Baştoklu, Hanak
Baştoklu | |
— Köy — | |
Ardahan | |
Ülke | Türkiye |
---|---|
İl | Ardahan |
İlçe | Hanak |
Coğrafi bölge | Doğu Anadolu Bölgesi |
Nüfus (2000) | |
- Toplam | 391 |
Zaman dilimi | UDAZD (+3) |
İl alan kodu | 0478 |
İl plaka kodu | |
Posta kodu | 75900 |
İnternet sitesi: |
Baştoklu, Ardahan ilinin Hanak ilçesine bağlı bir köydür.
Tarihçe
1992 yılında il olan Ardahan'ın Hanak ilçesine bağlı bir köyün eski ismi “Yukarı Dikan” olarak bilinmektedir. Daha sonra ise köyün adı “Baştoklu” olarak değiştirilmiştir. Bölgenin Osmanlı hakimiyetine girmesini müteakiben yapılan 1573 tarihli arazi yazılmalarında köyün ismine rastlamak mümkündür.
1573 tarihindeki kayıtlara göre Meşe Ardahan bölgesi sınırlarında kalan köyün ismi eski ismiyle olduğu gibi “Büyük Dikan” olarak geçmektedir. Bu durum köyün en az 500 yıllık bir geçmişinin olduğunu göstermektedir. Köyün içerisinde kurulu bulunan 1851 tarihinde yapılan cami de bu tarihi doğrulamaktadır. Köyün tarihini bölgenin tarihinden ayrı tutmak söz konusu olmayacağından köyün bağlı bulunduğu Ardahan ilini merkez kabul ederek bölgenin tarihine kısaca değinmekte fayda bulunmaktadır.
İslamiyet Öncesi Yaşam
Bu yöreye Türk boyları ilk kez, Kıpçakların atası sayılan, Kimmerlerin (M.Ö. 720) gelmesiyle başlamıştır. Daha sonraları İskitlerin geldiği görülüyor. İskitler bu yörede 500 yıl hüküm sürmüşler. Geliş tarihleri M.Ö 680 olarak bilinmektedir.
M.S. 628 yılında Hazar Türklerinin Hazar bölgesinden göçerek üç kol üzerine dağıldıkları ve bir kolunu da Kafkaslara yürüyerek, bu yöreyi ele geçirdikleri kaynaklarda yer almakta. Hazar boylarından göçüp gelen bu göçleri oluşturan insanlara Arda Türkleri denmektedir.
3. ve 4. yüz yıllarda yörede Hıristiyanlık yayılmaya başladı. 415 yılında ise Batıdan gelen Bizans egemenliği yöreyi ele geçirmiştir.
İslamiyet Sonrası Yaşam
Halife Osman döneminde (646) ise bölge Arap İslam egemenliğine girmiştir. Bütün bu yüz yıl boyunca İslam güçleriyle Bizans arasında sürekli el değiştiren bu yöre, İlhanlılar'ın, Kıpçaklar'ın ve daha nice grupların gelip yerleşmelerine karşı koyamamıştır.
Selçuklu Sultanı Alpaslan'ın 1064 tarihinde Ani şehrinin egemenliğini eline geçirmesiyle "Danişmentli Ahmet" adıyla bilinen komutanın emrindeki Selçuklu ordusuyla Şavşat üzerinden Arsiyan Dağını geçerek 1080'de bölgeyi ele geçirmiştir.
Selçuklular bu yörede uzun zaman varlıklarını gösterememişler. Zayıflayan Selçuklu ordularını elinden yöreyi İlhanlılar eline geçmiştir. İlhanlılar zamanında Ortodoks olan Kıpçak Türkleri bölgenin yarı bağımsız hakimi olmuşlardır. Kıpçak Türklerinin (Kumanların) bölgede (Ardahan-Ahıska-Artvin kesiminde) Atabek adlı bir sülale kurarak bölgede hüküm sürdükleri bilinmektedir. Osmanlı zamanında bölge Atabekler diyarı olarak bilinmektedir.
13. yüzyılda Moğol ve İlhanlı egemenliği görülürken yöre, daha sonra 1414 yıllarında Cengizlilerin elinde kalmıştır.
Kars ile birlikte bu yöre Akkoyunluların işgaline uğramıştır. Ardahan yöresinde adı bilinen Atabekler, Akkoyunluların emrinde kalmışlar. Daha sonra, Karakoyunluların emrinde kalan yöre, Şehzade Selim’in (1.Selim) Trabzon Sancakbeyi olduğu dönemde (1481-1512) Osmanlılar'a bağlandı. Yöre Bu dönemde, Birkaç kez Safevi, birkaç kere de Gürcü denetiminde kaldı. 1551 yılında Erzurum Beylerbeyi İskender paşa tarafından kesin olarak Osmanlı topraklarına katıldı.
Osmanlı Egemenliği
Kanuni Sultan Süleyman döneminde Şark Seferleri başlayınca, Padişah tarafından Kıbrıs Fatihi Lala Mustafa Paşa sardar tayin edilerek bölgeye sefere çıkmıştır. 1578 yılının 2 Temmuz'unda Erzurum, 5 Ağustos'unda Ardahan'a gelen Osmanlı ordusu ile 9 Ağustos 1578 tarihinde, Sefevi(İran) ordusu arasında Çıldır civarında başlayan meydan savaşının Osmanlı ordularının zaferi ile sonuçlanması sonrasında bölge tamamen Osmanlı hakimiyetine girmiştir. (Ardahan, Çıldır, Posof, Ahıska) Bu tarihten 1800'lü yıllara kadar bölgenin mutlak Osmanlı hakimiyetinde olduğu gözlenmektedir. Ancak kuzeyde güçlenen Rus çarlarının güneye denizlere ulaşma hedefleri doğrultusunda Kafkaslar'a ve bölgeye egemen olmayı amaçlamaları bölgede uzursuzlukların ve savaşların başlamasına sebep olmuştur.
Rus orduları 1828 yılında bölgeyi, Ardahan, Kars, Erzurum ve Bayburt dahil ele geçirmiş ancak yapılan Edirne Anlaşması sebebiyle Ahıska hariç diğer bölgeleri boşaltmak zorunda kalmıştır. Ahıska’nın Ruslar tarafından işgali üzerine Posof'lu bir şairin yazmış olduğu aşağıdaki şiir tarihi bir tespiti içermesi bakamından önemlidir.
“ Ahıska bir gül idi gitti ,Ehli iman idi gitti
Söyleyin Sultan Mahmut’a, İstanbul Kilidi gitti”
Çeyrek asır geçmeden 1855 yılında bölge tekrar Rus işgaline uğradı, bir yıl sonra imzalanan Paris Anlaşması ile 1856 yılında Ruslar, Kars, Ardahan ve diğer bölgelerden çekilmek zorunda kaldılar. Ancak bölgenin uzun süre Rus işgaline girmesi 1876 tarihinde Osmanlı Devleti ile Rusya arasında başlayan ve 93 Harbi olarak bilinen savaş sonrasında olmuştur.
Kurtuluş Savaşı ve Türkiye Cumhuriyeti Dönemi
17 Mayıs 1877 tarihinde Ardahan ve bölgesi Rus işgaline uğramıştır. Savaş sonrasında ise 13 Temmuz 1878 tarihinde imzalanan Berlin Antlaşması'yla Ruslara bırakılan Ardahan yaklaşık 40 yıl Rusların esaretinde kalmıştır. 1918 Brest-Litowsk Antlaşması'yla yeniden Türkiye topraklarına katılmış ise de 30 Ekim 1918 Mondros Mütarekesi ile Türk ordusunun çekilmesi sonucu, Ermeni ve Gürcülerin işgaline hedef olmuştur. 30 Kasım 1918 tarihinde Ardahan'da kurulan Milli Şura Hükümeti tarafından Mondros Mütarekesi şartları reddedilmiş, Milli Şura Hükümeti, Kurtuluş Savaşı'yla bütünleşerek Kâzım Karabekir Paşa ve Halit Paşa komutasındaki Türk ordusu tarafından 23 Şubat 1921 tarihinde kurtarılmıştır.
Bölge Rus esaretinde iken Rus askerleri ve Ermeniler tarafından Müslüman Türk unsurlara karşı mezalim yaşandığı tarih kaydetmektedir. Aşağıya alınan ağıt yapılan mezalimler üzerine söylenen ağıtlardan sadece bir tanesidir. Bölge gerçeklerini bilmek açısından paylaşmakta fayda bulunmaktadır.
"Sabah ilen Urus girdi şehere Yetti dehre ah avazın Ardahan“kırın!” deyü emreyledi leşkere Söylendi Ser-ta –sir sözün Ardahan Herkes düştü figana,ıztıraba Al-kana boyandı toprağı taşıÇok köyleri yaktı,etti harabe Ezel böyle yazmış yazın ArdahanAteş verip niçe evleri yaktıGöç olup,Poskov’a sel gibi aktı Hepsinden Beter oldu bu demde Açıldı gönülde yazın ArdahanKimi orda kalıp gördü dehşetiHiç kimseye etmez iken minneti Ümmet-i Muhammed hep giydi kara Al-kana boyandı düzün ArdahanArşta melaykeler yandı bu ahaYazdı gazeteler,bildirdi Şaha Kimi gelip burada çekti zahmeti Şimdi dilenir çok kezin ArdahanBu sergerdan HOCA ağlar bu yandaAl-Osman’ın geldiğini duyanda Her sene mahsuülün lodalanırdı Kesildi ekmeğin,tuzun Ardahan Senin dertlerini bir bir sayanda Sağılır hep yaran,sızın Ardahan "
Kültür
KARAPAPAK TÜRKLERİ kültür gelenek ve görenekleri yaşamaktadır.
Türk kültür gelenek ve görenekleri yaşanmaktadır. Köyde yaşayan halk Oğuzların Türkmen boyundan gelen Karapapaktır.
Aşağıda köyün geleneksel yemeklerinin bir listesi bulunmaktadır:
|
Coğrafya
Köyün merkezinin Hanak ilçesine uzaklığı 5 km, il merkezi Ardahan'a olan uzaklığı 33 km'dir. Köyün kuzeyinde Koyunpınar köyü, kuzeybatısında İncedere köyü. Batısında Güneşgören köyü ve köye ait yayla, Güney sınırında Ardahan ili, doğusunda ise Alaçam köyü bulunmaktadır. Köyün batısında Artvin ili ile doğal sınır oluşturan Yalnızçam Dağları ve kuzeydoğusunda da Kol Dağı'nın uzantıları bulunmaktadır.
Köy ve civarında arazi, ağaç bakımından genel olarak çıplak bir görünüm arz etse de, ancak köy merkezinde bireysel ağaçlandırma ve köyün güney ve güney doğusunda bulunan Karahüseyin sülalesi adını taşıyan , Karahüseyin diye adlandırılan bölgede küçük çam ormanı küçük istisnalarını teşkil etmektedirler. Köyde bulunan akarsular kendi topraklarından küçük dereler halinde doğup köy merkezinden geçerek Alaçam köyünden geçip Cot Çayı'na karışır. İçme suyu bakımından köy, yörenin en zengin köylerindendir. Köyün batısındaki vadilerin birleşerek genişlediği kesimlerde yayla olarak nitelenen düzlükler yer almaktadır. Köyün yaylası köy sınırları içerisinde yer almaktadır. Eski Hanak - Ardahan Karayolunun bir kısmı köyün sınırlarından geçmektedir.
Yayla özelliği gösteren köyün denizden yüksekliği 1.800 metredir. Yer yer 2.000 ile 3.000 metre yüksekliği bulunan dağlara sahip olan bölge, bu dağlar dolayısıyla ot ve su bakımından hayvancılığa oldukça elverişlidir. Kış mevsiminin uzun ve çok soğuk geçmesi nedeniyle bölgeye bağlı olarak köyde de meyve ağaçlarının da yetişmediği bir gerçektir. Bunun yanında yukarıda belirtildiğimiz ormanlık alanda kara ve sarıçam, kavak, söğüt vb. ağaçların yetiştiği de bilinmektedir. Bitki örtüsü yönünden oldukça şanslı sayılabilecek köy ve civarında çeşitli otlar ve kır çiçeklerinin ilkbahar yağmurlarıyla beslendiği ve çevreyi güzelleştirdiği hususu da burada belirtilebilinir.
Bitki Örtüsü
İlçede belirli alanlarda toplanmış küçük orman alanları dışında ilçe topraklarının büyük bir bölümü çayır ve mera alanları ile kaplı bulunmaktadır.
İklim
Köy, iklim bakımından kışları çok sert ve soğuk, yazları ise ılık ve yağışlı geçen bir karasal iklime sahiptir. En soğuk ayın sıcaklık ortalaması –25 derece , en sıcak ayın ortalaması ise +25 derecedir.
Nüfus
Yıllara göre köy nüfus verileri | |
---|---|
2007 | |
2000 | 391 |
1997 | 812 |
Ekonomi
Halkın büyük çoğunluğu küçük çiftçi olup, tarım ve hayvancılıkla uğraşmaktadır. Köyün çevre köylere nazaran ekili alan ve mera yönünden en zengin köylerin basında gelir. Genel olarak köyde arpa, buğday ve yem bitkileri ekimi yapılmaktadır. Tarımda makinalaşma seviyesi her geçen gün artmaktadır. Köyde yaklaşık olarak 40 adet traktör mevcuttur. Hasat halen traktörler ve buna bağlı ekipmanlarla yapılmaktadır. Hasat mevsimi de son derece kısadır. Yüksekliğin fazla olması, dolayısıyla kış aylarının ağır geçmesi nedeniyle meyve ve sebzelik yapılmamakta bu ürünlerin tamamı satın alınmakta bazı yıllarda ihtiyaca yetecek ürün dahi elde edilmemektedir.
Tarım ve Hayvancılık
Köyün geçim kaynakları arasında Hayvancılık %80 payla ilk sırayı almaktadır. Bitkisel üretimin payı ise %20’dir. Köyümüz mera, otlak ve yaylak varlığı olarak geniş alanlara sahip olduğundan önemli bir hayvancılık potansiyeline sahiptir. Halkın hepsi hayvancılıkla uğraşmaktadır. Elden edilen hayvansal ürünler köy halkının başlıca geçim kaynağıdır. Ayrıca köye 15 Mayıs'tan itibaren genellikle Kars ilinden gelen mandıracılar Köyde süt toplama evi kurmakta ve 1,5-2 aylık bir dönemde çiftçilerden aldıkları sütleri kaşar peyniri yapımında kullanmaktadırlar.
Köyde her yıl, inek potansiyeline bağlı olarak değişmekle birlikte herkes 1-2 ton civarındaki süt bu şekilde mandıracılara verilmekte geri kalan sütler ise ailelerin kendi ihtiyaçları için peynir ve yağ yapımında kullanılmaktadır. Köyde bulunan büyükbaş hayvanların büyük bölümü yerli ırk olan DAK (Doğu Anadolu Kırmızısı) X Montofon ırkından meydana gelen melez hayvanlardan oluşmaktadır. Köyde hayvan varlığının büyük bölümünü büyükbaş hayvanlar oluşturmakta olup küçükbaş hayvan mevcudu bu orana ters denecek kadardır. Ayrıca köyden her yıl diğer illere gerek besi gerekse kurbanlık için çok miktarda canlı hayvan sevkıyatı olmaktadır www/bastoklukoyu/net
Arıcılık
Köy, dünyaca tanınan üstün vasıflı Kafkas Irkı arının gen merkezleri arasında yer almaktadır. Ayrıca bölgenin 1200 çesit zengin florasından dolayı arıcılık için iyi bir potansiyel mevcuttur. Bu yüzden köyde üretilen ballar çok kalitelidir. Genel istatistiklerine göre köyde tahmini 200-250 arı kovanı bulunmaktadır.
Köyde arıcılık sabit arıcılık şeklinde yapılmakta olup birkaç kişi dışında gezginci arıcı bulunmamaktadır. Ardahan ili ile birlikte köyde Artvin ili arıcıları dışındaki gezgin arıcılara kapalıdır.
Altyapı Bilgileri
Köy halkı Kendi imkanlarıyla 1800 yıllarında Köy camisini ve 1940 yılında da İlk Okulunu yapmıştır. Daha sonra ilave bina yapılarak 8 Yıllık Eğitim veren İlköğretim okuluna dönüşmüştür. Aşırı göç nedeniyle nüfusu azalan köy okulunda Birleştirilmiş sınıf uygulaması ile eğitim devam etmektedir. Köyün içme suyu şebekesi vardır ancak kanalizasyon şebekesi yoktur. PTT şubesi ve PTT acentesi yoktur. Sağlık ocağı binası vardır ancak faliyet yoktur. Köye ulaşımı sağlayan yol [asflat] olup, köyde elektrik ve sabit telefon vardır. Halkın boş zamanlarını geçirdiği iki tane köy kahvesi vardır.
Dış bağlantılar
|