Türkiye'de başörtüsü yasağı

Alanya'da İslamî başörtü takan kadınlar

Türkiye'de başörtüsü yasağı, başta üniversite öğrencilerine yönelik olmak üzere bütün kamu ve bazı özel kurumlarda kadın çalışanlara uygulanan başörtü yasağı ile bu yasağın sosyal ve siyasal etkileri etrafında yaşanan sorun. Siyasal İslam'ın simgesi olduğu iddia edilen başörtüsünü kamusal alanda yasaklayan mahkeme kararları ve bu kararların başörtüsü dışında da başörtüsü tiplerine uygulanması, bu sorunun temelini oluşturmaktadır.

Başörtüsü yasağı, (kamu veya özel) ilk ve orta öğretim okullarında [1] ve (kamu veya özel) üniversitelerde herkes için geçerlidir.[2] Mahkemeler, devlet daireleri ve diğer resmi kurumlarda öğrenciler, işçiler ve kamu görevlileri için geçerlidir. Ancak ilk ve orta öğretim okullarında ve bazı üniversitelerde okula ziyaretçi ya da veli olarak gelenler için sorun yoktur.

Kamu kurumlarında ise çalışanlara uygulanan bu yasak hizmet alanlar için geçerli değildir. Benzer şekilde mahkemelerde yasak sadece yargıçlar, avukatlar, hukukçular ve diğer işçileri kapsar. Askeri kurumlarda ise bu yasak en geniş şekliyle uygulanır ve kullanılan örtü belli standartları (başörtüsü alttan bağlanmalı ve üstten biraz saç görünmelidir) sağlamadığı müddetçe ziyaretçi ya da veli olarak gelenler için başörtüsü yasaktır.

Kimlik, sürücü belgesi ve pasaport gibi resmi belgeler üzerinde başörtülü ve türbanlı fotoğraf serbesttir. Ancak üniversite kayıt belgeleri ve kimliği gibi resmi belgeler ile kamu çalışanlarının kimlikleri üzerinde başörtülü ve türbanlı fotoğraf yasaktır. Bu fotoğraflarda saçlar açık olmalı ve boyun görünmelidir.

Türkiye'de bu yasakların özellikle üniversite öğrencilerine yönelik de uygulanması çok yoğun ve tartışmalı olmuştur. Bu yasak lehine olanlar ve karşı çıkanlar arasındaki tartışmada Cumhuriyet Halk Partisi ve bâzı siyasî partiler ile Türk Silahlı Kuvvetleri laiklik adına bu yasağı savunurken Anavatan Partisi, Refah Partisi, Adalet ve Kalkınma Partisi ve Milliyetçi Hareket Partisi gibi merkez sağ, muhafazakar, milliyetçi ve İslamcı siyasî partiler ise bunu bir dini inanç adına savunmuşlardır.

Arka plan

Türkiye Cumhuriyeti 1923 yılında kurulduğunda laik bir cumhuriyet tanımı yoktur, hatta dönemin anayasasında devletin dini İslamdır ibaresi mevcuttur.[3] 1928 yılında devletin dininin İslam olduğu ibaresi kaldırıldı[4] fakat laiklik ibaresi bu anayasada da yer almadı. Laikliğin anayasaya girişi 1937 yılında Altı ok prensipleri için yapılan değişiklikle olmuştur.[5] Ancak başörtüsü yasaklanmamıştır.

Yasağın öncesinde 1960' ların sonu ve 1970' lerin başında, başörtüsü giyen üniversite öğrencisi sayısında önemli ölçüde artma olmuştur.[6] 1984 yılına kadar nadir olaylar yaşansada başörtüsü genel bir sorun olmamıştır. 1984 yılında, üniversitelerde başörtüsü yasağı yürürlüğe girmiştir, ama 1980'ler ve 1990'lar boyunca, yasağın uygulanması yaygın değildi ve mezun olan çok sayıda öğrenci olmuştur.[6]

Türban ve başörtüsü kavramları

Antalya'nın Kalkan köyünden geleneksel başörtüsü giyen bir Türk kadını

Anadolu'da başörtüsünün yemeni, eşarp, tülbent, yazma, çarşaf ve türban gibi çeşitleri bazı kadınlar tarafından kullanılmaktadır. Bu örtüler birbirinden kullanılan kumaşın şekli, deseni, boyutu ve bağlama biçimi gibi çeşitli açılardan ayrılır. Bu yöresel farklılıklar Türkiye'de başörtüsü maddesinde daha ayrıntılı bir şekilde incelenmiştir.

Bir kadın giysisi olarak türban ise ince kumaştan yapılmış, başı sıkıca kavrayan özel bir tür başörtüsüdür.[7] Genellikle renkli desenli ve ipek kumaştan yapılan türban, eşarba göre biraz daha büyük boyutludur ve şeffaf değildir. Türban saçın görünmesini engelleyecek şekilde takılan pamuklu kumaştan bir bonenin üzerinden bağlanır. Geleneksel başörtüsünden farklı olarak türban, çok sayıda toplu iğne ile sabitlenir. Türbanın bağlanma şeklinin geleneksel başörtüsünden ayrılan en önemli özelliği, saçın tek bir telinin bile gözükmemesine dikkat edilmesidir.

Kavram tartışması

1960'lı yıllardan itibaren kullanılmaya başlanan, 1980'li ve 1990'lı yıllarda ise yaygınlaşan, genellikle renkli, ipek ve geleneksel başörtüsünden farklı olarak kendine özgü bağlama şekli olan başörtüsüne "türban" denmekte ve bazı kesimler tarafından siyasî giyim tarzının bir öğesi olarak kabul edilmektedir.

Ancak, 1984'te YÖK yükseköğrenim kurumlarında "başörtüsü" kullanımını yasaklarken "modern bir şekilde, türban" kullanılmasına izin vermiştir. (Bu izin Danıştay 8. Dairesi'nin 1984'te verdiği karar ile iptal edilmiştir.)[8] Bu izin ve karar "türban" ile "başörtüsü" kavram tartışmasını da başlatmıştır.

Taraf gazetesi yazarı Ayşe Hür, Kemalist kesimin türbanı kavramsal olarak geleneksel başörtüsünden ayırmak suretiyle genel olarak örtünmeye karşı verdikleri mücadelede hedef daralttıklarını ve sert politikaları için meşruiyet sağladıklarını iddia etmektedir.[8]

Bilgi Üniversitesinden Murat Aksoy ise, "Başörtüsü-türban: Batılılaşma-modernleşme, laiklik ve örtünme" adlı tezinde bu kavram tartışmasına şu şekilde değinmektedir: "Laiklik duyarlılığı" olanlar açısından tartışma "türban" adıyla sürdürülmekte, türbanın "siyasî simge" olduğu ve bunu takanların "laik cumhuriyet rejimini" değiştirmeyi hedefledikleri ifade edilmektedir. İkinci pozisyonu temsil eden "İslamî" kesimde ise tartışma unsuruna "başörtüsü" adı verilmekte, bunun "dini bir vecibe" olduğu ve başörtüsü kullanmanın "din ve vicdan özgürlüğü" ile yasal güvenceye alındığı ifade edilmektedir. Bu iki pozisyon birbiriyle üç başlıkta karşılaştırılabilir [6]:

- Laik Kesim İslami kesim
Tartışmanın adı Türban Başörtüsü Sorunu
Neden takıldığı Siyasî simge Dinî bir vecibe
İfadesi/Yasal savunması Laikliğe aykırı Din ve vicdan özgürlüğü

Yukarıdaki sınıflamaya aykırı olarak Zaman gazetesi yazarı Mustafa Ünal 9 Şubat 2005 tarihinde "Türbana özgürlük" [9] adlı bir yazı kaleme almıştır. Ancak okuyucularından gelen tepkiler üzerine bir sonraki yazısında şöyle bir not düşmüştür: " Bazı okuyucular türban kelimesini kullanmama tepki gösteriyor. Türban veya başörtüsü, murad edilen aynı değil mi? Kelime tercihi önemsiz." [10]

Kronoloji

Almanya'da başörtüsü giymiş Türk kadınları

bütün kadın memurların başörtü örtmelerini yasaklamıştır. Bu genelge ile ayrıca erkeklerin sakal, uzun saç ve kravatsız işe gelmeleri de yasaklanmıştır.

10 Şubat 2008 tarihli Hürriyet gazetesi birinci sayfası. Başörtüsü ile ilgili yeni düzenlemeyi değerlendiriyor.

2008 Anayasa değişikliği girişimi

Recep Tayyip Erdoğan'ın başbakanlığını yaptığı 59 ve 60. Hükümet dönemlerinde, bu konuda açıklamalar oldu. Erdoğan, daha önce pek çok kez dile getirdiği siyâsî simge kabul edilse bile bu yasağın kaldırılmasını isteğini, 2008'in Ocak ayında İspanya'ya yaptığı ziyarette belirtti.[13] Bunun üzerine Adalet ve Kalkınma Partisi ve Milliyetçi Hareket Partisi kurmayları bir araya gelerek, iki haftadan kısa bir sürede, Anayasa değişikliği tasarısı hazırladı. Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde Şubat ayının başında görüşülen bu değişiklik kabul edildi ve Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün önüne geldi.[14]

Anayasa'nın 10. maddesinin son fıkrasına "... ve her türlü kamu hizmetlerinden yararlanılmasında" ibaresini, 42. maddesine de "Kanunda açıkça yazılı olmayan herhangi bir sebeple kimse yüksek öğrenim hakkını kullanmaktan mahrum edilemez. Bu hakkın kullanımının sınırları kanunla belirlenir" fıkrasını ekleyen değişikliğin Cumhurbaşkanı tarafından yayımlanması üzerine, Cumhuriyet Halk Partisi ve Demokratik Sol Parti milletvekilleri Türkiye Cumhuriyeti Anayasa Mahkemesi'ne, anayasa değişikliğinin "iptali veya yok hükmünde kabul edilmesi ve yürürlüğünün durdurulması" için başvurdu.

Davayı kabul eden Anayasa Mahkemesi, 5 Haziran 2008 tarihinde, yapılan anayasa değişikliği için iptal ve yürürlüğünün durdurulması kararını verdi. Anayasa Mahkemesi "9 Şubat 2008 günlü 5735 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın bazı maddelerinde değişiklik yapılmasına dair Kanun'un 1. ve 2. maddeleri, Anayasa’nın 2, 4. ve 148. maddeleri gözetilerek iptal edilmiştir. Ayrıca yürürlüğü de durdurulmuştur." açıklamasını yaparak, kararında Anayasa'nın değiştirilemez maddelerine ve Anayasa Mahkemesi'nin görev ve yetkilerine atıfta bulundu.[14]

Kronoloji

Üniversitelerde kılık kıyafeti düzenleyen kararlar

Üniversitelerde öğrencilerin genel görünüş, giyiniş ve davranışlarını belirleyen aşağıdaki maddelerden bazılarının başörtüsü yasağının da yasal dayanağını oluşturduğu iddia edilmektedir.[17]

  1. Anayasanın 11 ve 153 maddeleri
  2. 259 Sayılı "Bazı Kisvelerin Giyilemeyeceğine Dair Kanun"
  3. Bakanlar Kurulunun 03.02.1935 tarih ve 2/1958 sayılı "Bazı Kisvelerin Giyilmeyeceğine Dair Kanunu Tatbik Suretini Gösterir Nizamname"
  4. 2547 Sayılı YÖK Kanunun 4,5,14 ve 54 maddeleri
  5. Danıştay 8 Dairesinin 13.12.1984 gün ve 1984/636 Esas, 1984/1574 Karar sayılı kararı
  6. Anayasa Mahkemesinin 7.3.1989 gün ve 1989/1 Esas, 1989/12 Karar sayılı kararı
  7. Danıştay 8 Dairesinin 7.7.1989. gün ve 1988 /1173 Esas, 1989/652 Karar sayılı kararı
  8. Anayasa Mahkemesinin 09.04.1991 ün ve 1990/36 Esas, 1991/8 Karar sayılı kararı
  9. Yükseköğretim Kurumları Öğrenci Disiplin Yönetmenliğinin 6,7,9,11 ve ilgili diğer maddeleri

Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin Konuya Bakışı

AİHM, konuya ilişkin üç karar vermiştir. Bunlar Karaduman, Bulut ve Şahin kararlarıdır. AİHM, başörtüsü sorununu, Türkiye’nin siyasî/tarihî bir sorun olarak değerlendirmiş ve ulusal makamların daha doğru bir değerlendirmede bulunacağını belirtmiştir. AİHM’in davalara ilişkin karar ve yorumları, ulusal makamların karar ve yorumlarıyla paraleldir; baş örtüsü yasağı AİHM kararlarında da ulusal mahkeme kararında olduğu gibi inanç özgürlüğüne aykırı bulunmamıştır. Avrupa’da hiçbir devlette üniversite düzeyinde başörtüsü yasağı olmamasına rağmen, verilen bu karar, Türkiye’nin tarihsel ve toplumsal niteliklerinin vurgulandığı bir karar olması nedeniyle Türkiye’ye özgü bir karardır. Ulusal mahkemelerin bu konuda içtihat değişikliğine gitmesi halinde, AİHM’in de içtihadını aynı yönde değiştireceği kuvvetle muhtemeldir.[18][19]

Kaynaklar

  1. "YGS'de başörtüleri çıkarttırılan öğrenciler" (Türkçe). 5 Mayıs 2011 tarihinde kaynağından arşivlendi. http://web.archive.org/web/20110505182725/http://www.zaman.com.tr:80/haber.do?haberno=1114635&title=ygsde-basortuleri-cikarttirilan-ogrenciler-suc-duyurusunda-bulunacak. Erişim tarihi: 29 Nisan 2011.
  2. "Türbanlı diye doktor görevden alındı" (Türkçe). http://www.ntvmsnbc.com/id/25197491/. Erişim tarihi: 29 Nisan 2011.
  3. http://tr.wikisource.org/wiki/Te%C5%9Fkilat-%C4%B1_Esasiye_Kanunu (bkz. madde 2 (Değişik : 29.10.1339 (1923) – 364 sayılı kanun)
  4. bkz. 1924 Anayasası, 1222 sayılı ve 10/4/1928 günlü kanun (R.G. 14/4/1928-863; 3. T. Düstur, Cilt 9)
  5. bkz. 1924 Anayasası , 3115 sayılı ve 5/2/1937 günlü kanun (R.G. 13/2/1937-3533; 3. T. Düstur, Cilt 18)
  6. 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 Başörtüsü-türban: batılılaşma-modernleşme, laiklik ve örtünme, Murat Aksoy, Bilgi Üniversitesi İnsan Hakları Hukuku Bölümü Y.Lisans Tezi ve Kitap Yayınevi
  7. "Türk Dil Kurumu". http://www.tdk.gov.tr/TR/Genel/SozBul.aspx?F6E10F8892433CFFAAF6AA849816B2EF4376734BED947CDE&Kelime=t%c3%bcrban. Erişim tarihi: 18.11.2011.
  8. 1 2 Türbanın 60 yıllık serüveni, Ayşe Hür
  9. Mustafa Ünal-Türbana özgürlük
  10. Mustafa Ünal-Türban düşmanlığı
  11. 1 2 3 4 5 6 7 8 "Türban yasağının geçmişi" (Türkçe). Hürriyet Gazetesi. http://arama.hurriyet.com.tr/arsivnews.aspx?id=8201449. Erişim tarihi: 15 Şubat 2008.
  12. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin Üniversitelerde Türban Yasağına İlişkin Kararları Üzerine Notlar - Doç. Dr. Ali Ulusoy
  13. "Erdoğan siyasî simge olarak türbanı savundu" (Türkçe). NTVMSNBC. 26 Ocak 2008. http://www.ntvmsnbc.com/news/433224.asp. Erişim tarihi: 2008-06-05.
  14. 1 2 3 "Türban düzenlemesi reddedildi" (Türkçe). NTVMSNBC. 5 Haziran 2008. http://ntvmsnbc.com/news/449024.asp. Erişim tarihi: 2008-06-05.
  15. "TBMM'den türbana onay" (Türkçe). BBCTurkish.com. 14 Ekim 2010 tarihinde kaynağından arşivlendi. http://web.archive.org/web/20101014171541/http://www.bbc.co.uk:80/turkish/news/story/2008/02/080209_turkey_2update.shtml. Erişim tarihi: 15 Şubat 2008.
  16. Başsavcı, AK Parti’ye kapatma davası açtı, NTVMSNBC, 15 Mart 2008, URL son erişim tarihi: 15 Mart 2008.
  17. TÜ öğrencilerinin genel görünüş, giyiniş ve davranışlarını belirleyen yönerge
  18. Demir, Hande Seher (Temmuz 2011). Türkiye'de Din ve Vicdan Özgürlüğü. Adalet. ISBN 9786055412500.
  19. Demir, Hande Seher (2012). "Türkiye'de İnanç Özgürlüğünün Kapsamı ve Sınırlandırılmasındaki Sorunlar". Academia.edu. 17 Ağustos 2013 tarihinde kaynağından arşivlendi. http://web.archive.org/web/20130817085153/http://www.academia.edu:80/2040800/Turkiyede_Inanc_Ozgurlugunun_Kapsami_ve_Sinirlandirilmasindaki_Sorunlar. Erişim tarihi: 26 Ekim 2012.

Ayrıca bakınız

This article is issued from Vikipedi - version of the 12/27/2016. The text is available under the Creative Commons Attribution/Share Alike but additional terms may apply for the media files.