'nın doğusundaki çıkıntının Afrika'nın batı kıyılarındaki girintiye tam oturduğuna dikkati çeken Alman doğa bilimcisi Alexander von Humboldt, 1800 dolayında Atlas Okyanusu'nun iki yakasının çok önceleri bitişik olduğu tezini geliştirdi. Bundan 50 yıl kadar sonra Fransız bilim adamı Antonio Snider, Kuzey Amerika ve Avrupa'daki kömür yataklarında belirlenen benzer bitki fosillerinin Humboldt'un bu varsayımını doğruladığını, aksi halde bu benzerliği açıklamanın başka yolu olmadığını ileri sürdü. 1908'de ABD'li Frank B. Taylor, Dünya'daki bazı sıradağların oluşumunu kıtaların çarpışması düşüncesine dayalı olarak açıklamaya çalıştı.

Teorinin açıklaması

Kıtaların kaymasına ilişkin ayrıntılı tezi 1912'de Alfred Wegener geliştirdi. Wegener, çok sayıda jeolojik ve paleontolojik veriden yararlanarak jeolojik zamanın büyük bölümü boyunca tek bir kıtanın bulunduğunu ileri sürdü ve bu varsayımsal kıtayı Pangea olarak adlandırdı. Jura Dönemi'nin (y. 190-136 milyon yıl önce) belirli bir evresinde Pangea, çeşitli parçalara ayrılmış ve parçalar birbirlerinden uzaklaşmaya başlamıştı. Bugün Amerika Kıtası'nı oluşturan bölümlerin batıya doğru sürüklenmesiyle Atlas Okyanusu ortaya çıkmış, Hindistan bloğu ise Ekvator'u geçerek Asya ile birleşmişti. 1937'de Güney Afrikalı jeolog Alexander L. Du Toit, Wegener'in varsayımı üzerinde çeşitli düzeltmeler yaptı ve başlangıçta kuzeyde Lavrasya ve güneyde Gondvana olmak üzere iki ana kıtanın bulunduğunu ileri sürdü.

Atlas okyanusunun iki yakasındaki kıta sahanlıklarının son derece uyumlu olmasının yanı sıra kıtaların kayması kuramının savunucuları, karşılıklı kenarların birbirlerine uygunluğundan başka bu görüşlerini destekleyen son derece etkili jeolojik kanıtlar toplamışlardır. Geç Paleozoyik (Birinci) Zaman (y. 395-225 milyon yıl önce) sırasında Antarktika, Güney Amerika'nın güneyi, Güney Afrika, Hindistan ve Avustralya'da benzer geniş ölçekli buzullaşmaların olduğu belirlenmiştir. Bu olgu, bu kıtaların o dönemde Güney Kutup Bölgesi'nin çevresinde birleşik halde bulunuyor olmalarıyla açıklanabilir. Öte yandan Atlas Okyanusu'nun her iki yakası, kayaç yapısı ve jeolojik yapı açısından büyük benzerlikler vardır. Örneğin Brezilya kıyıları boyunca uzanan yaşlı kayaç kuşağı, Afrika'nın batı kıyılarındaki kuşakla uyum içindedir. Ayrıca Güney Amerika ile Afrika'nın Atlas Okyanusu kıyıları boyunca uzanan en eski deniz çökelleri Jura yaşlı olup bu durum, bu dönemde iki kıtayı ayıran okyanusun bulunmadığına işaret eder. 1950'lerde İngiliz jeofizikçiler Stanley Keith Runcorn ve P. M. S. Blackett ile başka bilim adamlarının çalışmaları sonucunda Yer'in magnetik alanının jeolojik geçmişteki yapısına ilişkin olarak elde edilen bulgular, kıtaların kayması kuramına yönelik ilgiyi artırdı. Magnetit gibi ferromagnetik mineraller, kor kayaçların bileşeni olarak kristalleşirken kalıcı bir mıknatıslanmaya uğrar. Bu mıknatıslanmanın yönü, Yer'in magnetik alanının o dönemdeki ve yerdeki yönüyle aynıdır. Daha sonraları ufalanma yoluyla ana kayaçtan dökülen mıknatıslanmış mineral parçaları tortul çökeller halinde birikirken bu kez o dönemdeki magnetik alanın doğrultusunda yeniden yönlenirler. Yeryüzünün değişik bölgelerinden seçilen farklı yaşlardaki kayaçlar üzerinde yapılan artık magnetizma incelemeleri, magnetik kutupların farklı dönemlerde farklı yerlerde bulunduğunu göstermiştir.

Manyetik kutuplar

Manyetik kutupların yer değiştirme eğrileri, çeşitli kıtalar için farklıdır. Bu farklılıklar bugün ayrı olan kıtaların bir zamanlar bitişik olduğu varsayımıyla açıklanır. Örneğin Avrupa ve Kuzey Amerika için bu eğriler, Kuzey Amerika'nın Triyas Dönemi'nden (y. 225-190 milyon yıl önce) günümüze kadar Avrupa'ya göre 30° kadar batıya kaymış olduğunu ortaya koyar.

Okyanus tabanının şekline ilişkin bilgilerin artması ve daha sonraları deniz dibi yayılması kuramı ile levha tektoniğinin geliştirilmesi, kıtaların kayması düşüncesini güçlendirdi. 1960'ların başında ABD'li jeofizikçi Harry H. Hess, okyanus ortası sıradağların sırtlarında, magma etkinlikleriyle yeni okyanus kabuğu oluşumunun sürmekte olduğunu ileri sürdü. Yer mantosundan yukarı doğru yükselen erimiş kayaç malzemesi soğuduktan sonra yeni bir magma sokulmasıyla iki yana doğru itiliyor ve böylece okyanus tabanı yatay doğrultuda, sırtlardan öteye doğru hareket ediyordu.

1960'ların sonlarında başta Jack E. Oliver ve Bryan L. Isacks olmak üzere çeşitli ABD'li araştırma-cılar, deniz dibi yayılması kuramını kıtaların kayması varsayımıyla bütünleştirerek levha tektoniği kuramını geliştirdiler. Bu kurama göre Yer'in taşküre bölümü çok sayıda büyük levhadan oluşmakta ve bu levhalar, yer mantosunun yumuşak (kısmen erimiş halde) üst manto (astenosfer) katmanının üstünde yüzmektedir. Okyanus ortası sırtları da bazı levhaların kenarlarında oluşmaktadır. Bu durumun görüldüğü yerlerde taşküre levhaları ayrılmakta ve yükselen manto malzemesi uzaklaşan kenara eklenerek yeni okyanus tabanını oluşturmaktadır. Levhalar sırtlardan uzaklaştıkça kıtaları da beraberlerinde sürüklemektedir.

Bütün bu etmenler dikkate alındığında Amerika kıtalarının yaklaşık 200 milyon yıl öncesine değin Avrupa ve Afrika ile bitişik olduğu ve bu kıtaların bugünkü Orta Atlas sırtlarındaki yarılmayla birbirlerinden uzaklaştığı söylenebilir. Ayrılmanın başlamasıyla kıtalar, yılda ortalama 2 cm kaymış ve bugünkü konumlarını almıştır. Henüz tam kanıtlanamamış olmakla birlikte tek bir kara kütlesinin parçalanması ve bu parçaların kayması olayının bütün jeolojik çağlar boyunca oluşan benzer bir dizi olayın yalnızca sonuncusu olduğu söylenebilir.[1]

Ayrıca bakınız

Kaynaklar

  1. Kıtaların Kayması, AnaBritannica
This article is issued from Vikipedi - version of the 2/29/2016. The text is available under the Creative Commons Attribution/Share Alike but additional terms may apply for the media files.