El Kurtubî
Muhammed bin Ahmed el-Kurtubi, (doğum tarihi XI. Yüzyılın sonları ve XII. Yüzyılın başları olarak tahmin edilmiştir.[1]), Eserlerinde Ehl-i Sünnet’i savunan, başta Mu’tezile olmak üzere İmâmiye, Râfiziyye, Kerrâm’îyye gibi fırkaları eleştiren[2] âmelde Malikî, i'tikatta Eş’ari olmakla birlikte, mezhep taassubuna karşı tavır takınan ve taklitçiliği bir metot olarak benimsemediğini dile getiren[3] Endülüslü ve Arap, muhaddis, müfessir, fakih, dilci ve kıraat âlimi.
Ayrıca bakınız
|
Hayatı
Kurtubi, Endülüs'ün yetiştirdigi büyük alimlerdendir. Endülüs Emevileri’nin başşehri olan, dönemin ilim yuvası Kurtuba’da dünyaya geldi. Doğum tarihi 12. yüzyılın sonları ve 13. yüzyılın başları olarak tahmin edilmiştir. Kurtuba'da çiftçilikle uğraşan bir ailenin çocuğu olarak dünyaya geldi. Babası Hıristiyan İspanyolların 16 Temmuz 1230 tarihinde gerçekleştirdikleri bir saldırıda öldürüldü. Kurtubi, gençlik yıllarında çömlek yapımında kullanılan toprak taşımacılığı ile uğraşarak ailesinin geçimine yardımcı olmuştur.
Eğitiminin ilk yıllarını Kurtuba’da geçirdi ve burada 'İbni Ebi Hucce' diye tanınan Ebu Cafer Ahmed bin Muhammed el-Kaysi (ö. 1245), Rebi bin Abdurrahman bin Ahmed el-Eş’ari (ö.1235), Ebu’l Hasan Ali bin Kutral el-Ensari gibi alimlerden sarf-nahiv (Arap grameri), belağat, Kur'ân ilimleri ve fıkıh dersleri aldı.
Kurtuba’nın 1236 yılında Kastilya-Leon Kralı III. Fernando[4]’nun kuvvetleri tarafından ele geçirilmesinden sonra şehri terk ederek İskenderiye’ye geçti. Burada 'İbnü’l Müzeyyen' ismiyle anılan Ahmed bin Ömer el-Kurtubi’den (ö.1258) el-Müfhim fi Şerhi Sahih-i Müslim adlı eserinin bir kısmını dinledi. Ayrıca 1251 yılında vefat eden hadis alimi Ebu Muhammed Abdulvehhab İbn Revâc, Ebu Muhammed Abdülmu’ti el-Lahmi, el-Hasen İbn Muhammed el-Bekri (ö.1258), İbnu'l Cummeyzi (ö.1252) gibi hocalardan dil, edebiyat, Kur'an ilimleri, kıraat, tefsir, hadis ve fıkıh dersleri aldı.
Şehabeddin el-Karafi ile birlikte Feyyum’a seyahat etti. 1249'da Mansure’ye uğradı. Burada ders gördü. Kahire’de de bir müddet ikamet ettikten sonra Said bölgesindeki Münyetü Beni Hasib’e yerleşti ve hayatının sonuna kadar burada yaşadı. Kendisinden ders alanlar arasında oğulları Şehabeddin Ahmed ile İbnü’z Zübeyr, İsmail bin Muhammed bin Abdülkerim, Ebu Bekir Muhammed bin Ahmed bin Ali el-Meymuni ve Ziyaeddin Ahmed bin Ebu’s Suud es-Satrici’nin adlarını zikredebiliriz.[5]
Mütevazi kişiliği ve sade yaşantısı ile tanınan, zühd hayatına önem veren, itkan sahibi bir âlim olarak kaynakların zikrettiği Kurtubi 29 Nisan 1272 Münyetü Beni Hasîb’de vefat etti ve buraya defnedildi. Kabri 1971 yılında onun adına inşa edilip hizmete açılan bir cami avlusundaki türbesine nakledilmiş olup halen ziyaretçilere açık bulunmaktadır.[6]
İlmi tutumu ve çalışmaları
İlmi tutumu
Tefsir, hadis, kıraat, fıkıh gibi İslami ilimlerde çok iyi yetişmiş olduğunu kaleme aldığı eserleriyle ortaya koyan Kurtubî’yi Zehebi “ilimde derya” olarak nitelendirmiş diğer âlimlerde hakkında benzer ifadeler kullanmışlardır.[7]
Kitap ve sünnet yolunu tutan tasavvuf ehline karşı çıkmamışsa da cehalet ve hurafe temeline dayanan sûfiler hakkındaki olumsuz tutumunu açıkça ortaya koymuştur.[8] Bu arada devlet adamlarını çekinmeden eleştirmiş, zamanın idarecilerinin rüşvet aldığını ifade etmiş[9] , onların hukuk dışı davrandıklarını, menfaat karşılığında hükmettiklerini, Allah’ın dinini değiştirdiklerini ileri sürmüştür.[10]
Eserleri
Kurtubi hakkında doktora ve yüksek lisans tezleri mevcuttur. Eserlerine dair inceleme çalışmaları da vardır. Halihazırda birçok kitapta ve makalede Kurtubi’den alıntılar yapılmakta ve görüşlerine büyük önem verilmektedir. Bunların dışında Kurtubi’nin günümüze ulaşan veye ulaşmayan pek çok eseri vardır.
- El-Cami': Kurtubi Tefsiri olarak ün yapmış olan eserin tam adı önsözünde geçtiği üzere 'el Câmi li Ahkami'l Kur'an ve'l Mübeyyin lima Tedammenehu mine's Sünne ve Ayi'l Furkan'dır. Kurtubi’nin en önemli eseri olup geniş hacmine rağmen ilim çevrelerinde büyük ilgi görmüş ve çeşitli baskıları yapılmıştır. Eser, ahkam (islam hukukuna dair hükümler) ağırlıklı olduğu için bunu Ahkamu'l Kur'anlar içinde sayanlar da vardır. Ama bütün Kur'an'ın baştan sona kadar tefsirini ihtiva etmektedir. Kurtubi tefsirine Kur'an'ın fazileti, okunuşunun keyfiyeti, tefsiri, icazı, toplanması ve tertibi, yedi harf meselesi, müfessirlerin dereceleri ve tefsirle ilgili daha birçok konuya tahsis ettiği oldukça geniş bir önsöz ile başlar. Bu önsöz çeşitli isimlerde ve değişik kimseler tarafından neşredilmiştir.[11]
Bu mukaddimenin başında, tefsirinde takip edeceği metodu bizzat kendisi söyle açıklamıştır:
“ | Ömrüm boyunca Allah'ın kitabı ile meşgul olmayı ve bütün gücümü ona sarf etmeyi uygun gördüm. Bunu da tefsirdeki nükteleri içine alacak şekilde lügatleri, i'rabları, kırâatleri, kalpleri doğru yoldan sapan dalâlet ehlini reddetmeyi, bu zikrettiklerimin yanında ahkâmı, âyetlerin nüzûl sebeplerini, âyetler arasındaki manâyı toplayan ve birbirine zıt gibi görünen ayetler arasındaki müşkülleri açıklayan selef ve halef âlimlerinin görüşlerine şehâdet eden hadisleri özlü bir şekilde yazmaya giriştim... Bu kitaptaki şartlarım: Sözleri söyleyenlerine, hadisleri de (hadis mecmualarının) müelliflerine dayandırmaktır... Müfessirlerin kıssalarından, tarihçilerin haberlerinden lüzumlu olanlar ve açıklama için mutlaka gerekli olanlar hariç olmak üzere yüz çevirdim. Bunun yerine "mes'ele" adını verdiğim ahkâm âyetlerinin açıklamalarını koydum. Bir, iki veya daha fazla hüküm ihtiva eden her âyete bazı mes'eleler ilâve ederek o mes'eleler içinde nüzûl sebeplerini, tefsiri, garîb kelimeleri ve hükümleri açıkladım. Şayet âyet bir hüküm ihtiva etmiyorsa tefsir ve te'vilini vermekle yetindim.[12] | ” |
Mukaddimede geçen bu bilgilerden de anlaşılacağı gibi eser baştan sona Kur’an tefsiridir. Ancak ahkam ayetlerine önem verilmiştir. Gerçekten Kurtubi mukaddimede verdiği bu esaslara uymuş ve rivayet ağırlıklı, son derece faydalı bir tefsir ortaya koymuştur. Tefsirde rivayete ağırlık verilmesi yanında dirayet ihmal edilmiş değildir. Yaptığı alıntılarda genel olarak kaynak göstermiştir.
İstifade ettiği eserler arasında Ahkamu'l-Kur'an'lar önemli yer tutar. Bunlar içinde en çok Ebu Bekir er Razi el Cassas (ö. 981), İlkiya el Herrasi (ö. 1110) ve Ebu Bekir İbnu'l Arab’ın (ö. 1148) Ahkamu'l Kur'an'larından istifade etmiştir. Bilindiği üzere bunlardan İbnu'l-Arabî, Malikî/Zâhirî; İlkiyâ el-Herrâsî Şafi; Ebu Bekir el-Cassâs ise Hanefi’dir. Eserlerinde görüşlerine yer verdiği kimseleri tenkit de etmiştir. Ahkamu'l-Kur'ân'lar dışındaki tefsir kaynakları içinde Ebu Cafer Taberi (ö.923)'nin Camiu'l Beyan'ı, Ebu Cafer en Nehhas’ın (ö. 949) I'rabu'l Kur'an ve Maani'l Kur'an'ı, Ebu Bekir en-Nakkâs (ö.962)'in Sifâu's-Sudûr adli tefsiri, Ebu'l-Abbâsî Ahmed ibn Ammar, el-Mehdevî (ö.1039)'nin et-Tahsil li-Fevâidi Kitâbi't-Tahsili'l Câmi li-Ulûmi'd-Tenzil’i, ve el Maverdi (ö.1058)'nin Tefsir'i sayilabilir.
- el Esna fi Şerh-i Esma'il lahi'l Hüsna: El-Kurtubi'nin el-Câmi’de pek çok atıfta bulunduğu eser'in[13] tam adı eserin tam adı: el-Esnâ fi Şerhi Esmâi´l-Lahi´l-Hüsnâ ve Sıfatihi´l-Ulyâ şeklindedir. Allah'ın 99 isminden bahseder. Bu isimler ayetlerde geçtikçe daha geniş açıklamalar ve bilgiler için bu kitabına atıflarda bulunmaktadır.
- El-i’lam: Tam adı el-İ’lâm bimâ fî dîni'n-nasârâ mine'l-fesâd ve'l-evhâm ve izhâri mehâsini dîni'l-İslâm ve işbâti nübüvveti nebiy-yinâ Muhammed aleyhi's-salâtü ve's-selâm'dır. Tuleytula'da adı bilinmeyen bir kişi tarafından kaleme alınıp Kurtuba'ya gönderilen bir risaleye reddiye olarak yazılmış olup Ahmed Hicâzî es-Sekkâ tarafından neşredilmiştir (Kahire 1980). Naşir kitabın kapağında müellif adını sadece el-İmâm el-Kurtubî olarak zikretmiş, yazma nüshanın sonunda müstensihin:"Eserin yazımı 1326 tamamlandı" şeklindeki kaydından hareketle kitabın başka bir Kurtubî'ye ait olabileceğini ileri sürmüş, İbn Ferhûn'un müfessir Kurtubî'nin eserleri arasında bu eseri zikretmemesini de delil olarak kaydetmiştir. Ancak müelliflerin eserlerinin ölümlerinden asırlarca sonra da istinsah edilebildiği gerçeği karşısında bu tereddüde an¬lam vermek güçtür. Ayrıca eserin Köprülü Kütüphanesi'nde mevcut iki nüshasından birinde (nr. 794 (mükerreri) müellif adı Muhammed b. Ahmed b. Ferh el-Kurtubî. Diğerinde (nr. 814) İbn Ferh el-Kurtubî olarak belirtilmiştir. Faiz Saîd Salih eseri tahkik ederek bir doktora çalışması yapmıştır.[14]
- El-i'lâm fi marifeti mevli-di'l-Mustafâ 'aleyhi's-salâtü ve's-selâm: El-i'lâm bi-mevludi'n-nebiyyi aleyhi's-selâm ismiyle de bilinmektedir. Eserin bir nüshası, el İ’lam fi ma Yecib-u ale'l En'am min marifet-i mevlidi'l Mustafâ 'aleyhi's-selam adıyla Topkapı Sarayı Müzesi Kütüphanesi'nde kayıtlıdır.[15]
- Et Tezkire fi Ahvali'l Mevta ve Umuri'l Ahire: Kurtubi bu eserinde ölüm, ölülerin halleri, kıyamet, Cennet, Cehennem gibi mevzuları anlatır.
- Et Tezkar fi Efdali'l Ezkar: Kur'an'ın faziletlerine dair kırk bâbdan oluşan bir eserdir.
- El Misbah beyne'l Ef'al ve's Sihah: Ebu'l Kasım Ali İbn-i Cafer'in Kitâbu'l-Ef'âl'i ile el-Cevherî'nin es-Sihâh adlı lügate dair eserlerinin muhtasarıdır.
- El Muktebes fi Şerh-i Muvatta'i Malik İbn-i Enes
- El Lumau'l Lu'luiyye fi Şerhi'l İsrinati'n Nebeviyye
Dipnotlar
- ↑ El-Kasabi Mahmud Zelat, el-Kurtubi ve Menhecühü fi't-Tefsir s.8
- ↑ El-Kurtubi, El-Câmi’, 1,193; VII, 277
- ↑ A.g.e. , II, 212
- ↑ http://es.wikipedia.org/wiki/Fernando_III_de_Castilla
- ↑ Meşhur Hasan Mahmud Selman, El-İmam’ul Kurtubî Şeyhu E’immeti’t-Tefsîr, s.89-94
- ↑ El-Kasabî Mahmûd Zelat, s.30
- ↑ Arapça vikipedi
- ↑ A.g.e. , X,366; XV 215, 249-250
- ↑ A.g.e. , II.340
- ↑ A.g.e. , XIII, 179; et-Tezkire, II, 482
- ↑ Alaeddin Ali Razi, Veciz; Muhammed Talha Bilal, Mukaddimet'ut Tefsiri’l İmam el-Kurtubi isimleriyle
- ↑ El-Câmi’, I, 2-3
- ↑ A.g.e. ,I,56,326; II,191,241
- ↑ 1405/1985, Câmiatü Ümmi'l-kurâ, Mekke.
- ↑ Eser numarası: 443
Kaynakça
- El-Kurtubi, El-Cami'
- Diyanet İslam Ansiklopedisi, El-Kurtubi maddesi