Karmelitler
Karmelitler, ortaçağda halkın sadakalarıyla geçinen dört büyük tarikattan biri.
Filistin'deki Karmel Dağında Eski Ahit peygamberlerinden İlya'nın (İlyas) açtığına inanılan pınarın yakınlarına yaklaşık 1155'te yerleşen eski hacılar ile Haçlı askerleri tarafından kuruldu. Kudüs'ün Latin patriği Aziz Albert'in 1206-14 arasında kaleme aldığı tarikat tüzüğü 1226'da Papa III. Honorius tarafından onaylandı. Tarikat, ilk Hıristiyan yazarların keşişlik düzeninin kurucusu saydıkları İlya peygamberin yaşam biçimini Karmel Dağında sürdürmeyi amaçlıyordu.
İlk Karmelitler ayrı hücrelerde ya da kulübelerde yaşayarak suskunluk, inziva, perhiz ve sadelik antlarını yerine getiren keşişlerdi. Ama çok geçmeden Filistin'de Haçlı ordularının uğradığı yenilgiler sonucunda Karmel Dağı Batılı keşişler için güvenli olmaktan çıkınca, yaklaşık 1240'ta Kıbrıs, Sicilya, Fransa ve İngiltere'ye doğru yola çıktılar. Karmelitlerin ilk genel kurulu 1247'de İngiltere'de Aziz Simon Stock'un başkanlığında toplandı ve tarikat Batı toplumunun koşullarına uyarlandı. Münzevilikten frer düzenine geçildi. Bu yapılarıyla Karmelitler bütün Batı Avrupa'ya yayıldılar ve Dominikenler ile Fransiskenlere çok benzeyen bir tarikat olarak halk arasında tanındılar. İlk Karmelit rahibe topluluğu 1452'de kuruldu. Karmelit tarikatındaki akımlar arasında en önemlisi ve sonuçları açısından en kapsamlısı Ávilalı Azize Teresa'nın başlattığı reform hareketiydi. Bir Karmelit manastırında 30 yıl kalan Azize Teresa, 1562'de Ávila'da daha katı kurallar uygulanan küçük bir manastırda Çıplak Ayaklı Karmelit Rahibeler Tarikatı'nı kurdu. Çeşitli tepkilerle ve zorluklarla karşılaşmasına karşın yalnızca rahibe manastırları değil, Juan de la Cruz'un işbirliğiyle daha sıkı kurallar uygulayan keşiş manastırları da kurdu. Reformcu Karmelitler ayakkabı yerine sandal giydikleri için, tarikatın eski kolundan ayırt edilmek amacıyla Çıplak Ayaklı Karmelitler adıyla anıldılar. Reform manastırları 1580'de tarikatın başkeşişinin yönetiminde ayrı bir yönetim birimi durumuna getirildi ve 1593'te papalık fermanıyla bağımsız bir tarikata dönüştürüldü.
Her iki tarikat da gerek Fransız Devrimi, gerek Napoléon ve 19. yüzyıldaki liberal yönetimler dönemlerinde ağır baskılarla karşılaştı. Ama daha sonra Batı Avrupa, Ortadoğu ve Latin Amerika'daki birçok ülke ile ABD'de yeniden canlandı.[1]