Raimondo D'Aronco
Raimondo D'Aronco | |
---|---|
Kişisel bilgiler | |
Doğum |
31 Ağustos 1857 Gemona |
Ölüm |
28 Mart 1932 (74 yaşında) San Remo |
Vatandaşlık | İtalya |
Çalışma ve başarıları | |
Etkin yılları | 1893 - 1909 |
Çalıştığı şehir | İstanbul |
Mimarlık tarzı |
Art Nouveau Osmanlı mimarisi |
Ünlü yapıtları |
Huber Köşkü Şeyh Zafir Türbesi Karaköy Camii Çini Fabrika-i Hümayunu Botter Evi Haydarpaşa Numune Hastanesi |
Anıtların restorasyonu |
Laleli Çeşme Aziziye Karakolu Mekteb-i Tıbbiye-i Şahane |
Wikimedia Commons'ta Raimondo Tommaso D'Aronco |
Raimondo Tommaso D'Aronco, 1893 - 1909 arasında Osmanlı İmparatorluğu'nda çalışmış ve pek çok önemli yapıtın müellifi olarak tanınmış İtalyan mimar. Osmanlı mimarisinin bir bölümüne ve 20. yüzyıl başı İstanbul'una damgasını vurmuştur. En görkemli eserlerini Art Nouveau akımını benimsediği dönemde vermiştir.
D'Aronco, birkaç kuşak boyunca inşaat işlerinde çalışan bir aileden gelmekteydi. Aile geleneğine uyarak çok erken yaşta babasının şantiyesinde çalışmaya başladı. İlkokuldan sonra Gemona Sanat Okulu'na ve üç yıl Avusturya'nın Graz kentindeki Baukunde'ye devam etti. Burada onu çok etkileyen iki hocası oldu; Neorönesans akımı benimseyen L. Theyer ile Gotik'e eğilimli Friedrich von Schmidt. Hocalarının da yönlendirmesiyle İtalya'ya mimar olma kararı ile döndü.
1877'de Venedik Akademisi'nin mimarlık ve bezeme kurslarına başladı. Yeteneğini hemen fark eden Giacomo Franco'nun derslerine devam etti. Buradan 1880'de çok yüksek notlar ve ikinci dereceden enstitülerde mimari çizim öğretmenliği diploması alarak mezun oldu. 1881 yılında Massa Carrara Enstitüsü'nde ilk görevine başladı. Bunu 1883 yılında Palermo Teknik Enstitüsü ve 1886 yılında Messina Üniversitesi izledi.
Raimondo D'Aronco, 1893'te Türkiye'den bir çağrı aldı. 1851 Londra Evrensel Sergisi'nden başlayarak hemen tüm uluslararası sergilere katılan Osmanlı İmparatorluğu bu kez İstanbul'da bir sergi düzenlemek isteğindeydi. Tarım-Orman ve Maadin Nazırı Selim Melhame başkanlığında ve üye olarak Osman Hamdi Bey, Mimar Alexandre Vallaury, Saray Başmühendisi Berthier ve bazı yüksek memurlardan oluşan bir hazırlık komitesi kurulmuştu.
Sergi yapılarının projelendirilmesi için çeşitli isimler üzerinde durulduysa da sonunda Selim Melhame, İtalya'nın İstanbul Elçisi Kont Collobiano aracılığıyla Raimondo D'Aronco ile ilişki kurdu. 11 Temmuz 1893 günlü Moniteur Oriental'in yazdığına göre Osmanlı Tarım ve Sanayi Ürünleri Ulusal Sergisi'nin projelerini hazırlamak konusunda D'Aronco ile anlaşma yapıldı. Ağustos ayında başlayan çalışmalar, kış boyunca sürdü. Temel atma töreninin tüm hazırlıklarının tamamlandığı sırada 10 Temmuz 1894 günü İstanbul'da büyük hasara neden olan şiddetli deprem oldu. Maddi zararın da büyük olduğu deprem sonrasında sergi için ayrılmış paraların onarımlara aktarılması gerekti ve sergiden vazgeçilmek zorunluluğu doğdu. D’Aronco, depremden sonra II. Abdülhamit’in verdiği görev üzerine İstanbul’daki birçok önemli eserin onarımında görev aldı; D'Aronco, sarayın ve Evkaf Nezareti'nin kadrosunda başta büyük camiler olmak üzere önemli yapıların onarımlarında çalışmaya başladı.
İstanbul'da çalıştığı 1893 - 1909 arası D'Aronco'nun profesyonel yaşamının en verimli dönemi oldu. Çoğunluğu yarışma projeleri olan İstanbul öncesi çalışmaları, genellikle eski üslupları canlandıran, yarışmaların gereklerine bağlı olarak Neogotik, Neobarok gibi çizgiler taşıyan tasarımlardır. Dönemi için tipik olan ve fazla bir yorum çabası gerektirmeyen bu uyarlama süreci kısa sürdü. Egzersiz yaparcasına denediği stiller arasında Çin kökenli denemeler bile vardı. Düzenli ve disiplinli bir akademik eğitiminin olmayışı kendine özgü kişisel bir dil geliştirmesine, stilistik kurallara fazla bağlanmayan, tersine onları yenilemeye çalışan bir tasarım anlayışına yol açmıştı. İstanbul ise hem eşsiz coğrafyası hem de binlerce yıllık zengin mimari mirasıyla, kendine özgürce açık tuttuğu üslup çoğulluğuna yepyeni boyutlar ekledi.
D'Aronco'nun 1900'lere kadar süren İstanbul'daki ilk dönem çalışmalarında eklektisist ve historisist yaklaşım belirgindir. Deprem sonrasındaki onarımlarda İstanbul'un özellikle Türk dönemi yapılarını içeriden tanımak olanağını bulması ona yeni yorum fırsatları vermişti. Örneğin 18. yüzyıl İstanbul barok mimarlığını yeni katkılarla kullandığı Yeniçeri Müzesi, Tarım, Orman ve Maadin Nezareti binaları (şimdiki Marmara Üniversitesi rektörlük binası) ve bugün Maçka'da bulunan II. Abdülhamid Çeşmesi özgün uygulamalar olarak belirtilebilir.
Alexandre Vallaury ile birlikte çalıştıkları Haydarpaşa'daki Mekteb-i Tıbbiye-i Şahane (şimdiki Marmara Üniversitesi Kampüsü) ve Haydarpaşa Numune Hastanesi, bu historisist yaklaşımının en görkemli örneklerindendir.
Yıldız Sarayı'nda gerçekleştirdiği yapılar Avrupa mimarlık örneklerine daha yakın çizgiler taşır. Bu yaklaşım, 1898'de II. Wilhelm'in ziyareti için yaptırılan Şale Köşkü ek binası, harem bahçesinde bugün birçoğu mevcut olmayan çeşitli limonluk ve seralar, Yeni Saray ve tiyatro tasarımlarla örneklenebilir.[1]
D'Aronco, 1900'den sonra Art Nouveau eğilimlerin ağırlığını duyurduğu bir anlayışa yöneldi. Sultan II. Abdülhamit'in Hollandalı terzisi J. Botter için tasarladığı Botter Apartmanı, meslek yaşamında bir dönüm noktası oldu. Botter Apartmanı, İstanbul'da Art Nouveau etkisini taşıyan ilk eserdir.[2]
İstanbul'da yoğun bir çalışma içinde bulunduğu sırada katıldığı Dekoratif Sanatlar Uluslararası Sergisi Proje Yarışması'nda birinciliği kazandı. 1902'de Torino'da açılan sergi, D'Aronco'nun Avrupa çapında tanınmasına, 20. yüzyıl başı mimarlığının saygın isimleri arasına girmesine ve İstanbul çalışmalarının da öğrenilmesine yol açtı.
Türkiye'deki uygulamaları da artık genellikle Art Nouveau biçimlere sahipti. En çok bilinen çalışmaları arasında Beşiktaş'ta Şeyh Zafir Türbesi, Kitaplık ve Çeşmesi, Karaköy Meydanı'nda, 1958'de söküldükten sonra kaybolan küçük Karaköy Camii, Yıldız Sarayı'nda İstabl-i Amire'ye ait ahır ve manej, çeşmeler, Çini Fabrika-i Hümayunu, Fenerbahçe'de Botter Evi, Dahiliye Nazırı Memduh Paşa için Arnavutköy'de silah koleksiyonu ve kitaplık pavyonu, Yeniköy'de Huber Köşkü (bugünkü Cumhurbaşkanlığı Yazlık Konutu), Ziraat Bankası direktörü Cemil Bey için Kireçburnu'nda Cemil Bey Evi ve nihayet Tarabya'da İtalyan Elçiliği Yazlık Binası sayılabilir.
Ayrıca Kuledibi'ndeki Laleli Çeşme de D'Aronco'nun izlerini taşır. 1894 İstanbul Depremi'nde zarar gören Galata'daki Aziziye Karakolu'nu da onaran isimdir.[3]
D'Aronco, Son dönemlerinde bademcik iltihabına iyi gelecek bir iklim arayışı için San Remo'ye taşındı ve 1932'de orada öldü.
Kaynakça
- ↑ Dünden Bugüne İstanbul Ansiklopedisi, Cilt 2, s. 550-551, Prof. Dr. Afife Batur -T.C. Kültür Bakanlığı ve Tarih Vakfı,1994.
- ↑ İtalyan Mimar Raimondo D’Aronco’nun Karaköy Mescidi Yeniden Yapılabilir
- ↑ Raimondo D'Aronco'dan İstanbul projeleri