Yuvaköy, Amasya
Yuvaköy | |
— Köy — | |
Amasya | |
Ülke | Türkiye |
---|---|
İl | Amasya |
İlçe | Merkez |
Coğrafi bölge | Karadeniz Bölgesi |
Nüfus (2000)[1] | |
- Toplam | 242 |
Zaman dilimi | UDAZD (+3) |
İl alan kodu | 0358 |
İl plaka kodu | 05 |
Posta kodu | 05000 |
İnternet sitesi: http://www.yerelnet.org.tr/koyler/koy.php?koyid=235067 |
Yuvaköy, Amasya ilinin Merkez ilçesine bağlı bir köydür.
Tarihçe
Tarihçi Prof. Dr. Faruk Sümer, “Oğuzlar” adlı eserinde, “Yuva köyünün adı bir Türk boyundan gelmedir.”demektedir. YIVA (YUVA): Derecesi hepsinden üstün anlamıyla kullanılan kelime, aynı zamanda, Oğuzlar’ın Üçoklar koluna bağlı Denizhanoğullarına bağlı bir boyun adıdır. F.Sümer, bu boyun adının kayıtlarda Iva, İva, Yava, imlâlarıyla da geçtiğini belirterek bu adın bugünkü Yuva köyleriyle de ilgili olduğunu söylemektedir (Sümer, 1980: 266).
Türkiye’de adı Yuva olan 17 köy mevcuttur. Bizim köyümüz coğrafi yapısı itibariyle de yuvayı andırmaktadır. Merhum İsmail Hakkı Uzunçarşılı ise, 24 Oğuz boyu hakkında bilgi verirken bunlardan birinin de Yıva veya Yuva olduğunu nakleder. Bu durumda tıpkı çevresindeki bazı köyler gibi Yuva köyü de bir Türk topluluğunun bu coğrafyaya gelip yerleşmesi ile ortaya çıkmış ve topluluğun adı köyün adı haline gelmiştir.
Yer adları, bir yerleşim yerinin tarihi kimliğinin ortaya konulması açısından oldukça büyük öneme sahiptir. Anadolu’nun Türkleşmesi sırasında akın akın Anadolu’ya gelen Oğuz Türklerinin yerleştikleri bölgeler ya mensubu bulundukları boyun adıyla veya göç sırasında o obanın/aşiretin başında bulunan komutanın/beyin adıyla anılmışlardır.
1892 yılına kadar Pelitli Tekke Köyü (Tekke: Akınoğlu) halkından bazı kişilerce mera ve yayla olarak kullanılan Yuva Köyü, Horasan erenlerinden Seyyid-i Vakkas’ın Yörük Türkmen boylarına bağışlayarak yerleşim yeri olarak kullanılmaya başlanmıştır. İlk yerleşenler (bugün soyadı Gümüş olanlar) Yığmanoğlu Hüseyin Çavuş kardeşleri ve babası Numan (Yığman) Koca ile, aynı zamanda Tekke’den gelerek yerleşenler Koçak soyadını taşıyanlardır.
Sonraki yıllarda Yılmazlar da Tekke’den gelerek yerleşmişlerdir. Köy statüsünü kazanmak amacıyla muhacir kabul etmesi istendiğinde ise Artvin-Efeler Köyünden (Acara Bölgesi) 1877-1878 Osmanlı-Rus Savaşı (93 harbi) döneminde göçerek Taşova ilçesi-Baraklı Köyü tarafında bulunan Çatma Yaylasına yerleşmiş olan Topal Ahmet ve kardeşleri (İyimaya soyadını alan aile), Yığmanoğlu Hüseyin Çavuş’un davetiyle köyün batı yakasına yerleştirilmişlerdir. Soyadı Yıldız ve Atak olanlar 1900’lü yılların başında İyimayalar tarafından davet edilerek köyümüzdeki Aşağı Mahalleye yerleşmişlerdir. Soyadı Çetin olanlar ise İyimayaların birinci derecede akrabasıdır.Çeşitli akrabalık bağları nedeniyle Şimşek ailesi de Beldağı köyünden gelmiştir. Ayrıca Köse soyadını taşıyanlar I.Dünya Savaşı döneminde Tokat-Reşadiye’den göçerek yerleşmişlerdir. Gümüşlerin eski akrabaları Taşova-Dörtyol Köyünde bulunmaktadır. Eski yıllarda hayvancılıkla geçinen bu Yörük ailesi Kızılcapınar mevkiindeki Sığırağılı’nı da yayla olarak kullanmışlardır. Koçaklar Tekke’deki akrabalarıyla, İyimayalar da Efeler Köyündeki akrabalarıyla aynı soyadı taşımaktadırlar.
Köyümüz 1942 yılına kadar Tokat’ın Erbaa ilçesine bağlıydı. (1942’den önce doğanların nüfus cüzdanında doğum yeri Erbaa yazmaktadır.) Taşova’nın ilçe olmasıyla birlikte bu ilçeye bağlı kalmış ve 1962 yılından sonra Amasya Merkez ilçeye bağlanmıştır.
Muhtarlarımız 1.Akça Ağa Halil Gümüş 2. BİLAL EYİMAYA 3. AKÇA AĞA HALİL GÜMÜŞ 4.HALİM YILMAZ 5.HEKİMOĞLU YUSUF YILDIZ 6.MUSTAFA KOÇAK ( Mıstık ) 7.HACI KOÇAK 8.AHMET YILDIZ ( Yarımağa ) 9. AHMET GÜMÜŞ ( Halit oğlu) 10 Mustafa Yıldız 11.Ahmet Eyimaya 12.Ahmet Gümüş 13.Yusuf Çetin 14.Üzeyir Yılmaz 15.Veysel Koçak 16. MUSTAFA YILDIZ ( 2004-2009 ) 17.YUNİS KÖSE ( 2009-2014 ) 18. VEYSEL GÜMÜŞ ( Temmuz 2014 -7 Haziran 2015'e kadar vekaleten ) 19. HALİT GÜMÜŞ 7 Haziran 2015'ten beri. ...
Ulaşım
Yuva köyü’nün güney tarafında Aydınca-Turhal-Tokat, Aydınca-Amasya yolu ile kuzey tarafında Akınoğlu-Taşova-Erbaa, Akınoğlu-Amasya bağlantılı yolları vardır.
Amasya’ya 54 km, Taşova’ya 25 km, Erbaa’ya 50 km, Turhal’a 38 km, Tokat’a 80 km, Samsun’a 130 km uzaklıktadır.
Kültür
Gacırdak
Adını çıkardağı sesten alan bir oyun aracı. Bazı gençlerin bilmediği veya bilse de şenliklerin düzenlenmesiyle birlikte öğrendiği “Gacırdak” bir nevi eğlence aracı. Kalın bir kazık üzerine geçirilmiş bir ağacın her iki tarafına dengeli olarak binen kişilerce dönerek kısa süreli heyecan yaşamasına yarayan, her yaş grubuna uygun,. rekabete dayalı olmayan, eğlence amaçlı oyun aracıdır.
Çelik Oyunu
Her yörede bu oyun çelik çomak biçiminde adlandırılsa da köyümüzdeki örneğini başka yerlerde görmüş değiliz. Bir metrelik kazık üzerine konan çeliğin bir sopayla uzaklaştırılması ve yere düşmeden rakip takım tarafından tutulması veya dokunulmasıyla el değiştiren bir oyundur. İki takım halinde oynanması, özellikle sayı saymayı ve hesap yapmayı da ihtiva eden rekabete dayalı bir oyundur. Ayrıntılı kuralları vardır. Bu oyunda Batı ülkelerindeki kriket oyununun bazı özelliklerini taşımaktadır.
Malliç Oyunu
Bu oyun bir metrelik değneklerle, en az 4 kişiyle oynanır. Belli bir noktadan atılan sopanın ebeye ait sopayı yerinden uzaklaştırıken ebe tarafından sopa düzeltilene kadar kendi sopasına yeniden sahip olması ve yakalamandan tekrar kaleye geçebilmesi ile oyun devam eder. Ebeye yakalanan ebe olur. Bunda hızlı ve kıvrak hareket etme rakibine yakalanmamak esastır. Geleneksel Türk sporlarından Cirit oyununun atsız oynanan biçimi denebilir.
Esir Oyunu
En az beşer kişilik takım halinde oynanan, mücadele, kıvraklık ve hızlı koşmayı gerektiren, rekabete dayalı bir oyundur. Yaklaşık 50-60 metre mesafedeki kaleler arasında oynanır.
Somak Oyunu
Birer metrelik sopalarla, küçük oval topaça benzer bir ağaç parçasının tencere derinliğinde bir çukura girdirilmesi veya uzaklaştırılmasına göre oynanır. Çok ayrıntılı kuralları vardır. En az 3 kişiyle oynanır. Bir kişinin ebe olmasıyla başlar. Ebe seçimi de tamamen kurallarla belirlenir. Bu oyun kısmen çim hokeyinin özelliklerini taşıyor.
Güvercin Taklası
Dörder kişilik iki takım halinde oynanan oyunda sportif beceri gelişiminin sağlanması amaçlanır. Bir grup içindeki 4 kişiden kisi aayaküstü arka arkaya durur.. Onların bacak kısımlarına da eğilerek diğer iki kişi durur. İkinci grup ise sırayla eğik duranların sırtından takla atarak atlar. Takla atmaya çalışanlardan biri atlayıp yere düşerse veya eli yere değerse atlama sırası ikinci grubun olur. Yarışma amacı olsa da eğlenceye dönük tarafı da vardır.
Yukarıda bahsettiğimiz tüm oyunlar genellikle erkekler tarafından oynanan oyunlardı. Bu oyunların çoğu ilkokul bahçesinde, mahallelerde, köy meydanında uygun yer ve ortamlarda oynanırdı. Çobanlar ise yayla veya meralarda oynardı. Günümüzde futbol bu oyunların hepsini yok etti. Yaşları 35’ten küçük olanlar bu oyunları ya hiç oynamadılar veya sadece duymuş olabilirler.
Beştaş, taş-kale, çizgi, elim sende, yumulmaç (saklambaç) gibi oyunlar hem kızların, hem de erkelerin karışık olarak da oynayabildikleri oyunlardan bazılarıdır.
Geleneksel yemekleri
Amasya yöresinin tüm geleneksel yemekleri içinde yer alan ve sofralardan eksik olmayan çorba çeşitleri, dolmalar, börekler köyümüzde de vardır.
Toyka Çorbası
Hemen her evde akşam yemeğinde veya eskiden sabah kahvaltısında sofralardan eksik olmayan çorba.
Malzemesi: Su, un, aşlık( yarma), tereyağı ve nane.
Tarhana Çorbası
Yarma ve süzmeden müteşekkil kulak biçiminde kurutulan tarhana önceden ıslatılarak nohutla birlikte pişirilen kış mevsiminin en lezzetli çorbasıdır.
Etli Dolma
Muska biçiminde yapılmasıyla diğer dolmalardan farklılık arz eder. Her mevsimde, her evde salamura yaprak bulunur.
Malzemesi: yaprak( tevek), yarma, az miktarda barbunya fasulyesi, kıyılmış soğan, nane, dana veya kuzu eti.
Kara Kelem (lahana) Dolması
Kara lahana yaprağı içine yarma, kıyılmış soğan, nane, nohut, salça ve baharat katılır. Pişirilen kazana kemikli et de konularak kısık ateşte pişirilir.
Keşkek
Düğünlerin ve özel günlerin baş tacı yemeklerden birisi keşkektir. Keşkeğin temel malzemesi keşkeklik buğday düğünlerde özel olarak davul zurna eşliğinde törenle köy meydanındaki dibekte (soku) döğülür. Fırınlarda güveç içinde pişileni daha lezzetli olur.
Malzemesi: Kabukları alınmış buğday, et ve tereyağı
Kuru Fasulye
Köyümüzde yetişmiş olan kuru fasulyeden (şeker fasulye) pişirilen yemek çok lezzetli olmaktadır. En büyük özelliği kolay pişmesi ve et tadında lezzete sahip olmasıdır.
Malzemesi: Kuru fasulye (ak pahla), et, soğan, salça ve az miktarda baharat
Sini Böreği
Köyümüzde börek denince akla, kalaylı sinilerde pişirilen tereyağlı börek akla gelmelidir. 5 kat hamurdan oluşan böreğin arasına kimi zaman çökelek, ceviz veya kış aylarında iç yağı konur. Bayramların, nişan törenlerinin, düğünlerin, ölenlerin 40’ı, veya yılı için verilen ziyafetlerin temel yiyeceği börektir. Ramazanda sahur gecelerinin vazgeçilmez ana yemeği yine sini böreğidir. Bazı annelerimiz Ramazan öncesinde hazırladıkları yufkaları nemlendirip siniye döşeyerek pişirirdi ve üzerine cevizli gül suyu veya şekerli şerbet dökülürdü. Buna da işkefe böreği denir.
Genel olarak gözleme diye bilinen sac üzerinde pişirilen yağlılar, sac ekmeği (bazlama), mısır unundan yapılan cızlak ve kömbe, mısır ekmeği (güdül), mayasız hamurdan yapılan hamursuz, dönderme, katmer, kaypak, mayalı fırın ekmeği ve haşhaşlı çöreklerin tadı bir başka oluyor. Süte ve yoğurda doğranan mısır ekmeğini uzun zaman köy özlemini yaşamış olanlar daha çok hisseder.
Kış yemekleri arasında kalle (barbunya fasulyenin haşlanmasıyla oluşur.), erişteli bulgur pilavı, haşhaşlı kesme makarna, cimcik çorbası, kara çorba, ak çorba, cevizli kelem, yahni, kurutulmuş biber ve patlıcandan yapılan dolmalar vb...
Zamanla yemek kültürü daha genelleşmeye başlamıştır. Köyümüzün ve yöremizin yemekleri et, kuru bakliyat ve un mamullerinden oluşan yemeklerdir. Yaz aylarında sebze yemekleri (taze fasulye ve diğerleri) sofralarda yer alır.
Coğrafya
Amasya merkezine 54 km uzaklıktadır.
Doğusunda Altınlı Köyü, Eynedolu Merası, Boğalı Dağı ve Baldıran Yaylası, Batısında Engüles Dağı, Abacı Köyü ve Yaylasaray (Tasna) Yaylası, Güneyinde Beldağı Köyü, Kuzeyinde Yaylasaray, Elmakırı, Akınoğlu beldesi vardır.
Bütün çevresi ormanla kaplı, yemyeşil dağ ve tepelerle çevrili doğal güzelliğe sahip köyümüz gerçekten bir ‘Yuva’dır. Kısmen düzlüklerin bittiği yamaçların başladığı alanlarda evler yapılmış olduğu dikkati çekmektedir.
İklim
Köyün iklimi, Karadeniz iklimi etki alanı içerisindedir.
Nüfus
Yıllara göre köy nüfus verileri | |
---|---|
2007 | |
2000 | align="right"10000 |
1997 | - |
Ekonomi
Köyün ekonomisi tarım ve hayvancılığa dayalıdır.
Altyapı bilgileri
Köyde ilköğretim okulu yoktur. Aydınca'ya taşımalı eğitim yapılmaktadır. Köyün hem içme suyu şebekesi hem kanalizasyon şebekesi vardır. PTT şubesi ve PTT acentesi yoktur. Sağlık ocağı ve sağlık evi yoktur. Köye ulaşımı sağlayan yol asfalt olup köyde elektrik ve sabit telefon vardır.
Altyapı
Yol
Güney tarafındaki 13 km'lik yolun Beldağı köyünden itibaren Aydınca’ya kadarki kısmının 40 yıl içinde en az 3 kez yapılıp değiştirilmek zorunda kalması ve sonunda dördüncü güzergâhtan Yuva Köyü temsilcilerinin yıllarca süren ısrarı sonucunda bugünkü güzel yoluna kavuşmuştur. Yol 2002 yılında asfaltlanmıştır. Normal zamanlarda otomobille eskiden 40 dakikada alınırken şu anda 15 dakikada alınabilecek durumdadır. Yol yapımı hakkında çok sayıda büyüğümüzün anlattığı hikâyeleşmiş hadiseler vardır.
Kuzey tarafındaki Taşova yolu: İlk kez motorlu taşıtların gidebileceği yol YSE tarafından 1970-1972 yıllarında yapıldı. Daha sonra 1982 ve 1990 yıllarında yeniden yapılarak doğal şartlara göre bugünkü düzenli, işlek bir yol haline gelmiştir.
İçme Suyu
Köyümüzde 1955 yılında ilk kez çeşme yapılmış ve 1964 yılında Halit oğlu Ahmet Gümüş'ün Muhtarlığında 6 adet mahalle çeşmesi imece usulü yapılmıştır. Bunlardan 3 çeşme hâlâ faal durumdadır. Bu çeşmelerin önünde hayvanları sulamak veya buğday yıkamak amacıyla su tekneleri de yapılmıştır. Aynı yıllarda her çeşmeye yakın yerde yunak (mahalle hamamı) yapılmış, 1970'li yıllara kadar haftalık banyo yapma ve çamaşır yıkama ihtiyacı bu yunaklarda giderilirdi.
Elektrik
1979 yılında her türlü alt yapısı hazırlanmışken 4 yıl gecikmeli olarak 30 Ekim 1983'te komşu köylerle birlikte elektriğe kavuşmuştur.
Telefon
1940'lı yıllardan 1990 yılına kadar manyetolu telefonlar yalnızca Muhtarlıkta kullanılırken bugün telefonsuz ev yoktur.
1990 yılında ise Baldıran Yaylası-Çamlıburun deresinden yaklaşık 6 km.lik bir mesafeden köye su şebekesi yapılmıştır. İçme suyu sorunu yoktur.
1996 yılında ise kanalizasyon yapılmış ve atıklar, kirli su kanalları köyden 1 km uzaklıktaki Sudüşen mevkiinde yer altına verilmiş olup çevre kirliliğine yol açması söz konusu değildir.
Kaynakça
Muhittin Gümüş, www. yuvakoyu-amasya.com