Hovahannes Dadyan
Barutçubaşı Hovannes Bey Dadyan (Ermenice: Օհաննես Տատեան; 1799 - 1869), Osmanlı döneminde yaşamış Ermeni asıllı mühendis ve müteşebbis.
Osmanlı padişahı tarafından Baruthane-i Hümayun'u yönetmekle görevlendirilmiş, böylece Barutçubaşı unvanını kazanmıştı.
Hovannes Bey Dadyan Padişah III. Selim döneminde Azatlı'daki Baruthaneye Barutçubaşı görevinde getirilen Arakel Dadyan Efendi'nin üçüncü oğludur. 1799’da dünyaya gelen Hovannes Dadyan iyi bir eğitim almış ve genç yaşta barut yapımı, dokuma ve kâğıt yapımı ile ilgili Fransızca kitaplardan çeviriler yaparak babasına yardımcı olmaya başlamıştır. Sultan Selim tarafından ’Amira’ sıfatı ile ödüllendirilmiş olan Arakel Bey'in ölümünden sonra devrin Sultanı II. Mahmut Arakel Bey'in oğullarını önemli görevlere getirmiştir.
Birkaç kez Fransa'ya gidip araştırmalarda bulunan Hovannes Bey 1820’de Beykoz Kağıt Fabrikasını, 1826’da Eyüp'teki Dokuma Fabrikasını kurmuş, Baruthanedeki makineleri modernleştirmiş ve Sultan Mahmut tarafından ödüllendirilmiştir. Son derece verimli çalışmalardan dolayı 1835’te Saray Barutçubaşılığı görevine getirilmiştir. 1836’da Hereke'de bir ipek dokuma fabrikası, İzmit'te bir çuha fabrikası ve Beykoz'da bir Dabakhane kurmuştur. Sultan Mecit, Hovannes Bey'in mühendislik konusundaki kabiliyetine hayran kalarak onu 1842’de Paris ve Londra'ya yollayıp Çuha fabrikası için gerekli makineleri getirmesini ister. Dönüşte Çuha fabrikasını ziyaret eden Sultan Mecit buradaki düzenli çalışmadan etkilenerek Hovannes Bey'e `Dile benden ne dilersen` der. Hovannes Bey'in dilekleri kişisel olmaz. Padişahtan Surp Pırgiç Ermeni Hastanesi'nin ekmek ve et iaşesini karşılamak için yardım ister. Bu yardım uzun süreler devam eder.
Hovannes Bey 1844'te Padişah Fermanı ile Bakırköy'deki Dzınunt Surp Asdvadzadzni Kilisesi ve onun yanında bugün Dadyan Ermeni Okulu'nu inşa eder. Bakırköy'deki Rum Kilisesinin toprağını veren de kendisidir. Ayrıca Kilisenin yapımında da büyük katkısı olmuştur. Sultan Abdülmecid 1845'te Zeytinburnu'daki demir fabrikasını inşa ettirerek buranın başına değerli mühendisi Hovannes Bey Dadyan'ı getirir. Burada çok verimli bir çalışma gösteren Hovannes Bey Dadyan çok az kişiye verilen iftihar madalyası ile taltif edilir. Dadyan ailesinin devlet hizmetlerindeki başarısı babadan oğla geçerek sürmüştür. Dikkat çekici bir husus da şudur. 1856 Kırım Savaşı sonunda Paris Antlaşması öncesi İstanbul'da bulunan Birleşik Krallık ve Fransa komutanları Sultan Abdülmecit'e kullandıkları barutun Avrupa'dakinden daha kaliteli olduğunu söyleyerek övgüler yağdırır ve Hovannes Dadyan'ı kendi ülkelerine iyi maddi koşullarda çalışmaya davet ederler. Hovannes Bey bu teklifi şu sözlerle reddeder.``Ben Türk sevgili yurdumda doğmuş, onun iyilikleri ile beslenmiş bir kulum. Hizmetlerim velev pek cüzi olsun ona masruftur`.