Sefâretnâme
Sefaretnâme, özellikle Osmanlı Devleti döneminde, bir dış merkeze sefir (elçi) olarak atanan kişinin, döneminin siyaset ve diplomasisine, ve bu arada da sefirlik görevinde bulunduğu şehrin ve ülkenin güncel hayatına ilişkin izlenim ve görüşlerini kitap şeklinde bir araya getirdiği eserdir.
Divan edebiyatının çoğunlukla nesir şeklinde kaleme alınan önemli türlerinden biri olan sefaretnameler, aynı zamanda Osmanlı modernleşme ve diplomasi tarihinin önemli belgeleri arasındadırlar.
İlk örneklerine, genellikle XVII. yüzyılın ikinci yarısından sonraki dönemde rastlanmış, aralarında oldukça fazla ilgi uyandırmış ve manzum örnekleri de bulunan bu eserlerin sayıları özellikle XVIII.yüzyılda yani Osmanlı’nın yavaş yavaş Batı’ya yönelişinin arttığı dönemlerde daha da çoğalmıştır.[1] Sefaretnâme türündeki bilinen ilk vesika Austurya’ya gönderilen Hacı Zağanos’un raporudur. Bu rapor Fatih döneminin ilk on yılına rastlar. Kimi kaynaklar, Kara Mehmet Çelebi'nnin Viyana Sefaretnâmesi'ni ilk sefaretname örneğ sayar. Sefaretnâmelerin sonuncusu ise İran’da 1872-77 yılları arasında elçilik yapan Mehmed Tahir Münif Paşa’nın risalesidir.[2] En tanınmış örnekleri Yirmisekiz Mehmed Çelebi ve Ahmed Resmi Efendi'nin sefaretnameleridir.
Gözlem ve edebiyat yönünden ziyade, üstlenilmiş görev üzerinde yoğunlaşmış rapor özelliği olanlar "takrir" şeklinde anılırlar. Elçilerin gezip gördükleri yerlerin idarî, sosyal, askerî, kültürel ve teknik hayatları; maarif, sanayi ve medeniyet seviyeleri hakkında bilgiler verenler “genel sefaretname” şeklinde adlandırılır. Sefaretname ve takrirler, ait oldukları dönem hakkında verdikleri bilgilerin günümüz bakış açısının oluşturulmasına sağladıkları katkının yanı sıra, 18. yüzyılda Osmanlı Devleti'nin reform arayışları süreci içinde kayda değer bir tarihi önem de arz etmişler, bu arayışlara kaynak oluşturmuşlardır. Çoğunlukla resimlendirilmiş lerdir.[1]
Sayıları kırkın üzerinde olan sefaretnamelerin bir kısmı sonradan tarihçiler ya da vakanüvisler tarafından kaynak olarak kullanılmış ve bazıları da yayımlanmıştır. Yirmisekiz Mehmet Çelebi’nin Paris Sefâretnâmesi orta öğretim ders kitaplarına girerek öğrencilere de sunulmuştur.[1]
Günümüzde diplomatlar tarafından yazılmış anı kitapları sefaretname türünün uzantısı sayılabilir.
Başlıca sefaretnameler
- Kara Mehmed Çelebi'nin Viyana Sefaretnâmesi (1655),
- Zülfikar Paşa'nın "Mükaleme Takriri" (Viyana sefaretnâmesi) (1688-1692),
- İbrahim Paşa'nın Viyana sefaretnâmesi (1719),
- Yirmisekiz Mehmed Çelebi'nin Fransa Sefaretnamesi (1720),
- Ahmed Dürri Efendi'nin İran sefaretnâmesi (1721),
- Nişli Mehmed Ağa'nın Rusya sefaretnâmesi (1722-1723),
- Mehmed Efendi'nin Lehistan sefaretnâmesi (1730),
- Yirmisekizzade Mehmed Said Paşa'nın İsveç, Lehistan ve Rusya takriri (1732-1733),
- Salim Efendi'nin Hindistan sefaretnâmesi (1744-1749),
- Mustafa Nazif Efendi'nin İran sefaretnâmesi (1746),
- Hatti Mustafa Efendi'nin Nemçe sefaretnâmesi (1748),
- Ahmed Resmî Efendi'nin Berlin sefaretnâmesi (1763-1764),
- Seyyid İsmail Efendi'nin Fas sefaret takriri (1785-1786),
- Alemdar Mehmed Ağa'nın Buhara sefaretnâmesi (1787-1791),
- Vasıf Efendi'nin İspanya sefaretnâmesi (1787-1788),
- Yusuf Agâh Efendi'nin Havadisname-i İngiltere sefaretnâmesi (1793-1796),
- Mehmed Sadık Rıfat Paşa'nin İtalya sefaretnâmesi (1838),
- Abdürrezzak Bahir Efendi'nin Paris-Londra sefaretnâmesi (1845),