Ağrı ayaklanmaları

Ağrı ayaklanmaları
Kürt ayaklanmaları

Ağrı Dağı kumandanları: Sipkanlı Halis Bey İhsan Nuri Paşa, Hasenanlı Ferzende Bey
Tarih16 Mayıs 1926 - 25 Eylül 1930
BölgeAğrı Dağı-Van Gölü arası
SonuçAyaklanmalar bastırıldı; Ağrı Cumhuriyeti Türkiye kontrolüne girdi.
Taraflar
Türkiye Cumhuriyeti Ağrı Milli Hareketi (Hoybun)
Komutanlar ve liderler
Mustafa Kemal
İsmet İnönü (Başbakan)
Fevzi Çakmak (Genkur. Bşk.)
İbrahim Tali (I. Umumi Müfettiş)
İzzettin (3. Ordu)
Salih (9. Kolordu)
İhsan Nuri
Bıro Heske Telli
Ardeşir Muradyan ?
Hasenanlı Ferzende
Sıpkanlı Halis ?
Güçler
10.000-15.000[1][2] İngiliz istihbarat kaynaklarına göre:
5.000-8.000[2]

Ağrı ayaklanmaları, 1926-1930 yılları arasında Ağrı Dağı ve civarı ile İran topraklarının da dahil olduğu bir coğrafyada meydana gelen Kürt ayaklanmaları. 1929 Büyük Buhranı’nın etkilerinin olduğu bir zamanla birleşen bu dönemde, Türkiye'nin isyanı bastırmak için yaptığı harcamalar ekonomik krize neden oldu.[3]

25 Eylül 1930'da ayaklanma Türk ordusu tarafından tamamen bastırıldı.

Birinci Ağrı İsyanı

16 Mayıs 1926'da Soğanlı, Kızılbaşoğlu, Sori, Cilkanlı, Bilhanlı ve Cinganlı aşiretleri; Ağrı'daki İbrahim Heski ve adamları ile birleşerek ayaklandılar. İran'daki Yusuf Taso ile beraber 1.000 kadar atlının İran sınırını geçip Brosonlu'nun yardımına gelmesi üzerine ayaklanma büyüdü. Bunun üzerine başlatılan askeri harekat ilk başlarda başarısız oldu. Doğubeyazıt'a çekilen ordu birlikleri Haziran ayında, ikinci bir harekata başladı. Bunun üzerine isyancılar İran'a kaçtı. İran hükümetinden sınırda gerekli önlemleri alması ve geçişleri önlemesi istendi.

Hoybun

5 Ekim 1927'de Taşnak lideri Vahan Papazyan'ın desteğiyle bugünkü Lübnan'da Bihamdun'da Hoybun örgütü kurulmuştu. Hoybun sadece Kürdistan'ın bağımsızlığını değil, "Yüce ulusal organ... Tüm güçleri ve uluslararası güce sahip güç" formuna dönüştürmüştür. Ağrı isyanları dışarıdan finansal ve silah desteği de buldu.[4] Ermeniler ve en başta Ermeni Taşnak partisi isyanın planlanmasında ve maddi bakımdan desteklenmesinde önemli rol oynadı.[4] Hatta New York'ta yaşayan Ermeni kökenli bir Taşnakçı olan Vahan Cardashian ABD Dışişleri Bakanlığı'na gönderdiği bir mektupta, Ağrı'daki operasyonların başında birkaç Ermeni subay ve teknisyenlerinden destek gören bir Ermeni olduğunu yazdı.[4] Ayrıca Ağrı isyanlarının devam ettiği sırada, Ağrı'daki isyancılara müttefik olan aşiretler Suriye'den eşzamanlı saldırılar gerçekleşti.[4] Ağrı isyanlarına katılanlar arasında Süryaniler'de vardı.[4]

1928'e gelindiğinde, İstanbul'da askeri eğitim alıp Cumhuriyeti Ordusu'nun yüzbaşıyken 1924 Beytüşşebap'da firar eden İhsan Nuri (daha sonra Îhsan Nûrî Paşa), Zilan Bey lakaplı Ardeşir Muradyan, Suriye'de konuşlanmış olan Hoybûn (Xoybûn) Cemiyeti'nin de desteğiyle yeni bir isyanı planlamaya başladılar. Bunlar küçük bir grup kurarak gruptaki askerleri modern silahlarla donattı ve askeri taktikler çalıştırdı. Bu grup Ağrı Dağına doğru giderek Hoybûn ayaklanmasını başlatmışlardır. Bu grup sadece Ağrı dağına gitmemiş dahası giderken Bitlis, Van ve Van gölü etrafındaki çoğu yerleşim yerini ele geçirmişlerdir. İhsan Nuri, 1929-1930 yıllar arasında Agrî gazetesini yayınladı.

Gelişmeler üzerine Ankara Hükumeti aynı yıl il merkezinin Doğubayazıt'tan Karaköse'ye taşınmasına karar vererek direnişçileri, onların yakın dostları aracılığıyla direnişten caydırmaya çalıştı. 1928 yılında ayaklanmanın liderleri ile askeri ve sivil idareciler arasında ayaklanmanın sona ermesi amacıyla yapılan görüşmelerden bir sonuç alınamadı.

İkinci Ağrı Harekâtı

13 Eylül 1927'de başlatılan harekatıyla Türk ordusu İran sınırına kadar ilerledi.

Ağrı Cumhuriyeti

İhsan Nuri ve "Zilan Bey", Hesik aşiret reisi İbrahim Ağa (Îbrahîm Hêsîkê Têlî)'nın aşiretiyle birlikte İran sınırını aşarak yeni bir isyan başlattı. Askeri birimlerin yetersiz kalması sonucu isyancılar, içinde Doğubayazıt'ın da bulunduğu bir bölgeyi denetimi altına aldı. Kontrolleri altına aldıkları bölgede, Hoybun Cemiyeti'nin desteğiyle Ağrı Cumhuriyeti'nin bağımsızlığını ilan etti.

Tendürek Harekâtı

Türk Ordusu, 14-27 Eylül 1929 tarihlerinde Tendürek harekatı ile İran kökenli Şeyh Abdulkadir (Şêx Ebdulqadir)'in isyanına katılmasını önledikten sonra Hükümet, hareketi bastırmak için 28 Aralık 1929'da aldığı bir kararla 1930 Haziranında Ağrı’ya bir kuvvet gönderdi. Salih Omurtak komutasındaki birlikler ilk başlarda fazla başarı elde edemediler. 26 Mayıs-9 Haziran 1930 tarihleri arasında Savur harekatı ile Savur, Midyat ve Cizre istikametini güvenliğini korumaya çalıştı.

Ağrı Türk-İran sınırı boyunca devam etmekteydi. 1930'lara gelindiğinde, Türk güçleri üstünlük kurmaya başlamışlardı. Mayıstan başlayarak, Türk güçleri atağa geçti ve Ağrı dağını 10.000 askerle Haziranda kuşattı. İki tarafta da asker sayıları gittikçe artıyordu. Kürt aşireti Türkiye devletine karşı toplamda 60.000 asker toplamıştı.

Türk önceliğine göre Barzani 500 adamla Musul'dan ve diğer Kürt gruplarda örneğin Haco Ağa Suriye'den Simko da İran'dan 1930'da Hoybun'a yardıma geldiler.

Zilan Ayaklanması

20 Haziran - 12 Temmuz 1930 tarihleri arasında (Genelkurmay Harp Tarihi Başkanlığı'na göre 20 Haziran - Eylül başı 1930[5]) Van ile Karaköse (Ağrı) arasında Zilan harekatı gerçekleştirdi. Bu harekat sırasında 12 Temmuz 1930 veya 13 Temmuz 1930'da Zilan Olayları yaşandı ve Ağrı eteklerindeki köyler tamamen yakılırken, ahalisi Erciş'e sevk ve iskan olmuştur. Zilan harekatında imha edilenlerin sayısı 15.000 kadardır." [6][7]

Cumhuriyet gazetesi 16 Temmuz 1930 tarihinde bu olayı "Ağrı Dağı tepelerinde tayyarelerimiz şakiler üzerine çok şiddetli bombardıman ediyorlar. Ağrı Dağı daimi olarak infilak ve ateş içinde inlemektedir. Türk’ün demir kartalları asilerin hesabını temizlemektedir. Zilan Deresi ağzına kadar ceset dolmuştur." şeklinde duyurmuştur.

Birleşik Krallık Dışişleri Bakanlığına ait rapor, Erciş ve Zilan yakınındaki Türk başarısı 'nın birkaç silahlı adam ve büyük bir çoğunluğu oluşturan silahlı olmayan sivillere karşı kazanıldığını aktarmaktadır.[8]

Yaşar Kemal 1950'li yıllardaki röportajlarında "Zilan Deresi Katliamı"nı öğrenip çok etkilendiğini belirtmiştir.[9] [kaynak güvenilir mi?]Daha sonra Deniz Küstü adlı romanında katliamdan söz etti.[10] Romanın başkahramanlarından biri Selim Balıkçı, Ağrı harekâtlarına katılmış ve yüzünden yaralanarak Cerrahpaşa Hastanesi'ne kaldırılmıştır.[11]

Üçüncü Ağrı Harekâtı

Türkiye, o dönemde İran sınır içinde bulunan Küçük Ağrı Dağı'nın arkasına kadar birliklerini ilerletmek için izni aldı (Sınır ötesi harekatı). Böylece isyancıların İran yolu kapanmış oldu. Daha sonra bu İki ülke arasında bir sınır düzenlemesi yapılarak Van'ın Kotur kasabasını İran’a verilip, Küçük Ağrı Dağı Türkiye sınırları içine alınacaktı.[12] 1 Temmuz'de Türk Ordusu Ağrı Dağı'nın kuşatmasını tamamlandı ve 7 Eylül 1930'da genel taarruzu başlattı. 25 Eylül'e kadar süren Ağrı Dağı Muharebesi esnasında 14 Eylül'de Kire (Büyük Ağrı Dağı ile Küçük Ağrı Dağı arasında bulunan ova)'de İbrahim Ağa öldü ve İhsan Nuri de İran'a sığındı.

Daha sonra Adana Ağır Ceza Mahkemesi'nde yapılan yargılamalarda 34 kişi idam cezasına çarptırıldı. 1938'de Karaköse olan ilin adı, Ağrı olarak değiştirildi.

Kültürel etkiler

Kaynakça

Dış bağlantılar

Notlar

  1. Imperial meanderings and republican by-ways: Essays on eighteenth century Ottoman and twentieth century history of Turkey, Robert W. Olson, Isis Press, 1996, ISBN 9754280975, sayfa 142.
  2. 1 2 British documents on foreign affairs--reports and papers from the Foreign Office confidential print: From the First to the Second World War. Series B, Turkey, Iran, and the Middle East, 1918-1939, Edition 32, University Publications of America, 1997, ISBN 9780890936030, sayfa 82.
  3. 1 2 3 4 5 Soner Çaǧaptay: Islam, secularism, and nationalism in modern Turkey: who is a Turk?, Taylor & Francis, 2006, ISBN 0415384583, sayfa 38. (İngilizce)
  4. Genelkurmay belgelerinde Kürt isyanları, C. 2., Kaynak Yayınları, 1992, s. 6.
  5. Yusuf Mazhar, Cumhuriyet, 16 Temmuz 1930, ... Zilan harekatında imha edilenlerin sayısı 15.000 kadardır. Zilan Deresi lebalep ecsat dolmuştur...
  6. Ahmet Kahraman, Kürt İsyanları: Tedip ve Tenkil, Evrensel Basım Yayın, ISBN 978-975-6525-48-7, s. 211., Karaköse, 14 (Özel muhabirimiz bildiriyor) ...
  7. The conviction here is that the Turkish succcess near Ergish and Zilan were realy gained over a few armed men and a large percentage of non-combatants., Robin Leonard Bidwell, Kenneth Bourne, Donald Cameron Watt, Great Britain Foreign Office, British documents on foreign affairs: reports and papers from the foreign office confidential print. From the first to the the second world war. Turkey, Iran, and the Middle-East, 1918-1939. The Turkish revival, 1921-1923, University Publications of America, 1997, ISBN 978-0-89093-603-0, s. 106.
  8. Cengiz Çandar, "“Kürt açılımı”nı Ararat-Süphan ekseninde izlerken...", Radikal, 31 Temmuz 2009, URL erişim tarihi: 16 Ağustos 2010. (Türkçe)
  9. Yashar Kemal, çev. Thilda Kemal (Serrero), The sea-crossed fisherman, Braziller, 1985, ISBN 978-0-8076-1122-7, p. 58, (Salih Pasha )......Every time one of his soldiers was killed by the Kurds, he'd go mad with rage and order the nearest Kurdish village to be set on fire and all its men shot. (İngilizce)
  10. Yashar Kemal, ibid, p. 57, 58, 149 etc. (İngilizce)
  11. Pirouz Mojtahed-Zadeh, Boundary Politics and International Boundaries of Iran: A Study of the Origin, Evolution, and Implications of the Boundaries of Modern Iran with Its 15 Neighbors in the Middle East, the Persian Gulf, the Caucasus, the Caspian Sea, Central Asia, and West Asia by a Number of Renowned Experts in the Field, Universal-Publishers, 2007, ISBN 9781581129335, p. 142.
  12. Dağları Bekleyen Kız (1955), Sinematurk
  13. Dağları Bekleyen Kız (1968), Sinematurk

Ayrıca bakınız

This article is issued from Vikipedi - version of the 12/30/2016. The text is available under the Creative Commons Attribution/Share Alike but additional terms may apply for the media files.